Ya da Erdoğan mı milletle dalga geçiyor, Amerika'da Erdoğan ile mi
dalga geçiliyor?
Erdoğan'ın, ASELSAN CEO’su Prof. Dr. Haluk Görgün‘ü Savunma Sanayi Başkanlığı’na atamasının ardından ABD Dışişleri Bakanlığı Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) kapsamında İsmail Demir ve üç SSB yetkilisine uygulanan yaptırımların yürürlükte kalmaya devam ettiğini ancak 8.6.2023 tarihinde Haluk Görgün’e CAATSA yaptırımları uygulanmayacak açıklaması yapılmıştı.
Ne hikmetse Erdoğan, Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen 15. Türkiye Yatırım Konferansı'nda, ABD ile 100 milyar dolarlık ticari ortak hedef açıklaması yaparken "ilave gümrük vergileri, soruşturmalar ve CAATSA yaptırımları gibi tek taraflı uygulamaların artık terk edilmesi gerekiyor" diyor.Demek ki Haluk Görgün’e uygulanmayacağı söylenen CAATSA yaptırımları konusunda birileri, birilerine yalan söylemiş.
Bunun yanında Erdoğan, çok ama çok garabet bir şey daha
söylüyor.
"Sizleri de desteklerimizden istifade etmeye, gelişen
Türkiye'yle birlikte büyümeye davet ediyorum" diyor.
Bu ne arkadaş, ülke yangın yeri ama 23 Nisan çocuğuna çevirdikleri koca adamı eline balon vererek sevindirir görüntüsüne sokmaya KaçAK Saray'ın dehlizlerinde besiye çekilmiş Fettoş'un itleri utanmıyor mu?
ABD'li iş adamlarına sundukları destekleri bir de içerdeki çiftçiye, işçiye, asgari ücretliye, emekliye sunsanız olmuyor mu, 86 yıldır önüne gelenin yediği, soyduğu, talan ettiği, Han-ı Yağmaya döndüğü bir ülke görünümünden ne zaman çıkacağız belli değil.
Rezalet dizisi izler gibi millete dizi izleten Fettoş'un çocukları hiç iz bırakmadıklarını sanıyorsa yanılıyorlar.
Ne işi var Hafize Gaye Erkan'ın Erdoğan'ın yanında?
Merkez Bankası'nı babasının çiftliği sananların Erdoğan'a ya da millete katacak ne artıları olabilir ki?
İnsanda biraz utanma olur yahu utanma, sosyal medyada Hafize'nin babasının, ilk kadın cumhurbaşkanı olacağını söylediğini yazanlar acaba doğru mu söylüyordu diyesiniz geliyor.
Hafize için 375 nolu yasaya göre 2 yıllık görev süresi doldurmayan üst düzey yöneticiler ayrılsa dahi maaş alamıyor diyenler oldu, fakat 2022 yılında yapılan düzenleme hatta Erdoğan'ın 147 sayılı kararnamesine göre iki yıl daha maaş alacağını söylüyordu yandaş medya.
Demek ki neymiş?
Milletin faydalanması gereken desteklerden istifade etmeye kimlerin yanaştığı da görünür olmuştur.
Erdoğan bir an evvel metin yazarlarını yargının önüne koymalıdır, zira bu ifade bile başlı başına milletle, milli iradeyle alenen dalga geçme hamlesidir, önlemini almayacak olursa aksi halde kendisin yargı önüne konacağı ortadadır, benden uyarması, gerisi benden daha akıllıların çözmesi gereken sorun.
Yerli ve Milli Hizbullah (Hüda-Par), Erdoğan'a mı, Bahçeli'ye mi meydan okudu?
Trump'ın 2. kez başkanlık için mücadele verdiği seçim yarışı sırasında Muhafazakar “Heritage Foundation” vakfı ile yapılan bir fikir çatışmasından bahisle, ABD kaynaklı medya Bloomberg'in 14 Ağustos 2024 tarihli Eric Martin kaynaklı
analizinde ABD'de demokratik kurumların aşınması ve hizipsel şikayetlerin
artmasının "iç silahlı çatışma riskini önemli ölçüde artırdığı" tespiti ve kansız devrim söylemlerini ele aldığı yazısı var.
3.12.2021 tarihinde "Erdoğan: ABD emretti, Çin modeline geçtik" başlığında yazarken ekonominin bilinçli bir şekilde neden çökertildiğini de analiz etmiştim.
Uzatmayayım, Şeriat denen uydurma ve CIA dayatması bir sisteme geçilebilmesi için devletin soyulması, halkın yoksullaştırılması, CIA İslamcılarının ihaleler adı altında vurgunları kendilerine hak görmesi sonucu sonunda ÇİN modeline geçilerek Türkiye'yi yoksul ülkeler kategorisine soktuklarını artık biliyoruz.
Yine biliyoruz ki bu ABD'nin ne ilk emri ne de sonuydu, daha evvel de ÇİN modeline geçilmesinde Eyalet sistemi üzerinden emirler yağmış olduğunu, millete karşı nasıl bir zihin kontrol operasyonları yapıldığını "Erdoğan'ın Başdanışmanından 'Çin Modeli' eyalet sistemi çıkışı" yapıldığında anlıyorduk.
Daha öncelerinde "verin 400 vekili bu iş tatlı bitsin" diye nasıl ki PKK'ya çağrı yaptıysa aynı zihin kontrol operasyonunun şimdilerde bir yerlerden düğmeye basılarak yapıldığı belli olmuştur.
Bahçeli'nin öldüğü haberlerini her kim yaydıysa belki de aynı odaklardan cesaret alan, CIA adına vekalet savaşçılığı yapan Fettoş itleri eliyle yeni Anayasa söylemini çıkarlarına uygun şekilde yontmak için yapıyorlar.
Yeni anaysa istemek başka, ilk 4 maddenin değişmesini engelleyen 4. maddeyi yok etmeyi istemek başka sanmayın, hepsi aynı kapıya çıkar.
4. madde iptal olursa otomatik olarak ilk üç madde de yok olmaya mahkûm kalacaktır, olay bu.
İyi de 4. maddeyi gündeme getiren kim?
Yerli ve milli terörist Hizbullah.
Terörist olduğunu ben söylemiyorum, mahkeme tutanaklarını okuyan herkes biliyor, kesinleşmiş mahkeme kararlarına bakın ki, Erdoğan'ın imzasının hemen üstünde "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak suçundan" diyor.
Buna rağmen yandaş ve tetikçi gazete 22 Ocak 2000 tarihinde boğarak öldürmüşler başlığı atmalarına rağmen 13.5.2020 tarihinde Baba-oğula çeyrek asırlık işkence, Darbeci alçakların 28 Şubat zulmü başlığı atmalarındaki cesareti sadece döneklikle, ahlak yoksunluğu vs... gibi bunlar için basite indirgeyecek derecede saflıkla açıklanamaz.
Zira CIA İslam'ında var olan öğretinin temelinde var olan davranış kalıbıdır bu.
O nedenle ne utanma ne başka bir şeyden etkilenmezler, papaz elbisesini bile giyerler, neden?
Çünkü onların mücadelesi sıradan bir mücadele değil de ondan.
Peki bu sözleri kim söylüyor, A. Dursun mu söylüyor sanıyorsunuz?
Hayır hayır, henüz Fettoş Efendi'leriyle aralarından su sızmadıkları dönemlerin birinde yani 1995 yılı İBB başkanı olan şahıs söylüyor, ben değil.
Buraya kadar anımsadığımız bilgiler üzerinden, soruyorum...
Sayfa girişinde ABD'deki söylemlerden kaynaklanarak kansız devrim ifadesini yeniden anımsarsak ve yazıdaki 12 ay içinde çatışma (iç savaş) olasılığı acaba Türkiye için neden birinci sırada çok yüksek görünüyor?
Öyleyse bir soru daha soralım.
Devlet Bahçeli bu meydan okumaya ne kadar kayıtsız kalabilecek?
Adını bile anmayacağım CIA dayatmacısı şahıs kime karşı AHMAK deme cesaretini sergilemiştir?
Ahmağa anlatır gibi dediği ahmak kim, Erdoğan mı, Bahçeli mi, Türk Milleti mi?
Nihayetinde kendi hazırladıkları Anayasa Değişiklik metni "MHP, anayasamızın ilk dört maddesinde özetlenen Cumhuriyetimizin ilkelerine; üniter millî devlet yapısına, hukukun üstünlüğüne; demokratik ve laik yönetime, insan hak ve hürriyetlerinin korunmasına ve millî birlik ve bütünlüğümüze aykırı olmayacak bir anayasanın hazırlanmasına öncülük etmektedir. Böylelikle; federasyon ve tek adam rejimine fırsat vermeyen, anayasanın “Türk” kimliğini muhafaza eden ve Türk devletinin bölünmez bir bütün olarak yaşamasını sağlam teminatlara bağlayan bir yapının esasları oluşturulmaktadır" diye yazmaktadır.Bahçeli 4. maddeyi tanımıyorum diyen dayatmacıya aklından bir sorgulama yapabilecek mi yoksa dayatmacının elini havaya kaldırdığı gün aklına gelip sorgulamadan vazgeçecek mi?
Erdoğan'a gelirsek; İlk 4 madde ile sorunumuz yok. Bunu söylemek terbiyesizliğin daniskası diyor.Yani Bahçeli ile aynı görüşte ve Hizbullah'ın başına göre her ikisi de ahmak oluyor.
Gerçi bunlar ortaya dökülüp siyasi acemilik gerekçe olsa gerek ki Hizbullah kendi sitesinden "Genel Başkanımızdan CHP’ye: Ahmağa anlatır gibi anlattım buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar" başlığı açmak zorunda kalmışlar.
Diğer birkaç lider, söz sahibi kişi ve partiye de bakalım kim ne demiş?
Numan Kurtulmuş; Anayasa’nın ilk dört maddesi değişsin diyen
yok.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ; İLK 4 MADDE DEĞİŞMİYOR.
Başbakan Binali Yıldırım; Anayasanın ilk dört maddesi değiştirilmeyecek.
Fatih Erbakan; Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili sorunumuz yok.
AKP Bursa vekili İsmail Aydın ilk 4 madde değişebilir.
27.10.2015 tarihinde Kılıçdaroğlu "Buyurun gelin yapalım bunların hepsini, ilk 4 maddeyi değiştirelim" diyor.
Özgür Özel; Yeni anayasa için masaya uzak bir noktadayız.
Yerli ve Milli Hizbullah; "Gelin bir masa kuralım. Bütün taraflar siyasi partiler
oturalım" diyerek açıkça millete "40 katır mı 40 satır mı" ya da "yukarı tükür bıyık, aşağı tükür sakal ikilemine davet ediyor.
Hizbullah'ın koca devlete ve millete yaptığı dayatmaya bakınız, Anayasa'nın "Değiştirilemeyecek Hükümler" başlığını yok edelim derken utanmadan Şark kurnazlığına başvurup millete ya da Hükümete ahmak diyor.
Fakat şark kurnazı olduğu için kimler adına bunu istediğini sakladığını sanıyor.
MADDE 4- Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Hizbullah (Hüda-Par) lideri, "21 kez maddelerin üçte ikisini değiştirdiniz" diyor ardından da "Mevcut anayasaya göre resmi dilin ikinci üçüncü bir resmi dil olması mümkün değil zaten. Bu anayasa değişmeden değiştirilemez. Vatandaşlardan birileri kendisini öteki hissettiğinde ya da bir kısım vatandaşlar kendilerini birinci sınıf diğerlerini öteki olarak isimlendirdiğinde, kendine hak gördüğünü öbürüne hak olarak görmediğinde o zaman bölünme tehlikesinden bahsetmek daha mantıklı olur. Şimdi gidin vatandaşlara sorun ne istiyorsunuz diye" diyor.
Sonuç olarak her kim Anayasa'nın ilk 3 maddesini değiştirebilmek için 4. maddeyi ahmakça hedefliyorsa bilinsin ki CIA İslamcılarının ortaklaşa, tek ağızdan koro halindeki şarkılarını seslendiriyorlardır, bu millet buna izin vermez.
Düşünebiliyor musunuz, bu günkü TBMM kuruluş ilkelerinden çıkartılmış, koro şefine teslim olunmuş, millet düşmanları cesaretlenmiş görüntü verirken nedense milletin vekil diye yolladıkları ceylan derisi koltuklarda oturuyor, kıyak maaşlarla mangalda ciğer, sucuk partileri düzenlemekten zerre yüzleri kızarmıyorsa o TBMM milletin hangi yarasına merhem olabilir ki?
Mansur Yavaş'a ne demeli, TBMM neyse belediyeler de aynı.
Adı Feramuz Üstün, sığınmacıları memleketin başına bela eden Davutoğlu'nun sağ koluydu Mansur'un sağ kolu oldu.
Yahu bunlarda tek bir utanma zerresi var mı bilen beri gelsin demeden duramıyorum.
Belki de CIA'nin asıl adamı Kılıçdaroğlu'dur, belki de Kılıçdaroğlu üzerinden Mansur'a yol verilecek, belki de bu günleri çok çok önceden planladılar.
Ne de olsa Emperyalizm en az 50 yıllık plan yapıyor.
Erdoğan, Akşener, Özgür Özel, Ali Erbaş dahil olmak üzere, NATO sevdalısı, Nazi yandaşı Bilge Kral diye lakap taktıkları adamın mezarında dua etmeye gidenleri, sosyal medya hesabından övgü düzenleri unutursanız başımıza daha neler gelir neler.
Velhasıl ne ABD ne Rusya ne İslam dünyasından ne Hristiyan ne de Musevi dünyasından bu ülkeye fayda var.
Tam bağımsızlık özlemimizin 84 yılda evrildiği nokta işte bu.
Yine de anlamayanlar arsa, bazı haberleri okuduğumda benim anladıklarımın ne olduğunu başlık olarak aşağıda sunmaya çalışayım, dileyen tarihe düşülen notları görebilir.
24.9.2029
A. Dursun
12 EYLÜL Cuntası Özal'ı, 28 Şubat Cuntası Erdoğan'ı
Tezgahlıyordu!!!...
Türkiye’nin F-35 programından çıkarılıp sonrasında ise CAATSA ikincil yaptırımları üzerinden T.C. Savunma Sanayii Başkanlığı’nın ve bu kurumun üst düzey yöneticilerinin hedef alınmasını sadece S-400 Krizi’yle ilişkilendirmemektedirler. Bu makaledeki iddia, ABD-Türkiye ilişkilerinin çok katmanlı bir ağa sahip olduğu; ancak çözülemeyen sorunların taraflar arasındaki diyalog mekanizmasını ve güven tesisini zedelediği üzerine şekillenmiştir. ABD’NİN CAATSA’YI YÜRÜRLÜĞE KOYMA NEDENLERİ.pdf
TÜRK ASKERİNE KARŞI, İKİNCİ ÇUVAL OPERASYONU.
AK rezalete ortak oldukları gün.
Kılıçdaroğlu, biz bütün safhalarda anadilde savunma önerdik.
Ağzına tek bir lokma almadan deveyi havudu ile yutma
şampiyonları.
Türklerin malı deniz, yemeyen keriz modellemesi.
Türk'ün vatanı, malı deniz yemeyen domuz modellemesi.
Ulaşımı olmasa da tek bir karışını Türk'e bırakma, talan et.
AKP gidene kadar ülke çöl oldu yeni çöller geliyor.
Millet TBMM'yi lağvetmez ise TBMM Türkleri lağvedecek.
Tayyip’i eğitenlerin tedrisatı özgürü teslim almış.
CIA İslamcıları 4. Madde düşmanları.
AKP, cihatçılar için çıkardığı bu yasayı hatırlıyor mu?
Halep’te muhaliflerden korkunç katliam!
Ensest ilişkiler, İki dayım da tecavüz etti.
Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR evlatlıkla evlenmek caiz midir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder