9 Kasım 2023 Perşembe

CIA-Milli Eğitim ortaklığı, çocuklarımıza Allah Yok Din Yalan diye öğreteceğini ilan etti.

Aslında çok uzun bir giriş yapılabilecek başlık diyebilirim ancak o kadar kısa da tutulabilir ki, işte şu resim her şeyi özetliyor denecek kadar da net olur.

 

Biliyorsunuz ki yabancı lisanları kendi lisanınıza moda mod çeviremezsiniz, uymaz ama yaklaşık olarak uyumlaştırabilirsiniz.

Resimde No God (Allah yok), No Religion (Din yok) denmesine rağmen bizim jargonda Din yok yerine Din yalan dendiğini de sıkça görmektesiniz, o nedenle sırttaki yazıyı "Allah yok din yalan" diye çevirirseniz pek hata etmiş sayılmazsınız diye düşünüyorum.

Oysa Kur'an anlamını bilerek okuyun emri verdiği halde biz Türkler nedense Müslümanlaştırıldıktan sonra olsa gerek bir ezilmişlik duygusunu içimizden söküp atamadık. 

Müslümanlaştırılmamış Türklerde bu ezilmişlik duygusu pek bulunmuyor, o nedenle ne kadar çok Türk Müslümanlaştırılırsa Emperyalistlerin işi de o kadar kolaylaşır.

Bunu bildikleri için "Müslüman olmayan Türk olamaz" ucubeliğini bir bayrak gibi taşıyan insan grupları yarattılar. 

Bunun MEB ile ya da Bakan Tekin Efendi'nin dayattığını düşündüğüm müfredatı ile ilgisi ne, oraya gelmek için bu ön açıklamayı yapmam gerekiyordu. 

Anımsarsınız, Türk eğitim sisteminin İsmet İnönü önderliğinde başlatılan ihanet hareketiyle Amerika'ya nasıl terk edildiğini, ardından gelenlerin İnönü'den nasıl daha hızlı çıktığını buna rağmen CIA marifetiyle tek hainin İnönü gibi yutturulduğu gerçeğini sürekli söylüyorum.

Bunun tarihsel sürecine, gerekçelerine yeniden girmeyeceğim ancak CIA'nın kendi yayınladığı belgeye bakarsanız neden Milli Eğitim-CIA iş birliği dediğimi kafalarınızda netleştireceksiniz.  

Biz gelelim 2 Kasım 2023 tarihinde MEB kendi sayfasından YENİ MÜFREDAT, GELECEK YILDAN İTİBAREN KADEMELİ OLARAK UYGULANMAYA BAŞLANACAK haberi yayınladı ve "Millî Eğitim Bakanlığının okul öncesinden lise son sınıfa tüm eğitim kademelerinde hazırlıklarını yürüttüğü yeni müfredat, 2024-2025 eğitim öğretim döneminde "okul öncesi, ilkokul birinci, ortaokul beşinci ve lise dokuzuncu sınıflardan itibaren kademeli şekilde uygulanacak" açıklaması yapmasına.

Cumhuriyet gazetesinden Sefa Uyar’ın haberine göre, bakanlık sadeleştirme iddiasıyla hedeflediği müfredatla % 20 öğretmenleri, % 80 öğrencileri ön plana alacak ve öğrencilerin araştırmacı ve aktif olmasını planladığını, Avrupa'nın da bunu uyguladığını fakat Türkiye'de eğitim imkanlarının eşit olmadığı için uygulanır olmadığı bilgilerinden bahsediyor.

Birgün gazetesinden Mustafa Bildircin’in haberine göre, coğrafya, kimya, tarih gibi derslerde dünyanın oluşumu dahil tüm bilgiler ve yer şekilleri, kimyasal bilgi ve formüller İslami referans ile ve ulema artıklarının ucube dayatmaları ile anlatılacakmış.

Daha da garabet olanı ise öğretmenin ağırlığı azaltılarak ve "Okulların imkân ve şartları bu değişiklik için uygun değil" iddiaları dikkate alınmayacakmış.

Daha acı tablo ise müfredat çalışmaları öncesinde Talim ve Terbiye Kurulu’nda toplu işten çıkarma yapılıp, işten çıkartılanların yerine meslekle ilgisi olmayanların getirildiği söyleniyor.

Hani şu fesli ucubelerin neden sürekli burnumuzun dibinde peydahlandığını merak edenler oluyordu ya, sanırım nedenini görmemek için kör olmak gerek.

Neden imamların derslere girdiğini, neden ucube tarikat, cemaatlerin mahkemeleri kuullanarak benim de içinde olduğum birçok köşe yazısına erişim engeli hizmeti sunduğunu net özetlemiyor yor mu?

Bunlara yazık ki muhalefetten ses çıkmaz durumda, onların tek derdi Kılıçdaroğlu olduğu için şu ana kadar görmezden gelindi, konu hakkında sadece Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay tarafından yapılan itirazlar duyduk.

Soru şu.

Talim Terbiye, Diyanet, Cemaat, Tarikat, Spor Bakanlığı vs... işin içine dahil edilmeyen neredeyse hiçbir kurum, kuruluş ya da kişi bırakılmamış.

Öğretmen yerine okullara imam atanıyor ama hiç kimse sormuyor ki gerçekten bunların din ile ilgisi nedir?

Söz konusu din İslam ise bu saydıklarımın kaç tanesi İslam nedir biliyor? 

Aslında bunun yanıtı çok basit, hepimiz de yanıtını biliyoruz, tek cümle.

CIA ne diyorsa Allah'ta onu der.

Evet yanlış okumadınız, şu an Türkiye'de Kur'an'daki İslam'ı ne bilen var ne okuyan ne de anlayan, o nedenle her şeyi bilen CIA'nin yarattığı Allah yazık ki işgalin baş komutanı olmuş durumda.

Dünyada da böyle ama en önemlisi Türkiye'de yaşanan İslam diye dayatılan tam anlamıyla bir yorum, herkesin kendi kafasına göre var ettiği yorum, hepsi o.

Nasıl ki Gazze protestosu yapacağım diye sokaklara Cola dökenler, isim reklama girmesin diye vermediğim bazı restoran türü yerlere saldıran, kutu içinde fare atıp kaçanlar tam da CIA'nin Allah'ı ile iman etmeyi seçmişlerden oluşmuyor mu?

Ama onlara sorarsanız bu ifadeler kendilerine hakaret olur değil mi?

Benzer sistemler gücü elinde bulunduranların yorumları da Milli Eğitim adı altında, dini eğitim adı altında topluma dayatılıyor, o nedenle de çöküyoruz, batıyoruz fark edenler ise susturuluyor, tıpkı 12 Eylül 1980 öncesi gibi.

Cami imamına soruyorum, namaz kılarken ritüeli olarak rüküyu sonlandırırken semiallahü li-men hamideh diyorsun, sücuyu sonlandırırken cemaat rabbena leke'l-hamd diyor. Hanefilerin, Şafilerin, Hanbelilerin, Malikilerin bana göre 'uydurucuları' dediğim bir sürü fakihleri var ve hepsine göre bunun anlamı farklı ama neredeyse aynısını söyler gibi yapama oyunundan da vazgeçmiyorlar.

Cami imamına soruyorum daha anlamını bilmiyor, yahu diyorum cemaat uydum imama diyor ve ardında saf oluşturuyor ve sen sücuyu sonlandırırken cemaatin neden senin dediğin gibi semiallahü li-men hamideh demiyor da rabbena leke'l-hamd diyor sorusuna yanıt veremiyor.

Bana anlamı şuydu, buydu, yok öyleydi, yok böyleydi masalları anlatıp duruyorlar.

Buradan ben olur olmaz hakaretlerle eleştiren aklı evvellere de sormuş olayım, haydi verin bakalım bu sorunun yanıtını, İslam ansiklopedisi şu demiş, bu demiş masallarını sormuyorum, cemaat neden aynı söylemi tekrarlamıyor, tekrarlasa ne olur, onu soruyorum.

Peki sen daha sabi olan evlatlarımıza bunları öğretecek eğitimciyi nereden bulacaksın?

Bulamayacaksın bunu sen de biliyoruz, amaç zaten eğitmek değil CIA talimatları gereği ülkeyi 1500, 2000 yıl geriye götürmek, Orta Doğu'nun örnek alacağı bir ülkeyi, bir lideri ortadan kaldırmak amaç bu.

Başarabilecekler mi derseniz göreceğiz.

Muhalefeti şekillendiren Kılıçdaroğlu, yeni Anayasa çalışmalarında CIA ve dolayısı ile AKP'nin elini güçlendirmek için Davutoğlu, Babacan ve diğer 6'lı çete ortaklarını TBMM'ye soktu, buna rağmen defolup gitmekte istekli değildi ki amaç tüm büyük şehirleri CIA-AKP ortaklığına teslim edip yeni Anayasa aşamasında ellerini güçlendirip yeni Allah'a uyumlu, ılımlı Anayasa yapılmasını sağlamaktı.

Fakat CHP delegeleri bunu engelledi sananlar var, hayır engellemedi.

Kılıçdaroğlu'na karşı aşırı iç muhalefet dengeleri bozuyor ve CHP'nin yerine geçebilecek yeni oluşumların 2024 yerel seçimlerine kadar engellenmesini sağlamak için Kılıçdaroğlu'nu ABD güdümüyle şutladılar.

Ancak delege bunun farkında değil, zira Özgür Efendi şimdiden el açıp dua etmeye ve buna uygun resimler çektirmeye başlayınca ve dahi Kılıçdaroğlu'nun tecrübe ve desteğinden yararlanacağız demeye başlayınca, tam da CIA'nin istediği gibi davranmaya başladığı ortaya çıkmış oluyor.

Erken konuşmuş olabilirim elbet ancak sormak isterim, siyasi nezaketin ötesine geçerek Kılıçdaroğlu’ndan akıl almak, tecrübelerine danışmak da ne anlama geliyor ki?

Zaten sen onun emir eri değil miydin, onunla birlikte çalışmıyor muydun?

Öyleyse kimi kandırıyorsun ya da Kılıçdaroğlu o kadar akıl hocan olacaktıysa neden rakip olarak karşısına çıktın?

Wikileaks belgelerinde tüm partilerin dizayn edildiğini söylüyordu, sen bu dizaynın neresindesin acaba Özgür Efendi?

Adamlar 2023'te Lozan bitiyor palavralarıyla cemaatini kandırdı, bunu cemaatler anladığı için kendilerine yeni pazar arayışındalar ama Özgür Özel olarak sen hala Kemal amcanın derdindesin, madem kıyamıyorsun istifa et otur poponun üstüne be adam görmüyor musun Laiklik düşmanları var gücüyle ülke üzerinde oyun oynuyor kör müsün bre...?

Kentsel dönüşüm yasası ile milletin evine, sen de dahil malına el konulacak ama tek derdin Kemal amcanı üzüp üzmediğin, millet büzülüyor sen Kemal Efendi'ye üzülüyorsun yazık bre yazık.

Ülkede her şey yerinden oynamış durumda, dinde zorlama yoktur diyenler din dayatmacılığına başlamış durumda, milletin gözüne tehdit unsuru gibi sürekli olarak tebliğciler denen CIA pezevenkleri çıkartılıyor, peygamberin hayatı diye uydurulmuş siyerler okullarda cirit atıyor, Kur'an'ın tek eşliliği emrettiğini kimseye öğretmiyorlar ki kadınlar kölelikten kurtulmasın, orijinal Kur'an nerede, hadisler ne kadar sahih, Türk'e Arapça dayatmanız sonu nereye kadar uzanacak hiç birinden haberi olmayanlara kalkıp okullarda Arap geleneklerini ve Arap kültür milliyetçiliğini iman diye dayatacaksınız ama biz sessizce izlememiz gerektiğini öğrenemedik diye hapislerde çürüyeceğiz.

Demek ki CIA'nin çocukları Türkçe Öldü diye boşuna söylemediler ve yazık ki Türkçe öldü diyenlerin şu an hangi görevde olduğunu Türk çocuğu bilmez durumda.

Fakat ben buna kızmıyorum neden derseniz, benim de izlediğim konuşmasında Aziz Nesin gerçek Müslümanlar Atatürk'ü sevemez diyordu ve bu söylemine kızanlar olmuşu ama doğru da söylüyordu, işte o nedenle "Türkçe Öldü" diyenlere kızmıyorum, onlar içinden geçenleri, düşündüklerini ve yapacaklarını söylüyor.

İster aklıyla ister güdüleriyle düşünmek suç değil o nedenle ortada suç yok fakat siz tam aksini söylerseniz suç kabul ediliyor, toplumu bölmek, toplumda korku yaratmak, belirli bir kesimin-zümrenin inançlarını (halkın bir kesiminin diyorlar) aşağılamak diye başlayan bir dizi yasayla boğuşmak zorunda kalıyorsunuz.

Elbet ki aşağılamak doğru bir seçenek değil tıpkı dayatmak gibi.

Lakin dayatan, idareyi ve gücü eline geçirenlerse orada artık dayatma söz konusu bile olamaz zira artık yasalar nezdinde bir oluşum var olur ve dinler sistemi ele geçirmiş olur.

Bunun sonucu olarak da anlamını bilmeden yapılan okumalar, öğrenmeler yüzünden tıpkı çocuğun sırtındaki gibi ezbere okumaktan başımıza girdirilen çorabın biçimini bile göremeyiz.

No God, No Religion nasıl ki milletin ezici çoğunluğunun bilmediği bir ifadeyse tıpkı anaokullarından başlatılan özellikle İngilizce, Almanca ve diğer lisanlar gibi Arapça da anlamsızca dayatılmış olur ve anlamını bilmeden okumaların bizi nereye götüreceği de malumdur.

İşte CIA-AKP ortak yapımı yeni Anayasa'da bu temel üzerinde şekillenecek ki, ne söylendiğini ne de söyleyeni anlamayan kalabalıklar yaratılsın.

Kılıçdaroğlu olsaydı belki Anayasa'nın ilk 3 maddenin kaldırılması için dördüncü maddenin değiştirilmesine evet diyeceği sözünü de yerine getirmiş olacaktı ne malum?

Daha ne diyeyim, CIA'nin Milli Eğitim ile ortaklığının, çocuklarımıza Allah Yok Din Yalan diye dayatılacağını ilanı gibi değil midir buyurun herkes kendisi karar versin.

Elbet bu şahsi düşüncemdir, başkasını bağlamaz ama bu düşünceye laf olsun, muhalefet olsun diye sahip olmadım.

Bazı adresler bu konuda fikir sahibi olmanıza yardımcı olabilir diye aşağıda sunuyorum.

9.11.2023

A. Dursun


Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı Sayı 37 (24.8.2023)-Yusuf TEKİN

Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı Sayı 43 (24.8.2023)-Yusuf TEKİN

MEB çizelge

İlköğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgesi güncellenmiştir.

3 Haziran 2004 yılında da Zorunlu ya da Seçmeli Din Dersi Tartışılıyordu.

19.09.2012 yılında da öğrenciler, ilgi duymadığı bir seçmeli dersin olması durumunda din dersi almaya mecbur kalıyordu.

 

İLKÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ (4, 5, 6, 7 VE 8. SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI VE KILAVUZU-2010 

 

 

SEÇMELİ DİN DERSLERİ NEDEN TERCİH EDİLMİYOR?

 

 

 

İLKÖĞRETİM KURUMLARI (İLKOKUL-ORTAOKUL) HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ

ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS MÜFREDATINDA AHLAK VE DEĞERLER EĞİTİMİ

DİN-BİLİM-AHLAK İLİŞKİLERİ, ÇEVRE SORUNU VE DOĞA TEOLOJİSİ GEREKSİNİMİ.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder