Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık
skandalı açıklayan isim oldu!
Hükümetin yeni tarım politikaları kapsamında sertifikasız
tohum kullanan çiftçiye destek verilmeyeceğini açıklaması sonrası uygulamanın
artıları ve eksileri tartışılıyor.
DHA'ya konuşan uzmanlar hibrit tohumların üretimi
katlayacağını, ama hububat ekim alanlarında büyük düşüşler olduğunu belirtti.
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık:
"Sebze tohumunu yurtdışına 12.76 dolardan satmışız, 105.2 dolardan geri
almışız. Yani aynı kilogramdaki sebze tohumu alışımız ve satışımız arasında tam
8 kat fazla para ödemişiz." dedi.
'BELÇİKA YÜZÖLÇÜMÜ KADAR ARAZİYİ EKMEKTEN VAZGEÇTİK'
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet
Atalık, çiftçinin tarım politikalarındaki yetersizlikler nedeniyle son 15 yılda
Belçika yüzölçümü kadar, yani 29 milyon dönüm araziyi ekmekten vazgeçtiğini ve
Türkiye'nin Hollanda yüzölçümü kadar arazisini nadasa bıraktığını söyledi.
'İTHALATTA REKOR KIRIYORUZ'
Ziraat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Başkanı, ''Milli Tarım yılı ilan edilen 2017'de baklagillerde
gümrükler sıfırlandı. Nohutu Kanada'dan, Arjantin ve Meksika'dan, mercimeği
Arjantin ve Kanada'dan, kuru fasulyeyi ABD'den alıyoruz. Buğdayın anavatanıyız,
buğday ithalatında yine rekor kırıyoruz. 1 milyar dolar üzerinde döviz ödemeye
devam ediyoruz'' dedi.
'KÖYLÜLERİN ELİNDEKİ ANA BABA TOHUMLAR'
Sertifikalı tohumun hastalıktan arı, kontrolleri yapılmış,
verim analizlerinden geçmiş yüksek kaliteli tohum olduğunu, kullanılmasının hem
kalite hem de verim artışı açısından güzel bir yöntem oluşturduğunu belirten
Atalık, diğer yandan şunları söyledi: ''Ama 2018 yılından itibaren sertifikalı
tohum kullanmayan çiftçiye hiçbir tarımsal desteğin sunulmayacak olması biraz
düşündürücü. Zira bütün tohumların üretimi ana baba tohumlardan geliyor.
Ulusötesi şirketlerin en kaliteli tohumları doğadaki yabani türlerin
çaprazlanmalarından elde edilerek geliyor. Yerel tohum dediğimiz doğada,
çiftçide, Türkiye'de kıyıda köşedeki köylerde köylülerin elinde kalmış yerel
tohumların ana babalığını yapıyor.''
'SEBZE TOHUMUNU 12.76 DOLARDAN SATMIŞ, 105.2 DOLARA GERİ
ALMIŞIZ'
''Sebze tohumunda yüzde 60 oranında Türkiye yeterliliğini
sağlamış vaziyette. Yüzde 40 gibi bir açığımız hala devam ediyor'' bilgisini
veren Atalık, şöyle devam etti: ''Ancak tohum dış ticaretinde dışarıya
sattığımız ve dışarıdan aldığımız tohumların özellikle dolar bazında oldukça
enteresan değer durumları var. Sebze tohumları toptan dış ticaretimize
baktığımızda, bir kilogram sebze tohumunu yurtdışına kaç dolardan satmışız, kaç
dolardan almışız diye baktığımızda, 12.76 dolardan satmışız, 105.2 dolardan
geri almışız. Yani aynı kilogramdaki sebze tohumu alışımız ve satışımız
arasında tam 8 kat fazla para ödemişiz.''
'DOMATESTE 3.5, KABAKTA 8, PATLICANDA 33 KAT FAZLA PARA
ÖDÜYORUZ'
Atalık, Türkiye'nin tohuma ödediği paranın çok yüksek
olduğuna dikkat çekti: "Domates tohumunda 3.5 kat, kabak tohumunda 8 kat,
biberde 19 kat, patlıcanda 33 kata kadar fazla para ödüyoruz. Türkiye, daha
fazla tohum satıyor, daha az tohum alıyor, ama örneğin patlıcan tohumunda
gördüğümüz üzere bir kilogramı sattığı fiyatla aldığı fiyat arasına baktığımızda
33 kat fazla para ödüyoruz.''
'TOHUM DIŞ TİCARETİNDE BÜYÜK AÇIK'
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı şu
değerlendirmeyi yaptı: ''Türkiye, parasal değer açısından tohum dış ticaretinde
çok açık veriyor. Aradaki fark bütçemizi korkunç etkiliyor. Miktar olarak
dışarıya fazla satsak, az miktarda alsak da 2017 toplamında 19.1 milyon dolar
sattığımızdan kazanabilmiş, daha az almamıza rağmen 96.2 milyon dolar para
ödemişiz.''
'GERÇEK ENFLASYON YÜZDE 39,2'
Financial Times'a demeç veren ABD'li iktisat profesörü Steve
Hanke, Türkiye'deki gerçek enflasyonun gösterilenden daha yüksek olduğunu ve
yıllık enflasyon oranının % 39,2 olduğunu belirtti.
01 Haziran 2018
Türk Lirası'ndaki değer kaybını ve Türkiye'nin attığı
adımları değerlendiren Financial Times gazetesi, Türkiye'ye dair dış borç ve
kur endişelerinin yanı sıra enflasyonun düşük gösterildiği yönünde endişeler
bulunduğunu aktardı.
Financial Times'ın yayımladığı analize göre, Türkiye'de
gerçek enflasyon gösterilenden çok daha yüksek. ABD'li Profesör Steve Hanke,
yıllık enflasyon oranının yüzde 39,2 olduğunu öne sürerken, enflasyon
hesaplamasından hareketle faizin de yüzde 40'ın üzerinde olması gerektiğini
belirtti. soL Haber'in aktardığına göre, FT'de Jamie Powell imzasıyla
yayımlanan yazıda ABD'li iktisat profesörü Steve Hanke, Türk Lirası'nda yaşanan
değer kaybının ardından gerçek enflasyonun yıllık yüzde 39,2’ye ulaştığını
belirtti.
'LİRA İÇİN TALEP
AZALDI'
Yazıda, söz konusu rakamın, resmi rakamın 3,6 katı olduğu
vurgulanırken, Hanke enflasyonla mücadele etmek için faizlerin yüzde 40'ın
üzerine çekilmesi gerektiğini öne sürdü. Yazıda AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan'ın faiz konusundaki tutumuna atıf olarak 'Bunu Erdoğan'a söylemeyin'
denilirken, lira için talebin azaldığı, piyasada çok fazla 'düşük kaliteli
lira' bulunduğu belirtildi. Hanke, ' Erdoğan Türkiye'yi yönettiği sürece
durumun değişmeyeceğini' savundu.
'TÜRKİYE EKONOMİSİ GÖRECE ŞEFFAF'
FT yazısında, Türkiye ekonomisinin görece 'şeffaf' olduğu,
açıklanan resmi rakamlar sebebiyle böyle bir hesaba gerek olmayabileceği dile
getirilerek, açıklanan resmi tüketici fiyat endeksleri aktarıldı. Ayrıca yazıda
dolar/lira kurunu enflasyonu ölçmek için kullanmanın yarattığı sorunlardan
bahsedilerek, Türkiye'nin en çok ithalat yaptığı ülkelerin başka para birimleri
kullanan Rusya, Almanya, Çin ve İngiltere olduğu kaydedildi. Bu sebeple
Türkiye'nin dış borcu dolar cinsinden olsa da, enflasyona etkiyi gösterecek
para biriminin dolar olmayabileceği savunuldu.
'ENFLASYON HESAPLANANDAN YÜKSEK'
Habere göre Hanke, 'Satın Alma Gücü Paritesi'ne dayanan
metodolojisinden enflasyonu 'döviz kuru değişimi'ni baz alarak hesapladı.
'Satınalma Gücü Paritesi' yöntemine göre, Türkiye'nin içinde bulunduğu
'Kırılgan Beşli' için yapılan 1996-2013 dönemini kapsayan bir çalışma, Türkiye
için SGP yöntemiyle enflasyon hesaplamanın çok geçerli olmadığını ortaya
koyuyor. SGP metodolojisi literatürde de tartışılan bir hesaplama. Ancak
Türkiye'de son iki yılda petrol ve demir cevheri fiyatları başta olmak üzere
emtia fiyatlarının dolar bazındaki artışı ve kurdaki gelişmelerden ötürü
enflasyonun hesaplananın üzerinde olduğu tahmin ediliyor. yuzdeyuzhaber


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder