Düşünsenize, bir akrabanızdan size milyarlık miras kalıyor ve işleri yürütmesi için bir yasal vekil (Ör; Avukat) tayin ediyorsunuz.
Yasal takibat sürecinde sizin davanız olduğu yerde sayıyor ama tayin ettiğiniz vekilin serveti size kalan miras miktarını geçiyor ya da yasak takip süresince anlıyorsunuz ki tayin ettiğiniz vekil sizin davayı geçim kapısı yapıp kısa sürede köşe dönmüş.
Olamaz mı?
Olur olur, burası Türkiye, olmaz denen her şeyin olduğu ülke.
Aynen öyle de olmaya devam ediyor...
Canlı yaşanan bir vekil örneği olarak inceleyelim.
Danıştay 11. Dairesi, 22 Temmuz 2007 genel seçimi öncesi vekillere 3
aylık dönem için peşin ödenen maaşın, vekili seçilemeyenlerden
geri alınmasını engelleyen 3671 sayılı Kanun hükmünün, Anayasa'ya
aykırılığının tespiti için oy birliğiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurma kararı almıştı.
AYM'nin benzer konu hakkında kararlarını buradan bulabilirsiniz.
Son 2023 Mayıs seçimlerinden önce 3 aylık maaşını peşin alan ancak tekrar seçilemeyen 314 kişiden DP'den Gültekin Uysal, BBP'den Mustafa Destici, İYİ Parti'den Kâmil Erozan, AKP'den Adil Çelik ve Erol Kaya aldıkları maaşların hak ve hukuka uygun olmadığını söyleyerek Milletin vergilerinden aldıkları parayı Millete geri iade etmişlerdi.
Diyeceksiniz ki bunda ne var, bunun neresinde Türk'e ihanetin bedelini ölçtün ve 25 bin TL olarak belirledin?
Kolay kolay, yeter ki anlamak isteyin anlaması çok kolay olacak.
TBMM'de bizi savunması, koruyup kollaması için, Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağına namusu üzerine yemin edenleri vekil olarak tayin etmedik mi?
Ettik ama neden onlar parayla satılan vatandaşlığa engel olmadılar?
Başta ana muhalefet lideri Bay Bay Kemal olmak üzere, Türk vatandaşlığının satışına engel olan ya da çabalayan kaç vekil ismi söyleyebilirsiniz?
Vekillere daha evvel de söylediğim üzere "ihanet edebilirsiniz" yasası çıkartılmadı mı, buna ses çıkartan kaç vekil vardı?
Şimdi de durum aynı, vekiller uyurlarken yapılan düzenlemelerle cahil, bilgi yoksunu, eğitimsiz toplum oluşturmak için yapılan hokkabazca uygulamalara neden vekiller ses yükseltemiyor, ellerini bağlayan rüşvet çarklarında mı boğuldular, vekilleri teslim alan bir makam ya da mekanizma mı vardır ki sessizlik hakimdir?
Şu aymazlığa şu utanmazlığa şu vurdumduymazlığa bakın ki 25 bin liraya lise diploması verildiği haberleştirildi, bu doğruysa alenen Türk Milletine düpedüz ihanettir ve müsebbipleri vatana ihanetle yargılanmalıdır ki diğerlerinin de arkası gelebilsin.
25 bin TL'ye diploma alan kimlerdir, yalnızca Türkler mi yoksa önüne gelene veriliyor mu?
Bir zamanlar sığınmacılara sahte diploma verildiği ortaya çıkmış sonra sehven verdik denmişti, demek ki durmadan devam ediyor.
Vekiller oturup kıyak maaşlarını alacak, KaçAK Saray'ın beslemeleri çifter çifter maaş alacak ama emekli çalışmak zorunda bırakıldığı için 5 bin TL ikramiye alamayacak, yahu bir milleti bölüp parçalamak yetmedi de şimdi de yaşlı insanlarını mı bölüp parçalıyorlar?
NTV'ye konuşan Eğitim Uzmanı Onur Soğuk, bu okulların öğrenciyi sadece kâğıt üzerinde gösterdikleri için 25-30 bin lira gibi bir ücretle kayıtlarını yaptıklarını, belirlenen fiyat üzerine normal okul ücretini ilave etmediklerini ifade ederken çünkü zaten okula herhangi bir maliyeti yok. Öğrenci okula gitmiyor ders almıyor demiş.
10 Ekim 2023 tarihli MEB sayfasında bazı özel okullarda hayalet sınıflar kurulduğu ihbarları bakanlığa ulaştı diyor.
Yani bakanlık denetimden, teftişten uzak bu nedenle de bir ihbar sayesinde bilgiye ulaşıyor, pes vallahi pes, o kadar müfettiş aylak bakkal hesabı torbalarını tartmakla mı meşguller, onca parayı neden maaş diye veriyorlar?
Neymiş efendim, bakanlık hayalet sınıflarda sahte diploma için Özel Öğretim Kurumları Kanunu'na göre brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası ya da ruhsatı iptal edilecekmiş.
Burada ihanetin bedeli yeniden belirlenmiş gibi, 1 Temmuz 2023 tarihinden itibaren brüt asgari ücret 13 bin 414 TL olduğuna göre 20 katı olan 268 bin 80 TL karşılığında bu ihaneti işlemeye devam edebilecekler.
Diyeceksiniz ki Lise Diploması almanın neresi ihanet?
Bir bakıma doğru da diyeceksiniz zira Arap TV'lerinde "250 bin dolara satılık Türk Vatandaşlığı" reklamı yapıldığına, Cumhurbaşkanının doğuştan Türk olması şartı kaldırılıp "Türk vatandaşı olması" şeklinde düzeltildiğine göre çok yakında vatandaşlık alan bir sığınmacının Türk milletine Cumhurbaşkanı seçilmeyeceğini kim garanti eder?
Peki bu düzeltilen maddenin Erdoğan'ın Ben Gürcü’yüm, eşim Arap söylemiyle ilgisi olmadığını ya da gelecekte devlet memurluğuna bile sığınmacıların getirileceği, Türk popülasyonunun asimile edileceğini ya da yok edileceğinin işaret fişeği olamayacağını kim garanti edebilir?
Örneğini son dakikalarda yaşadığımız yabancı işçi alımının yapıldığı kurada yaşandı.
Video...Açıklamada işçi alımı diyorlar ve bildiğim çok insan mühendis olduğu için işçi olarak başvurusu kabul edilmiyor.
Ne hikmetse buradaki çekilişte, BEÜ'de maden mühendisliği okuduğu söylenen Mısırlı Abdelrahman Abdelattey işe girmeye hak kazanıyor.
Dedim ya, burası Türkiye, Rabbileri "OL" deyince olmayan şey kalmıyor.
Gayet de normal, Milli Eğitimde "Türkçe Öldü" diyenler, "Türk askeri leş gibi kokuyor, Suriyeliler mis gibi" diyenler yetmemiş gibi şimdi de aynı elden beslenen bir grup Mehmetçik Filistin'e diye bağırıp çağırıyorlar diye gündem oluşturulmuş.
O kadar araştırdım ama Hamas ve akabinde İsrail'in son 7 Ekim 2023 saldırısından bu yana 15.10.2023 tarihine kadar böyle bir slogan atıldığını görmedim.
Sloganlar hep eski, genelde 2021 yılına ait olanlar.
Buna rağmen Uğur Dündar nereden duyum aldıysa 12.10.2023 tarihinde "Mehmetçik Filistin'e diyen askerliğini yapmamışlar!" şeklinde bir paylaşım yapmış.
Onca yıllık gazetecinin yaptığı bu hata mı yoksa bizim gözümüzden kaçan bir şey mi var göremedik bilemedim.
Örneğin; 8 Ekim 2023 tarihinde Bolu’da Filistin yürüyüşü: Caddeler sokaklar doldu taştı diye haber var ama teyit edilemiyor.
Yine bedelli askerlik yapan Fatih Erbakan: Mehmetçik Filistin'e gitsin şeklinde ama 12.5.2021 tarihli bir haber.
Ali Erbaş, şehit Mehmetçiklerimiz ve Filistin’de katledilen masumlar için sabah namazında tüm camilerde dua çağrısı yapmış ama 12.10.2023 tarihli.
TGRT Haber’in 17 Mayıs 2021 tarihli yayınında Mehmetçik Filistin’e gidebilir mi? Konusunda görüş beyanı olmuş.
4 Haziran 2021 tarihli A Haber yayınında "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin yönetimi ile yapılan güvenlik ve iş birliği anlaşmasını onayladı. Anlaşma kapsamında Mehmetçiğin Filistin'e eğitim amacıyla gitmesinin önü açılmış oldu. Olası bir diğer adım da Filistin'le yapılacak deniz yetki anlaşması" şeklinde haber yapılmış.
23.1.2023 tarihli AKP Ankara Gençlik Kolları, TÜGVA ve sivil toplum kuruluşları üyesi yaklaşık 300 kişi tarafından Ankara'da protesto edilme haberi var ancak o da Kur'an yakılmasıyla ilgili.
Görüldüğü üzere Mehmetçiğin Gazze'ye, Filistin'e gönderilmesini isteyen bugüne kadar henüz çıkmamış.
Neden?
Çünkü millet artık gerçekleri görüyor.
Hangi gerçekleri görüyor?
Aşağıda eski arşivlerden derlemeler eşliğinde, araştırma yapmak isteyenlere sunuyorum.
Son olarak söylemem gerekenler şudur.
Hiçbir ülke ve yönetimi kendi hayasızlığını, onursuzluğunu, yabancı İstihbaratlara uşaklık ve hizmetçiliğini Türk milleti ve Türk askeri üzerinden pazarlamaya kalkmasın.
Millet zaten CIA mü'minleriyle içeride yeterinde uğraşıyorken, bir de CIA'nin dışarıdaki patlattığı lağımın kanalizasyon hizmetçisi olarak bu milleti göremez, kullanamaz.
Milletin yeterince damarlarının içinde gezindiniz, Fettoş efendinizi ve onun çocuklarını hem TBMM'den hem de KaçAK Saray dehlizlerinde Erdoğan'dan bile gizlediğinizi artık bilmeyen tek Erdoğan kaldı.
Dilerim o da en kısa zamanda uyanır ya da işi bilene bırakır.
Gerçi gizlilik deyince sormak lazım, İsrail-Filistin çatışmasının görüşüleceği TBMM'deki oturum neden gizli yapıldı, bu gizlilik Erdoğan'ı da kapsadı mı bilinmez ama milletten gizledikleri her neyse biliyoruz ki milletin zararına Emperyalistlerin çıkarındadır, bunu iyi ki ben söylemiyorum, "PKK ve Bölünme için Gizli Oturum yapıldı" diyenin kim olduğunu anımsarsanız, kimin söylediğini de anımsarsınız.
Mehmet Şimşek'e de buradan bir çift lafım olacak, Marakeş'te (Fas) Atlantic Council söyleşisinde bir dizi saçmalamalarda bulunmuş, sıkı para politikasıyla ilgili sallayıp durmuş.
Bu yazının konusu değil elbet ama onun hakkında da en kısa zamanda yeniden yazacağım ki emeklinin, çalışanın sırtından geçinmeyi ilke edinmekten vazgeçsin.
Yoksa onun için söylenenleri doğrular gibi çalışmasa iyi olur, nitekim Erdoğan'ın Bay Mehmet'i neden uyardığını unutmadık.
15.10.2023
A. Dursun
EKONOMİK COĞRAFYA AÇISINDAN BİR ARAŞTIRMA-ZONGULDAK MADEN KÖMÜRÜ HAVZASINDA YABANCI İŞÇİLER.pdf
MEB TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA DEĞŞİKLİK
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ
Meclis Üyelerinin emeklilik ve diğer sosyal hakları.
Milletvekilleri ile Yasama Organı Eski Üyelerinin Sosyal
Hakları.pdf
Dershanelerin Kapatılması: 1965 yılı tarihli 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve 2007 yılı tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile hukuki bir statüye sahip olan dershanelerin sayısı ülke genelinde yıldan yıla hızla artmış, 2008-2009 eğitim-öğretim yılında sayıları 4 bini geçerek en üst seviyeye ulaşmıştır. 2000 YILINDAN SONRA TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİNDE YAŞANAN DEĞİŞİMLERİN İNCELENMESİ
"MAVİ MARMARA'DA AKAN TÜRK KANI, BOYNUMZUUN BORCU"
Arap TV'lerinde "250 bin dolara satılık Türk
Vatandaşlığı" reklamı.
Cumhurbaşkanının doğuştan Türk olması şartı kaldırıldı.
İhanette son adım. AKP'li vekiller 24 Haziran sonrası Kürdistan için, Londra'da girişime başladı.
.png)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder