3 Aralık 2025 Çarşamba

Türkiye ikinci el insanlar ülkesi oldu.

Ya da Türkiye'yi ikinci el insanlar yönetiyor da diyebiliriz ama bazı anlam kargaşasını yok etmek şartıyla.

Burada ikinci sınıf ya da ötekileştirilen anlam sakın çıkartılmasın çünkü öyle bir anlam kargaşasına gerek bile yoktur. 

Gerçi burası Türkiye ama ne olursa olsun ifadeleri rayından çıkartmak o kadar da basit değil.

İnsanın ikinci eli garip değil mi? 

İkinci el ifadesi kullanılmış ya da tadilat görmüş, kullanılır hale getirilmiş emtialar için kullanılsa dahi artık insanlar için de kullanılır olmuştur, en azından benim için öyle oldu.

Örneğin asıl yönlendiği ya da yaşama başlamak için aldığı temel eğitimi (mesleğini) bırakarak yedek meslek eğitimi bile almadan yeni iş alanlarında çalışmak da buna benzer.

İkinci el iş demek bu bağlamda değerlendirilirse bir marangozun kaynakçılık yapmaya başlaması ikinci el meslek kullanması demektir, bu da eğitimini almadığı hallerde yeni iş alanında faaliyet gösterme çabasını anlatır.

Eğer ki eğitimini aldığı meslekler birden fazla ise, burada ikinci el meslek ya da ikinci el insan söz konusu olamaz.

Birkaç örnek verirsek bunu çok fazla uzatmaya gerek de kalmaz.

Şampiyon Güreşçi Hamza Yerlikaya hakkında sahte lise diploması ile "Resmi evrakta sahtecilik" suçlamasıyla 1999’da Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.

Mahkeme Yerlikaya sahteciliğini onaylamıştı ancak bu karara rağmen yandaş basın 'Diploması Sahte' iftirasını çürüten belgeler başlığında haber yapabiliyordu.

Yetmiyor Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 28 Aralık 2020 tarih ve 2020/6242 sayılı kararı ile bu tarz haberlere erişim engelleniyordu, ancak engel kararı veren hakimler yine kendileri gibi mahkemelerin kararlarını da yok saymış olmalarına rağmen karar alkışlanıyordu. 

Daha da ötesi açık bir mahkeme kararı olmasa ben dahil hemen herkes Yerlikaya'ya iftira atıyor diyebilirdik zira o günlerde AKP Grup Başkanvekili olan Cahit Özkan, sahte diploma tartışmasına ilişkin konuştu ve "Gurur duyuyoruz. Ben, burada eski milletvekilimizin ve baş danışmanımızın alnından öpüyorum" diyordu.

Özkan'ın danışmanımız dediği boş laf değil zira Yerlikaya Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Bakan Yardımcısı, Vakıfbank Başkan Yardımcısı olmak üzere farklı yerlerden maaş alıyordu, emekli, memur, işçi kan ağlarken her daim olduğu gibi onlar gülüyor ve Allah onların yar ve yardımcısı olmaya devam ediyordu, görünen o ki Yerlikaya bu gün bile (3.12.2025Bakan Yardımcısı olarak görevinde duruyor ve emekli açlığa teslim edilmişken bu Müslümanların boğazından lokmalar oluk gibi geçiyor, sonra da camilerde bir birlerinin gözlerinin içine baka baka alınlarını secdeye koyduklarında affa uğradıklarını sanıyorlar.

Başını kuma gömenden insan olmaya olmaz da Kul hakkını yemek için kanun çıkarttıklarını görmemek için kafasını kuma gömenden Müslüman olur mu ona varsın mü'minler karar versin, bana düşmez üstelik Allah, kul hakkını affetmeyeceğini beyan etmiş olmasına rağmen ısrarla kör numarası yapanları yine mü'minlere havale ediyorum.

Neyse herkes neyse öyle anılır, anımsanır.

Kimdi Talabani olsa gerek bizde kediye kedi derler diyen, belki Mesud Barzani yani onların kak Mesut'ları da söylemiş olabilir, arşive bakmak gerek.

Türk pasaportuyla dünyada dolaşabilen, terörist listelerinde sıkça yer bulan Mesut Barzani dün Şırnak’ın Cizre ilçesinde düzenlenen Melayê Cizîrî Sempozyumu'na katılmış.

İyi de kim davet etmiş ki katılmış 2. el insanların yüzünden henüz anlaşılamamış durumda. 

Bahçeli neredeyse küplere binmiş ve AKP sözcüsü Çelik, Habertürk' te birkaç açıklama yapmış.

Örneğin PKK'nın kendini feshiyle ilgili konuşurken "Fesih retorikle ilgili bir şey değil. Feshetmekten anladığımız isim, tabela değişikliği değil. Varlığın sonlandırılmasıdır. 4 ana alanda silahlı yapısı var. Bir de bunların çatısı olan KCK var" demiş.



Retorik dediği etkileyici ama içi boş konuşmadır, bir nevi hamasetle harmanlanmış aldatıcı, günü kurtarmaya yönelik şeylerdir.

Hani 2. el insan tanımı yaparken uzmanlık alanı olan asıl mesleğini yapmayıp başka işlerin sorumluluğunu alan diye açıklama yapmıştım ya işte burada tıpkı bunun gibi ülkede yetkililer sorumsuz sorumlular yetkisiz kılınmış, 2. el elemanlarla işler devşirilir duruma gelmiştir.

Örneğin eski içişleri bakanı olarak Soylu'nun sigortacı olduğu halde içişleriyle ilgili bir satır dahi okumadan görev elbisesi giydirildiğini yazan gazeteciler vardı ve inan ya da inanma herkes şaşırıyordu.

Gerçi onun döneminde Barzani hakkında sadece iki yerde bahis var, onun dışında yok.

Şimdiki İçişleri Bakanlığı ise X hesabından soruşturma açıldığını duyurdu hepsi o kadar.

Neden bununla yetindi bilmiyorum ancak Şırnak Valiliği Bahçeli'nin gemileri yaktık demesinden etkilenmiş olsa gerek sayfasında boy boy resimlerle kutlama yapar gibi "Irak KDP Başkanı Mesud Barzani, Şırnak Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve STK temsilcileri ile birlikte katıldı. Programda, Melayê Cizîrî’nin mirası, dostluk ve kardeşlik bağlarının güçlenmesine ilham oldu" demiş.

Özetle bu Vali da ikinci el adamlardan, Erdoğan ikinci el adamlara görev vermekten ne buluyor bilmiyorum ancak sanırım harcaması kolay olsa gerek, neyse onun bildi illa ki vardır diyorum.

Bitiyor mu, elbet ki bitmiyor.

Dışişleri'ne gelelim.

Bahçeli öfkesinin önüne geçememiş olmalı ki "vatan topraklarımızda yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşmaları tek kelimeyle rezalettir" diye açıklama yapıyor, buna karşılık olarak Barzani denen ikinci el çulsuz soytarı Barzani Ofisi denen bir hesaptan "güvenlik tedbirleri Ankara ve Erbil arasındaki mutabakata dayanmaktadır, Türk üst düzey yetkilileri ne zaman Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret etse, Türkiye’nin özel kuvvetleri de onlarla birlikte gelmekte ve herhangi bir sorun yaşanmamaktadır" açıklaması yapıyor.

Dışişleri geri kalır mı, zamanın efsane MİT'çisi diye ortalıklarda salınan adam ağzını açıp tek kelime konuşamıyor ama apar topar neye uğradıklarını şaşırmışçasına yapıldığı ortada olduğu halde dışişleri X hesabından inceleme başlatılmış diyebiliyor ve resmi sayfalarında ise Barzani Karargâhı Sözcülüğü’ ne yanıt açıklaması yapabiliyor.

Bir zamanlar Türkiye'nin verdiği pasaportla dünyada dolaşabilenler bugün Türkiye'ye kafa tutar konuma geldilerse hep ikinci el adamlar yüzündendir.

2. el adamların marifetleri bitiyor mu?

Elbet bitmiyor.

CHP'den Deniz Yavuzyılmaz'a göre Türkiye, 50 yıllık Türkiye-Irak petrol anlaşması yanlış tarihte sona erdirdiği için 1 milyar dolar ceza ödemek durumuna sokulmuş.

Yavuzyılmaz 21 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Türkiye'nin Irak ile olan 1973 tarihli petrol boru anlaşmasından 2026 yılı itibariyle çekileceğini belirten karara tepki gösterdi. Kesilen 1 milyar dolarlık cezayı "AKP'li yöneticiler ödesin" dedi. 

Şeytan ayrıntıda gizlidir derler ya, aklıma Somali geldi neden mi?

1 milyar dolar toplanacaktı, BM'nin acil yardım koordinatörü yardımcısı Catherine Bragg ise bu rakamı 1,3 milyar dolar olarak yükseltmişti, daha sonra bu paralar anlıyorduk ki AKP eliyle bizim sırtımıza yüklenmiş, TV'lerde şov yaparak paraları toplamışlardı ama nereye gittiği bugün bile açıklanamıyor durumda.

Belki de Türkiye'ye kesilen 1 milyar dolarlık cezayı yine milletin sırtına yükleyecek olmalılar ki enflasyon oranlarına ikinci el adamlarca manipülasyon yapıyorlar.

Kasım ayında yıllık enflasyon yine milletin anasını ağlatacak düzeyde çıkmış.

İkinci el insanların atandığı TÜİK yüzde 31,07 açıklarken ENAG ise yüzde 56,82 olarak açıklamış.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) pazartesi günü açıkladığı verilere göre, kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 31,07, aylık bazda ise 0,87 oldu.

Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) TÜİK'ten yarım saat önce açıkladığı verilere göre, Kasım 2025'te Tüketici Fiyat Endeksi % 2,13 oranında arttı. E-TÜFE endeksinin yıllık bazdaki artış oranı ise yüzde 56,82 seviyesinde gerçekleşti. euronews

Peki yetiyor mu?

Yetmiyor elbet zira emekli sürünürken, bizim vergilerden maaş alan 600 otlakçıdan biri olan ikinci el insan AKP Şırnak Milletvekili Arslan Tatar, Başkan Mesud Barzani'ye hitaben, bakın neler neler demiş.

“Sayın Başkan Barzani, siz gözümüzün nurusunuz. Biz çocukluğumuzda sizin hayalinizle büyüdük. Sen benim dayımsın, amcamsın. Sen gözümüzün nurusun. Biz çocukluğumuzda senin hayalinle büyüdük. Sen o zatın oğlusun, sen Mela Mustafa Barzani'nin oğlusun. Biz Kürtlüğü (Kurdayeti) gördüysek, senden gördük. Babanızda gördük. Sen ve heyetin oradan buraya başımız gözümüz üstüne geldiniz. İki ay önce, 12 Kürdistanlı, Iraklı parlamenter başkentimize, Meclis Başkanlığımıza geldi. Numan Kurtulmuş Bey'in yanında bir toplantı yaptık. Konuşmalarının ardından resmi olarak, 'Yüzümüzü yıkayacak suyumuz yok. Su sıkıntısı çekiyoruz' dediler. Ben de 'Numan Bey, müsaadeniz varsa bir konuşma yapacağım' dedim. 'Buyurun' dedi. Peygamber Aleyhisselam'ın, 'Komşun açken tok yatan bizden değildir' dediğini söyledim. Numan Bey, 'Su mu istediler?' dedi. Ben de 'Tabii, onlara biraz su verin' dedim. Aynı gece, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan size su verdi. Meclis Başkanlığı bir an düşündü ve 'Bu evler ne?' dedi. Ben 'Bu benim evim' dedim. 'Hepsi senin mi?' dedi... 'Hepsi benim' dedim. Zaten iki taneydi, 'Madem biz kardeşiz, bu evi de size vereyim misafirleriniz kalsın' dedim. Biz kardeşiz. Birbirimizden kurtulamayız ve birbirimizden ayrılmayız.“ 

Bu söylemin benzerini Rauf Bey'in Mustafa Kemal'e hitaben "Kemal, senin cumhuriyet kuracağından korkuyorlar. Benim babam padişahın baş mabeyinliğini yaptı. Boğazında padişahın ekmeği var. Şimdi o ekmek benim gırtlağımda. Ben yediğim ekmeğe ihanet etmem kardeşim. Benim rejim sorunum yok" sözlerini ne kadar da anımsatıyor. 

Her fırsatta bizlere AB'yi, ABD'yi örnek verenler verdikleri örneklerde eski-yeni demeden, unvanına bakmadan dolandırıcılık suçlamasıyla damgalı ikinci el insanımsıları yargılayabildiklerini de görseler iyi olacak ama körlük ikinci el insanları başımıza atayanları görmez etmiş durumda.

Yeter mi?

Elbet yetmez, yetmiyor yetmeyecek de.

Ta ki ikinci el insanlardan memleketi kurtarana kadar sürünmeye devam edeceğiz.

Dilerim Erdoğan yaptığı atamalarda ikinci el insan sayısını azaltsın, hele de TÜİK gibi kurumlara özenini artırsın yoksa TÜİK falan dinleyecek hal kalmadı.

Bu gidişle 5 aylık enflasyon % 11,21 diye yutturulduğuna göre 12. ayda enflasyon 0.5 çıktı derler ve 2026'da emekliye % 11,71 zam derlerse kimse ağlamasın.

Herkes aklına ve oyuna sahip çıkmayı öğrenirse sorunlarımız çözülür, yoksa hamd ile şükür ile bu devran bu kadar dönüyor.

Ne dediğimi anlayan var mı merak ediyorum, elbet eşekten düşmeyen eşekten düşenin halinden anlamaz. 

3.12.2025

A. Dursun 

 

Dönemin Diyarbakır 16'ncı Mekanize Piyade Tugay Komutanı olan Tuğgeneral Bilal Çokay hakkında, "makam aracıyla para karşılığı insan kaçakçılığı yaptığı" iddiasıyla 11 yıl 6 ay hapis cezası onanmış. 

Fakat Semir Tarhan cinsel saldırı, mukavemet, uyuşturucu madde kullanmak ve gasp;


Ömer Konu cinsel saldırı, kasten yaralama, mukavemet ve oto hırsızlık suç kayıtlarına sahip oldukları görüldü ve tahlye edilmiş.

Demek mahkemeye göre henüz taviz, tecavüz görevleri sona ermemiş, dilerim o kadarı verenlerin başına gelir. 

İnsan sormadan edemiyor, bu kararı verenler 2. el olarak bunlardan yararlanmayı düşünmüşler midir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder