22 Nisan 2018 Pazar

Nihayet ilan ettiler, Şehitler, yeni Allah Erdoğan içindir.


Bakınız şu onursuz başlığa.

Neden onursuz, onu ben söylemiyorum, iman ettiklerini söyledikleri Kur'an söylüyor.

Nasıl mı?

Önce başlığa bakın, sonra nasıl bir onursuzluk örneği sergilediklerini, hem de Müslüman olduğunu iddia edenlerin ve dahi Diyanet'in gözünün içine soka soka söylemlerini görün.

 Bakınız, bir zamanlar Erdoğan'ın "karakteri bozuk şehit babaları" dediği kişiler, bu kez ne demiş?

Elbet şahıslar aynı olmasa dahi, zihniyet aynı.

Ne demiş Şahit babaları?

Evlatlarımızın emaneti için, oyumuz Cumhur İttifakı'na demişler.

Dikkatlice bir kez daha, ağır ağır, üzerine basa basa tekrar okuyun.

İyi de, Şehit nedir, kimdir, kime şahit denir bunları daha evvel yazdığım için geçiyorum.

Bakalım şehitler için oy veriyorum demek, kime oy veriyorum demek anlamına geliyormuş, Kur'an Mü'minlere nasıl bakış açısı emretmiş?


3/169'da, la tahsebennellezine kutilu fi sebilillahi emvata (Allah yolunda öldürülenleri, ölüler sanmayın) diyor.

Kim yolunda imiş?

Allah yolunda.

Yani Cumhur İttifakı yolunda diye bir tek satır geçmiyor.

Ama Şehit babaları Cumhur İttifakı'na diyor.

Şehit babalarından biri çıkıp "Evlatlarımızın emaneti için, Cumhur İttifakı’na oy vermeyeceğim" dese, ne derlerdi?

Merak etmeyin, benzerini söyleyenlere, "Karakteri bozuk Şehit babaları" denmişti.


Neyse...

Devamı 3/170'de, lem yelhaku bihim (henüz bu ölülere katılmayanlar için) söylediği yestebşirune (müjdelemek isteği)nden bahseder.

Başka ifadeyle, Sabah gazetesinin yaptığı onursuzluktan biri olan, henüz Şehit olmamış çocukların babalarına da verdiği, "Çocuklarınız henüz şehit olmasa da, 24 Haziran'a kadar şehit olsa dahi Cumhur İttifakı'na oy vereceksiniz" anlamında mesajla, aynı zamanda bu ittifaka sadakat talimatı vermektedir.

Peki, Kur'an buna ne diyor?

33/23'te, mu’minine ricalun sadaku ma ahedullahe (inanmış erkeklerden, Allah'a vaadine sadık kalanlar) diye bahsediyor.

Cumhur İttifakına sadakat aramıyor.

Yine 2/154'te, emvat, bel ahyaun (hayır, ölü değil canlıdır) demektedir ancak Sabah gazetesi, onların bu uğurda öleceklerini, ölebileceklerini ifade ediyor, ölümsüzleşebileceğini aklından bile geçirmiyor.

Bir bakıma da, inançların temelleriyle oynamayı görev edindiğini açıkça deklere ediyor, açıkça Erdoğan'a sadık kalanları, itaat edenleri istiyorlar.

İyi de, Kur'an 4/69'da men yutiıllahe ver resule (Kim Allah ve Resule itaat ederse) dediği halde, Erdoğan'a sadık kalanlardan, itaat edenlerden mi bahsetmiş oluyordu?

Olabilir, nitekim Erdoğan'ı önce peygamber ilan etmiş, hızını alamadıklarında Allah ilan etmişlerdi.

Daha sonra Erdoğan bile, meleke zayıflığına düştüğü anda, kendisini açık ve net ifadelerle Peygamber ilan edebilmişti.

Sonunda Erdoğan'da kendisine yapılan yalakalıklara boyun eğdirilmiş ve kendisini Allah yerine koyarak, "Bizim rahmetimiz gazabımızı aşacak" diyebilmişti.

Tıpkı, sürekli peşinde dolaşıp, sonradan ihanetle suçladığı Fettoş pisliği de bu tarz konuşmalar yapmaktan kendisini alamıyor, "Fethullah’a teslim olmayan hiç kimsenin, bu ülkede geleceği olmayacak" diyebiliyordu.

Dün Trump ile telefonda görüşmüş, kısa ve bir birine iyi dileklerde bulunmuşlar.

Acep görüşmede Trump, Fettoş için böyle söylediğini anımsatmış mıdır diyeceğim, ancak görün ki, tıpkı Merkel’in talimatı ile nasıl ki ajan dediği gazeteciyi dava bitmeden yolladılarsa, şimdi de rahip efendiyi yollayacaktır.



Zira Trump, kendi sayfasından bu konuda tehdide yelteneli çok olmamıştı.

Fakat mü'min nedense bunların hiç birini göremiyor, bir imtihanla sınandığını unutuyordu.

Elbet sınandığını da ben söylemiyorum, iman ettik dedikleri kitap söylüyor.

Kur'an yine inananlara, 47/4'te lakin li yebluve ba’dakum bi ba'din (Bir kısmınız, bir kısmınızla imtihan etmek için) diyerek inananları, yaşadıkları hakkında, "aslen Erdoğan ile" bir sınava tabi tutulduklarını söylemekte olduğu hale, bunu bile anlamaktan aciz hale düşürülmüştür.

Bu durumdaki Müslümanlara yine Kur'an 46/10'da, beni israile ala mislihi fe amene vestekbertum (İsrail Oğulları misliyle inandığı halde, siz büyüklük tasladınız) diyerek, ne kadar aşağılandığını anlatmış, ayrıca da Şehitler üzerinden, "Cumhur İttifakı'na yönlendirmekle" büyüklük taslayanları açıkça uyarmakta ve dahi lanetlemektedir.

 TSK'nin verdiği haklı savaşta, onca öldürdüğü şerefsizler için topluma, yönetenlere, ahlak ve onur sahiplerin de açık uyarısı mevcuttur.

3/152'de, sadakakumullahu va’dehu (Allah sözüne sadık kaldı), iz tehussunehum bi iznih (onun izniyle perişan edip, öldürüyordunuz), tenaza’tum fil emri ve asaytum min ba’di (emir hakkında anlaşmazlığa düşüp isyan ettiniz) diyor.

Tıpkı Sabah gazetesinin yaptığı gibi, onun izniyle perişan eden TSK ve şehitler üzerinden, toplumu ayrıştırmak, Cumhur İttifakı'na oy vermeyecekler için hain gibi algı yaratmaya çalışmakla, şimdiden toplumu bölmeye, anlaşmazlığa düşürmeye açıkça yol verilmiştir.

Bu da, Mü'min olduğunu iddia edenlerin, bilmeye mecbur olduğu Kur'an'ın açık emridir.

Yani, Cumhur İttifakı’na, salt bu gazete haberi üzerinden yakınlık gösterenler, oy verecek olanlar, görüldüğü üzere Kur'an'ın Allah'ına değil, AKP ve Emperyalizm’ in yarattığı Allah'a oy vermiş olacaklardır.

Buradan üzerime düşen uyarıyı, dilimin döndüğü şekilde anlatmaya çalışıyorum da, bunu kim anlayacak dersiniz?

Mü'min, mürİTleştirildiği için, ona yapılan hiç bir ikaz fayda vermez duruma gelmiştir, ta ki Allah pisliğini üzerlerine bırakana kadar da böyle sömürülecekler.
Nitekim 10/100’de, yec’alur ricse alallezine la ya’kılun (Aklını kullanmayanlar üzerine, pislik verir) diyerek, bu sınavın sorumluluğunu da, Kur'an'a iman ettim diyenlerin üzerine vermiştir.

İyi de, Kur'an'a iman ettiklerini söyleyenlerin, içler acısı durumları nedir derseniz, saymakla bitmez.

Hele de yandaş basın bu konuda son derece başarılı olmaktadır.

Örneğin kendi kanallarında verdikleri filmler, haberler, reklamlar da dâhil olmak üzere, hiç birinde alkol ve sigaraya müsamaha yokken, kelle kesmeyi özendirici yayınları, yaş sınırı olmaksızın seyirciye sunmaktadırlar.

Örneğin aşağıdaki haber kanalı, aklı sıra haber veriyor.
Bakınız nasıl haber sunmuşlar.

Kendi logosunu damgalayarak yayınlıyor, sanki çok hoş bir şey gibi.

RTÜK denen KÜTÜK ise, izlemekle yetiniyor.

Elbet normal insanın buna inanası gelmez, montaj yaptığımı düşünür.

İşte kanalın kendi logosunu basarak yayınladığı o video.

Ve yazıktır ki, demokrasi adındaki düzenbazlıkla, bu akli denge yoksunları ile, bizlerin oyları eşit sayılmaktadır.

Ha, bunlardan ne zaman mı kurtuluruz?

Birincisi, herkes iman ettim dediği şeyin ne olduğunu, neye iman ettiğini iyi bildiğinde.

İkincisi, anne-baba olacaklara, milletvekili olacaklara, öğretmen olacaklara, güvenlik güçlerine katılacaklara başta olmak üzere, "AKIL SAĞLIĞI YERİNDEDİR RAPORU" alınması mecbur tutulduğu zaman kurtuluşa erebiliriz.

Bu rapor için, şu an yasa çıkarılsa bile, bunun sonuçlarını en az 50 yıl sonra bu toplum alabilecektir ki, biz yine akıl hastaları tarafından yönetilmeye devam edeceğiz, huzura ermiş bir toplumda yaşama şansımız olmayacak demektir.

Atatürk'ün yaptığı gibi, bu günkü toplumu kurtaramıyorsak, bari geleceğimiz olanları kurtarabilmek için, akıl sağlığı raporunu bir gün bile aksatmadan yasalaştırmalıyız.

Anlaşılan, başka kurtuluş da mümkün değil.

Elbet bunu yapabilmek için, doğru inanca yönelebilmek için, bu gün dünyanın tüm toplumlarında var olan, bozuk dinlerden kurtulmamız şarttır.

Nitekim bunun yolu da DEİZM’ den geçer.

O nedenle bu gün akıl hastaları siyasetçisi oluyor, o nedenle siyasetçiler DEİZM'i düşman olarak ilan etmek istemektedirler.

Unutmayın ki, tüm dünyanın kurtuluşunun anahtarı Deizm’ de saklıdır.

Bulup çıkartmak, akıl sağlığı yerinde olanlara aittir.

22.4.2018

A. Dursun




Ekonomik kriz gelmeden, erken seçim geliyor.

Cumhurbaşkanı Peygambere cahil diyor, müritleşen mü'min ayakta alkışlıyor.

Erdoğan Allah'ın bütün vasıflarını topladıktan sonra peygamberliğini ilan etti.

Erdoğan açıkladı, "16 Nisan'da yeni peygamber seçeceksiniz, bilmiyorduk demeyin."

Tayyip Erdoğan'a Allah'ın elçisi diye slogan attılar, Erdoğan durdurmadı bile.

Son Başbakan, “Şehitlerimiz NATO için toprağa düşüyor” diyor, duydun mu Ümmet-i Muhammed?

Erdoğan bir elinde mikrofon, diğer elinde şehit naaşı siyaset mi yapıyor belli değil.

TSK savaşıyorken, soyağacı portalı açmak, ihanettir.

Prof. Yasin Aktay ayeti-56; Ey müminler! Siz de Erdoğan’a salâvat getirin.

Tayyip Erdoğan Mehdi ilan edildi

Olmaz denen şey oldu, Diyanet, Erdoğan'ı Mehdi ilan etti.

Diyanet tehdit olmuştur, ya kapatılacak ya da Türkiye yok olacak, bu din Türklere uymuyor.

Diyanet, verdiği sübyancılık fetvasını görmemiş gibi, kendini yalanlıyor, Türk'e ihanet ediyor.

Hz. Mehdî'nin icraatlarından biri de İstanbul'u fethidir.

Kur'an-ı Kerim, düşünmeyi, şüphelenmeyi değil, inanmayı ister.

Mike Pompeo Dışişleri bakanı değil, 6. Filo komutanı olarak atanmıştır, ilan olunur.

Erdoğan, “16 Nisan’da ‘HAYIR’ derseniz, beni yargılayacaklar, kurtarın beni” dedi.

1. Çoban Sülo'dan sonra 2. Çoban devri ve Vahdettin'in politikacıları

Türk halkının genleriyle oynayanlara teşvik yasası.

Yeni Peygamber ve Dinin Kozmik Odada Doğuşu

Kimler nasıl ihanet etti?

Gözün aydın olsun Türkiye'm, Öğretmen atamalarını çobanlar yapacak.

Çoban,  Aysun Kayacı’dan ÖZÜR DİLİYORUM. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder