Ağustos 25, 2014, 01:27:10 ÖÖ
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, TCDD adına kayıtlı Isparta Eğirdir'deki taşınmazın Erdal Altunbaş'a satılmasına karar verdi.
1 Şubat 2014
1 Şubat 2014 tarhli Resmi Gazete'de yer alan karara göre, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) ilgili yetki devrine istinaden Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca, özelleştirme kapsam ve programına alınan TCDD adına kayıtlı Isparta'nın Eğirdir ilçesi, Yazla Mahallesi, 415 ada, 6 ve 7 nolu parsellerde bulunan 65,76 metrekare ve 260,29 metrekare yüzölçümlü arsaların "satış" yöntemiyle özelleştirilmesini teminen yapılan ihale sonucunda İhale Komisyonunca; söz konusu taşınmazın 42 bin lira bedelle en yüksek teklifi veren Erdal Altunbaş'a satılmasına karar verildi.
Altunbaş'ın sözleşmeyi imzalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, teminat İdare lehine irat kaydedilecek ve ihale iptal edilecek.
haberler.com
***
Resmî Gazete
1 Şubat 2014 CUMARTESİ
TEBLİĞ
Özelleştirme İdaresi Başkanlığından:
KARAR
TARİH : 27/1/2014
KARAR NO : 2014/ÖİB-K-06
KONU : TCDD adına kayıtlı Isparta/Eğirdir, Yazla Mahallesi, 415 ada, 6 ve 7 parsellerde bulunan taşınmazın özelleştirilmesi.
Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK)’nun 13/1/1998 tarih, 98/03 sayılı yetki devrine istinaden Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca,
1. ÖYK’nın 12/9/2011 tarih, 2011/81 sayılı Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan T.C. Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü (TCDD) adına kayıtlı Isparta ili, Eğirdir ilçesi, Yazla Mahallesi, 415 ada, 6 ve 7 no.lu parsellerde bulunan 65,76 m2 (107/500 hisse) ve 260,29 m2 yüzölçümlü arsaların “satış” yöntemiyle özelleştirilmesini teminen İhale İlanı ve İhale Şartnamesinde belirtilen hususlar kapsamında yapılan ihale sonucunda İhale Komisyonunca;
“TCDD adına kayıtlı Isparta ili, Eğirdir ilçesi, Yazla Mahallesi, 415 ada, 6 ve 7 parsel no.lu Taşınmazın 42.000.- (kırkikibin) Türk Lirası bedelle en yüksek teklifi veren Erdal ALTUNBAŞ’a İhale Şartnamesi çerçevesinde satılmasına, Erdal ALTUNBAŞ’ın sözleşmeyi imzalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, teminatının İdare lehine irat kaydedilmesine ve ihalenin iptaline” dair verilen Kararın onaylanmasına,
2. İşbu Karar gereklerinin ve satışa konu taşınmazın devir işlemlerinin İhale Şartnamesindeki hükümler doğrultusunda yerine getirilmesine karar verilmiştir. resmigazete
EĞİRDİR PETROLLERİ NASIL UNUTTURULDU?
Ağustos 20, 2014, 01:35:21 ÖS
Recep BOZKURT
Eğitimci-Yazar
Yeni Belediye başkanının yayımına son verdiği Eğirdir
Dergisi’nin Ocak-2008 sayısında yayınladığım “İzmir-Eğirdir Demiryolu Hattı”
makalem umduğumdan daha fazla ses getirdi.
Bu makalemde yazdığım şu cümleyle ilgili Anakara, İstanbul
ve Isparta’dan pek çok soru ve ileti geldi: “…Eğirdir’e tren yolunun gelmesinin
temel nedenleri içinde yöredeki zengin petrol yataklarının varlığı başta
gelmektedir…”
Ben bu konuya, “Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Eğirdir” adlı
kitabımda da kısaca değinmiş, ayrıntılarının yazımını, hazırlığını yaptığım “Göller Bölgesi’nde
Emperyal Mücadeleler” adlı yeni kitabıma bırakmıştım. Sorulan soruların pek
çoğunda: “Hocam, bu petrol konusu neyin nesi, Eğirdir’de petrol mü var ki,
böyle şeyler yazıyorsunuz?..” diye başlıyordu.
Evet, bu soruların yanıtını kamuoyu ile paylaşmanın zamanı
geldi. Daha fazla uzatmadan hemen konuya gireyim.
Osmanlı İmparatorluğu’ndan ilk demiryolu imtiyazını 1856 yılında
İngilizler aldı. O dönemin en büyük sömürge imparatorluğu olan İngiltere,
Aydın-Denizli-Dinar ve Eğirdir üzerinden Hindistan’a kadar uzanacak olan bu
demiryolunu Osmanlı Devleti’nin istediği güzergâhlardan değil, kendileri için
en uygun ve yer altı-yerüstü kaynakları bakımından en zengin bölgelerden
geçmesini planlamışlardı. Bu yolun 56 yıl sonra, hem de Burdur ve Isparta’ya
uğramadan Eğirdir’e getirilmesi sıradan bir olay değildir. Elbette bunun çok ve
değişik nedenleri olması gerekir. Bunlar uluslararası boyutta araştırılması
gereken konulardır. Eğirdir’in ekonomik ve sosyal yaşamında çok önemli yeri olan ve bugün kendi kaderine
terk edilerek ulaşım dışı bırakılan bu tarihi demiryolu, keşke yeniden eski
işlevine kavuşturulabilse; Eğirdir neler kazanır neler…
İngilizlerin uluslar arası arenadaki engellemeleri ve bu
bölgeden ellerini çekmek istememeleri nedeniyle, yeni Türkiye Cumhuriyeti bu
yolu ancak 1935 yılında satın alarak devletleştirebilmiştir; hem de bin
bir güçlükle!..
İtalyanların bölgemize olan ilgisi de İngilizlerden pek
farklı değil. “Akdeniz’i bir İtalyan gölü…” olarak görme hayalleri, onları da
bölgemize çekmiş; 1911 Trablusgarp Savaşı’ndan sonra önce “Oniki Adalar” işgal
edilmiş, hemen arkasından Antalya’ya yanaşmışlar, gözlerini Eğirdir’e
dikmişlerdi.
Özgürlükçü Fransızların(!)da bu iki emperyal güçten hiç de
farkları yoktu. Daha 1914 yılında, Güney Batı Anadolu’nun en büyük
işletmelerinden birini, -“Fransız Şimendifer İşletme Kumpanyası”- Eğirdir’de
kurarak bölgemize yerleşmişlerdi!..
Evet, bu üç sömürgeci egemen gücün Göller Bölgesi’nin bu küçük kasabasında ne
işleri olabilirdi ki?..
Herhalde yöremiz insanının karakaşı-karagözüne ya da
gölümüzün turkuaz sularına aşık olduklarından değildi bu Eğirdir sevdası!...
Tarihimizi bilmeden, bugünleri doğru değerlendirmek mümkün
değildir.
* * *
-1-
“Eğirdir Petrolleri”, Türkiye’nin gündemine 1941 yılında
zamanın Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün TBMM’nin açılış konuşmasındaki şu
cümlelerle gelmiştir:
“Eğirdir’deki petrol araştırmaları müspet sonuçlar
vermiştir!..”
Peki, bu haber nasıl ve nereden kaynaklanmaktadır?..
Eğirdir’in
ve ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren bu çok önemli konu ilk kez, 14
Ekim1938 yılında, Eğirdirli Hasan Yiğitbaşı ve Ispartalı Süleyman Konur’un
Pazarköy, Bağıllı, Ayvalı ve Koçular köyleri çevresinden (Yağlısu
Deresi-Topraktepe-Çaltaşı ve Akkaya) topladıkları örneklerin şişelenerek Maden
Tetkik ve Araştırma Enstitüsü’ne (Ankara) göndermeleriyle devletin resmi kurumlarına
ulaştırılmış; diğer yandan Isparta Valisi Fevzi Daldal, 17 Kasım 1938 günü
durumu İktisat Vekaleti’ne bildirerek yöremizde petrol aramalarının yapılmasını
talep etmiş; dönemin Petrol Dairesi Başkanı Cevat Eyüp Taşman tarafından konu
ciddiyetle ele alınmış ve Hasan Yiğitbaşı’na yazılan 31 Mayıs 1939 tarih ve
3531 nolu yazı ile Eğirdir’de gerekli incelemelere başlanacağı bilgisi
verilmişti.
Bu haberleri duyarak petrol kokusunu alan ve aralarında
Amerikan ve İngilizlerin de bulunduğu uzmanlar heyeti kısa bir süre sonra
Eğirdir’e gelerek ayrıntılı araştırmalar yapmaya başlamışlardı. Elde edilen
bulgular, yazılan raporlar olumlu bulunmuş ki, konu, TBMM gündemine taşınmış; Cumhurbaşkanı İsmet
İnönü tarafından kamuoyuna Meclis kürsüsünden müjdeli bir haber olarak
duyurulmuştur.
O zamanlar
Eğirdir-Pazarköy Kereste Fabrikası sahibi olan ve yöreyi adım adım bilen Hasan
Yiğitbaşı, bu araştırma ve incelemeler sırasında her gün uzmanlar heyeti ile
birlikte olmuştu. Anılarında o günleri şöyle anlatmaktadır:
“Bizim gösterdiğimiz yerlerden alınan petrol numunelerinin
temiz ve saf olduğu konusunda hepsi hemfikirdi. Fakat çok derinlerde olma
ihtimali en çok düşünülen konulardan biriydi…” demektedir.
40’lı yıllar, dünyada büyük bir savaşın her yeri ateşe
verdiği; Almanların Edirne’ye dayandığı yıllardır. Türkiye Cumhuriyeti, o günlerde değil petrol
aramak ancak vatan topraklarını savunmakla meşguldü. Amerika ve İngiltere’nin
büyük baskılarına rağmen İnönü, akılcı bir dış siyasetle ülkemizi savaşa
sokmamıştı ama iki buçuk milyon vatandaşımız askere alınarak 1945 yılına kadar
savaşa hazır halde beklenmiş, eldeki kıt kaynaklar, yurt topraklarının
savunulmasına ayrılmıştı. İşte bu nedenle çok pahalı ve dış teknolojiye bağlı olan
petrol araştırmaları, ister istemez ertelenmek zorunda kalınmış; Eğirdir’de
sondaj çalışmalarına bir türlü başlanamamıştı.
* * *
1950’de ülkemizde yönetime Demokrat Parti seçilmiş; bunun
üzerine bu kez Hasan Yiğitbaşı’nın kardeşi Ömer Yiğitbaşı, 08 Aralık 1952
tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ a başvuruda bulunarak “Eğirdir
Petrolleri” hakkında bilgi vermiş; yöremizde petrol aramalarının yapılmasını
talep etmiştir. 29 Ocak 1953 tarih ve 731/3 sayı ile gelen cevabi yazıda aynen
şöyle denilmiştir:
-2-
“Sayın Ömer Yiğitbaşı,
Demirkapı
Mahallesi-EĞİRDİR
Eğirdir civarında
Yılanlı Ovası’nda bir petrol tezahürü bulunduğu 1938 senesinde ihbar edilmiş ve
bu ihbar Maden Tetkik ve Araştırma Enstitüsü Genel Direktörlüğü uzmanları
tarafından incelenmiş ise de, Raman’da petrol bulunması üzerine sondaj
ameliyelerinin daha verimli bölgelerde teksif edilmesi kararlaştırılmış olduğundan
Eğirdir aramalarına rücu edilememiştir.(dönülememiştir)
Bilgi edinmenizi rica ederim.
İşletmeler Vekâleti
İşletmeler Daire Başkanlığı”
Bu yazıdan da açıkça anlaşılacağı üzere, Eğirdir’de petrol
aramaları, Raman’da daha elverişli koşullarda petrol bulunması nedeniyle askıya
alınmıştır.
1954 yılında TBMM gündemine ülkemizin yer altı kaynaklarının
araştırılıp değerlendirilmesi konusunda çok önemli bir yasa tasarısı gelmiştir.
Amerikalı uzmanlarca hazırlanan ve o günkü Hükümete sunulan bu yasa ülkemizdeki
petrol aramalarına çok düşündürücü sınırlamalar getirilmekte ve adeta elimizi
kolumuzu bağlamakta; ülkemizdeki petrol sahaları yabancı şirketlerin denetim ve
insafına bırakılmakta; bu şirketlerce tespit edilen 8 saha dışında hiçbir yerde
petrol araması yapılamayacağına karar verilmekteydi.
Oysa ; Türkiye’de 20 yıl süreyle Şhell Şirketi’nin Araştırma
Genel Müdürlüğü’nü yapmış olan ANTHONY HAGES, “Petrol ile ilgilenen ABD
şirketleri bilirler ki, Türkiye petrol
okyanusunun üzerinde oturmaktadır!..” demektedir.
Petrol Daire Başkanlığı yapmış olan Cevat Eyüp Taşman da bu
konuda aynen şunları söylemektedir:
“Memleketimizde petrol teşekkülüne ve toplanmasına uygun büyük
sahalar vardır. Bunları elde etmenin biricik çaresi, mümkün olduğu kadar fazla
sondaj yapmaktır…”
“6326 Sayılı Petrol Kanunu” adı ile anılan bu yasa getirdiği
yeni uygulamalarla ülkemizde çok büyük tartışmalara neden olmuş, konu yurt
dışından da ilgiyle takip edilmiştir.
O günlerde Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Brejnev,
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a:
“Ülkenizin
5-6 bin metre derinliklerinde zengin petrol yataklarının olduğunu biliyoruz. Gelin
bunları beraber çıkaralım…” önerisi, Amerikan şirketlerinin baskısı nedeniyle
uygulamaya sokulamamıştır.
Tam bu günlerde yani
6 Mart 1954 günü Hasan Yiğitbaşı, yeniden TBMM Başkanlığı’na bir dilekçeyle başvurarak
Milletvekillerinin dikkatini “Eğirdir Petrolleri” ne çekmek istemiştir. Bu
dilekçe, Meclis Dilekçe Komisyonu’na havale edilmesine rağmen herhangi bir
sonuç alınamamıştır.
Hasan Yiğitbaşı, yıllar süren bu mücadelesinden
vazgeçmeyerek bu kez konuyu Ankara’da faaliyet gösteren bir Amerikan şirketine
götürmüştür. 3 Ağustos 1959 tarihli mektupta “Eğirdir Petrolleri” nin durumunu
anlatmakta, bu yörede bir araştırma talebinde bulunulmaktadır.
-3-
“ESSO STANDART INC- Bayındır Sokak, 5/15, Anakara-TURKEY”
isim ve adresle ülkemizde faaliyette bulunan bu şirket, Hasan Yiğitbaşı’na 5
Ağustos 1959 tarihinde verdiği cevapta:
“Eğirdir Petrolleri ile ilgili 3/8/1959 tarihli mektubunuzu
aldık. Verdiğiniz malumat için çok teşekkür ederiz.
Halen oradaki arazi çalışmalarıyla meşgul olan jeoloğumuz,
JOHN JEWELL, 2-3 ay daha bu bölgede kalacaktır. Döndüğü zaman kendisine
mektubunuzdan ve verdiğiniz malumattan bahis edeceğiz. Lüzum görüldüğü takdirde
ilerde sizden randevu almak için temasa geçeceğimizi bildirir, saygılarımızı
sunarız.
M.P. GILLERT”
Fakat ne hazindir ki; bu lüzum hiçbir zaman görülmemiş;
Hasan Yiğitbaşı, bu şirket tarafından ne aranmış ne de sorulmuştur. Ve daha
ilginci; Amerikalı uzmanlarca Eğirdir ve çevresinde yapılan bu araştırma ve inceleme
sonuçları olumlu ya da olumsuz bir rapor haline getirilip yetkililere verilmemiş, akıbeti de hiçbir
zaman öğrenilememiştir!..
* * *
1960 İhtilali ile Demokrat Parti iktidardan uzaklaştırılmış,
hazırlanan yeni Anayasa ülkemizde yepyeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. 9 Mayıs 1960- 25 Aralık 1965 tarihleri arasında
Türkiye Petrolleri Genel Müdürlüğü yapmış olan İhsan Topaloğlu’nun Prof. Dr. Muammer
Aksoy’la birlikte, “7 Kız Kardeş” adı verilen petrol şirketlerine karşı
yaptıkları “Milli Petrol Politikaları” mücadeleleri bugün bile dillere
destandır. Hatta büyük hukukçu Muammer Aksoy’un daha sonraki yıllarda bu uğurda
bir suikasta kurban gittiği söylenmektedir. Bu dönemde de Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı, yurt çapındaki petrol arama çalışmalarını maddi
olanaksızlıklar ve teknik nedenlerle yeterince yapamamış, ülke düzeyine
yayılamamış; yurt ve millet yararına yapılan her girişim, uluslararası petrol şirketlerce
engellenmeye çalışılmıştır. Örneğin: Yurtdışından getirtmek zorunda olduğumuz
Derin Sondaj Makineleri, paraları peşin verilmek kaydıyla bile alınamamıştır. Bu
konuda Elit Max Ball adlı Amerikan şirketi temsilcilerinin TPAO yetkililerine
söyledikleri sözler çok çarpıcıdır: “…sizlerle çalışmamızın imkânı yok. Çünkü
bir gün petrollerinizi millileştirebilirsiniz!..”
1981 yılına geldiğimizde bu kez sahneye Hasan Yiğitbaşı’nın
oğlu Özhan Yiğitbaşı çıkmıştır. Rahmetli Babası ve amcasının vermiş olduğu “Eğirdir Petrolleri” mücadele bayrağını o ele
almış; 22 Mayıs 1981 tarih ve 23083/81 sayılı dilekçe ile bu kez Milli Güvenlik
Konseyi Genel Sekreterliği’ne başvuruda bulunmuş; Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı’ndan gelen cevapta, Eğirdir Bölgesi’nin “Toros Projesi” kapsamına alındığını, bu
bölgenin ikinci hatta üçüncü derecede bir petrol bölgesi olması nedeniyle
aramaların daha sonraki yıllarda yapılabileceği hususu dile getirilmiştir.
* * *
-4-
Yiğitbaşı ailesinin bu konudaki son başvurusu 16 Nisan 1998
günü dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e olmuştur.
Özhan Yiğitbaşı’nın Sayın Demirel’e konuyu bütün
ayrıntılarıyla anlattığı mektup şu satırlarla son bulmaktadır:
“…millet ve vatan için 1938 yılından beri büyük bir heyecanla
sürdürdüğümüz fakat bir netice alamadığımız bu idealimizin, bir Ispartalı
evladın Cumhurbaşkanlığı döneminde gerçekleşmesi dilek ve temennisiyle…” (*)
* * *
Yiğitbaşı ailesi, bu tarihe kadar devletin çeşitli
birimlerine yaptığı başvurulara olumlu ya da olumsuz cevaplar almasına rağmen
bu mektup, bu güne değin cevapsız kalmıştır.
Süleyman Demirel’in bu başvuruya neden cevap vermediğini bilmiyoruz.(*) Ama çok iyi bildiğimiz üç şey var:
Birincisi; uçak sanayimizin 1925 yılı gibi çok erken bir
tarihte “Tayyare, Otomobil ve Motor T.A.Ş” nin (TOMTAŞ) kurulmasıyla başlayıp
1950’li yıllarda noktalanan hazin öyküsüdür. Genç Türkiye Cumhuriyeti parasal
ve teknolojik bin bir güçlüğe rağmen uçak ve motor sanayini kurmuş; hatta özel
sektöre yol açan çalışmalarda bulunmuş ve yurt dışına uçak ihraç edecek bir
noktaya ulaşmıştı. Ama yine uluslararası uçak şirketlerinin baskılarına ve
Amerikan Marshall Yardımlarının cazibesine dayanamayan hükümetlerce bu ulusal
girişimler de heba olup gitmiştir.
İkincisi; bugün dünyanın en stratejik yer altı
zenginliklerinden biri olan Bor Madenleri’nin % 70’ine yakın bir bölümünün
bizim topraklarımızda bulunmasına rağmen bunların rasyonel bir biçimde ve ülke
yararına bir türlü işletilememektedir.
Üçüncüsü de; aradan 70 yıla yakın bir zaman geçmesine ve
zengin petrol yatakları varlığının 5-6
bin metre derinliklerde ve ülkemizde olduğunun bilinmesine rağmen güzel Türkiye’mizin, zenginlik içinde
fakir bir ülke durumunda kalmasıdır.
SONUÇ
TPAO’nun son yıllarda giderek azalan sondaj çalışmalarını
karalarımızdan denizlere kaydırması, “Eğirdir Petrolleri” hayalimizin de
denizlere gömülmesi sonucunu doğurmaktadır.
Dr. Ümit Emre: “TPAO’nun Anadolu topraklarında petrol yokmuş gibi denizlere
çekilip, yabancı ortakları tarafından oralarda yalnız başına bırakılması ve bir
çatışma ortamına sürüklenmesi, küresel güçlerin şeytanca bir oyunundan başka
bir şey değildir!..” demektedir.
Hukuksal haklarımız doğrultusunda bilimsel ve teknolojik
olanaklarımızı kullanarak elbette denizlerimizde de petrol aramaları yapacağız.
Korkmadan, tuzaklara düşmeden yapacağız. Çünkü TPAO, kuruluşundan bu yana
yalnızca 1600 kuyu açabilmiştir. Ve şu anda ülkemiz yılda 28-29 milyon ton
petrol tüketmektedir. Biz bunun ancak % 11’ni yurdumuz topraklarından
karşılayabilmekteyiz. Oysa Amerikan şirketleri, son 70 yılda 80 bin kuyu
açarak dünya petrolüyle istedikleri gibi
oynamakta ve hatta petrol savaşları bile
çıkarmaktadır!..
-5-
Bu konuda başkaca söze gerek var mı?!..
Biz de yazımızı, Eğirdirli Özhan Yiğitbaşı’nın sözleri ile
noktalayalım:
“Bugün atıl durumda
bırakılarak unutturulan Eğirdir Petrolleri, yıllar önce devreye sokulabilseydi
Türkiye bambaşka bir memleket olacaktı…”
(*)-Sayın Özhan Yiğitbaşı, 22 Ekim 2007 günü yaptığımız
konuşmada, Eğirdir Petrolleri konusunda diğer bütün başvurulara olumlu ya da
olumsuz cevaplar verilmesine rağmen bu mektuba bugüne kadar bir cevap
alamadığına çok üzüldüğünü söylemiştir.
MAVİ Boncuk Dergisi -
Sayı 12 - 2008
egirdir.net
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Petrol İşleri Genel Müdürlüğünden:
BJ Petrol San. ve Tic. AŞ.’nin N24-b2,b3 numaralı paftalarda bir adet petrol arama
ruhsatı almak için 14.10.2015 ve bunu tamamlayan 03.11.2015 tarihli
dilekçeleriyle müracaat ettiği Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin
14’üncü maddesinin 1’inci fıkrası gereğince ilan olunur.
10382/1-1
—————
BJ Petrol San. ve Tic. AŞ.’nin N24-C numaralı paftada bir adet petrol arama ruhsatı
almak için 14.10.2015 ve bunu tamamlayan 03.11.2015 tarihli dilekçeleriyle
müracaat ettiği Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 14’üncü maddesinin
1’inci fıkrası gereğince ilan olunur.
10381/1-1
—————
BJ Petrol San. ve Tic. AŞ.’nin P23-b1,b2 numaralı paftalarda bir adet petrol arama
ruhsatı almak için 14.10.2015 ve bunu tamamlayan 03.11.2015 tarihli
dilekçeleriyle müracaat ettiği Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin
14’üncü maddesinin 1’inci fıkrası gereğince ilan olunur.
10380/1-1
—————
BJ Petrol San. ve Tic. AŞ.’nin O24-A numaralı paftada bir adet petrol arama ruhsatı almak
için 14.10.2015 ve bunu tamamlayan 03.11.2015 tarihli dilekçeleriyle müracaat
ettiği Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 14’üncü maddesinin 1’inci
fıkrası gereğince ilan olunur.
10377/1-1
—————
BJ Petrol San. ve Tic. AŞ.’nin O23-c2,c3,c4 numaralı paftalarda bir adet petrol arama
ruhsatı almak için 14.10.2015 ve bunu tamamlayan 03.11.2015 tarihli
dilekçeleriyle müracaat ettiği Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin
14’üncü maddesinin 1’inci fıkrası gereğince ilan olunur.
10378/1-1
—————
BJ Petrol San. ve Tic. AŞ.’nin P24-a1 numaralı paftada bir adet petrol arama ruhsatı
almak için 14.10.2015 ve bunu tamamlayan 03.11.2015 tarihli dilekçeleriyle
müracaat ettiği Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 14’üncü maddesinin
1’inci fıkrası gereğince ilan olunur.
10379/1-1
—————
PETROL HAKKINA MÜTEALLİK KARAR
Karar Tarihi: 09.11.2015 Karar No: 6913
ŞİRKETİN:
• TİCARİ UNVANI : Hanedan Enerji Yatırımları San. Tic. A.Ş.
• MERKEZ ADRESİ : Kaptanpaşa Mahallesi
Piyalepaşa Bulvarı No: 73 Ortadoğu Plaza Kat: 10 34384 Okmeydanı Şişli/ İSTANBUL
• TEBLİGAT ADRESİ : Kızkulesi Sokak No: 4 - 06700 Gaziosmanpaşa/
ANKARA
• MÜRACAAT TARİHİ : 27.06.2014
RUHSATIN:
• MAHİYETİ : Arama ruhsatı
• YÜZÖLÇÜMÜ : 15.279 hektar
• BÖLGESİ : Kara
• KAPSADIĞI İLLER : Diyarbakır
• PAFTA NUMARASI : M44-a4
KARAR:Hanedan Enerji Yatırımları San. Tic. A.Ş.’nin
Diyarbakır İlinde 15.279 hektarlık M44-a4 paftası için petrol arama ruhsatı
verilmesine ilişkin müracaatı incelenmiş; 6491 sayılı Türk Petrol Kanunu’nun 7
ve Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 9, 10’uncu maddeleri gereğince
talebin reddine karar verilmiştir.
10374/1-1
—————
PETROL HAKKINA MÜTEALLİK KARAR
Karar Tarihi: 09.11.2015 Karar No: 6912
ŞİRKETİN:
• TİCARİ UNVANI : Çalık Petrol Arama Üretim Sanayi ve Ticaret
A.Ş.
• MERKEZ ADRESİ : Esentepe Mah. Büyükdere Cad. No: 163 Şişli
İSTANBUL
• TEBLİGAT ADRESİ : Yaşam Cad. Ak Plaza No: 7 Kat: 9 06510 Söğütözü/ ANKARA
• MÜRACAAT TARİHİ : 12.08.2014
RUHSATIN:
• MAHİYETİ : Arama ruhsatı
• YÜZÖLÇÜMÜ : 15.279 hektar
• BÖLGESİ : Kara
• KAPSADIĞI İLLER : Diyarbakır
• PAFTA NUMARASI : M44-a4
KARAR:
Çalık Petrol Arama Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Diyarbakır İlinde 15.279 hektarlık M44-a4 paftası için petrol
arama ruhsatı verilmesine ilişkin müracaatı incelenmiş; 6491 sayılı Türk Petrol
Kanunu’nun 7 ve Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 9, 10’uncu
maddeleri gereğince talebin reddine karar verilmiştir.
10375/1-1
—————
PETROL HAKKINA MÜTEALLİK KARAR
Karar Tarihi: 09.11.2015 Karar No: 6911
ŞİRKETİN:
• TİCARİ UNVANI : Türkiye Petrolleri A.O.
• MERKEZİ ve
TEBLİGAT
ADRESİ : Söğütözü Mah. 2180 Cad. No: 86
Çankaya/ANKARA
• MÜRACAAT TARİHİ : 11.06.2014
RUHSATIN:
• MAHİYETİ : Arama ruhsatı
• YÜZÖLÇÜMÜ : 15.279 hektar
• BÖLGESİ : Kara
• KAPSADIĞI İLLER : Diyarbakır
• PAFTA NUMARASI : M44-a4
KARAR:
Türkiye Petrolleri A.O.’nun
Diyarbakır ilinde 15.279 hektarlık M44-a4 paftası için petrol arama ruhsatı
verilmesine ilişkin müracaatı incelenmiş; 6491 sayılı Türk Petrol Kanunu’nun 7
ve Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 9, 10’uncu maddeleri gereğince
talebin reddine karar verilmiştir.
10376/1-1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder