Nihayet gerçekleri görebilen, aklını yitirmemiş bir hukuk
adamı çıkmış ve "KRAL ÇIPLAK" diyebilmiş.
Tam bir yıl evvel (dün) paylaşmıştım.
Ne oldu peki?
Bunun hakkında soruşturma açıldı mı?
Tam tersi, muhtemeldir ki ödül bile verildi.
Daha sonra aynı ödülden almak
isteyen Diyanet'in pislik fetvacıları yüz buldular, bir gömlek daha yukarı
çıkartıp, "kızlarına şehvet duyulacağı" fetvasını verdiler.
Üstelik bu fetvayı eleştirenleri din
düşmanı ilan eden bir de bakanımız oldu.
Bozdağ Twitter hesabından "Diyanet'i itibarsızlaştırmak isteyen alçaklar, amaçlarına ulaşamayacaklardır; ama kirli niyetlerinin pisliğinde debelenebilirler. 13 yıl önce verilmiş fetvanın bir kısmını almak, alınan kısmın bazı yerlerini değiştirmek, bazı ifadeleri de buraya eklemek... ve bunu da Diyanet'in verdiği yeni fetva diye yayınlamak, ahlaksızlık ve açık bir itibar cellatlığıdır. Lütfen
medyadaki yalancılara/iftiracılara kendinizi kullandırmayın ve bir
konuda güvenilir kaynaktan doğru bilgi edinmeden taraf olmayın." dedi.
Millet buna hala HAMD edebiliyor, bu
gidişle dinden istifa ettiğim gibi her şeyden istifa edeceğim.
Bu millet aradan kaç zaman geçti
neden bunlara tepkisizdir?
Gerçekten İslam'da bizim
bilmediğimiz, onların bildiği bir şeyler mi var?
Madem vardır, açıklansın millete,
herkes yüzünün kızartıp kızarmayacağına karar vererek Müslüman'ım desin.
Açıklayın kardeşim açıklayın, bilip
de milletten gizlediğiniz İslam'ın sırrı nedir?
"Diyânet'e sorulan nikâhın düşüp düşmeyeceği, mevzuyu helal diye yansıtan Diyânet'e vurmak isteyen din düşmanları. Özelden sorulan sorunun, özelden verilen cevabını yayan da bu din düşmanları olduğuna göre, soruyu soran sapıklar da bunlar."
"Sapıklığı din edinenlerden, Müslümanların alacağı bir ders yok”
Fetvaya tepki gösteren yurttaşları hedef alan Kaplan, "Nikâhı düşürür mü?' sorusuna seküler hukukun vereceği cevap 'boşanma davası açılmadıkça düşmez'. Hangi hukuk daha 'sapık!' bu durumda acaba? Sapıklığı din edinenlerden, Müslümanların alacağı bir ders yok. Vesselam!"
İşte geçen yılki haber...
76 milyon insanın kızına fahişe
damgası yapıştıran gavata işlem yapacak savcı, yargıç yok mu, sayın savcı ve
yargıçlara soruyorum, "bu adam doğru söylüyorsa", kızlarınıza hakareti kabul
ediyor musunuz?
''KIZLARI OKULA GÖNDERİRSENİZ FAHİŞE OLUR'' diyenlere karşı sessiz kalan yetkililer, gerçek nedir söyleyin, bu deyyus-u ekberler 76 milyonun evlatlarına, gelinlerine, kızlarına, savcılarına, yargıçlarına, öğretmenlerine bilumum hepimize alenen fahişe damgası vurabilecek cür'eti kimden, nereden almaktadır?
Ben de diyorum ki, "İyi de okula göndermezseniz de orospu olur, ne olacak şimdi?"
''KIZLARI OKULA GÖNDERİRSENİZ FAHİŞE OLUR'' diyenlere karşı sessiz kalan yetkililer, gerçek nedir söyleyin, bu deyyus-u ekberler 76 milyonun evlatlarına, gelinlerine, kızlarına, savcılarına, yargıçlarına, öğretmenlerine bilumum hepimize alenen fahişe damgası vurabilecek cür'eti kimden, nereden almaktadır?
Ben de diyorum ki, "İyi de okula göndermezseniz de orospu olur, ne olacak şimdi?"
29 Ocak 2014
A. Dursun
NOT: Ömer Özmimar İmam Hatip Lisesinde görev yapan ve aynı zamanda Küçük Sanayi Sitesi Cami’sinde Müftülüğün izni ile gönüllü olarak vaaz veren Muzaffer Ceylan ile ilgili haberin düzmece olduğu ortaya çıktı. Kendisi ile ilgili düzmece haber yapan ve medyada yer almasını sağlayan Gaziantep’teki yerel gazeteye avukatı aracılığıyla tekzip metni gönderdi.
Tekzipte; hakkında yazılanların tamamen asılsız ve iftira olduğu, kendisinin Gazetenin iddia etmiş olduğu “Kızları Okula Gönderelim de fahişe mi olsunlar?” sözünü söylemediğini ve bunun kasıtlı bir çarpıtma olduğunu ifade etti.
Ceylan, tekzip metninde, haberin kötü niyetle servis edildiğini, düzmece olduğunu, hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadığını, bu düzmece haber ile ilgili hukuk önünde ve kamu vicdanında haber yapanlarla hesaplaşacağını ifade etti.
***
A. Dursun
NOT: Ömer Özmimar İmam Hatip Lisesinde görev yapan ve aynı zamanda Küçük Sanayi Sitesi Cami’sinde Müftülüğün izni ile gönüllü olarak vaaz veren Muzaffer Ceylan ile ilgili haberin düzmece olduğu ortaya çıktı. Kendisi ile ilgili düzmece haber yapan ve medyada yer almasını sağlayan Gaziantep’teki yerel gazeteye avukatı aracılığıyla tekzip metni gönderdi.
Tekzipte; hakkında yazılanların tamamen asılsız ve iftira olduğu, kendisinin Gazetenin iddia etmiş olduğu “Kızları Okula Gönderelim de fahişe mi olsunlar?” sözünü söylemediğini ve bunun kasıtlı bir çarpıtma olduğunu ifade etti.
Ceylan, tekzip metninde, haberin kötü niyetle servis edildiğini, düzmece olduğunu, hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadığını, bu düzmece haber ile ilgili hukuk önünde ve kamu vicdanında haber yapanlarla hesaplaşacağını ifade etti.
***
İmam Hatip Lisesi öğretmeninden inanılmaz sözler..
29 Ocak 2014
Gaziantep’te imam hatip lisesinde öğretmenlik yapan imamın kız öğrencilerin okula gönderilmesiyle ilgili söylediği sözler şoke etti.
“KIZLAR FAHİŞE OLMAYA TEŞVİK EDİLİYOR”
Sözcü'den Deniz Ayhan'ın haberine göre “Haydi Kızlar Okula” kampanyasını eleştiren ve kızların okula gönderilmesinin uygun olmadığını belirten Muzaffer Ceylan, Küçük Sanayi Camisi’nde verdiği vaazda, “Okula giden kızların baldır-bacak açarak erkek öğretmenleri tahrik ettiklerini” ve “kızların okula gönderilmesi ile fahişe olmaya teşvik edildiklerini” söyledi.
“KABUL EDİLEMEZ BİR DURUM” CHP Gaziantep Milletvekili Dr. Mehmet Şeker, öğretmenlik yapan Ceylan’ın bu sözlerini sert bir dille eleştirdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ekonomik güçlükler, ayrımcılık ve kızlara yönelik kısıtlamalar gibi çeşitli nedenlerle okula gönderilmeyen kız çocukları için kampanyalar düzenlediğini hatırlatan Şeker, “Bir öğretmenin okulları, okula giden kız çocuklarını en ağır şekilde yaftalaması bir arada var olamayacak iki durumdur.” diye konuştu.
“ERKEĞİN KARISINI DÖVMESİ CAİZ” Ceylan’ın daha önce de “Erkeğin karısını dövmesinin Kuran’a göre caiz olduğunu” söylediğini hatırlatan Şeker, Ceylan’ın bir imam olmadığı ve söz konusu camide verdiği vaazların da izinsiz olduğunu belirtirken, bu durumun kabul edilemez olduğuna vurgu yaptı.
KONUYU ERDOĞAN’A SORDU Konuyu TBMM gündemine taşıyan Şeker, Başbakan Erdoğan’a şu soruları yöneltti:
1. Gaziantep’te bir imam hatip lisesinde öğretmen olarak çalışan Muzaffer Ceylan hakkında Milli Eğitim Bakanlığı’na ulaşmış herhangi bir şikâyet var mıdır?
2. Kız çocuklarının okullaşma oranlarının yükseltilmesine yönelik tüm kampanyaları ve çalışmaları baltalayan söz konusu kişinin toplumda infial uyandıran söylemleri karşısında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan/yürütülen herhangi bir inceleme/ soruşturma var mıdır?
3. Küçük Sanayi Cami’nde görevli bir İmam var mıdır? Var ise görevli imam, adı geçen şahsın insanları yaftalayan, zehirleyen açıklamalarda bulunmasına nasıl göz yummuştur? Yok ise, bu camiye bir imam atanması düşünülmekte midir?
4. Gaziantep Müftülüğü’nün açıklamasına göre adı geçen şahıs söz konusu camideki vaazlarını izinsiz olarak vermiştir. İsteyen herkesin, izin almadan, istediği camide aklına geleni söylemesi mümkün müdür? Bu alanda yasal, yönetimsel ya da denetimsel bir zafiyet söz konusu mudur? Sözcü
Gaziantep’te imam hatip lisesinde öğretmenlik yapan imamın kız öğrencilerin okula gönderilmesiyle ilgili söylediği sözler şoke etti.
“KIZLAR FAHİŞE OLMAYA TEŞVİK EDİLİYOR”
Sözcü'den Deniz Ayhan'ın haberine göre “Haydi Kızlar Okula” kampanyasını eleştiren ve kızların okula gönderilmesinin uygun olmadığını belirten Muzaffer Ceylan, Küçük Sanayi Camisi’nde verdiği vaazda, “Okula giden kızların baldır-bacak açarak erkek öğretmenleri tahrik ettiklerini” ve “kızların okula gönderilmesi ile fahişe olmaya teşvik edildiklerini” söyledi.
“KABUL EDİLEMEZ BİR DURUM” CHP Gaziantep Milletvekili Dr. Mehmet Şeker, öğretmenlik yapan Ceylan’ın bu sözlerini sert bir dille eleştirdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ekonomik güçlükler, ayrımcılık ve kızlara yönelik kısıtlamalar gibi çeşitli nedenlerle okula gönderilmeyen kız çocukları için kampanyalar düzenlediğini hatırlatan Şeker, “Bir öğretmenin okulları, okula giden kız çocuklarını en ağır şekilde yaftalaması bir arada var olamayacak iki durumdur.” diye konuştu.
“ERKEĞİN KARISINI DÖVMESİ CAİZ” Ceylan’ın daha önce de “Erkeğin karısını dövmesinin Kuran’a göre caiz olduğunu” söylediğini hatırlatan Şeker, Ceylan’ın bir imam olmadığı ve söz konusu camide verdiği vaazların da izinsiz olduğunu belirtirken, bu durumun kabul edilemez olduğuna vurgu yaptı.
KONUYU ERDOĞAN’A SORDU Konuyu TBMM gündemine taşıyan Şeker, Başbakan Erdoğan’a şu soruları yöneltti:
1. Gaziantep’te bir imam hatip lisesinde öğretmen olarak çalışan Muzaffer Ceylan hakkında Milli Eğitim Bakanlığı’na ulaşmış herhangi bir şikâyet var mıdır?
2. Kız çocuklarının okullaşma oranlarının yükseltilmesine yönelik tüm kampanyaları ve çalışmaları baltalayan söz konusu kişinin toplumda infial uyandıran söylemleri karşısında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan/yürütülen herhangi bir inceleme/ soruşturma var mıdır?
3. Küçük Sanayi Cami’nde görevli bir İmam var mıdır? Var ise görevli imam, adı geçen şahsın insanları yaftalayan, zehirleyen açıklamalarda bulunmasına nasıl göz yummuştur? Yok ise, bu camiye bir imam atanması düşünülmekte midir?
4. Gaziantep Müftülüğü’nün açıklamasına göre adı geçen şahıs söz konusu camideki vaazlarını izinsiz olarak vermiştir. İsteyen herkesin, izin almadan, istediği camide aklına geleni söylemesi mümkün müdür? Bu alanda yasal, yönetimsel ya da denetimsel bir zafiyet söz konusu mudur? Sözcü
Okullarda başörtüsü serbestliği getiren yönetmeliğe iptal istemi
29 Ocak 2016
Danıştay Başsavcılığı, ortaokul ve liseler ile çok programlı liselerde başörtüsü serbestliğini getiren yönetmeliğin iptalini istedi.
Danıştay Başsavcılığı ortaokul ve liseler ile çok programlı liselerde başörtüsü serbestliğini getiren yönetmeliğin iptalini istedi.Yönetmelik değişikliğinin iptali için Yargıçlar Sendikası Kurulu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, 2014 yılında dava açmıştı.
Açılan davaya ilişkin Danıştay Başsavcısı, düşüncesini Danıştay 8. Dairesi’ne sundu.
Danıştay Başsavcılığı, ortaokul ve liseler ile çok programlı liselerde başörtüsü serbestliğini getiren yönetmeliğin iptalini istedi.
Danıştay 8. Dairesi’ne sunulan Danıştay savcısının görüş yazısında şu ifadeler yer aldı:
“Dava konusu yönetmelik ile yapılan düzenleme kapsamında oluşacak olan farklılaşma nedeniyle çocukların bu durumdan nasıl etkileneceği pedagoji ilkeleri çerçevesinde konunun uzmanlarınca değerlendirilmelidir.
“Çocuk Haklarına Daire Sözleşme’nin çocuk hakları kapsamında yapılacak olan her türlü faaliyetin öncelikle çocuğun yararına olması gerektiği öngörüsü ve kabulünde bulunduğu hususu dikkate alındığında çocukların genel yararının sağlanıp sağlanamayacağının bu değerlendirme sürecinde irdelenmesi gerekmektedir.
“Davalı idare uzman kişilerin görüşlerine başvurulduğunu belirtmesine karşın dosya kapsamında böyle bir değerlendirmeye ilişkin belgeye rastlanmamıştır.”
29 Ocak 2016
Danıştay Başsavcılığı, ortaokul ve liseler ile çok programlı liselerde başörtüsü serbestliğini getiren yönetmeliğin iptalini istedi.
Danıştay Başsavcılığı ortaokul ve liseler ile çok programlı liselerde başörtüsü serbestliğini getiren yönetmeliğin iptalini istedi.Yönetmelik değişikliğinin iptali için Yargıçlar Sendikası Kurulu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, 2014 yılında dava açmıştı.
Açılan davaya ilişkin Danıştay Başsavcısı, düşüncesini Danıştay 8. Dairesi’ne sundu.
Danıştay Başsavcılığı, ortaokul ve liseler ile çok programlı liselerde başörtüsü serbestliğini getiren yönetmeliğin iptalini istedi.
Danıştay 8. Dairesi’ne sunulan Danıştay savcısının görüş yazısında şu ifadeler yer aldı:
“Dava konusu yönetmelik ile yapılan düzenleme kapsamında oluşacak olan farklılaşma nedeniyle çocukların bu durumdan nasıl etkileneceği pedagoji ilkeleri çerçevesinde konunun uzmanlarınca değerlendirilmelidir.
“Çocuk Haklarına Daire Sözleşme’nin çocuk hakları kapsamında yapılacak olan her türlü faaliyetin öncelikle çocuğun yararına olması gerektiği öngörüsü ve kabulünde bulunduğu hususu dikkate alındığında çocukların genel yararının sağlanıp sağlanamayacağının bu değerlendirme sürecinde irdelenmesi gerekmektedir.
“Davalı idare uzman kişilerin görüşlerine başvurulduğunu belirtmesine karşın dosya kapsamında böyle bir değerlendirmeye ilişkin belgeye rastlanmamıştır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder