Türkiye'deki her tür Muhalefet iktidar ayakta kalsın diye çalışır.
Yazık ki ülkemizde adam gibi muhalefet yapan neredeyse kimse, hiçbir kurum ya da kuruluş yok.
Aslında işin temeli "ADAM" ifadesiyle atıldı, yani cehaletin hükümranlığı adam kelimesini gördüğü yerde "İNSAN" kelimesiyle ikame etmesiyle toplumsal hafıza kazınmaya, millete hazmettire hazmettire yedirmeye varlıklarımızı da hazmede hazmede sindirmeye başladılar.
Daha evvel belirttiğim üzere "TÜSİAD, ihanete çanak mı tutuyor" başlıklı yazımda adam-insan ikilemini hayli irdeledim, son yıllarda TV ekranlarında sigarayı, alkolü flulaştıranlar neredeyse tüm dizilerde silah kullanmayı, havuzlu lüks villalarda ağanın kapaması rollerini, şımarık zengin veletlerinin koko partilerini, oluk oluk kan dökülmesini, kadınların tecavüzlerinin nasıl sindirileceğini, Türkçenin katledilişini görmezden gelmeleri nedeniyle bari paralı TV izleyelim de flu ekran görmeyeyim diye Netflix abonesi oldum.
Oldum olmasına da orada da vahim uçurum dolu ne LGBT kalıyor ne sapkınlık, tamamen doz aşımına uğruyorsunuz.
Neyse ki evde çocuk olmadığından izlemekte sakınca görmüyorum, günah işleme özgürlüğü hakkımı kullandığımı varsayın.
Ne yani, unutulma hakkı kullanmak isteyenler iyi çocuklar da ben ve benim gibiler mi kötü çocuk?
Çok eski diziler ya da filmler de gösterimde, izlerken nostalji yaşarım diyorum ama çok eski dublajlarında geçen bilim adamı kelimesi bakıyorum ki bilim insanı şekline evrilmiş, düşünsenize 30-40 yıllık filmler bile evrimsel süreçle yani "Yeni Türkiye" masalıyla birlikte yolunu bulmuş gidiyor.
İç cephenin muhalifleri de aynı süreçte evriliyorlar hazmede hazmede, hazmettire hazmettire.
Muhalif vekiller topyekûn istifa etseler sorun inanın çözülür ama kıyak maaşlar alırken milletin süründüğü kimin umurunda?
Hem daha evvel olduğu gibi vekillere atfen ihanet edebilirsiniz yasalarının tekrar çıkmasını bekleyenlerin hiç de az olacağını sanmıyorum.Sadece vekiller değil muhalif görünen ama iyi polis-kötü polis rolünü başarıyla oynayan NOW, SÖCZÜ gibi kanallar da muhalif kesim görüntüsü altında yandaşlığa soyunmakta sakınca görmüyor, bunu sürekli söylüyorum, bir yenisi bugünün Sözcü gazetesi ile görelim.
Muhalif görünen Sözcü'ye göre kuşatılıyor muşuz.Neymiş efendim, ku-şa-tı-lı-yor-mu-şuz.
Bu ifadede ne yüklü?
Başta istilaya mı uğrayacağız korkusu, sonra kime güveneceğini bilememe yani güvensizlik sorgusu, sonra çocuklarıma ne olur, geleceğimiz nereye evrilir kaygısı ve bu toplumsa kaos ve kargaşayı tetikler.
Daha ileri düzeyde işlenirse iç çatışmaların fitilini ateşler, tüm bu kaygılar aslında iktidar olan güce yarar.
Nasıl mı?
Ekonomik krizle cebelleşip yarın ekmek alamayacak mıyız diye düşünen seçmenin % 85'i kime oy vereceğini şaşırmış duruma düşürülür ve bu düşüşün, çıkmazın doğal sonucu olarak seçmenler 'BARİ MEVCUT OLANI TEKRAR TERCİH EDELİM' zorlamasına sürüklenir.
Böylece yokluk ve peşkeş içinde kıvranan seçmenlerin çoğunluğu kurtuluşun mümkün olmadığı kaygısı ile aynı güce biat etmek zorunda kalır.
Düşünsenize 30.11.2014 tarihinde İsviçre'de altın referandumuna giderken gram altın 27.11.2014 tarihinde 84.1590 TL alış fiyatındaydı, şu an itibarı ile gram altın 5.764,8 TL dolar ise 47,9689 TL olmuş durumda ve artmaya devam ediyor.
Özetle gram altın 11 yıl içinde tamı tamına 68,5 kat artmış.
Gördüğünüz üzere 11 yılda tamı tamına 68,5 kat artan altını millete hazmettire hazmettire yedirdiler, memleketi hazmede hazmede sindiriyorlar, onları anlamaya anladık da muhalifler neyi sindiriyor onu anlamadık.
Artık 04.12.2016 Elâzığ’da 300 dolarını bozana tıraş, 100 dolarını bozana ise balık-ekmek bedava diye aldanan vatandaşın hesabını ben yapmayım, sonra yüzüm kızarıyor.
Suriyelilere 40+40 Milyar dolar harcadık diyen Erdoğan, Trump'ın sarayına gidince Filistinlileri de doyurmayı, Gazze'yi ihya etmeyi vaat etmiş olduğu ortaya çıktı.
Emeklisi, işçisi, memuru yokluk içinde kıvranıp, banka kredileri olmasa ekmek alamayacak durumda olanları görmeyecek kadar körler arasına muhalefetin de girdiği ayan beyan ortadadır.
Muhalefetin erken seçim talepleri de Erdoğan'ın yeniden aday olup seçile bilmesi için millete kurulan bir tuzaktır, böyle biline.
İyi de bütün bunlara rağmen nasıl oluyor da Erdoğan'a oy verenler olabiliyor?
Bu hem sosyologların hem psikologların hem de psikiyatrların acil açıklaması gereken bir konu olduğu kadar, ekonomistlerin de buna katkı sağlaması elzemdir.
Zira ekonomisi bozuk olan ailelerin çocukları et, meyve gibi gıdalardan nasiplenemediği gibi, hamur fazlalığından beyinleri ambalaj olmuş durumdadır, bunu bilimsel açıklamalar da söylüyor.
Aslında bilim adamı (insanı değil) olmaya gerek de yok.
Ekmek aptal toplumların temel gıda maddesidir diyen sendikacı profesör müydü, ama toplumun içinden gelerek gerçeklere ışık tutuyordu, elbet toplumun içinden geliyor rolleriyle TBMM'de güya bizi temsilen gidenlerden biri bu gerçeği gayet iyi bildiklerini, milleti ne yerine koyduklarını ilan edercesine 14 Aralık 2020 tarihli 31’inci Birleşim tutanaklarına da giren Engin Altay’ın "herkesin midesine bir şey giriyor, kuru ekmek giriyor" ifadesine karşılık bir başka vekil olarak Şahin Tin’in "O zaman aç değil demek" ifadesiyle millet olarak bize verdikleri değeri öğrenmiş olmanın acısı henüz tazeliğini korumaktadır.
Aslında bu gerçeği "Taner Yıldız, cahil kesimden besleniyoruz" diye açıklıyordu.
Neden milletin çocukları aç bırakılıyor, dünya sıralamalarında neden sürekli kötü kategorilerde şampiyon oluyoruz, nasıl bir operasyona maruz bırakılıyoruz şimdi anlamayan kaldı mı?
En ileri düşünen 164 ülke sıralamasında Türkiye 70'inci olmuş neden acaba?
CEOWORLD dergisi, Most Forward-Thinking Countries (En İleri Düşünen Ülkeler) sıralaması açıklamış.
Türkiye 70'inci olmuş ama çok garabet bir durum var, o da son sıralardaki ülke isimleri.
156 Suriye
157 Madagaskar
158 Mozambik
159 Sierra Leone
160 Orta Afrika Cumhuriyeti
161 Somali
162 Afganistan
163 Burundi
164 Küba
AB/D ve BM'nin de terörist listesinde olup Cumhurbaşkanı yapılıp atanan Ahmed Hüseyin eş-Şara'ya 60 dakika sunucusunun "ABD tarafından terörist olarak ilan edilmiştiniz. Birkaç ay öncesine kadar başınıza 10 milyon dolarlık bir ödül konmuştu, neler söylemek istersiniz" sorusuna "Bu boşa harcanmış bir para olurdu. O zamanlar 17 ya da 18 yaşındaydım. Şu anda sahip olduğunuz farkındalık seviyesi, 20 yıl öncekinden çok farklı" yanıtı veren adamın ülkesi Suriye'nin, kadınları insan saymadığı ve yaşam şansı tanınmadığı halde mealen Taliban ile aramızda fark yok diyen Erdoğan'ın özendiğini örtülü olsa dahi belirten Afganistan listede son sıralarda olsa bile yer alması yine de mucize olmuş diyebilirim.
İşe bakın ki akademik düzeydeki bir tartışmayı kadın insan mı değil mi düzeyine çekebilen Suudiler bile 65. sırada iyi mi?
Bazı yerlerde bunun bir espri olduğu iddiaları yapılmış olsa bile yazık ki gerçeğin tam kendisidir.
Çok ilginç olan ülke ismi ise Küba'nın son sırada olması.
2024 sıralamasında 223 ülke arasında Küba'nın kişi başına düşen milli geliri 11.255 dolar ile 107. sırada iken Türkiye'de 12.765 dolar ile 99. sırada olması, Suriye'nin 421 dolar ile 222. sıra ve Afganistan'ın 422 dolar ile 221. sırada olması, CEOWORLD'un güvenirliğine gölge düşürmüş diye düşünüyorum.
Her ne kadar gölge düşürse dahi Türkiye için geçerli olan şeyleri de düşünmek lazım.
Örneğin Erdoğan'ın masalları ile yatıp, masal dinlemek için uyanıyormuşuz gibi duruma düştüğümüz için söylenenleri anlamıyor olabilir miyiz?
Akkuyu dışında nükleer ajandamızda başka projelerimiz de bulunuyor. Ana muhalefetin balıkları öne sürerek yaptığı eleştirilere aldırmadan nükleer enerjiye yatırım yapmayı sürdüreceğiz. Yine muhalefetin çarpıttığı bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Enerji politikamızın bir diğer önceliği, sahip olduğumuz madenlerin katma değerli bir şekilde uluslararası pazarlara sunulmasıdır. Özellikle nadir toprak elementleri, savunma sanayinden yenilenebilir enerji sistemlerine, elektrikli araçlardan haberleşme ve uzay teknolojilerine pek çok alanda kritik rol oynuyor. Eskişehir'in Beylikova ilçesindeki nadir toprak elementleri sahasında bugüne kadar 310 ayrı lokasyonda yaklaşık 125 bin metre sondaj yapıldı. Çalışma sahasında nadir toprak elementleri barit ve florit başta olmak üzere tam 694 milyon ton kaynak olduğu tespit edildi. Bakınız bu saha dünyanın 2. büyük nadir toprak kaynak sahasıdır. 17 elementinin 10'nunun bulunduğu Beylikova sahasında yaklaşık 12,5 milyon ton nadir toprak oksitleri yer alıyor. İlk etapta 1.200 ton cevher işleyeceğimiz Eti maden pilot üretim tesisini devreye aldık...." diyor.
Burada ve devamında garabet olan çok ifade var, örneğin 310 ayrı lokasyona rağmen sanki yeni bulunmuş, yeni biliniyormuş gibi rezerv miktarının 694 milyon ton olarak açıklanması bir tesadüf müdür yoksa tesadüf boğuntusuna mı getirilmek istenmektedir?
Biz bunları 2008 yılından beri Google gruplarda arkadaşlarla tartışıyorduk, bazılarını sayfalarımda arada bir paylaşmıştım dileyen olursa küçük bir kısmını "Toprak hakkında ne biliyorsunuz? Peki, Nadir toprak elementleri nedir" başlığında bulabilirler.
Biz bunları tartışırken sanki ülkemizde Bizans usulü meleklerin cinsiyet tartışmaları gibi gündemler yaşanıyordu, henüz o gündemleri kapatıp yeni sayfa açamadık.
Zaten açana kadar elimizde ne maden kalacak ne toprak ki, kim bilsin toprağın nadirini.
Ayrıca takip edip yararlanmak isteyenlere tarih sıralaması ile bazı adresleri aşağıda paylaşıyorum.
Resim...
"Yıllar önce beyaz adam buralara geldiği zaman bizim topraklarımız, onların ise elinde İncil, boynunda haç vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Fakat bir gün gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, boynumuzda haç; onların elinde ise bizim topraklarımız vardı." Kenya'nın kurucu devlet başkanı Jomo Kenyatta
21.10.2025
A. Dursun
Resimler…
Stratejik metallerin ve nadir toprakların unsurlarına sahip periyodik tablo.
21.11.2013, Eti Maden’de yolsuzluğu buldu, başına ne geldi.
15.12.2023, Dünyanın en büyük 2. rezervi! Çalışmalar Berat Albayrak döneminde başlamıştı.
06.03.2024 Bakan Bayraktar, Eskişehir’de Yoğun Mesai diyerek anlatıyordu.
26.04.2024, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nden madenlerini sömüren ABD'li dev Apple'a karşı hamle.
28 Kasım 2024, Çin, grafit saflığı ‘teorik sınıra yakın’ ile yüksek teknoloji yarışında öne geçti.
18/01/2025, Çin devasa nadir toprak element rezervi buldu: Türkiye'yle rekabeti nasıl etkileyecek?
22 Şubat 2025, Ukrayna'da hangi nadir toprak elementleri var, Trump neden onları istiyor?
19.10.2025, Türkiye’yi küresel ‘nadir element’ devi yapacak projeye CHP engeli!






Hiç yorum yok:
Yorum Gönder