Erdoğan, "CHP demek çöplük demektir, CHP demek tezek demektir" demiş.

Sonra da "halk, bunlara yanıtını verir" demiş.

Halk herkese yanıtını vermeye hala muktedirdir, hiç merak etme, ancak önce sana yanıt vereceğinden emin olasın.

Sen hangi Cumhur'un başkanısın yahu, partiye laf söylerken, o partilere oy verenler, bu ülkenin vatandaşı, hepsinden önemlisi inancına göre, "yaratılan" değil midir?

İnandığını iddia ettiğin Allah, yarattığına özgür irade veriyorken, sen kim oluyorsun da özgür iradesiyle seçim yapana, tezek (bok) diyebiliyorsun, bre sıkılmaz.

Biri de çıkıp, "AKP demek, Genelev demektir" desin diye mi yırtınıyorsun dese, ne yanıt vereceksin bre akıl hastası?

AKP döneminde camilerdeki çocuk tecavüzlerini, "küçük çocuklara tecavüz edip hacca giden AKP'lileri" de unuttun mu ...!!!!

Video açılmıyorsa buradan bakınız.

Hiç düşünmez misin ki, AKP'ye oy verenlerin içinde, anneleri, babaları, amcası, dayısı, halası, teyzesi, oğlu, kızı başka partilere oy verebilmektedir?

Sen nasıl bir akıl hastasısın ki, millete bok çuvalı muamelesi yapabiliyorsun densiz?

Peki, sana oy verebilen cühela takımını geçiyorum da, ekonomik kriz çıkmasın diye sana destek verenlere de hakaret etmeni görmüyorlar mı sanmaktasın?

Bu kin, bu nefret, bu ayrıştırma, bölücülük kokan söylemler ağzından çıkarken, hiç mi kul hakkından korkmazsın bere Müslüman?

İman ettiğin Allah, 48/40'da, hakeme beynel ibad (kullar arasında hükmünü verdi) diyorken, sen kendini Allah mı sanmaktasın ki, kulların arasında hüküm sahibi senmişsin gibi davranarak, şirk batağında yüzmektesin?

35/28'de bahsedilen, minen nasi ved devabbi vel en’ami (insanlar, davarlar, hayvanlar) ifadesinden hangisine girmekte bu tezek partidekiler ya da sizin hakaret ettiğiniz AKP'ye oy verenlerin akrabaları?

Çok aşırı kibirlendiniz efendiler, 23/48'deki minel muhlekin (helak edilenlerden oldular) dediği gün, sizin için 24 Haziran olacaktır unutmayın.

39/69'da bildirilen, vudıal kitabu ve cie bi (amel defteri ortaya konduğu gün), bu söylediklerinizden ötürü size, kendi akrabaları dâhil tüm halka hakaret ettiği halde, Erdoğan'a oy verenlerden asla hesabımı sormadan durmayacağım.

Bilinsin ki, tün bunlara rağmen 24 Haziran'da Erdoğan'a oy vermek, destekçileri üzerinden oy devşirmek, Erdoğan'ın mü'minlere dayattığı şirke ve hakaretlere ortak olmaktır.

Dikkat ediniz, Y-CHP diye ayrım yapmıyor, CHP'ye tezektir demekle, tüm oy verenlere hakaret ediyor.

Madem öyle, Cumhur İttifakı'na oy vermek da, gerçekleri örtmek (Kâfir) olmaktır diyorum.

Buyurunuz, ya bizden özür dileyeceksiniz ya da söylediklerime, AKP genel Başkanı olarak katlanacaksınız.

Genel Başkan diyorum, çünkü benim terbiyem, istemesem dahi Cumhurbaşkanlığı makamında oturduğunuz için, o makam adına yaptığınız konuşmalara asla söz söyleyemem, karakterime uygun da değildir.

Eminim ki, siz de o makamın arkasına sığınarak bu sözleri söylemediniz, parti genel başkanı olarak konuştunuz, ben de bu sıfatınızla yaptığınız konuşmayı eleştirme hakkımı kullandım ve her daim kullanacağım.

Aksi halde, Bahçeli hepimizden daha çok suçlu olması gerekmektedir.

Buyurunuz işte, Bahçeli Efendi'ye ne diyeceksiniz?

Erdoğan'a bir, ana-avrat sövmediği kalan, ne şeref ne haysiyet ne PKK işbirlikçiliği bırakmayan Bahçeli, nasıl olmuştur da Erdoğan’a yanaşmaya kalkışmaktadır?

İyi de, tüm bunları görebilenler, nasıl bir ahlak sahipleridir ki, bu 4 partiden birine oy verebileceklerdir?

AKP, MHP, Y-CHP, HDP'nin bir birlerinden farkı nedir?

Bu gün sabah simit alıp kahvaltı yapmak için dışarı çıktım.

Karadenizli iki hanım komşuma rastladım.

Biri diğerine, "SGK ilacımı vermiyor, tanesi 500 TL olduğu için alamıyorum" derken, yanlarından geçiyordum.

Bir merhaba dedikten sonra, ister istemez sordum.

Hanımefendi, ilaç size mi lazım dedim.

Zira eşi de hasta olduğunu bildiğim için sormak durumunda kaldım.

Evet, kemik erimesi ilacını SGK vermiyor, ödeme kapsamında değilmiş dedi.

Bu hanımefendi ve ailesi, teşbih etsem, "doğma-büyüme APK'li" denecek kadar Erdoğancıdır.

Sürekli söylediği şey, "Karadeniz yollarını yaptı, rahat gidiyoruz, o bile bize yerer" şeklinde oluyordu.

O söylemlerini anımsattım ve "bir gün hasta olursanız beni anlayacaksınız diyordum, o sözlerimi anımsadınız mı efendim" dediğimde, başını önüne eğmek zorunda kaldı.

Daha sonra, Binali’nin yaptığı konuşmayı anımsattım.

Çünkü kendi oğlu taşeron kadrosunda çalışmakta ve defalarca işten atılıp, farklı işlerde çalışmaktadır.
İyi de, ne varmış Binali’nin konuşmasında diyeceksiniz.

Binali, “24 Haziran’da iktidarda kalabilirsek, gelecekte teröristleri devlette kadrolaştırmanın önünü açacağız” dedi.

Bunu da anımsattıktan sonra, “Allah onlardan hesabını soracaktır” demek zorunda kaldı.

Yok dedim, “Allah defalarca aklını kullan, Allah aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır diyor, artık bunu da mı yok sayacaksınız” dediğimde, “lanet olsunlar” diyebildi.

Bakalım Binali ne demiş?

Dakika 1:00:33’te diyor ki, “Ben hiç popülizmi sevmem, benim gönlümdeki tüm kamuda çalışanların sözleşmeli olmasından yana.”

Soru; Memurluğun kalkması mı?

Binali, “Kalksın demiyorum, kem küm… Kazanılmış haklar, öyle bir yanlış algıya… Ama biz, ileriki yıllarda sözleşmeliye geçmemiz lazım” diyor.

Neden peki?

Çok basit, Fettoş ya da PKK terör örgütlerine bulaşmışsan, devlet memuru olamıyorsun.

Ancak sözleşmelide böyle bir sorun yok.

İleriki yıllarda ya da yarın, öbür gün Kürdistan tüzelkişiliği ilan edildiğinde, Erdoğan’ın dakika 1:40’ta, “dağdan inecekler, hapishaneler boşalacak” dediği konuşmasını anımsarsanız, işte teröristleri devlete yerleştirmek için bunun şart olduğunu anlarsınız.

Anlayanlar, anlamayanlara anlatsın ki, 24 Haziran teröristlerin devlette kadrolaştırılacağı gündür, bilinsin istedim…

Şimdi soracaklar, “hani, Binali Efendi’miz bu sözü nerede söyledi, o kısmı göster” diyecekler.

Onlara tek şey söyleyeyim.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az gelir.

Artık, satır aralarını ve beyinlerdeki karanlıklardan kopup açığa çıkan ifadeleri analiz etmeyi, insanların açıkça söyleyemedikleri sözleri, nasıl ifşa edebildiklerini anlamayı öğrenin.

29.4.2018

A. Dursun

Çünkü CHP susuzluktur, arkadaşlar... Bunu böyle bilin. CHP zihniyeti kirliliktir ve çünkü çöp dünyasından devraldık, bunları yaşadık.11.01.2009

Vatandaşın biri Burhan Kuzu'yu etiketleyip sormuş. CHP zihniyeti pisliktir diyen başbakan kimlere hakaret ediyor peki? Biz millet değil miyiz? 8.1.2014

CHP vardı. CHP pisliktir, çöplüktür, hava kirliliğidir, susuzluktur. 11.5.2018

Aynı gün TV24 "CHP çöplüktür, pisliktir, hava kirliliğidir, susuzluktur" Doğrusunu Öğrenin etiketiyle videosunu paylaşmış. 11.5.2018

CHP kirliliktir, CHP susuzluktur, CHP çöp dağıdır. 6.6.2018

Erdoğan, "Yerel seçimde İstanbul'dan yola çıkarken üç Ç demiştik. Çöp, çukur, çamur. Niye? Çünkü, CHP demek çöp demektir, çukur demektir, çamur demektir. Biz geldik bunları yok ettik. Bunları tertemiz hale getirdik ve modern şehirler meydan getirdik". 31.1.2019

Erdoğan: CHP çöptür, çukurdur, çamurdur! Bu iş gönül işi... 1.2.2019

Cumhurbaşkanı Erdoğan: CHP çöp, çamur, çukurdur. 10.2.2019

Ümraniyeli kardeşlerim CHP zihniyetinin İstanbul’da açtığı yaraları da gayet iyi bilir. Bizden önce CHP’nin bu şehri yönettiği o karanlık günlerde Ümraniye yokluklar, yoksulluklar, mahrumiyetler bölgesiydi. 29.3.2019

Ya CHP bu be, CHP çöptür, çukurdur, çamurdur. Şunu bilin ki şimdi gelenler de farklı olmayacaktır. 19.6.2019

"CHP çöp, çamur, çukurdur". 31.1.2019

CHP. CHP deyince akla ne gelir? Çöp, çamur, çukur, pislik. Bu gelir akla. Öyle ki Ümraniye denince akıllardaki İstanbul ile ilgisi olmayan, uzak mı uzak bir yer akla gelirdi. 05.11.2021

Şok gelişme, Kılıçdaroğlu, "AKP'den Milletvekili adayıyım" dedi.

Erdoğan tezek, çöp ve zillet Anayasası istedi.

AKP'nin bakanları, Erdoğan'ı aşağılıyor, örtülü olarak hakaret ediyor.

Vahhabi, AKP iş birliği, Türk milletinden intikam almaya devam ediyor, kör müsün ey halkım?

Allah’a ve peygamberlere hakaret eden AKP’lilerdir.