Ahmet Dursun: Nasrallah'ın ölümüne sevinenler kimler?

Aslında Nasrallah'ın öldürülmesi için sevinenlerin olup olmadığı net belli değil, en azından kendi ağızlarından alenen ilan edilmiş de değil fakat Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye öldürüldüğünde trafik ışıkları dahil şehit ilanları asılmıştı.

Bugün bile birçoğu yasal olarak suç olsa bile yasa tanımazlık gelenek olduğu için trafik ışıkları yerine o ilanları görebiliyoruz.

Nasrallah öldü diye sevinenler başlığı altında TV'lerde birkaç programda söylenenler oldu ama en dikkat çekicisi Aydınlık gazetesindeki İsmet Özçelik yazısında tespitli.

Diyeceksiniz ki bir insan başka bir insanın öldürülmesine sevinir mi?

Örneğin kendi sosyal medyasından da paylaşım yapan AKP destekçisi bir isim, Alevi katliamları için dağıtılan lokmadan payına düşeni istedi iddiası vardı, anımsadınız mı?

Yanıtı çok basit bir sorgulama ile görelim.

Binyamin Netanyahu öldürülmüş haberine sevinir miydiniz?

Demek ki bakış açınıza bağlı olarak durum değişebiliyor.

Düşünsenize 7 Ekim 2023'ten bugüne ölenlerin sayısını, iyi de buna sebep olan Hamas'ı neden kimse konuşmaz oldu dersiniz, hele de Hamas yüzünden İsrail'in yerinden ettikleri nereye gidecek, kim onları besleyecek, nüfus dengesi kimlerin lehine değişiyor?

Aslında bu sayfayı uzatmaya gerek görmüyorum, onun yerine 30.9.2024 tarihli gazete sayfaları neler söylemiş bakmak yeterli olur diye düşünüyorum.

O nedenle herkes kendi aklının yettiği kadar yorumlamakla yetinsin, bakın bakalım Haniye kadar değer verilmiş mi, neden, kimler ne anlamda başlık atmış görün ve zamanı geldiğinde bu gazete sayfaları lazım olabilir, benden arşivlemesi diyerek.

Unutmadan, Perinçek'in parti genel sekreteri Özgür Bursalı nedense Hizbullahçılardan daha fazla Hizbullahçı olmuş da şehit olduğunu, üzüntüsünü, baş sağlığı dilekleri vs... birçok şey saçmalamış.

Konuşma videosu...

Saçmalamış dememdeki gerekçem şehit olup olmadığı ile ilgili değil ancak bu çocuğun neye göre karar verdiğidir.

Tıpkı destekçisi oldukları Cumhur koalisyonu gibi şehit için de gazi için de terörist için de kendilerinin karar verici olması ve bu çocuğa göre neredeyse bunların sonucuna da Türk halkının katlanması gerekecekmiş gibi konuşmasıdır ki İsrail'in asıl saldırısının hedefinde Türkiye'nin nüfus popülasyonuna darbe vurmak olduğunu bile bile bu çocuğun ve benzerlerinin saf ya da keloğlan rolü oynaması vahim derecede kötülükle eş değerdir.

Ben buna AK-UT (ak utanmazlık) diyorum ancak AKUT- (Arama Kurtarma Derneği) ile karıştırılmasın diye araya çizgiyi, sınırı da çekiyorum.

Örnek olsun diye soruyorum, Özgür Bursalı denen çocuk Sinan Ateş cinayeti için tek bir laf edebildi mi?

Edemez çünkü ağa babası Perinçek, Bahçeli'ye destek verirken "Hiçbir menfaati yok MHP’nin. Çok açık, bu cinayetlerde, şiddet eylemlerinde ilk soru şudur; Kim bundan yararlanır? Yararlanan çıktı" dedikten sonra sıkıysa irade gösterebilsin de görelim.

Dediğim gibi uzatmanın gereği yok.

Sonuçta bize dayatılana eyvallah dedikçe vergilerimizden beslemeyecekleri hiç kimse yok.

Baksanıza Rusya S-400 için Türkiye'yi sıkıştırıyor, bizden izinsiz satamazsınız diye, öte yandan ABD F-35 almak isterseniz S-400'ü satın diye.

Yazık ki hiç kimse de bu hovarda mirasyedi edaları ile bizim vergilerden itibar kazananlar kimdi, bu usulsüzlüklerin hesabı ne zaman sorulacak diye mü'min akletmiyor nedense, oysa iman ettikleri kitap defalarca soruyor, akletmiyor musunuz diye.

Elbet, biz eşek oldukça semeri çok bulunur.

30.9.2024

A. Dursun