Ahmet Dursun: Erdoğan'ı öldürüp Şeriat ilan edecekler...

8 Ocak 2024 tarihinde Sinem Fıstıkoğlu ile Sansürsüz programında Turhan Çömez'in konuşması var.

Açıklamalarından bana çok ilginç gelen kısmının tapesini çıkartacağım, isteyen olursa konuşma videosunun tamını izleyebilir.

Çömez, Fatih il sağlık müdürlüğü hakkında söylediklerini ya da iddia ettiklerini bir pdf dosyasına aktararak belgelemiş.

Aslında daha önceden de arşivlenmişti, bakmak isterseniz buradadır.

Fatih İlçe Sağlık Müdürlüğü 2015

Fatih İlçe Sağlık Müdürlüğü 2021

Seversiniz ya da sevmezsiniz, o sizin bileceğiniz şey ama neler söyledi bir irdeleyelim.

Turhan Çömez dakika 3:20:48, “Sağlık bakanı dedi ki 2 milyon 700 bin civarında Suriyeliyi ameliyat ettik, 3-4 milyon civarında yataklı hizmet verdik ve 90 milyon civarında poliklinik hizmeti verdik. Bugün itibarı ile bu rakamlar 120 milyonu buldu bu hizmetler ücretsiz verildi. Bakana dedim ki bu 3,4 milyon Suriyeli var diyorsunuz, ben hekimim. Bu rakamlar bunlarla örtüşmüyor, mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye’de 10 milyon civarında Suriyeli olduğunu ben tahmin ediyorum bu rakamlardan sadece 10 milyon Suriyeli…”

“500 bin civarında Afganlı var, bunlar Afganistan savaşının ardından Biden’in geri çekilme kararıyla beraber Türkiye’ye gelmeye başladılar. Biden Erdoğan ile kapalı kapılar ardından bir görüşme yaptı, Merve Kavakçı’nın kızı bu görüşmelere tanık, dışişleri bakanlığından kimse tanık değil ve o görüşmenin ardından Türkiye’ye akın akın Afganlar gelmeye başladı. Bir çalışma daha yaptım, Afganlıların Türkiye’ye gelmeye başladığı dönemden sonra EGM’nin metamfetamin (sentetik uyuşturucu) ile ilgili yaptığı çalışmalara baktım, inanılmaz sayıda artış var. Neden? Çünkü bunlar sırtlarında metamfetamin ile geldiler, dünyada metamfetaminin ham haddesi olan Efedra bitkisi (Afganlar Oman diyor) ana kaynağı Afganistan’dır…”

“İkinci bir sorun daha var, Türkiye’de tarım alanında özellikle hayvancılıkta çoban, meralarda çalışan işçilerin önemli bir kısmı Afganlı. Türkiye’de 250 bin koyun sürüsü var, bunların çobanlarının önemli bir bölümü % 95’i Afganlı. Sahada net bir Afganlı hâkimiyeti var ve bunlar sahanın enformasyonlarını, bilgilerini, istihbaratını toplayan bir ekip haline geldi. Bunların ABD’lilerle (CIA ajanlarıyla) beraber çalıştığını, onlara servis verdiğini, Afganistan savaşında önemli bir deneyim kazandığını unutmamak lazım.”

Dakika 3:24:56, “Şimdi gelelim Suriyelilere, en sonunda bu ajana geleceğim çünkü onunla ilgili beraber çalıştığı kişilere ulaştım bugün, enteresan bilgilere ulaştım ilk defa sizinle paylaşacağım. Önce küçük bir açıklama yapayım. Bakın şu anda 6 bin civarında sağlık çalışanı var Suriyeli, sadece Suriyelilerden bahsediyorum. Bunların önemli bir kısmı doktor, bir kısmı eczacı, bir kısmı hemşire, bir kısmı yardımcı sağlık personeli. Hiçbir sınava girmiyorlar, ellerini-kollarını sallaya sallaya geldiler bu ülkeye dil sınavlarına girmiyorlar, dil yeterlilikleri var mı yok mu belli değil, dil sınavı yok. Hekimlik sınavı yani mesleki sınav yok ne yazılı ne test ne sözlü sınavı yok ve bunlarla ilgili hiçbir araştırma yok. Diplomaları gerçek mi sahte mi araştırılmıyor, çünkü böyle bir imkanları da yok ve böyle bir niyetleri de yok. Öte yandan zaten diyorlar ki orası savaş ülkesi, dolaysı ile geçişleriyle ilgili iyi hal belgesi almamız da mümkün değil dolayısıyla geçmişlerine dair hiçbir bilgi yok. Ellerini-kollarını sallaya sallaya geldiler ve şu anda 6 bin sağlık çalışanı resmî rakam, gayrı resmî ben bunun çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Bugün bu ajan yakalandığı ya da ajanın çalıştığı Fatih Sağlık Müdürlüğü’ndeki yabancı çalışan personele baktım yarısı neredeyse yabancı teker teker listeleri çıkarttım ve onu kamuoyuyla paylaştım. Fatih’te 24 tane yabancı çalışıyor, hiçbir sınava girmemiş. 15 bin Türk hekimi dışarıya gidiyorken bunlar yurt dışında gelecek arıyorken bizim sağlık çalışanları, atanamayan sağlık çalışanları diye feryat figan taleplerini Ankara’ya taşıyorken bu kadar insan sıra bekliyorken 6 bin Suriyeliye kapıyı açıp gelin kardeşim, hiçbir araştırma yapmıyoruz, size hem vatandaşlık veriyoruz. Bunların hepsi vatandaş, vatandaş olmayan hiçbiri yok, bunu Sağlık Bakanı kendisi söyledi. Bizim eczacılarımızın % 30’u işsiz ama dünya kadar Suriyeli eczacı, başta Antep olmak üzere İstanbul’da 200’den fazla eczacı çalışıyor ve bunların hiç biri ne dil ne başka bir sınav hiç birisine girmediler.”

Dakika 3:26:24, “Enteresan iş burada başlıyor, sağlık çalışanı Suriyeli değil. Önce Suriyeli olduğu söylendi, Filistinli olduğu söylendi hiçbiri değil. Bunun çalıştığı yeri öğrendim, çalıştığı yerdeki doktorları buldum dediler ki bu Suriyeli değil Mısırlı ve hiç Türkçesi yok.”

Dakika 3:27:05, “Peki, bu adam Mısırlı ani savaş yok, herhangi bir çatışma yok, güvenlik problemi yok, Mısır’dan bu adam geldi neden Sağlık Bakanlığı’nda çalışmaya başladı?”

Bu dakikadan sonra Çömez kendi teorisi olarak şunları ifade ediyor.

“Bu adam Müslüman Kardeşler (İhvan) üyesi, Erdoğan’ın M. Kardeşler ile olan yakın ilişkisi münasebetiyle bu adam örgüt içerisine sokulmuş Mossad ajanıydı, Türkiye’ye geldi kafasını soktu ve S. Bakanlığı’nın sistemine ulaşma şansı olduğu için oradaki bilgileri teker teker değerlendirme şansı olduğu için adam yol bulmuş. Filistin’den getirilmiş olan yaralıların koordine edildiği merkezde görev yapmaya başlamış ve bu bilgileri Almanya’da, İngiltere’de, Fransa’da ve Belçika’daki muhataplarına, Mossad ajanlarına özel kanallardan ulaştırmış, bu son derece tehlikeli bir durum.”

Devamındaysa Bakan Koca’nın yanıt veremediğini ve bu söylediklerini TBMM’den sorduğunu söylüyor.

Çömez konuşmanın sonunda dakika 3:46:50’de “Türkiye’ye her şey geldi, kuduz hastası bile geldi Suriye’den. Kuduz hastasını getirdiler, karantina altına aldılar, hastayı kaçırdılar ve daha sonra o hasta her tarafı enfekte ettikten sonra da öldü. Bu kadar da aymaz bu kadar da beceriksiz bir iktidar söz konusu. Tehditle ilgili eklemem var, Balıkesir’in Marmara adasının Kuzeyinde küçük bir bölge var Saraylar bölgesi, nüfusu 3 bindir. Geçtiğimiz haftalarda gittim belgeledim, 2 bin kaçak yaşıyor Afganlı ve Suriyeli. Adada cuma günü tatil, o gün hiçbir Türk kadını sokağa çıkamıyor, çünkü sokakta her tarafta genç ve bekar Afgan ve Suriyeli yaşıyor. S. Bakanlığı geçtiğimiz günlerde reçetelerin Arapça da yazılabilmesi için bir genelge yayınladı, şu anda 5 dilde reçete yayınlanıyor. Eczacılar Arap, Hastalar Arap, hepsinin SSK ile anlaşmaları var. Doktorlar Arap ve ne oldu biliyor musunuz? 30 milyon liralık Suriye sınırında ilaç yakalandı. Yalvardık Sağlık Bakanına, çağrı yaptık, önerge verdik Allah aşkına bu ilaçların üzerindeki barkodları okut, nereden çıktı, nereye gitti bunları bulursunuz. Bulamadılar, konu kapandı, inanın çok vahim ve çok ağır bir tabloyla, aymaz bir iktidarla karşı karşıya Türkiye, maalesef bu riski hepimiz üstleniyoruz bunlardan dolayı” diyor.

Yorum yapmayacağım ama bunlar doğruysa, Çömez sanki üstü örtülü olarak "Erdoğan'ı öldürüp Şeriatı ilan edecekler" demeye çalışmış gibi fakat sanırım ki kendisi bile farkında değil.

İtiraz edebilinecek yer olarak Mısırlı ve hiç Türkçesi yok ifadesini görmüş olabilirsiniz, yani hem Türkçesi yok hem ajanlık yapacak, neyin ajanlığı diyebilirsiniz ama kazın ayağı öyle değil.

Bu çelişki gibi görünse dahi buna takılmadan bütüne bakarsak Çömez sizce de başarılı olmuş mudur?

Olmamış diyorsanız bence Çömez'in söylediklerini şimdi tekrar bu açıyı da katarak gözden geçirin, bakalım düşünceniz değişecek mi?

Soru şu.

Madem durum bu kadar vahim ne Anayasa değişikliği ne Laik sistem hepsi bitmişse kim, neyi bekliyor?

Neyi kısmına azıcık olsa dahi açıklık getireyim.

Bunca dallama, bunca haysiyetsiz Türkiye topraklarında rahatça cirit atıyor ve şeriat adı atında her pisliği yapıyor ve Erdoğan görmüyorsa, şeriat gelmiş ama ilan etmek için Erdoğan'ın ölümü bekleniyor gibi görüntü veriliyor demektir, bu durumda engel Erdoğan olmuş demektir.

Yok tersiyse yani Erdoğan'ın her şeyden haberi var da yine de şeriat ilan edilememişse bir yerlerden bir talimat beklendiği için olamaz mı?

Öyleyse düşünün, o talimat ne olabilir?

"Acele etmeyin bekleyin" mi, ya da..?

Tarihteki Doğu ayaklanmaları ve isyancılardan hangisinin ismi okullara, caddelere verildi, arkasındaki güç kim?

Büyük patron, Antony John Blinken'ı neden yolladı, düğün değil bayram değil Blinken KaçAK Saray mukimini neden öptür?

Onu da siz bulun.

09.01.2024

A. Dursun

Haddi aşan sorumsuzlara cevap-Dr. Fahrettin Koca

Aşağıda da bazı arşivleri paylaşacağım.