Erdoğan'ın, deprem konutlarını parayla satarken yakalandığı günleri anımsadım.

Anımsayanlar vardır ama yine anımsatayım.

Beyaz Saray Biden'a kafasına göre nispeten (spontane diyebiliriz) konuşma yasağı getirdiğinde, Erdoğan'a da "Biden'da olduğu gibi" spontane konuşma yasağı getirilmelidir demiştim demesine de Erdoğan camdan konuşmuyor, yani hatırlatma notlarına bakarak konuşmak yerine doğrudan camdan okuyor olmuş bu da yetmemiş Büyük hatip Tayyip diye lanse edilmesin rağmen camsız konuşmayı geçtik camdan okumasına rağmen suflör kullandığını da görmüştük.

Çünkü camda yazan metinlerin dışına çıkınca skandallar birbirini izliyordu.

Seçimlere yaklaşık 20 gün kala Erdoğan'ın verdiği açıklar ister istemez akıllarımızda tekrar canlanıyor.

Üstelik öyle bir açık ki, rezaletin diz boyunu geçtiği ortaya çıkmış olduğu bir açıktan bahsediyorum.

Erdoğan, 27.03.2023 tarihli Adıyaman Yeni Afet Konutları Temel Atma Töreni’ne "devlet deprem konutlarını vatandaşlarına hibe seviyesinde bir usulle teslim ediyor" demişti.

Elbet hibe anlayışının ne olduğu artık kişiye göre değişmiş durumda.

Sermaye sahiplerine, çetelere, mafyaya hibeden bahsederseniz, miktarların sınırında da ödeme biçiminde de sınır kalkıyor. 

Ama vatandaşa hele de depremzedelere gelince sınırlar falan daraldıkça daralıyordu.

Bunu salt muhalefet olsun diye söylemiyorum, tam aksine toplum huzurunda yaşanan, herkese açık bilgiler eşliğinde söylüyorum.

Örneğin 28 Şubat 2022 tarihinde Aydın Akar isimli bir vatandaşın, dakika 17:30'da "bir milyar çok biraz indirim yaparsan" dediği görüntüler akıllardan çıkmıyor.

Devletin resmi kuruluşu mu yoksa AKP'nin çiftlik kuruluşu mu olduğu kesin olmayan internet sitesinde, bu bilgiler halka açık şekilde sunuluyor, şimdilik de korunuyor.

Şimdilik diyorum zira Cumhurbaşkanlığı sitesinde eski Cumhurbaşkanlarının konuşmaları vs.… her şey silinmiş.

Sadece tanıtım kısımlarında duruyorlar.

Eğer Kılıçdaroğlu seçilirse, Çankaya'yı kullanacağını söylüyordu.

Bakarsınız o site de tamamen yok olabilir, o nedenle şimdiden gerektiği ölçülerde arşivliyorum. 

Elbet başka arşivler de var. 

Örneğin Erdoğan'ın fahiş fiyatla sattığı deprem konutlarına karşın açlıktan perişan olmuş çocuklarımızla ilgili konuşanlar.

Örneğin İYİ Parti adayı Bilal Uzun Çocuk yoksulluğundan bahsederken gelir paylaşımındaki adaletsizliği bazı rakamlarla ortaya koyuyor.

Ülkenin en zengin 10 milyon kişisi tüm gelirin % 70'ini aldığını söylüyor.

Oysa 2021 yılı Dünya Eşitsizlik Raporu'nda Türkiye'de en zengin %10'lk nüfus, tüm gelirin %54'ünü alıyordu.

Demek ki özellikle de pandemi döneminden sonra bu denge tamamen sermaye sahiplerini koruyan şekle dönüştü.

Sadece Türkiye değil, dünyanın neredeyse tamamında durum bundan ibaret.

Bu miktarların yıllar bazında ne şekilde olduğunu dünya şeffaflık örgütünün yayınlarından bulabilirsiniz, aynı zamanda bu örgüt birkaç gün evvel Cumhurbaşkanı adaylarının mal varlıklarını açıklaması yönünde bir çağrıda bulunmuştu.

Ama kimin umurunda, hiç kimsenin.

Vatandaş bunu talep etse dahi gerçekleşmesi mümkün değil çünkü vatandaş daha İstiklal Marşı'nı doğru okuyamayanlar tarafından yönetildiğinin bilincinde bile değildi.

Ramazan’da Sofra Kurmanın Maliyetinin 1.371,69 TL olduğunu bizi yönetenler bilmiyor olabilir mi?

Ya vatandaş farkında mı? 

Neyse ki yeni yetişen nesil tüm bunların farkında.

Dünya Lideri, İstiklal Marşını camdan bile yanlış okuyordu tıpkı diğer vekilleri gibi, hatta ayağa kalkmayanlar bile vardı, tıpkı Ekmeleddin gibi, anımsayanınız var mı?  

Vekilleri yanlış okur da Başbakan yaptıkları okumaz mı?

Buyurunuz, Binali Efendi İstiklal Marşı'nı ezbere bilmediği gibi bakarak bile yanlış okuyor.

İlk dörtlüğü okuyor.

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin(dir) yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak. 

Binali Efendi'nin de diğerleri gibi değiştirerek okuması ve ezbere bilmiyor bizi olması hiç yanıltmıyor.

Yeni yetişen gençler bu milletin umudu olmaya devam ediyor.

65. yaşıma gireli 11 gün oldu ve inanıyorum ki yeni nesil aydın, bilinçli ve kararlı olarak geliyor.

Konuştuğum, yazıştığım, görüştüğüm gençler öylesine donanımlı ki inanın ağzım açık kalıyorum ve bundan gurur duyuyorum.

Atatürk boşuna söylememiş,

Gençler, cesaretimizi takviye ve idâme eden sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık meziyetlerinin, vatan muhabbetinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.
Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu ila ve idame edecek sizsiniz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Yeni yetişen nesil, atasının izinde doğru, güçlü ve emin adımlarla ilerlemektedir, yolunuz açık olsun.

24.4.2023

A. Dursun