Ahmet Dursun: Her şey türbanla başladı.

Her şey türbanla başladı.

Yıllarca söylüyor yazıyorum, İslam'da olmayan türbanın ne şekilde kimler tarafından dayatılıp özellikle Türkler üzerindeki çökertme hamlelerinde nasıl rol oynadığını, uzun uzun anlattım...

Ne kadar başarılı oldum bilemem ama bazen insanların konu hakkındaki görüşlerini açıklamalarını, haklılıklarını ortaya koyma gayretlerini hep takdir edilecek durum olarak görmüşümdür.

İşte aşağıda bunlardan biri daha, arşive almaz isem yazık olurdu diye düşünerek paylaşıyorum.

Elbet sosyal medya hesaplarımdan işgal tarzı konuları da çokça paylaşmama rağmen halkının reflekslerini baltalamak, gözünü körleştirmek, hafızalarını silmek için uğraşan Emperyal çete ve ortakları eski twitter dahil face ve geniş bir sosyal medya ağı yazık ki paylaşımlara engel koymak yerine farklı bir yol buldular, az aşağıda bunu da örnekleyeceğim.

Önce türban işgaline örnek verilmiş yazıyı görelim.

Sosyal medyasında yaptığı paylaşımla Hüseyin Canik Alat isminde bir vatandaştan alıyorum, herkese açık bir paylaşım olduğu için ve dahi böyle insanların sosyal medya hesabının tanıtımına katkı olsun istiyorum.

Dili tevazu, pratiği lüks, kökeni yoksul, arzusu saray…

Türkiye’de son yirmi yılda yükselen muhafazakâr elit kültürü, sadece iktidarın değil, toplumun değer dünyasının da çehresini değiştirdi.

Ortaya gösterişçi, kitsch ve ahlaki olarak aşınmış bir yeni sınıf çıktı.

Artık körfezleşme dindar lüksün yeni estetiği.

Bugün sokakta, sosyal medyada, siyasette şöyle bir manzara beliriyor.

Altın yaldızlı sırça köşkler, VIP umre turları, helal sertifikalı tatil köyleri, dev cami kompleksleri, gösterişli iftar sofraları…

Bütün bu görüntüler, İslam’ın tarihsel etik mirasından değil, petrol zenginlerinin şatafat kültüründen geliyor.

Dinin dili hâlâ “tevazu”, “kanaat”, “israf haramdır”;

ama günlük pratikte israf en büyük statü sembolü.

Bu dönüşümün adı, "Körfezleşme."

Yani ekonomik ilişkilerden çok, bir görgü ve yaşam tarzı ithalatı.

Yeni muhafazakâr elit, klasik anlamda bir burjuvazi değil.

Köyden kente göçle başlayan hikâye, esnaflıkla ve cemaat-dernek ağlarıyla serpildi.

2000’lerden itibaren de devlet sayesinde hızlanan bir sermaye birikimi ile zirveye çıktı.

Bu sınıfın gücü ekonomik ancak kültürel sermayesi zayıf.

Bourdieu’nun söylediği gibi, habitus yer değiştirince hemen değişmiyor.

Köyden ayrılıyorlar ama köyün zihniyetini, ilişkiciliğini, “bizden olan/bizden olmayan” ayrımını şehir hayatının tam ortasına taşıyorlar.

Sonuçta ortaya şöyle bir tipoloji çıkıyor.

Lüks içinde yaşıyor ama görgü üretmiyor,

Devlete bağımlı zenginlik, bağımsız bir ahlak yaratamıyor,

Dindarlık bir vicdan meselesi değil, kimlik etiketi hâline geliyor

Liyakat değil, sadakat belirleyici oluyor.

Artık bugünün “köylülüğü” coğrafi değil, zihinsel.

Şehirde yaşıyorlar, rezidansta oturuyorlar, son model cihazlar kullanıyorlar fakat zihniyet hâlâ kapalı bir cemaat düzeninin kodlarıyla çalışıyor.

Eleştirel düşünce yok, biat kültürü var

Kural yok, tanıdık var

Kamusal yarar yok, kabile mantığı var

Soyut ilke yok, “reis iyi adamdır” siyaseti var

Bu nedenle modern köylülük, şehirleşmenin doğal bir evresi değil kentli olamamanın, kent kültürüne eklemlenememenin bir sonucu.

Körfezleşen muhafazakârlıkla birleşince kabalaşmış bir yeni elit takım...

***

Merak eder de sayfasında paylaştığı bir videoya bakarsanız "AKP'den önce ne kadar temiz yüzlü insanlarmışız, ne oldu bize" diyeceğinizi duyar gibiyim.

Gelelim sosyal medya hesaplarının ağı ağır ama ısrar ve inatla hafızalarımızı silmeye, yok etmeye yönelik hamlelerine.

Daha yeni yaşadım, yaklaşık 10 gündür arama butonundaki hiçbir ifadeyi bulamıyorum.

Şimdi birlikte yapalım.

Örneğin (Baykal, "en büyük amacımız tek partili bir iktidar kurmaktır" diyeli 19 yıl oldu) başlığında bir video paylaşmıştım.

Cümleyi kopyalıyor arama butonuna yapıştırıyorum ama tek sayfa bile çıkmıyor.

Gördüğünüz üzere sayfada sadece bu çıkıyor ne Baykal ne başka bir ifade görünmüyor, neden?

Nedenini anlatıyorum, bu işgal hareketinin aşamalarından biridir.

İlki türban ile hortlatıldı, ikincisi Susurluk, üçüncüsü 9/11 ikiz kuleler, dördüncüsü COVID-19, beşincisi unutulma hakkı yasası, altıncısı ise bilim insanı kelimesinin bilim adamı yerine kullanılmasının gelmiş geçmiş filmler, yayınlarda bile dayatılmasıdır.

Bu saydıklarımın hepsine örnekler verip detayları ile sayfamda bulacağınızı takip edenler biliyor.

Tesadüfen okuyanlara ise aşağıda bir dizi adres bırakmam yeterli olur sanırım.

Bu kafalarla 2026'ya girmemizin ülkeye ne katkısı olur derseniz, emekli maaşlarına bakın derim.

Ölmüyorlar ki maaş vermekten kurtulalım diyen Emperyal ajanları adam diye belirli makamlara atayanların neresine ne diyeyim bilemiyorum, düşünsenize aylık maaşı 9.800 TL olan bir emekliye seyyanen fark ile 14.469 TL veriyorlar o da emeklinin ölümünü bekleyenlere müjde oluyor.

Seyyanen vereceğine kök maaşlarına versenize, neden vermiyorsunuz?

Muhtaç bıraktıklarınızın acı ve açlık içinde kıvranması zevkin doruk noktasında yaşamanıza sebep oluyor değil mi?

Sizi gidi onursuz şerefsiz Emperyal ajanlar sizi, sisi gidi satılmış şerefsiz haysiyetsizler sizi.

Merak etmeyin, Erdoğan bunların farkına bir varırsa ananızdan çıktığınız yere kadar kovalar illa ki ama onun etrafında dalkavuklar o kadar çok ki, Erdoğan bile kendisini Allah sanmaya başlamıştı.

Dilerim gözünü açar, dilerim Bahçeli'nin oyuncağı olmaktan kurtulur da millet bir nefes alabilir.

Biliyorum itin duası kabul olsa gökten kemik yağarmış, bazılarınız söylemeden söyleyeyim dedim.

Gelecek de bir gün gelecek, kara gün kararıp kalmayacak.

Not: Dün yazdığım çipli kimlik için bu sabah işe koyuldum ve 350+350 toplamı 700 TL biyometrik fotoğraf, 185+185 toplamı 370 TL değerli kâğıt bedeli genel toplam 1070 TL durup dururken geçirdi devletimiz var olsun, hamd olsun daha ne olsun?

Başlangıcında neydi 18 TL falan olsa gerek şimdi anımsamadım ama yaklaşık 10 kat artış devalüasyon oranını göstermiyor mu?

2.12.2025

A. Dursun

Diyanet, Baba öz kızına şehvet duyabilir, sakıncası yok.

Nihal Bengisu Karaca'dan Fethullah'a soru. Başörtüsü şart değilse bizi niye kandırdın?

Diyanet'in “Zengin Hacı, Fukara Hacı” ayrımı, Kur'an'a uygundur.

Diyanet Enflasyon Oranını Açıkladı, % 57 !

Her yerden darbe yiyen emekli, şimdi de promosyon darbesine hazırlanıyor.

AKP IŞİD’in Siyasi Uzantısıdır. Cami kurtaramadı, Meryem Ana heykeli dikiyorlar.

Diyanet dine hakaret ediyor, din adamlarını aşağılıyor. A-teist parasıyla maaş alınır diyor.

İslam tam bir sapkınlığa girdi, Mersin Müftülüğü’nün kız çocuklarına gelinlik ve türban giydirdi.

Gözün aydın Türkiye, "Öz kızına tecavüz fetvası uygulanması hız kazandı".