3 Mayıs 2018 Perşembe

Baas (Diriliş) Ertuğrul'da Fettoş, ABDullah, Hulusi Akar Şifreleri...



Dakika 0:36’da, “sen haklı çıktın Ertuğrul, devlette bütünlüğü tesis ettikten sonra düşman ordu göndermekten vazgeçti” mealinde ifade var.

Düşmanın, devlete düşmanlık yapanlar olduğu açık.

Peki, kimdir bunlar?

Bunu da dizi kahramanı söylüyor.

Düşman rahat durmayacaktır, elinden geleni yapacaktır” mealinde açıklamanın ardından, sonradan din değiştiren, “Benden adamları hazır etmemi istedi” diyor.
Kim istedi?

Elbet ki devletin düşmanı ya da düşmanla beraber, iş birlikçileri olduğu aşikâr…

Dizi kahramanı ve diğerleri, düşmanın elindeki askerlerin kolay lokma olduğunu ancak halkın huzuru için kararını ertelediğini, düşmanın harekete geçmesi halinde Müslim ve Gayrimüslimlerden çok kan döküleceğini, ticaretin etkileneceğini, bunun müsebbibinin de düşmanın inadı olduğunu söylemekteler.

Öncelikle buraya kadar ne anlamalıyız?

Dizi, 25 Nisan 2018 Çarşamba akşamı yayınlanmadı.

O zaman kendime sormuştum, acaba neden yayınlanmadı, dizide bölüm değişikliğine mi gidiliyor, mesajlarda yeni kurgular mı ekleniyor diye şüphelenmiştim.

Zira bu bölümde öylesine ahım şahım bir konu işlenmedi.

Belki de diziden bir oyuncu çıktığı için değişikliğe gidilmiş olabilir diye de düşünebilirsiniz, ancak dizinin devamına bakacak olursanız, durum hiç de sanıldığı gibi değil.

Dizinin yayınlanması gereken günden bir gün öncesinde, yani 26 Nisan 2018 akşamı, haber kanallarına şu haber düşüyordu.

Erdoğan, ABDullah Gül’e hangi isimleri yolladı

Diyeceksiniz ki, dizi 25’inde, olay 26’sında oluyor.

Doğru, ancak devletin istihbarat birimi doğrudan Erdoğan’a bağlanalı çok olmadı.

Yani devlet her şeyin farkındaydı ve Saadet Partisi’nin Gül’ü aday göstereceği yaklaşık 4-5 gün öncesinden, söylenti olmaktan çıkmış netlik kazanmıştı.

Nihayetinde Gül’de, ortak çatı aday olması durumunda 26 Nisan tarihinde evet diyeceği biliniyordu.
Şimdi senaryoyu diziye uyarlamaya başlayalım.

Gül ve diğerlerinin amacı neydi?

Erdoğan’a karşı oluşumun içinde bulunmak, yani Erdoğan hanedanlığını yıkıp, KaçAK Saray’ı ele geçirmek.

Amaç buydu.

Dizide, “Müslim ve Gayrimüslimlerden çok kan döküleceğini, ticaretin etkileneceğini” söylemiş olmaları da, dolar, borsa ve benzin fiyatlarındaki durdurulamaz artışla zaten yaşanmaktaydı.

Yani Erdoğan’a göre düşman, ilk hamlesinde başarılı olmuştu.

İkinci hamleye geçecek olurlarsa, çok kan döküleceğini de, Gül’e yolladığı Apoletli Paşa ile iletmiş oldu.

Zira 15 Temmuz’da sivillere dağıtılan silahların akıbeti henüz açıklığa kavuşmamış durumda.

Ayrıca İngiliz Times gazetesi, 15 Temmuz darbesi le ilgili bazı bilgiler verirken, haberini içerikle ilgili istihbarat birimi olan EUINTCEN’ten sızdığını ima etmiş daha sonra, 17 Ocak'tan sonra yayınlanan EUINTCEN kaynaklı bilgiler de, Times gazetesine atıf yaparak bilgileri doğrulama çabasına girmişti.

Oradaki birçok bilgiden en önemlisi, Fettoş’un Türkiye’deki etki oranının en çok % 9’lar civarında olduğu, ancak yargı, eğitim sektörü ve emniyet başta olmak üzere Fettoş yandaşlarının devlet içindeki yapılanmalarının bilinenden de fazla olduğu vurgulanmıştı.

İşte Baas dizinin kahramanının söylediği rahat durmayacaklar ifadesi de, dizinin 1:49 dakikasında, din değiştiren şahısın “temin ettiğin düzen yerle bir olacak diye korkarım” ifadesi de bunun açılımıdır.

Daha sonra konuşan kaledar da, “Bunlar kaleye saldırmaya cesaret edemeyeceklerdir, iznin olursa kaleyi dışarından koruyayım” demektedir.

Kaledar hakkında bazı kaynaklarda şöyle bilgiler mevcuttur.

(Kutval -Dizdar) - They are castle commanders who were appointed by Sultan or Subaşı. They are responsible from safety and peace where castle is located. These have salaries and iqta revenues too.

Sultan ya da subaşı tarafından tayin edilirler, kalenin ve bulunduğu bölgenin güvenliğinden ve huzurun temin ederler ve maaşları ikta (devlet arazilerinden alınan vergi) gelirlerinden ödenir.

Bizim Paşa’yı kim tayin etti?

Yeni Sultanımız.

Paşamız nereden maaşını alıyor biliyorsunuz.

Demek ki kaledarın dediği, halkı korkutmadan güvenliği dışarıdan temin etmek de, Gül’ün kapısına helikopterle inmek olsa gerek.

Peki, din değiştiren dönmenin dediği, “kurduğu düzen” neydi?

Ne olacak, hastane odalarına kadar konulan seccade ve Kuran ile Türk milletine yapılan "TEK İNANÇ DAYATMASI" ndan başka?

Dizi kahramanı dakika 2:42’de “düşmanı öldürürsek, intikam ateşi o vakit söner” demekle de, benim “Hulusi Akar, Abdullah Gül'ü, ölümle mi tehdit etti? 24 Haziran Türk devletinin sonu olacak” başlığında analiz etmeye çalıştığım olgu ya da şüphelerimde haklılık payı ortaya çıkmaktadır.
 
Nitekim 28 Nisan günü “ABDullah Gül'den adaylık açıklaması ve örtülü uyarılar  başlığında verdiğim, Gül’ün açıklamalarındaki detaylarda kullandığı, ailem ifadesi, örtülü bir tehdidin yapıldığının şüphelerini taşımaktaydı.

Dizinin 3:28 dakikasında, düşman hazırlıklarını tamamladı ve çok güvendiği bir komutanı, ordunun başına koydu deniyor.

Konunun asıl can alıcı merkezi de işte burasıdır.

Km o komutan diye sorduklarında, eskiden öldürdüklerini sandıkları birinin olduğunu öğrendiklerinde şok oluyorlar.

İyi de, o komutanın ölmüş olmasının, Gül ile ne alakası var değil mi?

Bayan Gül ile Bayan Emine Hanım’ın arasının açık olduğu, birçok resepsiyon ya da birliktelikte de ortaya çıkmıştı, bu ara bozukluğunu o dönemlerde her ne kadar Erdoğan ve Gül önemsizmiş gibi göstermeye çalışsalar dahi, Erdoğan’ın Fettoş’a ilk kez “ülkene dön” çağrısı yaptığı günlerde, aslen Erdoğan ve Gül’ün aralarının açık olduğunu da basından takip ettiğimiz kadarıyla anlıyorduk.

İşte tüm bunlar ve dahi Erdoğan’ın Gül’ü cumhurbaşkanı adayı göstererek, Gül’ün siyasi hayatını bitirdiği, bir anlamda siyaseten öldürdüğünü de, o günleri takip edenler anlamış olmalılar.

İşte öldüğü sanılan düşman Gül’dür ve 15 Temmuz gecesi, Davutoğlu ile birlikte CNN yayınındaki öfke dolu açıklamalarıyla, şahsen benim kafamda Fettoşçu olduğu için, darbenin başarısızlıkla sonuçlanmasına kızıyor dediğim günü anımsayanlar, Gül’ün gerçekten de Fettoş destekli çalıştığını görebilirler.

İşte dizide geçen ölü düşman da, topraktan dirilerek çıkması, siyaseten ölü saydıkları Gül’ün, bir yerler aracılığı ile yeniden canlandırılmasıdır.

Dizinin 7:39 dakikasına bakarsanız, öldürdüklerini sandıkları, en korktukları, en çekindikleri düşmanın topraktan yeniden doğar gibi çıktığını göreceksiniz.

Topraktan çıkan düşman, aynı zamanda Şamanist inançtadır.

Böylece, Erdoğan’ın tek din yaratma çabasının ardındaki hedef düşmanını da olumsuz anlamda eleştirme, aşağılama, yere vurma fırsatını dizide yakalamış oluyorlar.

Başka ifadeyle, Türklerin inançsız bir yaşam sürdüğünü yok saymak, Şaman inancını aşağılamakla tek din devletine doğru yapılan hamlede, büyük bir koz yakalamış, milletin gözünün içine baka baka, Şaman inancını aşağılamış olmaktalar.

Dizinin 11:22 dakikasında, “O şeytanı tanırım, hm de çok iyi tanırım” demekle, asıl şeytan dediği Fettoş’un, bu işlerin arkasında olduğu anlatılıyor.

Zira 23 Nisan 2016 tarihinde Fettoş, Erdoğan’a hitabenŞeytan ve avanesi size musallat olmaya başladı, en büyük düşmanın sensin” diyordu.
Daha sonra Erdoğan, 7 Ağustos 2017 tarihindeki konuşmasında, Kılıçdaroğlu'nun Alman Focus dergisine mülakat verirken, Alman turistle yönelik bazı sözler söylediğini iddia ederek, "Şayet terör örgütleri ile bir aradalarsa bunun hesabını verecekler. Şeytanla bile iş birliği yapsalar bunun cezasını ödeyecekler” diyordu.

Yani dizideki şeytan, Fettoş’ın kendisidir ve bir arada bulunan da Gül ve diğerleridir ki, bunun hesabını verecekler demesi de, dizideki ifadelerle bire bir örtüşmektedir.

İşin özeti, din eksenli bir Türkiye’de yaşamaya hazır olun.

24 Haziran’da, tek din dayatması yapıldığında, o Rabia işaretine bir parmak daha eklenecek demektir.
O zaman DP’nin 7 Ocak 1946’daki amblemine dönecektir.

Zaten kendisi de, Menderes’in, Özal’ın devamıyız demiyor mu?

Unutmayın ki, bir zamanlar Demirel’de aynı şeyi söylüyordu.
Peki, millete ne vermişlerdi?


Yok aslında bir birimizden farkımız, Ama biz Osmanlıcıyız diyenlerden sakının.


Umarım, bunlar da 24 Haziran’dan sonra aynı şeyi vermezler.

3.5.2018

A. Dursun




































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder