Türk nüfusun yoğun olduğu Yunanistan'ın şehri Gümülcine'de, sadece aşı olmamışlar için kan bağışı derneği kuruyorlarmış.
Haber TRT Batı Trakya muhabiri Necat Ahmet'ten geliyor.
Ahmet'in konuşmasından anlaşıldığı kadarı ile sadece COVID-19 aşısı yaptıranlardan kan alınmayacağı bilgisi var ancak diğer aşı yaptıranlar da gruba dahil mi değil mi konusunda şüphelere neden olmayacak düzeyde kesin bilgi yok gibi.Nitekim bir Oktar Babuna olayı yaşayan toplumumuz her tür oluşum ve girişime hayli mesafeli davranıyor o da işin başka yönü.
Hani COVID-19 aşısı yaptırmayanları "Vatan Haini" ilan edilmesi gerektiğini söyleyen Bingür Sönmez aklıma gelmiyor desem yalan olur, zira aşı söz konusu olunca bu doktor ve diğer iki şey aklıma gelir.
Bingür Sönmez dışında aklıma gelen ilk şey, her tür aşıya karşı duruş sergileyen daha ötesi "İlaçları Kullanmak Allah'a İsyan Etmektir" diyebilen mü'min bacılar konseptidir.
Acaba diyorum bu konsept farklı ülkelerde farklı örgütlenmelere mi girişiyor yoksa onlar pek akıllı da bizim aklımız mı onlara ulaşamıyor.
Çünkü özellikle hac için yurt dışına çıkanlara ya da yasal yollardan Türkiye'ye giriş yapanlara uygulanan zorunlu aşıları gidenler bilir.
Endemik patolojilerden sakınmak için yapılıyor, o mü'min bacılar hacı olmak için gittilerse mutlaka aşı olmuşlardır ama yine de karşılar nedense?
Zira elini kolunu sallaya sallaya kalbura dönen sınırdan gelenler yüzünden tarihe gömdüğümüz kızamık bile hortlamış durumda.
Bingür Sönmez dışında aklıma gelen ikinci şey, Sağlık Bakanı Koca'nın bu konudaki şaibeli ve sansasyonel açıklamaları oluyor.
İlgili konuyu daha evvel "COVID-19, Atabay ilaç, Mehmet Öz, Fahrettin Koca ve örülen ağlar, oyunlar, roller" başlığında detaylandırdığım için fazla uzatmaya gerek duymuyorum.
Merak etiğim şey Prof unvanı taşıyan Mehmet Ceyhan'ın ne diyeceği.
O sözleri sarf ettiğinde de yorumumu iletmiştim.
Bu adam bir Profesör ve Bilim Kurulu Üyesi.
Diyor ki, "Allah neden virüsleri yaratmış? Çünkü insanların belli bir sayının üzerinde çoğalmaması gerekir. Yoksa insanlar yiyecek ekmek bulamaz"...
Birincisi Erdoğan'ın en az 3-5 çocuk yapın önerisine açıkça küfrediyor sayarım.
İkincisi Korona da bir virüs, öyleyse Allah'ın COVID-19'u yaratma gerekçesi de ortada yani bu Profesöre göre Allah, bu virüsü tüm dinleri çökertmek için yaratmış.
Zira tüm dünyadaki ibadet yerleri paydos etmişti.
Belki de bunu söylemek istedi ama görevi gereği şaşırdı.
Ne demişler, ördek şaşırınca suya kıçüstü dalarmış.
Yoksa bu hoca tüm dünya dinlerinin bittiğini, yenidünya düzeninin yeni din ile birlikte geldiğini mi itiraf etti de biz anlamadık?
Karikatür ne güzel ifade etmiş.
Cehalet susacak, bilim konuşacak yorumu ne kadar da doğru olmuş.
Bu kafaların köklerini iyi tahlil etmezseniz, tehlikelere
açık durumda kalırsınız.
Koronavirüs Salgını, Ceza Değil Şifadır ifadesi size çok mu onur kırıcı geldi?
Gelmesin gelmesin, yazık ki bunların kutsalları böyle.
Din masalının sonu COVID-19...
Sadece biz değil, tüm dünya akıl hastalarının eline kaldı.
Filistin televizyonunda konuşan bir Müslüman vaiz korona virüsün, "Yüce Allah'ın askerlerinden biri" olduğunu ve Allah'ın günahkârları cezalandırdığını iddia etti.
Tıpkı depremi ilahi ikaz ya da kader diyen Fettoşçular gibi.
İşte koronavirüs de bunun son örneği olarak bütün dünyayı kasıp kavurmaktadır. Yüce Allah’ın asi kullarına takdir ettiği bir ceza olarak çıkmıştır. Şunu da unutmayalım ki, bu koronavirüs olsun, deprem ve diğer afetler olsun, kendi yaptıklarımızın bir neticesi olarak karşımıza çıkmıştır. Milligazete
ABD, koronavirüsü "Allah'ın lütfu" sayıyor, bizde de birileri 15 Temmuz'u öyle sayıyordu.
Dincilerin koronavirüsle trajikomik mücadelesi.
Ne olacak bunca insan, aşıya bunca insanı zorlayan yetkilerden hesap sorabilecek akıl yaratıldı mı dersiniz?
1.5.2023
A. Dursun
HACETTEPEDEN MEHMET CEYHAN'IN AŞI REDDİ İLE İLGİLİ PAYLAŞIMI
Değerli arkadaşlar. Bildiğiniz gibi akademik unvanını kullanarak halkın da “profesörse her şeyi biliyordur” şeklindeki yanlış inancından yararlanarak her konuyu biliyormuş gibi konuşan bir grup insan var. Bunların yüzünden aşı reddi sayısı 10.000’in üzerine çıktı. Tek dertleri şöhretlerini artırıp daha çok para kazanmak olan bu insanların şöhret hırsı yüzünden çocuklar ölüyor. Yıllardır görmediğimiz bazı hastalıklar da önlem alınmazsa yeniden ortaya çıkacak.
Ben yıllardır cevap verip bunların yalanlarını etrafa yaymak istemedim. Ama aşıda albüminyum var Alzheimer olursunuz gibi bir yalana karşı bir basın bülteni bir gazete ilanı ve savcılığa suç duyurusu hazırladım. Yarın işleme koyacağım. Gazete ilanı ve basın bülteni ekte. Diğer derneklere de gönderiyorum. İsteyenler katılabilir.
BASIN BÜLTENİ
Konu: Son günlerde medyada artan aşı aleyhtarı yazılar ve bunların insan sağlığı üzerine etkileri.
Bilindiği üzere aşılama yaklaşık 230 yıldır bütün dünyada uygulanan milyonlarca ölümü engelleyen bazı hastalıkları ortadan kaldıran en etkili ve ucuz sağlık koruma yöntemidir.
Ne yazık ki son zamanlarda aşının içerisinde cıva bulunduğu ve aşı içerisinde yer alan çok düşük düzeydeki alüminyumun Alzheimer hastalığına yol açtığı gibi bilimsel gerçeklerden uzak ve kesinlikle doğru olmayan ifadeler yayın organlarında yer almaktadır.
Bütün dünyada istisnasız bütün ülkelerde uygulanan aşıların zararlı olduğuna dair yapılan bu yayınlara konu olan kişilerin aşı ile korunulan hastalıkların durumu aşılama ile ne oranda engellendiği aşılama olmazsa sonuçları konusunda eğitimi olmamaları üzüntü vericidir.
Aşılar sayesinde aşıyla korunulabilen hastalıklar en az %98 oranında azalmışken ve bazıları ortadan kalkmışken bu yayınlar neticesinde aşı reddinde ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Örneğin aşıyı reddeden aile sayısı 2011 yılında 183, 2013 yılında 913, 2015 yılında 5091, iken 2016 yılında 10.000’ in üzerine çıkmıştır.
Aşı retlerinde akademik unvan taşıyan ancak konunun uzmanı olmayan kişilerin konuşmaları en büyük etkendir. Aşılama ile her yıl yaklaşık 14.000 ölüm engellendiği dikkate alınırsa aşılanmayan bu 10.000 çocuğun bir kısmının öleceğini tahmin etmek zor değildir.
Bunun neticesinde de bazı hastalıklarda artış gözlendiğini üzülerek izlemekteyiz.
Örneğin bildirilen boğmaca vakıaları son üç yıldır belirgin bir şekilde artmaktadır.
Nitekim kliniğimizde aşılanmadığı için pnömokok menenjitinden ölen ve sakat kalan vakıalar yanında risk grubuna girdiği için grip aşısı olması gerekirken olmayan ve grip sonucu ölen ciddi sayıda vakıa gözlemliyoruz.
Ayrıca unutulmamalıdır ki hiçbir aşının etkinliği bireysel aşılamada yüzde yüz değildir. Aşıların bir hastalığı tam olarak önlemesi ancak toplumsal etkiyle olur. Yani bazı kişilerin aşılanmaması aşılanan kişilerin de aşıdan maksimum yarar elde etmesini engellemektedir.
Bu konuşmaları yapan insanlar unutmamalıdır ki bilgisizlikten veya başka bir nedenden kaynaklanan bilimsel anlamda yanlış ifadeler bazı insanların ölümüne veya sakat kalmasına neden olacaktır. Bu nedenle bu kişilerin taşıdıkları bilimsel unvan ve vicdanlarını dikkate alarak söylediklerini bir bilim ve akıl süzgecinden geçirmelerini konunun uzmanı ve sorumlu bilim insanları olarak beklemekteyiz.
Kamuoyuna önemle duyurulur.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı
______
KAMUOYUNA DUYURU
Son günlerde değişik basın organlarında akademik unvan taşıyan bazı kişilerin nedenini bilmediğimiz ancak reyting ve şöhret kaygısı taşıdığı izlenimi edindiğimiz aşılar aleyhinde ifadeleri yayınlanmaktadır. Bu yayınlar ne yazık ki ülkemizde insan sağlığına ciddi zararlar vermektedir.
Unutulmamalıdır ki aşılama 1700’lü yıllardan itibaren atalarımızın öncü olduğu daha sonra bütün dünyaya yayılan milyonlarca insanın ölümden ve sakatlıktan koruyan en etkili ve ucuz korunma yöntemidir.
Aşılamanın yararlı olduğuna bütün dünyada inanıldığı için aşılama yapmayan bir ülke dahi yokken aşının aleyhine konuşan insanların amaçlarının genellikle gündemde kalmak şöhret olmak ve bu sayede daha çok para kazanmak olduğu görülmüştür. Bu insanlar sadece ülkemizde değil az sayıda da olsa diğer ülkelerde de mevcuttur. Ancak söylediklerinin doğru olmadığı gerçek bilim insanları tarafından bilinmekte ve dikkate alınmamaktadır.
Ülkemizde yapılan çalışmalarda aşılama ile her yıl 14.296 kişinin ölümden kurtulduğu gösterilmiştir. Yani bu şahısların söylediklerini dikkate alıp aşılamadan vazgeçersek on binlerce insanın ölümüne neden olacağımız açıktır.
"Aşılarda alüminyum olduğu için aşı yaptırsanız Alzheimer hastalığına yakalanırsınız" diyerek insanları aşı yaptırmamaya yöneltmek isteyen kişinin enfeksiyon ve aşılar konusunda herhangi bir eğitimi olmadığını bilmekle birlikte bazı aşılarda etki arttırıcı olarak bulunan alüminyum düzeyinin insan sağlığını etkilemeyecek kadar düşük olduğunu bildiğine eminiz.
Kaldı ki bu konuşmaları yapan kişilerin çocuklarını içinde alüminyum olan aşılarla aşıladığını da görmekteyiz. Bazı kişiler bunun yanında aşıda cıva olduğu şeklinde yanlış bir bilgiyi de halka yaymaya çalışmaktadır. Cıva çoklu dozlu aşılarda iğnenin aşı flakonuna birden girmesi sırasında oluşabilecek bakteriyel bulaşları engellemektedir.
Ülkemizde aşılar artık uzun süreden beri tekli dozda uygulandığından cıva bulunmamaktadır. Bu ifadeyi kullanan bazı kişilerin çocuklarını aşılarda cıva olduğu dönemde çocuklarını aşılattıklarını ancak halka yanlış olduğunu bile bile hangi amaca yönelik olduğunu bilmediğimiz bir gayretle aşı yaptırmamalarını önerdiklerini gözlemledik.
Bu kişilerin öğretim üyesi sorumluluğunu üstlenerek insanların ölümüne ve sakatlanmalarına yol açabilecek konuşmalar yapmaktan kaçınacaklarını uzman olmadıkları konu hakkında açıklama yapmak zorunda olmadıklarını hatırlayacaklarını ve kamuoyunun bu konuşmaları yapan insanların yanlış söylemlerini dikkate almadan önce o konuda uzman olan bilim insanlarının önerilerini dikkate alacağını umuyoruz.
Saygılarımızla kamuoyuna duyurulur. Enfeksiyon Hastalıkları Derneği – Pediatri Uzmanlık Akademisi Derneği
Canan Karatay: Grip aşısı tehlikeli!
Birçok Tıp Derneğinden Aşılar Konusunda Kamuoyuna Duyuru!
Resim…Sağlık Bakanlığı, aşı konusunda doğru ve sağlıklı bilgilendirme yapmak amacıyla “asi.saglik.gov.tr” adıyla bir web sayfası oluşturmuş.
Sayfa oluşturacağınıza, millete aşı zararlıdır diyenleri tutuklatın.
Ama olmaz, neden?
Çünkü aşının zararlı olduğu imasını ilk yapan, Epilepsili Tayyip olmuştu.
Sonrasında, aşı karşıtı türbanlı bacılar devreye girmişti.
Şimdi tutmuş, sayfa oluşturmuşlar.
Yani millete tecavüz edenlere özgürlük var bu ülkede.
Oysa bakanlık verilerine göre, 23 bin aile aşı yaptırmamış durumda ve bakanlık harekete geçmiş.
Asıl harekete geçilmesi gereken, AYM'de bugün bile var olan Fettoş çetesi için olmalıydı.
Çünkü...,
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 11/11/2015 tarihinde, Halime Sare Aysal’ın başvurusunda (Başvuru No: 2013/1789), zorunlu aşı uygulaması hususunda verilen tedbir kararı nedeniyle başvurucunun maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: ‘Aşı yaptırmayın’ diyenlerin çocuklarının aşıları tam!
İngiliz ilaç firmaları sivrisinek aşısını deneyecek gönüllüler arıyor.
Yıllardır GDO'lu gıdalar yedirdiler, virüs bulaştırdılar baktılar dünya nüfusu düşmüyor, şimdi belki de kanımız emecek şekilde genetiğiyle oynan sineklerle boğuşacağız.
Yahu nedir bu Emperyalistlerden çektiğimiz, doymayacak mı bu ahlaksızlar?
Lafa bakarsan sağlığımızı düşünmüşler, yersen elbet. Genetiği Değiştirilen Milyarlarca Sivrisinek Doğaya Salındı
Türkiye'deki ilaç soygununu Reuters'tan öğrenenler, ülke yönetiyor.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder