9 Mayıs 2018 tarihinde, İlim Yayma Vakfı Başkan Vekili
sıfatıyla Bilal Erdoğan (yeni Allah’ın oğlu), Yalova Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Suat Cebeci’yi makamında ziyaret etmiş, başarı dilemişti.
Diyor
ki; "Yalova Üniversitesi için söylenen 'Burası hala FETÖ örgütünün
elindedir' lafını kabul etmiyorum. 70-80 kişiyi atmışız. Ben 4 kişiyi yeniden göreve başlattım. Çünkü
haksız yargılandılar. Bu 4 kişi 1,5 yıldır açıktaydı. Aralarında adli süreci
devam edenler de var. Ancak ben suçsuz olduğuna
inanmışsam o kişiyle çalışırım. Mesela mahkemede
yargılanıp beraat eden bir kişiyi göreve başlatmadım ama mahkemesi devam eden
birini ise göreve başlattım. Dediğim gibi, önemli olan benim o
kişinin suçsuz olduğuna inanmamdır"
demiş. 16.5.2008
59/7'de,
key la yekune duleten beynel agniyai minkum (sizden zenginler arasında dönüp dolaşan
bir servet olmasın) diyor.
Servet
olmaması gerekenin, devlet ve devlet malları olduğunu anlayan kaç Müslüman var?
Yeni
İslam'ın mürİTleri, sanıyorum ki 3/101'de geçen fikum resuluh(o'nun
resulü içinizde) söylemini, kendi atadıkları resul zannetmekteler.
Ne
de olsa yeni İslam yaratıldı, önce 2. peygamber ilan edildi, sonra hızını
alamayıp freni patlayanlar Allah'ın oğlu ve daha sonra Allah'ın tüm vasıflarını
üzerinde topladığını iddia ederek, doğrudan Allah ilan etmişlerdi.
Yazık
ki AKP'ye oy veren büyük çoğunluk, bunu bile bile oy vermekte ve utanmadan da
alnını secdeye koymaktadırlar.
Bunu
fark edenleriyse küffar ilan etmekten, Deistleri
hedef göstermekten çekinmeyecek kadar yüzsüzleştiler.
Böylelikle
kindar ve dindarlaştırılan toplum, felakete sürüklenmesin de, dünya lideri mi olsun?
Allah
bile böyle topluma ödül vermekten, yüceltmekten utanç duyar.
Zira
10/109'da, yahkumallahu, ve huve hayrul hakimin (Ve Allah yargıçların en
hayırlısıdır) demekle, asla adaletsizliği pirim vermeyeceğini vaat etmiştir.
95/8'de,
ise, e leysallahu bi ahkemil hâkimin (Allah, yargıçların yargıcı değil mi?)
diyerek, adaletten sapılmaması gerektiğini, adaletsizliğin şerefsizlik
olduğunu, Allah temelli inanca aykırı olduğunu ilan etmektedir.
Ancak
tüm bunlara rağmen, 7/87'de, fasbiru hatta yahkumallahu (Allah, hükmünü
verene kadar sabredin) demekle, kendisinin mutlaka en adil hükmü vereceğini
söylerken, aynı zamanda o hükmünü verene kadar da, adaletsizliğe göz yummamanız
gerektiğini de söylemiş durumdadır.
Tüm
bu gerçekler göz önündeyken, Rektörü Prof. Dr. Suat Cebeci Efendi ne demektedir?
"Mahkemesi devam eden birinin suçsuz olduğuna inandım" diyor.
Yahu,
senin neye inandığın değil, adaletin ne karar verdiği önemli, inanmıyorsan
sorun yok da, inandığını iddia ettiğin halde, 2/188'de, la te'kulu
emvalekum beynekum (malları aranızda yemeyin) diyerek, haksızlığa göz yummayın
diyor.
Devamında,
bil batılı ve tudlu biha ilel hukkami (yargıçlara rüşvet olarak
aktarmayın) diyerek, yargının karar vermesini bekleyin, yargıyı etkilemeyin,
karışmayın emri verdiği açıktır.
Lakin
Rektör Efendi, ben öyle inandım diyor.
Peki,
sen kimsin, yargıç mısın, yargıya dâhil mi oldun, yargılamanın hangi aşamasında
vardın da konuyu biliyorsun, suçluyu-suçsuzu ayırt edebildin?
Ben mahkeme kararlarını tanımam diyemezsin.
Bu,
sadece beşeri yasalara göre değil, tam aksine iman ettiğin Kur’an yasalarına
göre de böyle.
Nitekim
4/59'da, atiur resule ve ulil emri
minkum (sizden olan resule, idarecilere, otoriteye itaat edin) diyor, ben
demiyorum Kur’an diyor.
Ama
sen ne diyorsun?
Mealen,
“Ben Kur’an falan tanımam, öyle uygun gördüm, öyle
oldu, ben yaptım oldu” ahmaklığı sergileyip, kendine Müslüman süsü veriyorsun, ancak
suratının orta yerinde Fettoş tiplemesi badem bıyık
bırakarak, yeni İslam’ın neferliğine soyunduğunu da gizlemiyorsun.
Ancak
asıl suçlunun sen olmadığını da, ben görebiliyorum.
Nitekim
4/59‘da söylenen otorite sahipleri,
sana bu fırsatı veriyor, hakkaniyete uymayan atamalarla sizleri toplumun başına
bela etmekten kaçınmadıkları için, ülkemde hiçbir iş, ehlinin ellerinde
olamıyor.
Oysa
4/58’de, ye’murukum en tueddul emanati ila ehliha (size emrediyor, işi
ehline veriniz) diyor.
Yazık
ki ne duyan ne uyan var.
Lafa
geldi mi, benim gibi Deistler düşman, sizin gibi yeni İslam’ın neferleri adam
oluyorsunuz.
Demek
ki Tayyip Efendi, "İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar" diyerek, İslam'da güncelleme yaparken, kriterlerini de gözümüze
sokuyormuş.
Ne
diyelim, yeni İslam ve yeni Allah, mürİTlere hayırlı olsun, tüm dinler gibi
yeni İslam'da bizden uzak olsun.
İnananları
salak yerine koyan siz siniz, suçlanan biz, ne güzel bir din böyle…?
Yukarıdaki satırlar, sadece benim düşüncelerimdir, kimseyi
suçlamak değil fakat beni neden böyle düşünmeye sevk ettiklerinin anlaşılması
amacıyla yazılmıştır.
Bu
ise, yeni İslamcıların eski İslam ile aldattığı, yeni İslam'a uyum
sağlayamayanların isyanı...
17.5.2018
A. Dursun


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder