MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından STEM(Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) Eğitim Raporu hazırlandı.
"STEM Eğitimi Raporu" Millî Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapmakta olan ve STEM Eğitimi’ne yönelik akademik geçmişleri bulunan, alanında uzman bir ekip tarafından mevcut kaynaklar taranarak ve konu uzmanlarının, akademisyenlerin ve öğretmenlerin görüşleri alınarak Türkçe ve İngilizce olarak hazırlandı.
STEM nedir?
STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) Eğitimi; teorik bilginin uygulamaya, ürüne ve yenilikçi buluşlara dönüştürülmesini amaçlayan, öğrencilerin fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik derslerinde öğrendikleri bilgileri bir bütünün parçaları olarak görmelerini sağlayan dünyada birçok ülkenin öğretim programlarına dâhil ettiği bir eğitim yaklaşımı olma özelliğini taşıyor.
STEM eğitimi, üretim, buluş yapma bilgi ve becerilerini kazandırmayı hedefliyor. STEM Eğitimi almış bireylerin, iş dünyasına girdiklerinde de bu becerileri sayesinde iş hayatının istediği niteliklere kolayca uyum sağlayabilmesi ve ülkenin ekonomik kalkınmasına katkı vermesi bekleniyor. STEM Eğitimi dünyada okul öncesi eğitimden yükseköğretime kadar tüm eğitim sürecini kapsayan disiplinler arası bir yaklaşım olarak kabul ediliyor.
Raporda öncelikle STEM Eğitimi tanımlanarak, bu eğitimin nasıl ortaya çıktığı ve amaçları açıklandı. Ayrıca, yurt dışında başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelerde STEM Eğitimi’yle ilgili yapılan çalışmalar incelenerek ülkemizde STEM Eğitimi’yle ilgili durum ortaya konuldu. Ülkemizde STEM Eğitimi’ne geçilmesi amacıyla model önerisinde bulunuldu. STEM Eğitimi merkezlerinin kurulması, araştırmalarının yapılması, öğretmenlerin bu yaklaşıma yönelik olarak yetiştirilmesi, öğretim programlarının STEM’e göre güncellenmesi ve okullarda gerekli ortamların oluşturulması için ders materyallerinin sağlanması gibi başlıkların altı çizildi. Raporun sonuç kısmında, STEM Eğitimi’nin Türk eğitim sistemiyle bütünleştirilmesi için yapılması gereken çalışmalarla ilgili değerlendirmeler ve öneri niteliğinde bir STEM Eğitimi Eylem Planı sunuldu. Raporda, Millî Eğitim Bakanlığının ilgili birimlerinin ve paydaşlarının her türlü görüş ve önerilerine açık olduğu ve müfredat yenileme çalışmalarına katkı sunmayı da hedeflediği belirtildi. meb.gov.tr
Diyanet İşleri Reisi olan Eyüb Sabri, 1958 yılında "Kur'an Türk alfabesiyle yazılıp okunamaz" diyordu.
Düşmanlarını iyi tanı, İmam hatiplerde Türkçe yasaklandı, İncil Kürtçe basıldı.
15 Temmuz’un cevaplanmayan 25 sorusu…
15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili yüzlerce soru, cevap bekliyor.
Bu sorulara cevap verilmediği sürece kuşkular katlanarak artacak.
Gerçekten darbe girişimi miydi?
Haber alındığı halde önlenmemiş bir girişim miydi?
Yoksa asker-sivil yüz binlerce insanın kıyımını hedef alan bir mizansen miydi?
İşte kamuoyunun cevabını beklediği 25 soru:
Soru 1: Normal bir darbe girişimi sonrası “Niye önceden haber vermediniz?” diye istihbarat teşkilatı suçlanır. Hatta işin başındaki yetkili ‘haber vermedi demek ki darbecilerle iş tuttu’ iddiasıyla yargılanır. MİT 15 Temmuz’a kadar girişimle ilgili hiç bir istihbarat vermemiş. ‘Cemaat’ üyesi olmakla suçlanarak hapse atılan H.A. haber vermese MİT siyasi makamlara 15 Temmuz günü 16.00’da da haber vermeyecekti.
Bizim MİT müsteşarının bırakın yargılanmayı, darbe komisyonuna bile çağrılmaması ve müsteşarın halen Erdoğan'ın en yakınındaki isim olmayı sürdürmesi Şüphe uyandırıcı değil mi?
Soru 2: Rusya Devlet başkanı Putin’in danışmanlarında Alexandr Dugin’in darbe girişimi istihbaratını Cumhurbaşkanı ve başbakana 14 Temmuz’da ilettiği doğru mudur?
Soru 3: Darbe emir komuta zinciri içinde yapılmadıysa darbe girişimini organize eden cunta hangi isimlerden oluşmuştu? 15 yıl önceki genelkurmay başkanı Hilmi Özkök Meclis darbe komisyonuna çağrılırken tüm olayların bizzat içinde olan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar neden çağrılmadı. Ağzından bazı şeyler kaçırır diye mi korkuldu?
Soru 4: Eğer 15 Temmuz emir komuta dâhilinde yapıldıysa Akar neden yargılanmıyor ve göreve devam ediyor.
Soru 5: Eğer 15 Temmuz emir komuta dâhilinde değilse kendisine bağlı askeri istihbarat teşkilatı olan Genelkurmay Başkanı günlerce hatta aylarca hazırlık gereken bir cunta yapılanmasından nasıl haberdar olmadı?
Soru 6: Darbe girişimini organize eden generallerin bazılarının Gülen Cemaatiyle ilgisi MİT fişlemelerine mi dayanıyor? Somut bir delil söz konusu mu? Somut bir delil söz konusuysa bu, niçin kamuoyuna açıklanmıyor?
Soru 7: En ilkel toplumlarda bile suçlanan isimlere söz hakkı tanınır. Meclis darbe komisyon Fethullah Gülen de dinlensin diye karar vermişken bu kararı kim değiştirtti?
Soru 8: Darbe girişimi başlamasından 10 dakika sonra Cumhurbaşkanı, başbakan ve onlara ‘fiilen bağlı’ tüm televizyonların hep bir ağızdan “Fethullah Gülen”i ve “cemaati” fail ilan etmesine nasıl karar verildi, bunun talimatı nasıl verildi?
Soru 9: Genelkurmay tarafından saat 18.00 itibariyle hiçbir uçağın kalkmaması, kışlalardan hiç bir askeri araç ve silahın çıkmaması emredildiği ve bunu tüm TSK organları tarafından duyulduğu halde ne olduğundan habersiz küçük askeri grupların sokağa çıkarılması emrini kim verdi?
Soru 10: Darbe girişimi için çok az sayıda rütbeli asker, askeri okul öğrencileri ve 1-2 tabur asker, 10-15 tank ve ses etkisi için 3-5 savaş uçağı kullanılması, yalnızca Boğaz köprüsünün kapatılması şüphe uyandırıcı değil midir?
Soru 11: Dünya tarihinde tüm darbeler sabaha karşı yapılmışken bu teşebbüs için insanların en uyanık olduğu saatin, prime time’ın tercih edilmesinin izahı nedir? Siyasi iktidarın hiç bir yetkilisinin (Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, milletvekilleri…) gözaltına bile alınmaya teşebbüs edilmediği bir darbe olmuş mudur?
Soru 12: Darbe istihbaratının saat 16:30’da Genelkurmay’a ulaşmasına rağmen kuvvet komutanlarının düğüne gidebilmesi ve düğünde saatlerce kalabilmesinin izahı nedir?
Soru 13: Saat 18 itibariyle darbe girişimini Genelkurmay, MİT ve hükümet yetkilileri biliyorken TRT’nin korumaya alınmaması, biri rütbeli 5 asker tarafından basılması ve gece yarısı bildiri okutulması daha sonra darbecilerin TRT personeli ve halk tarafından yakalaması kuşku uyarıcı değil mi?
Soru 14: Yüzlerce üst düzey güvenlik personelinin çalıştığı ve son model silahlarla korunan Erdoğan’ın Saray’ın 3’ü rütbeli 13 asker tarafından basılması ve bunların daha kapıdan girmeden gözaltına alınması tuhaf değil midir?
Soru 15: Darbe Erdoğan’a karşı yapılıyor. Darbeciler TBMM’yi bombalıyor fakat lazer teknolojili füzeleri olan son model savaş uçakları Erdoğan’ın 450 bin metrekarelik sarayının sadece bahçesinin uzak bir köşesini bombalıyor. Bu tuhaflığın açıklaması ne?
Soru 16: NTV’de 15 Temmuz akşamı “öğleden sonra bir hareketlilik ne yazık ki TSK’nın içinde mevcuttu” diyen ve 16.00’da darbe girişimini MİT’ten resmen öğrendiğini açıklayan Erdoğan, işi oluruna bırakmasa en geç 19’00’da televizyonlara çıkıp darbeyi deşifre etseydi tek bir asker kışladan dışarı adım atmaz belki de 241 insan şehit olmazdı. Erdoğan 6,5 saat niye bekledi?
Soru 17: Saat 14.45’te darbe girişimini MİT’e haber veren Binbaşı H.A. niçin tutuklu?
Soru 18: Hem ‘darbe girişiminin ardında cemaat var’ demek hem de darbeyi ihbar eden Binbaşı H.A.’yı cemaat üyeliği iddiasıyla tutuklama çelişkisinin izahı ne?
Soru 19: Darbe girişiminden hemen sonra İngiliz İstihbaratı GCHQ’nun Türk hükümetinin telefon ve e-mail yazışmalarını yakaladığı ve “Yarın temizlik operasyonları başlatılsın ve darbenin baş yöneticisi Fethullah Gülen ilan edilsin” mesajını elde ettiği 24 Temmuz 2016’da saygın Alman dergisi FOCUS’ta yayınlandı. Ve yalanlanmadı. Bu iddia doğru mu?
Soru 20: En basit soruşturmanın aylarca sürebildiği Türkiye’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın daha o gece 04.30’da darbe girişimini çözüp sonuca bağlayarak “Paralel Devlet Yapılanmasıyla irtibatlı yargı görevlileri ve general, amiral, subay, astsubay, er ve erbaşlar” hakkında gözaltı kararı vermesi şüphe uyandırıcı değil mi?
Soru 21: En küçük bir terör hadisesinde medyaya yayın yasağı getirilirken darbe teşebbüsü gibi hadisede niye yayın yasağı getirilmedi? Neden o gece Twitter ve diğer sosyal medya mecralar kapatılmadı ve internet yavaşlatılmadı.
Soru 22: En ufak bir ihbar veya şüphe taşıyanların gözaltına alınmasına rağmen darbe teşebbüsünün 1 numarası olduğu iddia edilen Adil Öksüz’ün Akıncı üssü yakınında yakalanıp, ilk mahkemede salıverilmesi ve Öksüz hakkında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir takım imalarda bulunmasının doğurduğu soru işaretleri niçin aydınlatılmıyor?
Soru 23: Eski Pentagon üst yetkilisi Michael Rubin’in “15 Temmuz gecesi sivilleri Saray’a bağlı SADAT milisleri öldürdü” iddiası doğru mudur? 15 Temmuz sivil ölümleri yeterince araştırıldı mı? Niçin hiçbirine otopsi yapılmadı?
Soru 24: Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın yaveri Levent Türkkan’ın tüm itirafları gözü kapalı kabul edilirken Tümgeneral Mehmet Dişli hakkında “O da cemaatçidir. Genelkurmay Proje Yönetim Daire Başkanıdır.” dediği halde niçin özenle yargıdan kaçırılmaktadır?
Soru 25: Darbe girişiminin hemen ertesi gün 2.475 hâkimin HSYK tarafından açığa alınması, sonraki günlerde çığ gibi büyüyen ve 100 binleri aşan kıyımların MİT fişlemeleri esas alınarak yapıldığı tezini güçlendiriyor. Bu doğru mudur? Darbe girişimi, toplu kıyımlar ve cadı avı için mizansen olarak mı düzenlendi?
ENDÜSTRİ DEVRİMİNDE DÖRDÜNCÜ DALGA VE EĞİTİM-TÜRKİYE DÖRDÜNCÜ DALGA ENDÜSTRİ DEVRİMİNE HAZIR MI?
MEB 2014-8 sayılı genelde Nabi Avcı.rar
Tüm okullar İMAM HATİP oluyor...! Artık çocuğunuzu hep İmam Hatip'li olacak.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü'nün 1 Mayıs Perşembe günü yayınladığı genelge ile müdürlüğe bağlı olarak faaliyet gösteren okul sayısı 22'den 2'ye düşürüldü.
Okulların "Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi" ile "Çok Programlı Anadolu Lisesi" adı altında toplanmasının kararlaştırıldı.
Genelge ile birlikte Çok Programlı Liseler, "Çok Programlı Anadolu Lisesi"ne dönüştürülecek.
Dikkat çeken ayrıntı ise; bu liselerde 2014-2015'ten itibaren; Anadolu meslek programı, Anadolu teknik programı, Anadolu Lisesi ve/veya Anadolu İmam Hatip lisesi programında eğitim yapılacak.
Bu davanın da ucu KaçAK Saray'a dayanacak.
Sosyal medyaya bomba gibi düşün bu iddialar çok konuşulacak...
ABD'de Zarrab Davası olarak başlayan ancak Zarrab'ın FBI ile iş birliği yapmasının ardından Hakan Atilla Davası olarak değiştirilen yolsuzluk davasının bir benzerini de yakın zamanda Almanya'da izleyebiliriz.
Twitter'da dikkat çekici paylaşımlarıyla fenomen haline gelen pinar__FB (Pinar Çakmak&Lawyer) AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün Almanya'da bizzat AKP tarafından desteklenen "Osmanen Germania" grubuna silah almaları için 20.000 avro verdiğini Alman polisi tespit ettiğini yazdı.
Bunu tespit etmeyle başlayan süreç, organize suçlara dönüştü. AKP'ye yöneltilen suçlamalar saymakla bitmiyor.
Adam kaçırma, uyuşturucu-silah ticareti yapmak, kara para aklamak, şantaj ve tehdit, belgede sahtecilik...
Anımsarsnız, "Mafya hesaplaşması" Erdoğan'a kadar uzanmıştı.
İşte pinar__FB adlı kullanıcının o dikkat çeken tweet'leri.
O değil de bu Zarrab davasında bizim sivri zekâlı havuz canlıları durup dururken kendilerine kırmızı bülten çıkarttıracaklar. Atilla’nın avukatları mahkemeye delil diye vermişler.
ABD mahkemeleri Tr'drkilere benzemez.
Eğer belge sahte çıkarsa ne olacağını düşünmüşsünüzdür umarım!
Neden memleket meselesi dediği anlaşıldı! Özel hayatı ama yine de söyleyeyim Ekim ALPTEKİN'inde eski eşiymiş hanımefendi!
Zarrab bizim yargı mensuplarınada rüşvet verdim demişti!İlerleyen saatlerde Zarrab davasına Tr'de bakan yargı mensuplarını ve hangi dosyalara baktıklarını da yazacağım!
Why a New York Court Case Has Rattled Turkey’s President
By PATRICK KINGSLEY and BENJAMIN WEISER











Hiç yorum yok:
Yorum Gönder