2 Mayıs 2023 Salı

14 Mayıs 2023 seçimlerinden önce okuma tavsiyesi. Foucault ve İran Devrimi...

Öncelikle bir konuyu açmam gerek, sonra asıl konuya geleceğim.

Erdoğan bugün (2.5.2023) Kılıçdaroğlu'na "vatandaşlarım sana sandıkları mezar edecek, buna hazır mıyız" demiş.

Bir parti başkanının siyasete bunu söylemesi belki normal karşılanabilir ancak bir Cumhurbaşkanı'nın o makamın tüm nimetlerini kullanarak bunu söylemesi istisnasız ve en hafifinden şiddet çağrısı içerir.

Çünkü elinde devlet gücü olan birinin, o gücün arkasından konuşması açık bir tehdittir.

Siyasi mezar demiyor alenen mezar diyor.

Bu ifade bana şimdilerde ortaklık yaptığı Hizbullah'ın siyasi kanadı Hüda-Par'ın "sizleri sokağa çıkarttırmayabiliriz" sözlerini getirdi.

Bu söylemi her ne kadar PKK için söylüyor görünüm verse dahi birçok yerde PKK ile ortak hareket ettiğini de biliyoruz. 

Bu arada Kılıçdaroğlu'nun "DarkWeb ile Cambridge Analytica" tespitleri için sayfa sonunda bazı linkler bırakacağım.

Gelelim asıl açmak istediğim konuya.

Bugün bir kitap tanıtımı yapmak istedim.

Bende 2015 yılı baskısı var, hayli zamandır buradan da sunmak istemiştim ancak vakit bulma sıkıntısı yaşadım.

Vakit demişken evet 20 yıldır emekliyim ancak neredeyse hemen her gün sabah spor, kahvaltı dedikten hemen sonra okuma ve düşüncelerimi not etme alışkanlığım nedeniyle kafayı kaldıracak zaman bulamıyorum.

Özellikle de facebook sayfama girmeyi artık bıraktım daha doğrusu Ahmet Dursun ismi resmen yasaklanmış oldu.

Bu bir bakıma da iyi oldu, artık sayfama daha fazla zaman ayırmaya çalışacağım.

Uzatmayım, AKP kurucularından Prof. Nevzat Yalçıntaş, 2008 yılında Erol Mütercimler’in "Aynanın Arkası" programında katıldığı programda "Bana geldiler, İran devrimini nasıl yaptıklarını anlattılar. Kara çarşaflı kadınları en öne koyduk. Böylece askerler orada olanların kim olduklarını bir türlü anlayamadılar, sterseniz sizde de bunu yaparız dediler, ben kabul etmedim" dediği ifadeler hiç aklımdan çıkmamıştı. 

O nedenle bu kitabı alır almaz bir soluta okumuştum.

Sizlere de acil tavsiyemdir, seçime kadar mutlaka okuyun, bulamaz iseniz pdf olarak indirme adresini de vereceğim.

Kitaptan bir bölüm...


.../...

Seksenlerin ilk yansında Mısır da İslamcı terörizmi yaşamaya başladı, gerçi Cezayir’le kıyaslanınca buradaki terörizmin ölçeği küçüktü.

Terör ve hükümetin bunu bastırma çabalarından ötürü yaklaşık bin kişi ölmüştü. Yine de Müslüman kültürünün merkezi olarak Mısır’ın yaşamsal önemi, İslamcı hareketin oradaki eylemlerinin geniş etkisi olduğu anlamına geliyordu. Cemal Abdülnâsır’ın solcu ve Sovyet yanlısı siyasetlerinden yetmişli yıllarda uzaklaşan Cumhurbaşkanı Enver Sedat, Amerika Birleşik Devletleri’yle aynı hizaya gelmesine karşı çıkan solcu gruplara karşı denge unsuru olarak faydalanmak için İslamcıların suyuna gidiyordu. Fakat Sedat’ın 1979’da İsrail’le tek başına yaptığı ayı barış İslamcıları öfkelendirdi, ondan tamamen koptular. İran Devriminden sonra İslamcıların hareketi güç kazandı ve 1981 yılında Sedat’ı intihar saldırısıyla öldürdüler.

Sonraki yirmi yıl boyunca Sedat’ın ardılı Hüsnü Mübarek yönetiminde gittikçe baskıcı bir kimliğe bürünen Mısır Devleti ile İslamcı teröristler arasında küçük ölçekli bir savaş yaşandı. Toplumun kimi kesimlerinde İslamcıların dayanağının olmadığı söylenemez.

İslamcılar hem avukatların, doktorların, mühendislerin meslek birliklerini ele geçiriyor hem de varoşlarda sosyal yardım programlan uyguluyorlardı, örneğin 1993 depreminin ardından yaptıkları gibi.

Aynı dönemde, silahlı İslamcı fanatikler laik, solcu ya da feminist öğrencilere ve aydınlara saldırıyor, bunların pek çoğunu üniversite yerleşkelerinden uzaklaştırıyordu. Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan ilk Mısırlı olan Necip Mahfuz’u 1994’te neredeyse öldüreceklerdi.

Devletin karşısında yenilmeye başlayan İslamcılar çaresizlik içinde son bir hamle yapıp 1996 ve 1997 yıllarında sayısız turisti öldürmüşler, Mısır iktisadının çekirdeğini, yani turizmi hedef alan bu eylemle halkın büyük kısmını kendilerine yabancılaştırmışlardı.

Başlıca İslamcı gruplar Mısır Devletiyle yaptıkları savaşı durdurmaya karar verdikten sonra, hareketin Ayman el-Zâvahiri önderliğindeki en fanatik kanadının üyeleri 1998 yılında Bin Ladin’e katıldı ve önce Sudan’da, sonra Afganistan’da el-Kaide önderliğinin çekirdek unsuru oldular. 

Ayrıca Mısır Devleti, radyo üzerinden vaaz vermelerine, edebiyat yapıtlarım sansürlemelerine ve laik, feminist aydınları taciz etmelerine izin vererek İslamcıları sakinleştirdi.

Doksanların sonuna gelindiğinde, köktenci İslamcı hareket örgütsel gücünün büyük kısmını ve özellikle İran’da kitlesel dayanağını bir ölçüde kaybetmişti. Mısır ve Cezayir’de kimi İslamcı önderler uzlaşmayı ya da yenilgiyi kabul ettikten sonra hareketten kopan küçük gruplar savaşı sürdürmeye ant içti. Ladin’e katılıp el-Kaide hareketini kuran, kenar hareketlerin de kenarında kalan işte bu kesimdi; Taliban yönetimindeki Afganistan da eylemleri için en güvenli üstü.

Dünyanın artık tek süper gücü olarak kalan Amerika Birleşik Devletleri’nin göbeğinde üç bin sivili öldüren 11 Eylül 2001 saldırılan, dünyada taşlan aynı şiddette yerinden oynattı. İlk ve en bariz değişim İslamcı terörizmin ulaştığı yeni safhaydı. 1993 yılında nispeten daha az kayba neden olan Dünya Ticaret Merkezi bombalaması dışında 2001 yılına kadar genelde Amerika Birleşik Devletleri’nin yurtdışındaki üslerine saldırmışlardı. 1978-79’da yığınların desteğini arkasına alan İranlı İslamcıların aksine gizli kapaklı faaliyet gösteren el-Kaide şebekesi sözüm ona temsil ettiği nüfuslarla doğrudan temasını kaybetmişti. Yine de 1979’da İran’daki rehine olayı gibi, tüm İslam dünyasında kabaran destek dalgası bunların köktenci İslamcılık markasına ideolojik bir zafer kazandırmıştı; geniş kesimlerce nefret edilen Amerika Birleşik Devletleri hükümetine kafa tuttukları için Bin Ladin ve el-Kaide birçok yerde kahraman addediliyordu.

Yazar: Kevin B. Anderson  , Janet Afary

Foucault ve İran Devrimi: Toplumsal Cinsiyet ve İslamcılığın Ayartmaları.pdf

 

1 Kasım'da sandığa gitmeden evvel bilmeniz gerekenler...

CB seçiminden önce mutlaka okunmalı, ikiz yasalar (4867 ve 4868 sayılı kanunlarla kabul edilen BM sözleşmeleri)

SEKÜLER İSLAM’A DOĞRU: MİNİMUM DİN MAKSİMUM DEMOKRASİ

Vahhabi, AKP iş birliği, Türk milletinden intikam almaya devam ediyor, kör müsün ey halkım?

Tunus’ta Otoriter Yönetim ve İslamcı Hareketin Doğuşu: Burgiba Dönemi Üzerine Bir Değerlendirme (1956-1987).pdf

Pers Monarşisinin Sonu ve İran Devrimi'nin Başlangıcı (İng).pdf

Terörün kaynağı adaletsizliktir (Arapça)

Film yapımcısı Bamzhgan Hikmat ile röportaj (Arapça)

Dergi Cogitoe-Cinsel Yönelimler ve Queer Kuram.pdf

DarkWeb, Cambridge Analytica nedir?

GSM operatörleri enkaz altından gelen sinyalleri raporlamalıydı.

Anonymous yeniden ortaya çıktı; Trump-Epstein ilişkisine işaret etti, çocuk istismarı davasının kayıtlarını yayınladı.

 

Kişisel verilerinize dikkat! Bilişim Uzmanı Füsun Sarp Nebil: KVKK her ihlali kamuya bildirmiyor.


 

İşte DarkWeb ve Cambridge Analytica gerçekleri! Sandık manipüle mi edilmek isteniyor?


 

"Türk Milleti'ni ayrıştırın" deseler, nasıl ifadeler kullanılabilir örnekleri.

Kimlerin söylediğini merak ederseniz yazıların üzerine tıklamanız yeteridir.

Her fırsatta terör seviciliğini belli eden Canan Kaftancıoğlu, hodri meydan!

ABD'nin zillet ittifakına desteği karanlık senaryonun kanıtıdır...

Çocuklarınızı CHP'ye özellikle de Canan Kaftancıoğlu gibi DHKP/C teröristlerle yatıp kalkanların olduğu yere göndermeyin. Çocuklarınız karşınıza asker ve polise silah sıkan terörist olarak çıkar.

Meral Akşener "HDP masada olursa biz olmayız" demişti. HDP masaya güçlü figür olarak oturdu ve "Kemal Kılıçdaroğlu ile aynı hedeflere uyum içindeyiz" açıklaması yaptı.

Bugün Hdpkk'yı meşrulaştırmak için atmadığı takla kalmadı. MANSUR BALONU PATLADI!

Zillet İttifakı iradesini Türkiye düşmanlarına ipotek etmiştir.

2 yorum:

  1. 14 MAYIS 2023 PAZAR
    3- Seçim yasaklarının sona ermesi (Saat 24.00)
    https://web.archive.org/web/20230315002534/ysk.gov.tr/doc/karar/dosya/82478/2023-99.pdf

    YanıtlaSil
  2. Tekel rakibi mi YSK mı, neden 24.00'a kadar alkol yasak, sen Allah'ın çocuğu musun ki sana 18'e kadar yasak olsun da bana sabaha kadar yasak olsun?
    Yoksa Allah adına karar verdiğinizi mi iddia ediyorsunuz?

    YSK: 14 Mayıs 2023 Pazar günü sabah saat 06.00’dan gece saat 24.00’e kadar;
    a) Her ne suretle olursa olsun alkollü içki satılmasının, içkili yerlerle umumi mahallerde
    her çeşit alkollü içki satılması ve verilmesi ile içilmesinin yasak olduğuna...
    https://web.archive.org/web/20230502122015/ysk.gov.tr/doc/karar/dosya/82472/2023-94.pdf

    YanıtlaSil