Küresel Güçlerin Temel Hedefi : İRAN – TÜRKİYE SAVAŞI
04 Kasım 2012
Doç. Dr. Birol Ertan / Siyaset Bilimci
04 Kasım 2012
Doç. Dr. Birol Ertan / Siyaset Bilimci
Resim...
Türkiye’nin Suriye ile yaşadığı özellikle sınır bölgesindeki tehlikeli gelişmeler ortadayken, şimdi İran ve Türkiye savaşı da nereden çıktı diyeceksiniz.
Orta Doğu’ya yönelik küresel planları ve küresel güçlerin bölgemize ilişkin politikalarını önceden göremezsek, Büyük Oyun’da sadece figüran olup rolümüzü oynayıp kenara çekilmek durumunda kalırız. Üstelik hiç istemediğimiz halde kendimizi bu oyunda piyon konumunda da bulabiliriz.
Orta Doğu’da Arap Baharı (!) için düğmeye basıldığında bunun küresel emperyalist bir planın parçası olduğunu yazdığımızda ve söylediğimizde bize burun kıvıran çok sayıda teorisyen (!),Türkiye-İran Savaşı yaratılmaya çalışıldığı iddiamıza bugün aynı şekilde burunlarını kıvırmaya hazırdırlar. Ancak, söylediklerimiz ve yazdıklarımızın birkaç yıl geçmeden genel kabul gören gerçeklere dönüştüğü birçok örnek ortadayken, burun kıvıranlara aldırmadan Türkiye’yi bekleyen gerçek tehlike konusunda tarihsel görevimizi yapmanın kaçınılmaz bir aydın sorumluluğu olduğuna inanıyorum.
Kaos ve Düzen
Küresel güçlerin dünyayı tek bir merkezden, ancak birçok örgüt ve araç ile yönettikleri konusunda kafamızdaki şüpheler her geçen gün dağılırken, Libya ve Suriye’de yaşanan olaylar sonrasında küresel terör örgütlerinin arkasındaki asıl gücün de aynı merkez olduğu yolundaki iddialarımız gerçeklik kazanmaya başladı. Bunun en basit kanıtı, ABD’nin en büyük düşmanı olarak görülen El Kaide terör örgütünün, Suriye’de ABD ve işbirlikçileri ile birlikte omuz omuza savaşmalarıdır.
Küresel güçler, kendisine hedef seçtiği bölgelerde yarattığı kaoslar sonrasında çıkarları için en elverişli koşullarda yeni düzenler yaratma planını devreye sokuyor. Orta Doğu projesi de bunlardan birisidir. Orta Doğu’da yaratılan yeni kaos ortamında mezhep savaşları ve iç çatışmalar ile ülkeler karşı karşıya getirilecek, nedensiz yere birbirlerine düşman yapılarak yeni savaşlar ve krizler ile güçten düşürülecek ve bu istikrarsızlıktan yeni bir düzen yaratılacaktır. Bu yeni düzen, küresel güçlerin planlarından başka bir şey olmayacaktır.
· Küresel güçlerin planları istendiği gibi ilerliyor mu?
· Küresel güçler, Orta Doğu planlarında başarılı olabilecekler mi?
Bu soruların yanıtını başka makalelere bırakmak gerekir. Soruların yanıtları farklı olsa bile, küresel planlar konusunda çok sayıda bölge aydınının aynı doğrultuda düşünmeye başladığını görüyoruz.
Orta Doğu, küresel güçlerce yeniden dizayn edilmeye çalışılıyor. Orta Doğu sonrasında dizayn edilecek bölgeler ise Afrika, Hazar enerji havzası ve Çin’in egemenlik alanları olacağı hemen hemen kesindir.
İran-Türkiye Savaşını Kim İster?
İran ve Türkiye’nin güçsüz düşürülmesi için önce iki ülke üzerinde özel planların devreye sokulması ve sonrasında iki ülkenin savaştırılması, bölgede Güçlü Devlet istemeyen güçlerin temel arzusudur.
Gelin, İran-Türkiye Savaşı ile iki ülkenin etkisiz ve güçsüz hale getirilmesinden karlı çıkacak ülkeleri tek tek sayalım :
· ABD : Orta Doğu’da güçlü devlet istemeyen ABD, aslında hiçbir bölgede güçlü devletler istemediği gibi, ağır biçimde yaşadığı küresel ekonomik krizi aşmak için bölgesel çatışmalara muhtaçtır.
· AB : Avrupa Birliği ülkeleri de gerek yaşadıkları ekonomik kriz nedeniyle yeni pazarlara duyulan ihtiyaç, gerekse de bölgenin yeni güç merkezlerinin denetimine girme tehlikesi nedeniyle Orta Doğu’da yeni çatışmalar ve özellikle iki güçlü ülke olan Türkiye ve İran’ın karşı karşıya getirilip savaştırılarak güçsüzleştirilmesini istemektedir.
· Rusya : Birçok stratejistin de altını çizdiği gibi, Asya’da yükselen 3 güçten birisi Rusya iken, diğerleri İran ve Türkiye’dir. Asya’nın hâkimiyetinde yeni şanslar ve fırsatlar yakalamak isteyen Rusya, Türkiye ve İran’ın karşı karşıya getirilip savaştırılmasından karlı çıkacak ülkelerden birisidir.
· İsrail : İran’ın nükleer silah sahibi olması tehlikesinden son derece rahatsız olan ve bölge ülkelerinde İsrail için tehlikeli olabilecek bir ittifakın güçlenmesinde rol sahibi olacak bir İran istemeyen İsrail, İran’la savaş yapabilecek tek ülke olarak Türkiye’yi gördüğü için bu oyunun içinde aktif olarak yer almaktadır.
Yukarıdaki dört önemli güç, İran ve Türkiye’nin savaş ile karşı karşıya getirilip bölgenin uzun sürecek bir kaos ortamına girmesinden büyük faydalar sağlama peşindedir. Bu süreçte, Türkiye’nin bölgenin yükselen bir gücü olmasından rahatsız olan Almanya, Fransa ve ABD işbirlikçisi rejimler de Türkiye-İran savaşını sabırsızlıkla beklemektedir.
Türkiye ve İran Uyanık Olmalıdır
Bölgede işbirliği yapması durumunda bütün küresel oyunları bozacak olan Türkiye ve İran, gerek ekonomik ve gerekse de stratejik olarak birbirlerine fazlasıyla muhtaçtırlar.
Tarihleri boyunca neredeyse önemli sınır sorunları yaşamamış olan iki ülke olan Türkiye ve İran, küresel emperyalist projelere karşı işbirliği içinde karşı koyabilecek güçtedirler. Bu nedenle, küresel güçlerin Türkiye ve İran’ı karşı karşıya getirmesi planının önünde en büyük engel, tarihi gerçekler ve iki ülkenin ulusal çıkarlarıdır.
Türkiye’de ve İran’da yaşayan aydınlar ve örgütlü gruplar, iki ülkenin karşı karşıya getirilmesi konusundaki sinsi planlar konusunda uyanık olmak durumundadırlar. Bu konuda en büyük tehlike, Türkiye’nin ABD’ye ve İran’ın da Rusya’ya yakınlaşarak İran ve Türkiye’nin düşman ülkeler konumuna gelmeleridir.
Türk ve İran halkını ve aydınlarını, küresel bir planın hedefi olan Türkiye-İran Savaşı konusunda şimdiden uyarmanın bir vatandaşlık görevi olduğuna inanıyorum.
Lütfen, Uyanık Olalım.
Türkiye’nin Suriye ile yaşadığı özellikle sınır bölgesindeki tehlikeli gelişmeler ortadayken, şimdi İran ve Türkiye savaşı da nereden çıktı diyeceksiniz.
Orta Doğu’ya yönelik küresel planları ve küresel güçlerin bölgemize ilişkin politikalarını önceden göremezsek, Büyük Oyun’da sadece figüran olup rolümüzü oynayıp kenara çekilmek durumunda kalırız. Üstelik hiç istemediğimiz halde kendimizi bu oyunda piyon konumunda da bulabiliriz.
Orta Doğu’da Arap Baharı (!) için düğmeye basıldığında bunun küresel emperyalist bir planın parçası olduğunu yazdığımızda ve söylediğimizde bize burun kıvıran çok sayıda teorisyen (!),Türkiye-İran Savaşı yaratılmaya çalışıldığı iddiamıza bugün aynı şekilde burunlarını kıvırmaya hazırdırlar. Ancak, söylediklerimiz ve yazdıklarımızın birkaç yıl geçmeden genel kabul gören gerçeklere dönüştüğü birçok örnek ortadayken, burun kıvıranlara aldırmadan Türkiye’yi bekleyen gerçek tehlike konusunda tarihsel görevimizi yapmanın kaçınılmaz bir aydın sorumluluğu olduğuna inanıyorum.
Kaos ve Düzen
Küresel güçlerin dünyayı tek bir merkezden, ancak birçok örgüt ve araç ile yönettikleri konusunda kafamızdaki şüpheler her geçen gün dağılırken, Libya ve Suriye’de yaşanan olaylar sonrasında küresel terör örgütlerinin arkasındaki asıl gücün de aynı merkez olduğu yolundaki iddialarımız gerçeklik kazanmaya başladı. Bunun en basit kanıtı, ABD’nin en büyük düşmanı olarak görülen El Kaide terör örgütünün, Suriye’de ABD ve işbirlikçileri ile birlikte omuz omuza savaşmalarıdır.
Küresel güçler, kendisine hedef seçtiği bölgelerde yarattığı kaoslar sonrasında çıkarları için en elverişli koşullarda yeni düzenler yaratma planını devreye sokuyor. Orta Doğu projesi de bunlardan birisidir. Orta Doğu’da yaratılan yeni kaos ortamında mezhep savaşları ve iç çatışmalar ile ülkeler karşı karşıya getirilecek, nedensiz yere birbirlerine düşman yapılarak yeni savaşlar ve krizler ile güçten düşürülecek ve bu istikrarsızlıktan yeni bir düzen yaratılacaktır. Bu yeni düzen, küresel güçlerin planlarından başka bir şey olmayacaktır.
· Küresel güçlerin planları istendiği gibi ilerliyor mu?
· Küresel güçler, Orta Doğu planlarında başarılı olabilecekler mi?
Bu soruların yanıtını başka makalelere bırakmak gerekir. Soruların yanıtları farklı olsa bile, küresel planlar konusunda çok sayıda bölge aydınının aynı doğrultuda düşünmeye başladığını görüyoruz.
Orta Doğu, küresel güçlerce yeniden dizayn edilmeye çalışılıyor. Orta Doğu sonrasında dizayn edilecek bölgeler ise Afrika, Hazar enerji havzası ve Çin’in egemenlik alanları olacağı hemen hemen kesindir.
İran-Türkiye Savaşını Kim İster?
İran ve Türkiye’nin güçsüz düşürülmesi için önce iki ülke üzerinde özel planların devreye sokulması ve sonrasında iki ülkenin savaştırılması, bölgede Güçlü Devlet istemeyen güçlerin temel arzusudur.
Gelin, İran-Türkiye Savaşı ile iki ülkenin etkisiz ve güçsüz hale getirilmesinden karlı çıkacak ülkeleri tek tek sayalım :
· ABD : Orta Doğu’da güçlü devlet istemeyen ABD, aslında hiçbir bölgede güçlü devletler istemediği gibi, ağır biçimde yaşadığı küresel ekonomik krizi aşmak için bölgesel çatışmalara muhtaçtır.
· AB : Avrupa Birliği ülkeleri de gerek yaşadıkları ekonomik kriz nedeniyle yeni pazarlara duyulan ihtiyaç, gerekse de bölgenin yeni güç merkezlerinin denetimine girme tehlikesi nedeniyle Orta Doğu’da yeni çatışmalar ve özellikle iki güçlü ülke olan Türkiye ve İran’ın karşı karşıya getirilip savaştırılarak güçsüzleştirilmesini istemektedir.
· Rusya : Birçok stratejistin de altını çizdiği gibi, Asya’da yükselen 3 güçten birisi Rusya iken, diğerleri İran ve Türkiye’dir. Asya’nın hâkimiyetinde yeni şanslar ve fırsatlar yakalamak isteyen Rusya, Türkiye ve İran’ın karşı karşıya getirilip savaştırılmasından karlı çıkacak ülkelerden birisidir.
· İsrail : İran’ın nükleer silah sahibi olması tehlikesinden son derece rahatsız olan ve bölge ülkelerinde İsrail için tehlikeli olabilecek bir ittifakın güçlenmesinde rol sahibi olacak bir İran istemeyen İsrail, İran’la savaş yapabilecek tek ülke olarak Türkiye’yi gördüğü için bu oyunun içinde aktif olarak yer almaktadır.
Yukarıdaki dört önemli güç, İran ve Türkiye’nin savaş ile karşı karşıya getirilip bölgenin uzun sürecek bir kaos ortamına girmesinden büyük faydalar sağlama peşindedir. Bu süreçte, Türkiye’nin bölgenin yükselen bir gücü olmasından rahatsız olan Almanya, Fransa ve ABD işbirlikçisi rejimler de Türkiye-İran savaşını sabırsızlıkla beklemektedir.
Türkiye ve İran Uyanık Olmalıdır
Bölgede işbirliği yapması durumunda bütün küresel oyunları bozacak olan Türkiye ve İran, gerek ekonomik ve gerekse de stratejik olarak birbirlerine fazlasıyla muhtaçtırlar.
Tarihleri boyunca neredeyse önemli sınır sorunları yaşamamış olan iki ülke olan Türkiye ve İran, küresel emperyalist projelere karşı işbirliği içinde karşı koyabilecek güçtedirler. Bu nedenle, küresel güçlerin Türkiye ve İran’ı karşı karşıya getirmesi planının önünde en büyük engel, tarihi gerçekler ve iki ülkenin ulusal çıkarlarıdır.
Türkiye’de ve İran’da yaşayan aydınlar ve örgütlü gruplar, iki ülkenin karşı karşıya getirilmesi konusundaki sinsi planlar konusunda uyanık olmak durumundadırlar. Bu konuda en büyük tehlike, Türkiye’nin ABD’ye ve İran’ın da Rusya’ya yakınlaşarak İran ve Türkiye’nin düşman ülkeler konumuna gelmeleridir.
Türk ve İran halkını ve aydınlarını, küresel bir planın hedefi olan Türkiye-İran Savaşı konusunda şimdiden uyarmanın bir vatandaşlık görevi olduğuna inanıyorum.
Lütfen, Uyanık Olalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder