Yargının en üst kesiminden gelen sesleri dinlemeyen siyasetçilerin hiçbir gerekçesi olamaz, buna rağmen bazı bahanelere sığınarak lehtar gerekçeler üretebiliyor olmak ancak ve ancak gücü ele geçiren mafya tarzı yönetimlerde mümkündür.
21.10.2025 tarihinde Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, "Anayasa Mahkememiz bir ihlal kararı verdiği zaman tüm kurumların, tüm yargı organlarının, hepimizin buna uyması ve gereğini yerine getirmesi gerekir" diyor.
AYM size göre yanlış karar vermiş olabilir, beğenmeye bilirsiniz, olumsuz anlamda eleştirebilirsiniz fakat ne olursa olsun tanımıyorum diyemezsiniz, derseniz ne olur?
Bakınız Başkan Kerkez şöyle söylüyor.
"Önemli hususlardan biri de bana göre empatidir. Bizim, hakkı ihlal edilen veya hakkının ihlal edildiğini iddia eden, söyleyen, bunun için sızlanan vatandaşımızın yerine kendimizi koymayı bilmemiz lazım. Aynı durum ile karşılaştığımızda ne yapılmasını istiyorsak bizlerin de onu yapması lazım" diyor.
Bence çok ama çok muhteşem bir tespit yapılıyor ama anlayan kim?
Millet "yargı ele geçirilmiş" derken laf olsun diye bağırmıyor, örneğin Fatma Zehra Kınık Demir'e verilen hapis cezası istinaf tarafından bozulmuş ve garabete bakın ki Kınık Demir'in sadece bir kişiden cezalandırılması gerektiğini söyleyerek gerekçe üretilmiş ve daha az ceza ile kurtarmanın yolunu açmış.
Mahkemeye bakın hele, gerekçesi diğer iki kişinin şikayetinden vazgeçmiş olmasıymış.
O kutsal mahkeme heyeti ve başkanı "yaşam kutsaldır hangi gerekçeyle vazgeçtiniz, karşılığında ne kadar para aldınız, ailenizin ve sizin banka hesap hareketlerinizi kontrol ettireceğim" demiş mi?
İstinaf (yeniden yargılama) mahkemelerinin Osmanlı'yı da batırdığını yazmıştım, nihayetinde yeniden yargılayacak olanlar da işin uzmanı değiller, o nedenle "İstinaf demek yerine hem siyasetçi hem hukukçu neden uzmanlık mahkemeleri ve uzmanlaşmış savcılar demiyor" sorgulamasını hukukla tanıştım tanışalı sormuşumdur.
Örneğin algoritma kavramını, veri tabanı, arayüz, analog-to-digital converter gibi terimleri kaç yargıç, kaç savcı biliyor, bilse ne olur diyeniniz olacaktır ama hackerler benim sistemi çökerttiklerinde savcılığa suç duyurusunda bulunmuştum ve 10 günde takipsizlik verdiğini, yeni bulguları dosyaya konması için tekrar gittiğimde tesadüfen öğrenmiştim.
Yeni bulgularla soruşturmayı tekrar başlatılması dilekçeme aradan sanırım 2 yıl geçti hala tık yok.
Hatta Berat Albayrak'ın talebi üzerine mahkeme kararı ile eski Twitter sayfam iptal edilmişti.
Aradan 2 yıl kadar zaman geçmesine rağmen savcının takipsizlik verip vermediği kararı bile elimde değilken, istinaf mahkemeleri olsa ne yazar olmasa ne?
Üstelik Berat Efendi unutulma hakkını kullandığı halde biz vatandaşlar yaşama hakkımızı bile kullanamıyoruz, düşünsenize kendini unutturup unutturup yeniden bakan olarak karşımıza çıktığını.
Neyse ki yakın gelecekte savcı ve yargıçların hatta avukatların bile işini yapay zekâ üstlenecek ve belki insanlık o zaman inanmışlık, yandaşlık, mikro milliyetçilik gibi lanetlerden kurtulmuş olacaktır.
Nuri ve Vedat Ergin kardeşler dahil 33 kişinin ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırıldığı kardeşlerden en küçüğü Soner Ergin'in Devlet Bahçeli ile fotoğraf çektirdiğini anımsıyor musunuz?
Bahçeli, bu kardeşlere müjde verecekmiş, öyle diyordu Soner Efendi.
Bahçeli ve MHP yalnız değil ki, ne uyuşturucu baronları neler neler gördü bu memleket neler, neler.
Örneğin Daltonlar çetesinden biri "Avukat Serdar Öktem, Sinan Ateş’i ayaklarından vurmamızı istedi ama kabul etmedik" demiş.
Çakaldan gazeteci, mafyadan iş adamı olanları yazdığım sayfamda bunların başında Sedat Peker, Alaattin Çakıcı, Kürt İdris, İnci Baba ve daha neler neler gördüğümüzü anlatmaya çalışmıştım.
Topluma ünlü diye sunulan, hangi konuda ün yaptıkları belirsiz uyuşturucu müptelası müptezel meymenetsizler de ayrı bir yara.
Tüm buraya kadar olanlar 18 yaş ve üstü olarak gündeme geliyordu, şimdilerde bir de 18 yaş altı çocuk kapsamında değerlendirilen baş belaları var.
İçlerinde avukat, yargıç, savcı da bulunan hukukçular hatta barolar bile fikir ayrımına doğru gidiyorlar.
O nedenle küçük nedir, 18 yaş yeterli midir yoksa yaş düşürülmeli mi, artırılmalı mıdır gibi bir dizi sorun başımıza bela olmaya başladı.
İstanbul Barosu yayınında şöyle demiş.
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Kardelen Ateşci’nin "Suça sürüklenmiş çocuklar mağdurdur. Bu laf hoşunuza gitmese de gerçek budur" şeklindeki ifadesi, çocuk adalet sisteminin temelini oluşturan evrensel bir gerçeğe işaret etmektedir.
Unutulmamalıdır ki çocuk adalet sistemi; cezalandırma değil, onarma, koruma ve topluma kazandırma ilkelerine dayanır. Bu ilkelere yönelik her saldırı, yalnızca bireyleri değil, tüm çocukların geleceğini hedef almaktadır.
Barodan yapılan açıklamalar, evrensel ilkeler ışığında doğru ve eleştirilecek hiçbir yönü yok gibi duruyor ancak burada çok farklı konuların iç içe geçmesi ne bir kısım gerçeklere örtü olması kaçınılmaz olacaktır ki bunu bazı hukukçular farklı ifadelerle olsa da tepkisel bağlamda dile getiriyorlar.
Örneğin çocuk kimdir, kemik yapısı mı vücut yapısı mı yoksa düşünsel yapısı mı çocuk kavramını tanımlayabilir?
Bu sorguları çoğaltabiliriz ancak il önce söylenmesi gereken şey, çocuk kavramının kendisini savunamayacak durumda olmakla başladığı unutulmamalıdır.
Bu bağlamda 85-90 yaşlarındaki insanların, hasta ve bakıma muhtaçların da kimi zaman çocuk kapsamına girdiği görülmektedir.
Yasaya göre 18 yaş yeterli mi söylemi nedense İtalyan şef Andrea Minguzzi ve Yasemin Akıncılar'ın oğlu Mattia Ahmet Minguzzi'nin 14 yaşında katledilmesiyle başladı.
Minguzzilerin ilk avukatı Rezan Epözdemir, kendisine ve eşinde tehditler olduğunu söylüyordu, 14 Ağustos 2025'te rüşvete aracılık gerekçesiyle tutuklanmasında bu olayı rolü var mı araştırılmalı elbet ancak 23 Ağustos 2025 tarihinde mafya babası Peker'in avukatı Ersan Barkın davayı üstlenmiş olması olayı hayli ilginç noktalara taşıyabilir.
Bunun için uzmanlık mahkemeleri şarttır, sıradan mahkemelerde hasbelkader atanmış yargıçlarla bu davalar çözülemez, çözülmesi mümkün değildir.
Zira işin içinde 18 yaş altı çocuk katillerin olması, bir mafya grubunun hesabına mı çalışıyorlardı sorgulamasının yapılmasına neden oluyor.
Epözdemir hakkında kara para aklama tarzı suçlamalar yapıldığına göre işin içine Peker gibi mafya babaları girdiğine göre ve hepsinden ilginç olanın DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, müzik grubu Duman'ın solisti Kaan Tangöze, Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve sayamadığım birçok isim bu davaya kilitlenmiş görünüyor.
Buna rağmen Mafyanın çocuklarıyla poz veren Bahçeli’nin şimdiye kadar tek satır etmemiş olması hayli ilginç.
Biat kültürü AKP gibi tribal bir parti olarak MHP içinden birilerinin konuşması mümkün değildir, buna rağmen
MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter'in, "Ahmet’in katilleri gün yüzü görmemelidir" diyebilmiş olması hayli cesur olduğundan mı yoksa izin alabildiğinden mi açıkçası anlayamadım.
Savcılığın açıklaması da pek anlaşılır değil ama açıklama işte, ne diyeceğiz ki?
Mattia Ahmet Minguzzi davasında üç önemli aşama var.Birincisi Türkiye'de katledilen ve katledenler açısından ne ilk ne de sonuncu çocuk olmadığı halde şimdiye kadar bu denli büyük tepki ve organizasyon neden yapılamamıştır?
İkincisi yargılama yaşının düşürülme girişimi ve sonuçları açısından ağır kaos yaşanabilir.
Örneğin 6 yaşındaki H.K.G'ye istismar davasında 6 yaşındaki bebeğe tecavüz eden şerefsiz Kadir İstekli ve Hiranur Vakfı Kurucusu baba Yusuf Ziya Gümüşel'in suçsuz bulunduğu zamanlar 2012'de hukukun arkasından dolanarak yaşı büyük kararı veren savcıyı da anımsamak gerek.
Bunu neden anımsatıyorum?
Bunun da iki nedeni var.
Birincisi eğer ki cezai ehliyet yaşı düşürülecek olursa bunun karşıtlığı olarak evlenme yaşının da yükseltilmesi sağlanmış olur.
Yani 14 yaşındaki çocuğa ağır cezai ehliyet verilecek olursa 14 yaş aynı zamanda evlilikler için de rüşt yaşı olarak karşımıza çıkacaktır.
Öyle ya, 14 yaşındaki çocuğa ağırlaştırılmış hapis verebilirseniz 14 yaşındaki kız çocuğuna da doğal olarak evlendirme yaşını 14 olarak belirlemiş olursunuz.
Ullum crimen nulla poena sine lege (kanunsuz suç ve ceza olmaz) ilkesi gereği bir kanun birine farklı diğerine farklı uygulanamaz.
Öyleyse 14 yaşında ağır ceza alan varsa evlenen hatta milletvekili olanlar da olabilecektir, bunun ölçüsünü iyi ayarlamak gerek ancak daha uzmanlık mahkemelerini kuramayanlarla bu işler yürümez.
Belki de bunca siyasinin bu davaya sahip çıkıyor görüntüsünün altında, cemaatleri, tarikatları hoş tutarak gelecek seçimde yeniden iktidar olmayı düşünüyor olabilirler, bu da akıldan çıkmamalı.
İkincisi ise anne babalara ceza devri getirmek olur.
Bu işin içinden çıkamadıkları sürece anne ve babalara (ebeveynlere) çocuklarının işlediği suçtan dolayı sorumlu tutulma gündeme gelir ki bu da cezaların şahsiliği ilkesini zedeler.
Her ne kadar çocuk sayılsalar bile, 24 saat boyunca ebeveynler çocuklarını gözetecek durumda olamaz, böyle bir ceza getirilecek olsa bile uygulamada sorunlar yaratır ve bu yeni cezanın uygulamasını ancak ve ancak çocuklara işlettirilen cinayetlerde uygulayabilir ve çocukları da ebeveynleri ile hapiste 18 yaşına gelene kadar tutmakla daha ötesi suça teşvik edenlere af kapsamı asla olmayacak şekilde ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirse belki engellenebilir.
Dediğim gibi ebeveynleri ile hapis de diğer kardeşlerin zarar görmesine neden olur ki devlet henüz emeklisine bakamıyor, emekliden ilaç ve muayene katkısı alıyorsa hele de kira gelirlerinden 2025 yılı için 47 bin TL olan (aylık 3.916) gelir vergisi istisnası 2026'da kaldırılıyorsa gerisini düşünün.
Mattia Ahmet Minguzzi davası birçok açıdan örneklemelere açık duruyor.Nitekim Mattia Ahmet Minguzzi'nin katillerinden birinin avukatı mahkemeye kaynaştırma raporu sunmuş.
Daha evvel kaynaştırma öğrencisi hakkında yazmıştım, uzatmayacağım ama kızlar ayrı erkekler ayrı okuyacak diye ortalıkta dolaşan
MEB, Cemaat ve tarikatlara dikkat edilecek olursa bu Minguzzi davası birçok şeye yeniden başlamamıza ve düzeltmeye vesile olabilir.
Dilerim öyle olur.
Unutulmamalıdır ki bu ülkede cinsel istismara uğrayan kız çocuğu için "bağırmadı, rızası var" diyen yargıçlar var, onlar için bu büyük koz olacağı da unutulmamalıdır.22.10.2025
A. Dursun



Leo'nun ne işi var Minguzzi'nin babası ile, kim soracak bunu? Papa, İstanbul'da Mattia Ahmet Minguzzi'nin babası ile görüştü.
YanıtlaSilhttps://archive.is/rbNKo
Papa Leo, ilişkileri değiştirecek önemli bir ayrıntı verdi. 2.7.2025
https://archive.is/8EmQx
Emine Erdoğan, Vatikan Apostolik Sarayı'nda Papa 14. Leo ile de görüşme gerçekleştirdi. 2 Temmuz 2025
https://archive.is/1ZhCe
Erdoğan Papa'ya, Biz de dua bekliyoruz dedi. 5 Şubat 2018
https://archive.is/YnZ0k