26 Mayıs 2025 Pazartesi

Şeker hastalarına kanser satan Bakanlık ve DİAFORMİN tuzağı.

DİAFORMİN, ŞEKER HASTALARINA TESCİLLİ VE ÖLÜMCÜL KANSER TUZAĞI DEMEKTİR.

Son 2 yıldır stent takılı olarak ilaç kullanırken birdenbire tip 2 diyabet teşhisiyle de DİAFORMİN denen ilaç kullanmaya başladım. 


İlacın prospektüsü üzerinden de görüleceği gibi etkin madde olarak 1000 mg (1 gr) METFORMİN HİDROKLORÜR, yardımcı maddeler olarak ise ETİL ALKOL muhtevasından söz ediyor.

Etil alkol ile Selefilerin, İhvancıların (Müslüman kardeşçilerin) özetle Siyasal İslamcıların ilaveten AKP'nin içindeki bir güruhun sınavını anımsarsanız, o nedenle bu kısmı geçiyorum ancak garabet olan şeyin hem alkole düzenleme adı altında yasak getirmeye çalışmak hem de AK hükümetin alkol içerikli ilaçlara göz yummasını anlamak olurken asıl tehlike işareti ABD'den geliyordu.

ABD'de ilaçlardan sorumlu daire FDA, DİAFORMİN ilacında da kullanılan metformin hidroklorür "kansere neden olan bir bileşeni aşırı düzeyde içerdiği gerekçesiyle geri çektiğini" yani yasakladığını açıklıyor.

Yapılan N-Nitrosodimetilamin testlerinde, NDMA içeriğinin kabul edilebilir günlük sınırın üstünde olduğunu söylüyor.


Amerikan Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC-Centers for Disease Control and Prevention), 1995'ten 2010'a kadar diyabet prevalansında (toplumsal görülme sıklığı) 18 eyaletin % 100 veya daha fazla olduğunu gösteren bir rapor bir rapor yayınlamıştı, ayrıca Endişeli Bilim Adamları Birliği (UCS-The Union of Concerned Scientists) de aynı şeyleri söylüyordu.

Adamlar bunu bir cinayet arası olarak gördüklerini anlatıyor, bizde kimseden tıs ses çıkmıyor, ne de olsa "OL dedi mi olduran" burada da devrede, kader diye Türk halkına lanse edilenlerin arasındaki yerini alıyor.

Daha da ötesi Dünya Sağlık Örgütü'ne göre roket yakıtı olan UDMH, roket motoru testleri sırasında nitrik asit (amil bazlı oksitleyici) madde ile etkileşime girdiğinde Nitrosodimetilamin (N-metil-N-nitrosometanamine) oluşur ve vücutta birikir. 

İngiliz ilaç devi GlaxoSmithKline (GSK), Türkiye'de de satılan şeker hastalığı ilacı Avandia'nın 83 bin kalp krizi vakasıyla ilintili olduğu iddia ediyor, Bursa Eczacılar Odası'da GSK'nın Avandia ilacını tekzip firması gibi çalışmış.

2020 yılında The New York Post bunları haberleştirmiş, nedense yerli ve milli basında sadece dalga geçme amaçlı bir yazıyla 27 Mayıs 2023 tarihinde ölen, Kemalist avcılığına soyunmasıyla ünlenen Engin Ardıç'ın bir yazısında rastlıyoruz.

Ölünün ardından konuşmayı kendime yakıştıramadığım için üstüne fazla düşmüyorum.

Sağlığında bu ve benzerleri için yeterince yazdığımdan ötürü geçiyorum.

Nedense Türk insanı sanki kobay, sanki lanetli gibi ölüme mahkûm edilmiş, tıpkı Filistin'de yapılanlar gibi bize de ölümü bekletiyorlar. 

Orada zavallı insanların kanlarını dökerek, bizdeyse zavallı halkın kanlarını emerek.

Arada sadece vampirlerin yöntem farkı var. 

Şimdilerde CHP başkanı olan Özgür Özel'in G. sekreter olduğu dönemde Diaformin'in sadece fiyatlarıyla uğraştığını da bilmek gerek.

Erdoğan tekrar aday olma niyetim yok demiş ama Tatlıses'in önümüzdeki dönem aday mısınız sorusunu yönelttiği günlerde malumunuz kendisi hakkında ileri-geri saçma sapan iddialarda bulunulan Ömer Çelik 'önemli olan milletin istemesidir' diyordu.

Nasıl bir garabettir milletin istemesi bugün bile anlamış değilim.

Çıkarlara uygun bir şeyler olacaksa suçu millete yıkıp geçme sanatı oluşturulmuş gibi duruyor.

Demek istediğim o ki, millete her şey sorulmaz, sorulamaz da.

Ne yani millet istemiş olsa birey olmaktan vazgeçip kul olabilir miyiz, millet istemiş olsa silahı hızlı çeken adalet sağlayabilir diyebilir miyiz, millet istemiş olsa eşcinsel evlilikleri onaylayabilir miyiz, millet istemiş olsa camilerde tecavüzleri onaylayabilir miyiz, millet istemiş olsa... ne kadar, nereye kadar ileri gidebilirsiniz, sapkınlığın derecesi kaça kadar yükselebilir dersiniz?

Tüm bunlara rağmen millet sağlık ücretsiz olsun, yasalar önünde ayrıcalık olmasın, temel eğitim ücretsiz olsun, emekli, işsiz açlıkla terbiye edilmesin, herkesin gelir düzeyine göre vergi, kaldırabileceği oranda trafik cezaları olsun, kırmızı ışıkta 8 Milyon Dolarlık arabayla geçen de 2167 TL ceza ödüyor 200 bin TL'lik (5.134 dolar) arabayla geçen de. (Dolar=38,9529)

Emekli 4 yıl öncesine kadar 2 kat 3 kat, 4 kat asgari ücret alıyordum şimdi asgari ücreti alamıyorum diyor, bu gün bile en az 5 çocuk yap diyenler kendi çocukları gibi milletin çocuklarını yaşamasını istemiyorlar, millet buna dur diyor ama milleti dinleyen yok, sormak lazım Ömer Çelik Efendi ve benzerlerine, millet 14-15 maaş alanlar bu topraklardan temizlensin istiyorken milleti duymayanlar şimdilerde ne oldu da 'önemli olan milletin istemesidir' demektedir, yine hangi kirli emellere, kimin kirli oyunlarına Erdoğan'ı alet etmek istemektesiniz?

Vatandaşa her önüne geleni sorarsan ülkenin içine gireceği çıkmaz yaşadığımız günlerle aynısı olur, daha kötüsü olursa iç savaşa doğru gideriz diye korkanlar, millete verdikleri korku içerikli ayarla daha ne kadar geleceğimizi çalacaklar bilmiyorum.

Bu sanıldığı gibi millete falan bağlı değil, tamamen KaçAK Saray'ın karanlık dehlizlerinde yer işgal eden bir avuç din taciri, etnik milliyetçi virüsüyle ilgili, başka ifadeyle PKK ve Fettoş uzantılarının Erdoğan ve Bahçeli'nin etrafını sardıkları dalkavuklar birliğinde gizlidir.

Onların en iyi yaptıkları şey, ülkeye TEK ADAM empozesi yapıp sanki güç tek adamdaymış gibi onu aşağılayan, aşağılama ölçüsüyle paralel olarak da sağı-solu korkutan İmparatorluk kurdular.

Korku İmparatorluğu öylesine kemikleşti ki ne Erdoğan ne Bahçeli sosyal medya hesaplarını yazamadıkları, konuşma metinlerini yazmadıkları gibi, düşüncelerini açıklamaya da fırsat vermez oldular.

Korku İmparatorluğu ilk iş olarak Erdoğan ve Bahçeli'yi birbirlerine muhtaç olduklarına ikna ederek korku saldılar.

Onlar korkutulduktan sonrası kolaydı nitekim öyle de oldu.

Artık onların adına, onların ağzındanmış gibi herkesi ama ülke yönetimindeki söz sahibi, sorumluluk ve yetki sahibi aklınıza gelen herkesi saldıkları korkuyla boğması kolay olmuştu.

KaçAK Saray dehlizlerine bugünden tezi yok acilen çomak sokulmalı, orada konuşlanmış zehirli yaratıklar derhal usulü dairesinde sorgulanıp yargılanma yoluyla imha edilmeli ve milletin iradesi yeniden millete iade edilmelidir.

Düşünsenize, birileri çıkar sağlayacak diye yıllar yılı bu milletin sağlığı üzerinden rant sağlayanların Sağlık Bakanı oldukları unutuldu mu sanıyorsunuz?

Adnan Oktar'ın hizmetçisi görüntüsünde Oktar Babuna'nın eliyle genetik kodlarımız ABD çıkarları doğrultusunda pazarlanıp peşkeş çekilmedi mi?

Genetik kodlamada neyi çözdülerse bilmiyorum ama Kürdistan'ı kurdukları artık su götürmez, bakalım sıra ne vakit Lazlara ve diğerlerine gelecek, Türkiye'den kaç devletçik çıkartacaklar yaşarsak göreceğiz.

Daha söylenecek çok şey var ama, "söylesem te'siri yok sussam gönül razı değil" diyor ya şair...

Gerisine ne hacet?

26.5.2025

A. Dursun


COVID-19, Atabay ilaç, Mehmet Öz, Fahrettin Koca ve örülen ağlar, oyunlar, roller.

FDA, uzatılmış salımlı metforminin bazı versiyonlarının NDMA adı verilen aşırı miktarda kanser yapıcı bir kimyasal içerdiğini tespit etti.

FDA'nın Metformin'deki NDMA ile ilgili Güncellemeleri ve Basın Duyuruları.

Diyabet üzerine ulusal tahminler-ABD

Diyabete bağlı böbrek yetmezliği, ABD ve Porto Riko, 1996-2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder