2 Mayıs 2018 Çarşamba

İslam, Paganist, putperest bir din mi?

İslam orijininde bir çeşit Paganist, putperest dindir. 

Bu din milattan önce 2000 yıllarına kadar dayanır. 

Muhammed'in yaptığı şey ise, sadece kendi putperest dininin adını değiştirmesi ve deformasyonudur. Yani İslam, putperest bir dinin son halidir.

Geçelim kanıtlara: Bildiğiniz gibi, İslam’da Allah'ın eski adı Al-ilah'dır. Bunda bütün ilahiyatçılar hemfikirdir. Muhammed'in babasının adı ise; Abdullah’tır. Manası ise Allah'ın kuludur. Şimdi akla hemen şu sorular geliyor:

1- Muhammed'in peygamberlik iddiasından önce Mekke ve çevresinde hangi din veya dinler vardı?
2- Semavi din dedikleri, Musevilik veya Hristiyanlık var mıydı?
3- Muhammed ve babası ve diğer aile eşrafı dinsiz miydi? Dinsiz değillerdiyse hangi dine mensuplardı?
4- Eğer bir dine mensuptuysalar, bu din Musevilik miydi? Hristiyanlık mıydı? Putperest bir din miydi?

Geçelim cevaplara: Muhammed'in peygamberlik iddiasından önce Mekke ve çevresinde herhangi bir din var mıydı? Sadece ve sadece çeşitli putperest dinler vardı. Buna hiçbir İslamcı itiraz etmez çünkü bu zaten kendilerinin de iddia ettiği bir şey. Hatta o dönem, o bölgede bulunan bütün dinlerin putperest din olması sebebiyle, o devri oranın cahiliye devri olarak nitelerler. Bununla da yetinmeyip, onların bu putlara tapma cehaletini İslam’ın geliş sebebi sayarlar.

Netice: O bölgede putperest dinlerden başka bir din yoktu.

Mekke ve çevresinde semavi din dedikleri, Musevilik veya Hristiyanlık var mıydı?

Yoktu, bu konuda İslamcılarla da anlaştık.

Muhammed ve babası ve diğer aile eşrafı dinsiz miydi? Dinsiz değillerdiyse hangi dine mensuplardı? Dinsiz olamazlardı. Zaten bunun en büyük kanıtı Muhammed'in babasının adının Abdullah olmasıdır. Abdullah "Allah'ın kulu" demektir. Muhammed'in babası bir şeyin kulu olduğuna göre, demek ki zaten dinsiz olamazdı. Zaten o devirde o bölgede zaten dinsiz insanlar yoktu. 

Eğer bir dine mensuptuysalar, bu din Musevilik miydi, Hristiyanlık mıydı, yoksa putperest bir din miydi? Kesinlikle Musevilik veya Hristiyanlık olamaz çünkü o devirde, o bölgede Hristiyanlık ve/veya Musevilik olduğuna dair hiçbir iz, hiçbir belirti ve hiçbir hadis yoktur. Hiçbir söylenti ve buna benzer iddia da yoktur. Ayrıca bölgede, o tarihten kalma ne bir havra nede bir kilise kalıntısı vardır. Dolayısıyla o bölgede bu iki dinden de eser yoktur.

Peki, geriye ne kalıyor? Muhammed'in babasının bir putperest olması kalıyor değil mi? Çünkü diğer bütün alternatifleri denedik, uymadı. Evet, Muhammed, babası ve eşrafı putperest olduklarına göre, bir putları olması gerekir değil mi? Putsuz putperest tabii ki olamaz. Peki onların putu neydi acaba?. Ne olacak tabiikî Muhammed'in babasının adından da anlaşıldığı gibi, putları Allah’tı. 

Zaten putu Allah olduğu için Muhammed'in babasının adı Allah'ın kulu’ dur. Peki, şimdi bir kontrol daha yapalım, belki yanılmışızdır. Diyelim ki Allah put değildi. Peki, öyleyse Muhammed'in babasının putu hangisiydi? Diyelim ki Muhammed'in babasının bir putu yoktu. O halde dini neydi? 

Yahudi değildi, Hristiyan da değildi, dini neydi peki? Diyelim ki dinsizdi; o halde adı neden "Allah’ın kulu"? Dinsiz biri, bir şeyin kulu olur mu hiç?

Gördüğünüz gibi, Muhammed ve ailesini ne yaparsak yapalım, ne yoldan düşünürsek düşünelim, ne kadar uğraşırsak uğraşalım, putperestlikten kurtaramıyoruz. Bütün bunlar gösteriyor ki; o devirde o bölgede putperest dinlerden başka din olmadığı halde, Allah yine de vardı. Bu da bize putperestlerin Allah adında bir ilahı'ı olduğunu ispatlıyor. 

Peki, Putperestler hangi Allah'a tapıyorlardı? 

Kimdi bu Allah? İşte Allah’ın şimdiki hali: 
Resimlerdeki kişiler de Allah'ı öpen 2 adet putperest.

Milat'tan 2500 yıl önceki hali aşağıda: (O zamanki adı Kıble. Yani Sümer tanrıçası Kibele/ Cybele) 
Ellah Kimdir? 

Kendisi bayandır, bir ay tanrıçasıdır. Sümerler ve Frigyalılardaki adı Kıble'dir. Yani Kibele'dir. Daha sonraları bazı putperest dinler tarafından, kara taşa dönüşüp dünyaya indiğine inanılır. (Kâbe’deki hacıların etrafında döndüğü Hacer ül-esved kara taşı.) Al-lat, Uzza ve Menat adında 3 adet kızı vardır. Milat’tan öncesinde Arap yarımadasındaki adı Al-ilah ( El-ilah ) dı. 

Sonraları (Muhammed'den önce) adı zamanla değişikliğe uğrayarak, aradaki sadece i harfinin kalkmasıyla Al-Lah oldu. Yani bu Allah adı, Muhammed'le birlikte gelmedi, Muhammed zamanından önceki adı da aynen şimdiki gibi Allah’tı.

 Nitekim bunu Kuran da ispatlar. 

Kuran'ın ilk ayetlerinde dahi Allah kendini tanıştırmaya gerek duymaz, direk konuya girer. Çünkü kendisi zaten tanındığını ve hatta tapıldığını bilir. Bakınız Kuran'ın iniş sırasına göre, ilk ayetleri (Kalınlaştırılmış yerlere dikkat):

Alak suresi
1,2. Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak” dan yarattı.
3. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.
4,5. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.
6,7. Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.
8. Şüphesiz dönüş ancak Rabbinedir.
9,10. Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?
11,12. Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidayet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa!
13. Ne dersin engelleyen, Peygamberi yalanlamış ve yüz çevirmişse!?
14. O Allah’ın, her şeyi gördüğünü bilmiyor mu?
15,16. Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.
17. Haydi, taraftarlarını çağırsın.
18. Biz de zebânileri çağıracağız.
19. Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş.

Şimdi ayetleri inceleyeyim. Bu yukardaki ayetler, Allah'ı daha önce hiç bilmeyen, tanımayan birine inmiş gibi gözüküyor mu? Daha ilk ayette ne demiş? "Rabbin". O ilk ayet indiğinde kimdi Muhammed'in rabbi? Elbette ki bir puttu. Yukardaki yazılarda bunu defalarca ispatladık. 

İtiraz eden yüz kere daha okusun üstteki yazıları. Demek ki Muhammed bu dini bir putun adına kuruyor. Gördüğünüz gibi "rabbin" dendiği zaman, şaşırmıyor, bocalamıyor. 

"Benim rabbim yoktu ki" demiyor, "sen kimsin?" diye sormuyor.

3 no'lu ayette ne diyor? Senin Rabbin. 

Muhammed buna da afallamıyor, "kim benim rabbim"" demiyor, çünkü daha öncesinden de bir rabbi olduğunu biliyor. İşin daha da önemlisi; bu ayetleri başkasına anlattığı zaman, yine hiç kimse afallamıyor, hiç kimse "kim bu Allah? Kim bu Rab" demiyor. 

Çünkü Muhammed'in peygamberlik iddiasından önce de, bu Allah biliniyordu ve tapılıyordu. 

Muhammed'in yaptığı şey sadece; "hani o sizin ve benim taptığım Allah var ya! İşte o bana vahiy gönderdi". Demekten ibarettir. İşte Muhammed bu yüzden Allah'ı tanıtmaya gerek duymuyor.

Geçelim 9,10 no'lu ayetlere: (Tekrar belirtelim: bu Alak suresi Kuran'ın ilk suresidir). Ne diyor? "Sen, namaz kıldığında". Bu ne demektir? Demek ki Muhammed peygamber olmadan önce de namaz kılıyordu. Çünkü aksi halde Allah'a "namaz nedir?" diye sorması gerekirdi. 

Zaten sormasına ne hacet? Allah demiş zaten kendisine "Sen, namaz kıldığında" diye. Bu da o zamanki putperestlerin namaz kıldığını ispatlıyor. Namaz zaten bir putperest ibadetidir. (bkz:1)

11,12 Ne diyor? "takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyor" diyor. Yine hiçbir putperest şaşırmıyor, hiçbiri "Allah kim? demiyor. Hiçbir putperest Hangi Allah'a karşı gelmekten sakınacağız? Demiyor. Çünkü hepsi Allah'ı zaten tanıdığı için ve bazıları da taptığı için bu soruları sormuyor. Muhammed de Allah'a sormuyor bunları.

Ayet 18: Ne diyor? "Biz de zebânileri çağıracağız." diyor. Yine hiç kimse "zebani nedir? Kim bunlar?" demiyor. Çünkü bu putperestler zebanileri de zaten biliyorlar. Zira dinlerinde mevcuttu.

Ayet 19: "secde et" diyor. Yine hiç kimse "secde ne demektir?" diye sormuyor, Muhammed de Allah'a sormuyor. Çünkü onlar daha önce zaten namaz da kılıyorlardı, putperest dinlerinden dolayı.

Alak suresini geçtik. Bu arada bir de şuna dikkatinizi çekmek istiyorum. Kuran'da sık sık "Allah'a ortak koşmaktan bahsedilir (şirk). Bu nasıl olabilir? Hem Allah'a inanıp, hem Kuran’ı okuyup, hem Allah'a ortak koşmanın cezasının cehennem olduğunu bilip, hem de Allah'a hala ortak koşabilmek. Sizce bu mümkün müdür? Eğer mümkünse neden şu anda tek bir kişi bile "Evet Allah vardır ama tek tanrı o değildir" diyerek Allah'a ortak koşmaz? Evet, bunu söyleyen tek bir kişi bile yoktur. Çünkü Kuran'a rağmen, o cehennem tehditlerine rağmen, bunu söyleyecek kadar akılsız tek bir insan bile olamaz. Nasıl ki şimdi olamıyorsa, o devirde olması hiç mümkün değildir. Fakat Kuran'ın anlatmasına göre varmış böyle insanlar. Bu da neyi gösterir? Kuran'dan önce bazı putperestler hem Allah'a hem de diğer başka putlara tapıyorlarmış. Bu neyi ispatlar? Allah'ın İslam öncesi putperestlerinin tanrısı olduğunu ispatlar.

Peki, Allah ile birlikte başka hangi putlara tapıyorlardı bu putperestler? Tabiikî Allah'ın kızları Al-Lat, Uzza ve Menat'a tapıyorlardı. Putperestler İslam öncesi, cennet ve cehennem kavramına inanırlardı. Namaz kılarlardı.(bkz:1) Tıpkı şimdiki Müslümanlar gibi, hacca gidip, Allah'ın etrafında dönerek tavaf yaparlardı. Ayrıca da yine tıpkı şimdiki Müslümanlar gibi şeytana da inanıp, hacda şeytan taşlarlardı. Tıpkı şimdiki gibi meleklerin ve cinlerin varlığına inanırlardı. Putperest dinler tabiikî tek çeşit değildi. Çeşit çeşit putperest dinler vardı. İslamcıların da belirttiği gibi, o dönemde zenginlerin evlerindekiler hariç 360 tane put vardı.

Bütün bu yukarda saydığım, namaz, hac, şeytan taşlama, cennet, cehennem, cin, melek vs. gibi kavramların olup olmaması dine göre değişkendi, fakat bütün bu putperest dinler birbirlerinden esinlenmiş ve birbirlerinden alıntılar yapmıştır. Örneğin cehennem anlayışı da yine putperest dinlerden İslam’a girmiştir.(bkz:2) Ancak İslam’a girmiştir derken, Muhammed'den sonra değil önce girmiştir. Bütün bunların yanında, Kuran Kâbe’yi zaten Allah'ın evi olarak niteler. Kâbe İslam’dan önce putperestlerin ibadet yeri olduğuna göre, bu da Allah'ın İslam öncesi putperestlerinin putu olduğunun ayrı bir ispatıdır...

Bütün bunların yanında; Kuran Kâbe’yi zaten Allah'ın evi olarak niteler. Kâbe İslam’dan önce putperestlerin ibadet yeri olduğuna göre, bu da Allah'ın İslam öncesi putperestlerinin putu olduğunun ayrı bir ispatıdır. Allah'ın en genç kızı Uzza:
Diğer kızlarından biri El-Lat:
İslam dini / Putperest dini mini sözlük:
Ellah = Kıble, Kıbele, el-ilah, el-lah
Kıble = Tanrıça Kıbele, Cybele, Allah.
Cehennem = Hennom vadisi, Ge-Hennom
Namaz = Namazte, Namaskara
Melek = Melek, Molek

Bazı kaynaklar:


Namaz putperest dinlerin ibadet şeklidir: 
Namaz, semavi dinlerin (Musevilik, Hristiyanlık ve satanizm) hiçbirinde yoktur. Aşağıda size putperest Hindu'ların günümüzde nasıl namaz kıldıkları, video'suyla birlikte anlatılacaktır. Hiç kimse ''bu putperestler namazı İslam’dan çalmıştır'' diyemez, çünkü onların dini İslam’dan yüzyıllar öncesine dayanır. 

Şimdi Namaz öğreniyoruz, Putperest Hindulardan:
Namaz kılmak (Arapça: Ikametü's-Salat), bir Kur'an kavramı olan ve Türkçeye pek çok dini kavramda olduğu gibi Selçuklularca Hintçe’ den Farsça’ ya geçmiş bir sözcük olarak İran'daki ateşe tapanların "ateş önünde eğilmek" anlamına gelen Namaz نماز kelimesi Salat kelimesi yerine kondu. 
Nitekim Namaz kelimesi Farsça’ da fiil olup eğilmek suretiyle saygı sunmaktır. Salat kendi başına genel anlamda "dua"dır. İkametü's-Salat ise namaz kılmaktır.

Asanaların yapılması, çok eski bir bilim olan Hathayoganın bir kısmını oluşturuyor ve yogik ya da psikolojik değerlerinin yanı sıra insanı daha sağlıklı yapan, organların zindeliğini ve dinçliği artıran birkaç duruştan ibaret. Asana Sözcüğü ‘duruş’ veya ‘pozisyon’ demektir. Asana bireyin bedensel ve zihinsel metin, sakin, sessiz ve rahat kalabilmesi için yaşam hali demektir. Sanskritçe Surya ‘güneş’ Namaskara ise ’selamlama’ veya ‘bağlantı’ demektir. Böylece Surya Namaskara ‘güneşle bağlantı’ anlamına gelmektedir. Surya Namaskara bedende akan güneş enerjisinin canlandırma tekniğidir. Güneş ruhi bilinç simgesidir. Şimdi Suryacıların Güneşe tapınırken uyguladıkları Surya Namaskara nasıl yapılır birlikte öğrenelim.

1 - Dik olarak ayakta durun. Bacaklarınız bitişik. Beden dik ancak rahat olsun.
Ellerinizi göğüs kafesinizin önünde birleştirin ( Namaskar Mudra).
2- Kollarınızı yukarı doğru kaldırın. Bu sırada kollarınızı ve dizlerinizi bükmeyin.
3- Kalçanızdan bükülerek öne doğru eğilin, avuçlarınız aşağıya, alnınız dizlerinize baksın, dizlerinizi bükmeyin.
4- Elleriniz ve ayaklarınız aynı yerde kalacak şekilde dizlerinizi yere koyun bedeniniz dizlerinizin üzerinde, kalçanız topuklarınıza değsin ve alnınız yerde olsun.
5-Geriye doğru gelirken nefes alın
6- Dördüncü sırada ki hareketleri tekrar edin.
7- Yavaşça ayağa kalkın.
8- Bir sonraki tura geçmeden önce Namaskar Mudra duruşuna gelin, Nefes alın…

Namaskara’da nelere dikkat etmelisiniz:

1- Her zaman boş bir mide ile yapın
2- Açık ve temiz havayı tercih edin. Havası iyice temizlenmiş bir oda da olabilir.
3- Tek başınıza veya bir grup ile yapabilirsiniz. Unutmayın ki grup çalışmaları, kolektif şuur oluşturur.
4- Temiz bir mat veya örtü kullanın.
5- Çalışmadan 1/2 saat önce yıkanın.
6- Bel fıtığı veya bel problemi olanlar, yüksek tansiyon hastası olanlar, bu çalışmayı önce doktorlarına danışmalıdırlar
7- Rahat ve bol bir giysi seçin.
8- Çalışmanın her anında bedeninizin tamamını iyice hissedin. Tam bilinç içinde uygulayın.

Müslümansanız egzersizler bittikten sonra önce sağa, sonra sola selam vermeyi unutmayınız. Namaz hakkında ek bilgiler: işte Sümer kalıntılardan, İngiliz müzesinden, o dönemde namaz kılan bir putperest kadın: 
Putperest dinlerde cehennem.

Adları = GeHinnom, Ge-Hennom, GeHennom, Gehenna (G ler C olarak okunur)
İslam’daki adı= Cehennem.

Tarihteki diğer bir adı = Ben-Hinnom.
Anlamı = Hinnom vadisi.
Anlamı 2 = The lake of fire, Ateşin gölü, Ateş gölü, Alev gölü
Hangi dilden? = İbranice

Tarihteki işlevi:
1- Eski putperest İsraillilerin, oğullarını ve kızlarını ilah Molek'e (Melek) diri diri ateşe atılarak kurban edilmesi.
2- Yine eski İsraillioğullarının putperest dinlerine göre; günah işleyen günahkârların ateşte diri diri yakılması.
3- İlah Molek (Melek) adına günahkârlara çeşitli işkenceler yapılması. (Molek: Ammonlular'ın ilahı Molek. Reforme edilerek islama geçirilmiş haliyle: Melek. )
 
Cehennemin dibindeki ateş sürekli yanar halde tutulurdu. Putperestler ateşin sürekli yanar halde kalmasını sağlamak için, ilah Molek'e (Melek) tapınmaya gittiklerinde ona hediye olarak yanlarında yağ götürürlerdi. Bu yanlarında götürdükleri yağ bu ateşin sürekli yanar halde kalmasını sağlardı. Putperestler bu yapılanları vahşet olarak görmezlerdi. Bu yüzden bu tapınaklara giderken çok güzel giyinir, temizliğe özen göstererek üzerlerine güzel kokular sürünürlerdi.
Bu uygulamalara İsrail kralı Yoşiya (MÖ 640- 609) tarafından son verilerek çöplük olarak kullanılmaya ve insanlar yerine çöplerin yakılmasına devam edildi. Ancak buna rağmen kendilerine değer verilmeyen ve aşağılık olarak görülen günahkâr insanların cesetlerinin cenaze töreni düzenlenmeden oradaki çöplükte yakılmasına devam edildi. Cehennemin dibinde Saydalılar'ın putu Aştoret, Moavlılar'ın putu Kemoş ve Ammonlular'ın putu Molek'in (Melek) tapınakları bulunurdu.

Coğrafi konumu= Kudüs merkezi olan tepenin hemen dibindeki, çukurda kalan, güney ve güney batısıdır. Refaim Vadisi'nin kuzey ucuna düşer.

Kaynaklar:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder