Mustafa Kemal’in Tarsus’a geldiğinde kalabalık fırlayan
milis kıyafetleri içindeki Adile Onbaşı (Adile Hala) Mustafa Kemal’in önüne
çıkarak ayaklarına kapanarak gözyaşları içinde “Bastığın toprağa kurban olayım
paşam” diyerek, bağırarak ayaklarını öpmek ister.
Mustafa Kemal kadını yerden kaldırmak için eğilirken, yanındakilerden biri “Paşam bu kadın Kara Fatma Lâkaplı Adile Onbaşı, Adile Hala’dır” deyince, gözleri yaşaran Mustafa Kemal, Adile Onbaşı’nın elinden tutarak ayağa kaldırıyor ve kadının yaşlı gözlerinin içine bakarak:
“Ey Kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın. Dünyada hiçbir milletin kadını “Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim diyemez” diyerek Türk kadınının kahramanlığını dünyaya haykırıyor ve Adile ile Onbaşı’nın şahsında tüm Türk kadınlarını selamlıyordu. TBMM-56’ncı Birleşim 9 Mart 2021
İZMİR KIZ ÖĞRETMEN OKULUNDA BİR KONUŞMA
(14. X. 1925)
Öğrencilere sorulan sorular üzerinde yapılmıştır.
Cumhuriyet nedir ve sultanlıktan farkı nedir?
Cumhuriyet fazileti ahlâkiyeye müstenit bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Sultanlık korku ve tehdide müstenit bir idaredir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuskâr insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide müstenit olduğu için korkak, zelil, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bunlardan ibarettir.
Biz millî mücadelede muvaffak olduk mu, niçin muvaffak olduk?
Millî mücadeleyi yapan doğrudan doğruya milletin kendisidir, milletin evlâtlarıdır. Millet analariyle, babalariyle, hemşireleriyle mücadeleyi kendisine mefkure ittihaz etti. Biliyorsunuz ki, asırlarca vuku bulan mücadeleler ve bunların netayici olarak da yüksek tarihî zaferler vardır. Fakat o zaferlerin âmilleri kendi mefkureleri olarak değil şunun bunun hırsı peşinde kul köle olarak bulunmuşlardır.
Halbuki millî mücadelede şahsî hırs değil millî mefkure, millî izzetinefis saiki hakikî olmuştur.
Türk kadını nasıl olmalıdır?
Türk kadını dünyanın en münevver, en faziletkâr ve en ağır kadını olmalıdır. Ağır sıklette değil; ahlâkta, fazilette ağır, vakur bir kadın olmalıdır. Türk kadınının vazifesi, Türk‘ü zihniyetiyle, bazusiyle, azmiyle muhafaza ve müdafaaya kadir nesiller yetiştirmektir. Milletin menbaı, hayatı içtimaiyenin esası olan kadın, ancak faziletkâr olursa vazifesini ifa edebilir. Herhalde kadın çok yüksek olmalıdır. Burada Fikret merhumun cümlece malûm olan bir sözünü hatırlatırım:
“Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer.”
Hayatta musiki lâzım mıdır?
Hayatta musiki lâzım değildir. Çünkü hayat musikidir. Musiki ile alâkası olmıyan mahlûkat, insan değildir.
Eğer mevzuubahs olan hayat insan hayatı ise musiki behemehal vardır. Musikisiz hayat zaten mevcut olamaz.
Musiki hayatın neşesi, ruhu, süruru ve her şeyidir. Yalnız musikinin nev‘i şayanı mütaleadır.
Hâkimiyeti Milliye: 15 Ekim 1925- ATATÜRK’ÜN SÖYLEV VE DEMEÇLERİ (Orijinal Haliyle).pdf
Hem direnişçi hem emekçi tüm dünya kadınlarının günü kutlu olsun.
Video-HES'lere karşı Anadolu'yu Vermeyeceğiz. 7 Mart 2012
8.3.2023
A. Dursun
Video-Tekstil İşçileri Direnişte-8 Mart 2012
Atatürk'ün Karşıyaka'daki günleri (1922-1934).pdf
ATATÜRK’ÜN İZMİR ZİYARETLERİ VE VEFATININ İZMİR’DEKİ
YANKILARI.pdf

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder