28 Nisan 2018 Cumartesi

Küresel raporların tek konusu, "TÜRKİYE'DE KEMALİZM KRİZİ!



İMPARATORLUĞUN YANKILARI- Türkiye'nin Kemalizm krizi ve bir alternatif dış politika arayışı.

Echoes of Empire: Turkey's Crisis of Kemalism and the Search for an Alternative Foreign Policy

Michael A. Reynolds
İngilizce, Ekte...
İMPARATORLUĞUN YANKILARI -Türkiye'nin Kemalizm krizi ve bir alternatif dış politika arayışı. (İng)

Küresel raporların tek konusu: "TÜRKİYE'DE KEMALİZM KRİZİ!"

Haziran 2012’de, Brookings Institute SABAN Ortadoğu Politikaları Merkezi tarafından yayınlanan “İMPARATORLUĞUN YANKILARI: Türkiye’nin Kemalizm krizi ve bir alternatif dış politika arayışı” başlıklı araştırma raporunda tam 82 yerde Kemal, Kemalizm ve Kemalist sözcükleri geçiyor.

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ideolojisi Kemalizm’in gücünün artık tükendiğini, laik bir düzen güden bu ideolojinin çevredeki Müslüman ülkelerden Türkiye’yi uzaklaştırdığını ve hatta Kemalistlerin Müslümanlığa şüphe ile yaklaştıklarını ve Müslümanlığı ülkenin modernleşmesine engel” olarak gördüklerini anlatıyorlar.

Kemalizm nasıl bir inanç ve ideoloji ki Atatürk’ün ölümünden 74 yıl sonra Türkiye düşmanı emperyalist güçler halâ korku ve çekingenlikle anıyorlar bunu.

Devamla, “Doksan yıl geriye bakıldığında, kendi ölçülerinde Kemalizm bir başarı idi. Mustafa Kemal ve arkasından gelenler, yoksulluk içinde, okuma yazması olmayan bir yığın değişik etnik kökenden gelen Müslümanlardan bölgesinde siyasi ve ekonomik bir güç olan eğitimli, dinamik ve son derece milliyetçi bir ulus yarattı” diyorlar.

Ama hemen ardından, yeteri kadar pohpohladık sizi diyerek havayı değiştiriyorlar…

“Gayretlerine rağmen Cumhuriyet, Kürt kökenli halkın çoğunluğunu bu ulusa katamadı” diyerek asıl amaçlarının ne olduğunu ortaya koyuyorlar.

Şimdi Hillary yengemizin kankası Ahmet Davutoğlu’nun bu amaca hizmet yolunda saçtığı incileri sıralayalım.

Rapora göre, dinî inançlarını açıkça tekrarlamaktan çekinmeyerek kendilerini eskilerden ayırt eden AKP’li yeni elitlerden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu neler diyor. “Kemalizm Türkiye’nin sorunlarının çözümü değil, sebebidir. Türkleri ve Kürtleri bir arada tutan inanç birliğinden uzaklaştırıp etnik düşmanlığa getiren Kemalizm, Türkiye’yi kendi halkları ile sonu gelmeyen çatışmalara getirdi, komşu ülkelerle çözümü olmayan gerginliklere sebep oldu. Bu etnik parçalanmanın önüne geçmenin tek yolu Kemalizm’in düsturu olan ‘etnik milliyetçilik’ vazgeçip, tam tersini uygulamaktır”.

Davutoğlu’na göre, bu Anadolu’da bir Türk ulus devlet kurma Kemalist projesi, Kürtleri içine alamadığı için soluğu kesilmekle kalmadı, patlamaya hazır bir saatli bomba olan Kürt sorununu da yarattı. Buna rağmen, bir Türk-Kürt iç savaşı kaçınılmaz değil. Davutoğlu tam aksini vurguluyor, Türkler ve Kürtler bin yılı aşan bir ortak yaşamın tarihini paylaşıyorlar. Bu uyumlu birlikteliğin mirasını yeniden hayata geçirmek imkânsız değil; içeride, Kürt kimliğini engelleyen yasaların kaldırılmasını içeren daha liberal politikalar ve bölgenin her yanında serbest seyahat ve ticaret kısıtlamalarının azaltılması.

Şu an itibarıyla Başbakanlık koltuğuna monte edilmiş olan Davutoğlu’nun içinde bulunduğumuz kahredici sorunlardan bizi nasıl kurtaracağını anlatıyor emperyalist küresel çete.

Ne diyorsunuz, suskunluğumuza devam ederek sineye mi çekeceğiz bunları?

Yoksa hazır mıyız; “yedirmeyiz size, kolay kolay”, demeye?

Kaynak:
brookings.edu
________________________________________
Ek bilgi:
Bu rapor, SABAN Ortadoğu Politikaları Merkezi adlı Washington’da Brookings Institute düşünce kuruluşunun bir bölümü olan merkez tarafından hazırlanmış.

Amerikan politikasının merkezi olan Ortadoğu meselesinde, Washington’da karar mevkilerindeki politikacılara, 'deneyimli ekipleri' ile tarafsız, etraflı bilgiler sunduklarını söylüyorlar. SABAN, Ürdün Kralı II. Abdullah tarafından Mayıs 2002’de açılmış ve Los Angeles’den Haim ve Cheryl Saban fonlarıyla kuruluşun temeline 'harç koymuş'.

“SABAN Ortadoğu Politikaları Merkezi”nin bağlı olduğu “ABD ve Avrupa” adlı merkez ise, Amerikan ve Avrupa Birliği devlet yöneticileri ve politikacılarına, Balkanlar, Kafkasya, Türkiye ve Ukrayna’nın Avrupa Birliğine katılma stratejileri, NATO’nun geleceği ve Avrupa savunması, enerji güvenliğinde ortak politikalar ve terörle mücadelede işbirliği konularında yol gösterici bilgiler sağlamaktadır.

Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz
erkanguciz@gmail.com

guncelmeydan.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder