23 Kasım 2024 Cumartesi

Kılıçdaroğlu Vatana ihanetle yargılansın.

Türkiye bölünme aşamasının sonuna geldi, artık ilanı bekleniyor görüntüsü gözleniyor gibi olsa dahi aldanmamak lazım.

Bu günlere iki unsur üzerinden geldik.

Biri Siyasal İslam ikincisi Siyasal Kürtçüler.

Siyasal İslamcılar CIA'nin düsturu dahilinde hareketle "inançlarımızı yaşayamıyoruz, türban takamıyoruz" masalları ile yola çıktılar, bu günkü gelinen tablo İslamofaşizm'in egemenliği oldu.

İkincisi de Siyasal Kürtçülerdir ki malumunuz başta Uğur Mumcu ve diğerlerinin öldürülmelerine kadar giden aşamalardan hem CIA İslamcılarının hem de CIA Kürtçülerinin ortak çalışma içinde olduğu artık su götürmez gerçektir.

Siyasal Kürtçülerin söylemleri de "ana dilimizi konuşamıyoruz, asimile edildik, demokratikleşme istiyoruz, T.C ile barış istiyoruz" gibi söylemlerden Kürdistan'a özgürlük istiyoruz söylemine evrildi.

Her ikisine de bakıyorsunuz inançlarını istedikleri gibi yaşamışlar, yaşayamadıkları tek şey türbanla okullara girmek olmuştu ve sonunda girdiler.

Türban okullara girdi, ilkokul bebeklerinin başlarına kadar indi ve TV dizilerinde artık ikinci karı (onlar eş demez karı der) almanın peşine düştüklerini ilan ediyor.

Resim... 

Diğerine bakıyorsunuz Kürt kökenlerine rağmen Cumhurbaşkanı olmuşlar, Milletvekili, Bakan, öğretmen, mühendis, doktor her ne istemişlerse olmuşlar ama yine de istekleri bitmemiş diyemiyorum.

Neden mi?

Zira her ikisi de öz vatandaşlarımızın istekleriyle ilgilenmiyorlar, Siyasal İslamcılar da Siyasal Kürtçüler de Emperyalizmin çocukları onların çıkarları ile ilgileniyor zira, içimizdeki en büyük ihanet şebekesidir onlar. 

Her tür doymamış iştahın temsilcileridir onlar, o nedenle milletin değil onların istekleri önemlidir yöneten kadrolar için.

Ne yazık ki 86 yıldır bu ülkede durum budur.

Özellikle 1970'den bugüne son hızla hem Siyasal İslamcılar hem Siyasal Kürtçüler öylesine korkunç başarı elde ettiler ki, tıpkı Yugoslav parlamentosunda olduğu gibi Türk parlamentosunda da çoğunluğu ele geçirdiler.

Hangi partiye bakarsanız bakın bu vatandaşın durumu ile ilgilenen yok, varsa yoksa Emperyalistleri memnun eden, onların yüzünü güldüren ajanları içimize öylesine sızdırılmışlar ki, artık onları özel korunaklarında besleyip büyütmek, okşayıp sevindirmek de bize düşmüş durumda.

Her ikisi de bu ülkeyi sömürülerken öylesine semizleşiyorlar ki, yandaşları hiç çekinmeden "bu milletin a*ına koyacağız" diyebiliyorlar.

Siyasal Kürtçüler ve Siyasal İslamcılar doymaz, ne kadar verirsen ver tamamını ister her şeyi ister tamamını ister zırnık bırakmaz ki bir yudum su içesin, mümkün değildir.

Nitekim her ikisinin menşeinin de CIA olduğu yine kendi gizli belgeleriyle ispatlanmış durumda.

Wikileaks belgelerini anımsarsanız Türkiye'deki tüm partilerin dizayn edildiğinin raporlanışını da anımsarsınız.

Özetle Türkiye parçalanmadan rahat edemeyecekler.

Yugoslavya gibi mi olur bilmem, onu Erdoğan ve Bahçeli'ye sormak gerek. 

Nitekim Yugoslav parlamentosunun % 95'inin Nakşi olduğu günlerin akabinde parçalanmasını anımsayanlar, bu günlerde neden bütçeden en büyük payı cemaatlerin beslenmesine harcandıklarını da anlayabilirler.

Bu tür yapıların beslenmesiyle millete Efendilik taslayanların sayısı hayli artmıştır öyle ki, dünya siyaset tarihine geçecek düzeydeki en korkunç örneği Bahçeli olmuştur.

Millete Efendilik taslayanlardan biri de Kılıçdaroğlu olmuştu, nitekim o da yine Bahçeli'nin kendisine desteği sayesindeydi.

Elbet Kılıçdaroğlu'nun ki biraz daha örtülü biraz daha sinsi, biraz daha korkakçaydı.

Şu an TBMM'de bulunan tüm partiler bir diğerinin klonu olsa bile milleti salak yerine koyan, kendilerini buna inandırmış 600 tane kelle ceylan derisi koltuklarında oturarak aldıkları kıyak maaşlarla Türkiye'nin kaç parçaya bölecekleri pazarlığında sonuna gelmiş durumdalar.

Bunu ben söylemiyorum, laf olsun diye de dile getirmiyorum zira Milletvekili Engin Özkoç'un söylediğini artık bilmeyen yok.

Çok uzatmamak için kısa tutuyorum. 

Kılıçdaroğlu 11 yıl 8 ay hapis ve siyasi yasak istemiyle yargılandığı davada kendi savunmasını yapmak isterken kullandığı iki ifade yüzünden bunları yazıyorum.

Kılıçdaroğlu, “Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü kendimi savunmak için değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim...

…/..

Tarih, bana gerçekleri söyleme görevi verdiği gibi size de bu gerçekleri kayıt altına alma fırsatı sunmuştur” diye başlamış ve daha birkaç şey söylemiş. 

İyi de sen işlediğin suçun cezasını çekiyorsun.

Suçum nedir diye düşünebilirsin.

Özetle söylemek isterim zira çok yazdım o nedenle çık kısa tutacağım.

Nitekim artık değerin yoktur, değerin kadar basit ve kısa tutarak bakalım en büyüklerinden birkaçına.

AKP'liler, gizli oylama kuralını ihlal etme konusunda hiçbir çekince göstermedi. 

Bazı milletvekillerinin oylarını göstere göstere vermesi "Saray'a bir mesaj" olarak yorumlanırken kabinlere müdahale de AKP cenahından olası 'Hayır'ları önleme hamlesi şeklinde değerlendirildi.

Resim...
Kılıçdaroğlu'nun ihanetinin en üst perdeden görüntülenmesi de bu günlere geliyordu ve Efendi Kılıçdaroğlu, Erdoğan + Emperyalistlerin ürettiği yeni Türkiye modelini pek sevmişti ama kendisine verilen supap görevi nedeniyle tek yaptığı milli iradenin gazını almak oluyor bunu da

Asıl Yüce Divan halkın divanıdır, milletin divanıdır. İşte bunun için Anayasa Mahkemesine başvurmayacağız ifadeleriyle, milleti salak yerine koyduğunu itiraf ediyordu.

O itiraflardan bazılarını ve nelere göz yumduğunu, bunun karşısında ülkede neler yaşandığını kısaca bir anımsayın.

Gerisi kendiliğinden gelecek emin olun. 

Kılıçdaroğlu hem vatana hem Atatürk'e ihanetle yargılansın ki ihanetin yolu kapansın, sıranın kimlere geleceği belli olsun.

23.11.2024

A. Dursun 

 


Kemal Kılıçdaroğlu: Ayasofya’ya biletle değil, abdestle girmek istiyoruz.

Kılıçdaroğlu'da Anayasa düşmanı çıktı.

Anayasa'dan ‘Türk’ü silmeyi ilk Kılıçdaroğlu önermiş. 2.5.2015

Kılıçdaroğlu, "...terör örgütüyle görüşmelere devam edilmeli."

Kılıçdaroğlu, biz bütün safhalarda anadilde savunma önerdik.

Asimilasyon Nedeniyle Ana Dilimi Bilmiyorum.

CHP'ye Amerikancı tuzak / Soros’un yeni gözdesi Kılıçdaroğlu

Hakkâri Kürt Dili ve Eğitim Hareketi (TZP-KURDİ), Kürtçe eğitim kursu açıyor. Hakkâri’de KESK'ten Kürt dili kursu

Masal: Kürt’e eğitim de hizmet de yasak.

Gerçek: Öğrenci gitmedi Kürtçe dil kursu kapandı.

Kürtçe kursları ilgisizlikten kapandı.

İstanbul ve Şanlıurfa ile Mardin'in Kızıltepe İlçesi'ndeki kursların da bugün faaliyetlerini durdurdukları açıklandı.

Hem Kürt halkı diyeceksin hem Kürtlere şerefsiz diyeceksin, yaman çelişki.

Hakkâri Kurdider'den sertifika töreni

İmamoğlu: Kürtçe dil kursu kesinlikle açılacak.

Tayyip açıkladı, Kürtçe resmi dil oluyor.


Millî Eğitim Bakanlığı'ndan imam hatip açıklaması

A.A/6 Ekim 2012

Yurt genelinde açılan imam hatip ortaokullarından 3'ü İstanbul'da olmak üzere 73'üne öğrencilerin kayıt yaptırmadı. Dindar nesil Hükümeti hayâl kırıklığına uğrattı.

AK Parti’nin ileri gelenleri “Anayasanın ilk dört maddesinin değişmesini” talep ediyor; Erdoğan, benim söylediğimi zannediyor. Artık sağlık raporu istemek, bir devlet güvenliği meselesi haline gelmiştir. Erdoğan, bağımsız bir kuruluştan, sağlık raporu almalıdır, hem de hemen! Kemal Kılıçdaroğlu.

Dindar nesil Hükümeti hayâl kırıklığına uğrattı.


 

Gerçek: Öğrenci gitmedi Kürtçe dil kursu kapandı.

Ve işte o Masal haber...

Kürt’e eğitim de hizmet de yasak.

AGIRÎ- DİHA Güncellenme: 05.09.2012 05:20

BDP’li belediyelerin yoksul öğrencilere verdiği hizmetlere savaş açan AKP hükümeti, son olarak Patnos’ta 700 öğrenciye eğitim veren Ceylan Önkol Eğitim Destek Evi’ni kapattı.

Cemaatlere alan açmak için eğitim alanına yönelen hükümet, BDP’li belediyeler tarafından yoksul öğrencilere ders vermek amacıyla kurulan eğitim destek evlerini bir bir kapatıyor. Daha önce; Dih, Dersim, Êlîh ve Mêrdîn’deki birçok eğitim destek evini kapatan hükümet, son olarak Patnos’ta 700 öğrenciye eğitim veren Ceylan Önkol Eğitim Destek Evi’ni “Milli Eğitim Kanunu’na aykırı olduğu gerekçesiyle kapattı.

Ceylan Önkol Eğitim Destek Evi kapatıldı.

Agirî’nin (Ağrı) Patnos Belediyesi tarafından 2010 yılında ilçede bulunan maddi olanakları düşük yaklaşık 700 öğrenciye eğitim veren Ceylan Önkol Eğitim Destek Evi’nde 6 ay önce Milli Eğitim Müdürlüğü Müfettişleri’nce inceleme yapılmış ve soruşturma açılmıştı. Soruşturmanın tamamlanmasıyla eğitim destek evi kapatıldı. Patnos Kaymakamlığı tarafından, Patnos Belediyesi’ne gönderilen resmi yazıda, “Eğitim Destek Evi’nin 1739 sayılı Milli Eğitim temel kanununun 56.ve 57. maddeleriyle 5393 sayılı Belediyeler kanununun 14.ve 15. maddelerine aykırı bulunduğundan kapatılmasına karar verilmiştir” denildi.

AKP hazmedemiyor.

Karara tepki gösteren Patnos Belediye Başkanı Yusuf Yılmaz, alınan kararın siyasi bir karar olduğunu belirterek, “Destek evi 2010’da 360, 2011 ve 2012 yılı içerisinde 700 öğrenciye ders vermekteydi. Ceylan Önkol Eğitim Destek Evi büyük bir başarı elde etmişti. Öğrenciler iyi üniversiteleri kazandılar. Ama AKP hükümeti ve buradaki yönetim, bunu hazmedemedi ve destek evini kapattı” dedi.

Daha öncede Dersim, Riha’nın (Urfa) Wêranşar (Viranşehir) ve Serê Kanî (Ceylanpınar) ilçeleri ile Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ve Derîk ilçelerindeki açılan Eğitim Destek Evleri ilçe Kaymakamlıkları tarafından izinsiz oldukları gerekçesiyle kapatılmıştı.

5N1K, İlk Özel Kürtçe TV.

Masal: Kürt’e eğitim de hizmet de yasak.

İşte ispatlar...

Hakkâri’de KESK'ten Kürt dili kursu.

MEB, Kürtçe seçmeli ders olabilir!

MEB, Arapça dersinin müfredatını geliştirmek üzere hizmet alım ilanına çıktı.

İspatlar...

 

MEB'den Arapça dersi için hizmet alım ilanı.

Kürtçe 5. sınıfta seçmeli ders oluyor.

Kürtçe seçmeli ders eğitimi başladı.

İşgalci T.C. Kürdistan'dan defol.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Kürtçe Eğitim.

Kılıçdaroğlu’ndan AKP’ye 5 maddelik çağrı.

Hz. Erdoğan: “Bay Bay Kemal ne diyor, Selo'yu çıkartacağım diyor. Cumhur İttifakı iktidarda olduğu sürece çıkaramazlar.”

Rennan Hoca'nın hapis cezası onaylandı, Laik Cumhuriyet Sona Erdi

Ders kitaplarında dini yönlendirme.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder