25 Nisan 2023 Salı

Komedi dünyasından değil, RTE'nin dünyasından. Türk düşmanları da keyifle izlerken.

İnanın artık komedi filmi izlemeye ihtiyaç duymaz oldum.

Yanlış anlaşılmasın ama Erdoğan'ı öylesine komik duruma düşürüyorlar ki, gülmek için izlemeden duramaz oluyorsunuz.

Hani bir zamanlar "yabancılar gülmek için tarihi içerikli Türk filmleri izliyormuş" esprisi yapılıyordu ya, aynen gerçekleşti desem yeridir.

Yalan söylüyor diyemiyorum, nihayetinde her gün konuşan bir insan sadece konuşma metnini kendisi hazırlamaya kalksa bile net bir gününü alır.

Zira, "bunu söylüyorum ama birileri bir yerleriyle bana güler mi" diye düşünüp, söylediklerinin arkasının dolu olup olmadığını araştırarak yazmaya kalkarsanız kesinlikle hiçbir şeyle uğraşmadan en az 24 saatinizi ayırmak zorundasınız, yazanlar bunu bilir. 

O nedenle yalan söylüyor diyemiyorum ama söyletiyorlar, bu da açık komediye dönüyor.

Levent Kırca yaşasaydı milyonlarda done çıkartırdı eminim.

Neyse bakalım son komediye. 

Erdoğan, "Terör örgütleriyle, darbeyle, sosyal kaosla, siyasi ve ekonomik tuzaklarla dize getiremedikleri Türkiye’yi Suriyelileştirerek çökertme hesaplarını hep beraber bozacağız. Milletimizin tarihten gelen zenginliğinin birer rengi olarak kabul ettiğimiz etnik ve mezhebi farklılıkları istismara yeltenen her beyanı, her tutumu böyle görüyoruz, inşallah böyle de görmeye devam edeceğiz" Sakarya Akyazı Recep Tayyip Erdoğan Spor Kompleksi açılış töreninde yaptığı konuşma. 23.04.2023

Konuşma videosunun tapesini de buradan vermişler, videoyu izleyemiyorsanız bakarsınız diye. 

İnsan ister istemez gülmek zorunda kalıyor, onun için kızamıyorum sonuçta bize gülmeyi unutturanlar adeta özür diler gibi tiyatro sergiliyor, yazık ki Erdoğan'da bunun sanırım farkında değil.

Gerçi farkında olsa ne olur ki, seçmenleri ne olursa olsun oy verdikten sonra, değil mi?

Neden yalan değil de komedi olarak görüyorum?

Videoda dakika 22:35'te "Ev kadınlarımızın emekliliğine priminin üçte birini ödeyerek destek vereceğiz. Böylece isteyen her ev hanımımız oldukça kolay şartlarda emekli olarak kendi gelirine sahip olma imkânına kavuşacak" diyor.

Soru:

Ev kadını nerede çalışıyor da emekli oluyor, öyle bir yasa mı çıkarttınız da haberimiz yok

Yandaş basın 2017'den beri sürekli bunu söylüyor, 2018'de bu söylem öylesine artı ki artık dayanamadım gerçeğin ne olduğunu söyledim.

Gerçeğin, "25 Yıl Evli Kalana Emeklilik! 1500 TL Maaş Ödeniyor! (YALANI)" başlığında ne olduğunu sunmuştum.

Bunun sürekli  tekrarlanan bir dezenformasyon olduğunu, Fahrettin Altun'un da buna göz yumduğunu da söylemiştim.

Yani Erdoğan'ı yine kandırıyorlar, Rabbi'si de Millet de affeder mi onu ben bilmem.

Soru şu.

Nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzun farkında mısınız?

Bu videoda camdan okuyanların ikisi de Erdoğan ise, diğer camdan okuyan kim, neden kendisini yalan söylemeye itiyorlar, neden tuzak kuruyorlar, gülmeyeyim de ne yapayım?

Camına konan yazıların sorumlusu kimse, ülkeyi yönetenler de onlardır.

Bu da Türkiye için en büyük tehdit, alenen beka sorunudur.

Muhalefet bunu görmüyor mu, onların camına ya da beyinlerine aynı merkezden mi koyuyorlar yazıları ya da bilgileri?

İyi de millet kör mü?

Camdan okumanın yapıldığı o günlerde sığınmacı anketi yapılmış, Cumhur Koalisyonu % 38, Millet Koalisyonu % 42,0 çıkmıştı.

Garabet olan asıl şurada.

Ankete katılanların % 58,4’ü koşullar sağlansın geri yollansın demiş.

% 34,3’ü ise zorla da olsa geri gönderirdim demiş.

Garabet bu noktada ortaya çıkıyor.

Her 2 kişiden birinin AKP koalisyonuna oy verdiğini düşündüğümüzde bu rakamların şüpheli olduğu ortaya çıkıyor.

Yani hem Cumhur çoğunlukta hem mültecilere karşı oy verenler çoğunlukta.

Bunun 2 anlamı var.

Ya anket doğru soru yöneltemedi ya da gerçekten Cumhur koalisyonu çökmüş durumda.

Lakin buna rağmen AKP parlamenter sistemde olsaydı tek başına ya da çoğunlukla iktidar olurdu.

Öyleyse mültecilere taraf olanların ortalama hata payı da katıldığında % 40 olduğu yerde, Cumhur Koalisyonu'nun % 38 oy oranı olduğu ortadaysa, mülteci karşıtlarının % 40 olması aşırı bir çelişki gibi durmaktadır.

Başka deyişle mültecilere taraf olanların oy oranının hala % 40'larda olması, muhtemel seçimlerde yapılacak bir mazlum rolü ile oranın % 60'lara çıkmasının muhtemel olduğunu gösteriyor demektir.

Bir elde Kur'an, gönüllerde iman, millete IBAN söylemleriyle Türkiye'nin de Talibanlaşması an meselesi demektir.

Elbet muhalefet buna rağmen uyumaya, örtülü destek vermeye devam ettikçe, iman ile bu ülke hızla çöküşe gittiği ortadadır.

Benden anımsatması...

Örnekler o kadar çok o kadar çok ki, buraya sığdırma imkânım neredeyse yok, hatta kesinlikle yok diyebilirim.

Ancak sığınmacılar konusunda garabet bununla da sınırlı değil ki. 

Örneğin AKP milletvekili olduğu dönemde Fakıbaba denen biri "SURİYELİLER DÖNMEK İSTESE DE BİZ GÖNDERMEYİZ" diyordu.

Şimdi geçiş yaptığı İYİ Parti, programına bile Suriyelileri yollayacağız diyor.

Eğer Fakıbaba İYİ Parti'yi hülle partisi gibi görmüyorsa komedi değil mi?

Gülmeyeyim de ne yapayım, ağlayayım mı?

Asıl ağlaması gereken, en az 3-5 çocuk yapın diyenlere uyup, çocuklarına süt bile alamadıkları için ağlayanlar değil mi, ben neden gülmeyeyim?

Camide bira, Kabataş’ta üstüne işeme tüm bu yalanları kim söyletiyor?

Önüne bilgiyi koyanlar kimse tabii ki onlar, örneğin MİT, Emniyet, İçişler gibi birimlerin başındakiler seyirci koltuğunda otursun diye mi var?

Görünüş sanki öyleymiş gibi izlenim uyandırıyor, çünkü tüm bu kurumların içinde CIA ajanları cirit atıyor, tıpkı ilk resimde göstermeye çalıştığım bebeğin kafasına sarık geçirenlerin CIA ajanları olduğu gibi.

Türk Milletine alenen meydan okuyanları, aşağılayanları, Bayrağa hakaret edenleri unuttuk mu? 

Ahmet Gündoğdu, 24.05.2013 tarihinde yaptığı konuşmada, milletin gözünün içine baka baka, hiç utanmadan "Şimdi çözüm sürecini hayvanlar bile anlamış ama bazı insanlar anlamıyor" diyor, şimdi de utanmadan "Yozgatlı kardeşlerimizle iftar buluşması" diye masal anlatıyor, koalisyona soktukları Hizbullah artıklarının Türk Bayrağı'na düşmanlığını görmezden geliyorlar.

Hüda-Par görünümlü Hizbullah, Türk Bayrağından rahatsızız diyor.

Hatırladınız mı, "Türk Bayrağı Küfürdür, Türk askeri Kâfirdir" diyen şerefsiz bir hanzonun davası görülürken, yandaşları sokaklarda tekbir sesleriyle görüntü veriyordu.

İşte bu nedenle de yani Türk Bayrağını küfür olarak görenleri, huzurlarına çıkıp incitmemek için onların küfür saydıkları bayrağı arkalarına almaya cesaret edemiyorlardı, anımsadınız mı? 

İhanet, iş birliği bir günlük olgu değil ki; 04.09.2012 yılında Beytüşşebap'taki çatışmada öldürülen PKK'lının cenazesi geçerken, PKK'lılar rahatsız olmasın diye Türk bayrağı indireme talimatı verenler kimdi, unuttuk mu?

Bu resmi anımsadınız mı?

O zaman, İstiklal Marşını söyleyemeyen adamları TBMM'ye doldursanız, daha çooooook bayrağı yakılırken seyredersiniz demiştim, teker teker doğrulandı.

Hadi hepsini unuttunuz, peki bu resimdeki olguları anımsayan var mı?

Anımsamadınız ya da unutmuş numarasına yatmayı tercih ettiniz değil mi?

Hani şu KaçAK Saray'da konuşlanan Hilal denen kadının, Türk Bayrağı hakkındaki söylemlerinden bahsediyorum.

Siyasal İslamcıların İngiliz söylemlerine neden sarıldığını, neden PKK'nın hamiliğine soyunduğunu anladınız mı?

Söz konusu Hilafetse Türk Bayrağı, değilse ney…?

Değilse, “Türkiye Bayrağı demeyi ben ön görüyorum ya da Demirtaş’ın dediği gibi devlet bayrağı demeyi…”

Daha neler neler, ne takiyeler neler neler neler...!

Neredeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen, nereyeeeeeeeee?

Kimleeeeeeeeeeeeeeer, kimlerle beraber?

Son bir sorum var.

Başta Fettoş ve çocukları olmak üzere Türk, Türk Bayrağı, Türkiye ile sorunlu olanlar neden hep KaçAK Saray'daki dehlizlerde besiye çekiliyor?

Bu düşmanlığın, İslam Peygamberine atfedilen hadislerle ilgisi var mıdır dersiniz, bence okuyun ve düşünün.

Öyle görünüyor ki, muhalefet de dahil Hedef 2023 söylemlerinin altında yatan, İngiliz ve ABD istihbaratlarının uzun yıllar boyu milletimizde dayattığı 2023'te Lozan Bitecek söylemine olan cahil destekleri ve inanan cahil sayısının artışı ile orantılı bir seçim olarak geçecek.

Başka deyişle Emperyalist ajanlar ile Türk milletinin siyasal çatışmasına sahne olacak.

Daha da ötesi, Türk Milleti'nin gerçek anlamda beka savaşı yaşanacağı bir sürecin seçimleri olacak.

Dilim döndüğünce 2023 Mayıs seçimlerini özetlemeye çalıştım, ne kadar başarılı oldum az kaldı göreceğiz.

Evdeki yabancı söylemleri yani sizin hanede görünen tanımadığınız kişilerin seçmen olarak görünmesi de en az 3 yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu unutmayın.

25.4.2023

A. Dursun

Bazı tavsiye adresler.

 

Hüsnü Mahalli, "İdlib'e teröristler Türkiye’den girdi" dediği için tutuklanmıştı, şimdi o teröristler Türkiye’de oy mu kullanacak?

Her mahalleye IŞİD'li aile neden yerleştiriliyor, Hizbullah nerede, İŞGAL başladı mı?

Yine türban yine tecavüz. Türban artık gerçekleri örtemiyor, IŞİD hastanesi...

  

T. C. ANKARA 5. AĞIR CEZA MAHKEMESİ. BERAAT/ DÜŞME/ MAHKUMİYET-13/04/2018.pdf

Tayyip'in, Afganistan'da eğitim aldığını da anımsarsanız, çıkış yolumuz kalmıyor gibi. 

“Kürtler iki dosta güvenebilir: dağlar ve Amerika Birleşik Devletleri”

Erdoğan, "Türkiye'nin, Taliban'ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok.

Erdoğan, "Ekümenik beni, ecdadımı rahatsız etmez." (!!!)

Erdoğan, Kıbrıs'tan toprak verebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder