Malumunuz, 24.5.2013 tarih ve 6487 Sayılı Kanun'un 4.
Maddesinde göre, "örgün eğitim kurumları ve dershaneler, öğrenci yurtları ve
ibadethaneler arasında kapıdan kapıya en az yüz metre mesafenin bulunması
zorunluluğu" getirilmişti.
Gerekçesinde haklılık payı olmasına rağmen, asıl mesele
kendi inançsal yapının, okul ve çocuklar bahanesine sığındırılmış olmasıydı.
Çünkü gerçekten çocukları ve eğitimi düşünüyor olsaydınız,
kanunun 2. maddesine "Alkollü içkiler, 22:00 ila 06:00 saatleri arasında
perakende olarak satılamaz" ilavesi yapmazdınız.
Zira eğitimi ve çocukları düşündüğünü söyleyenler, 22 ila 06
saatleri arasında ne okullar açıktır ne de çocuklar o vakitlerde sokakta alkollü
içki satın alacak durumda değildir.
Her neyse, zihniyet meselesi dedim ya, yeterli değil mi?
Bana neyin ahlaklı olduğunu öğretmeye kalkanların ahlak
anlayışını Ensar (yardımcılar) davetinde gördük.
Tayyip Efendi, "Vakit
Ensar Olma Vakti" dedikten
yaklaşık 8 saat kadar sonra anlamıştık ki, neye Ensar (yardımcı) olunduğu
ortaya çıkmıştı.
Şimdi de ensar olanlara yenisi eklenmiş.
Düşünebiliyor musunuz, 45 çocuğun tecavüzüne ensar olanlar
dini bütün kesimin sesi gibi ortalıkta dolaşırken, sen tut Milli Eğitimin içine
ensar olanları yerleştirmek için protokol imzala.
Sormaz mıyım, bunlar 45 çocuğun tecavüzünde ensar
olurlarken, çocuk sayısı yetersiz mi gelmiştir de, şimdi Milli Eğitimin
elindeki milyonlarca sübyana ensar olacaklar?
Daha 6 gün evvel yazdım, bölgemizdeki çocuk bahçesinin
yanına cami yapma çalışmaları başlatmışlar diye.
Kdz. Ereğli Belediye başkanı Sayın Hüseyin Uysal, ucube cami istemiyorum başlığında konuyu detaylandırmıştım.
Diyanet ile MEB'in bu girişimini de işin içine katarsanız,
durumun vahameti, ensar olacakların ellerine düşecek çocukların sayıları ne
olur hiç düşünmüyor musunuz?
TBMM acilen 6487 Sayılı Kanun'a benzer, çocukların dindar
görünümü tecavüzcülerden korunması kanunu çıkartarak, "çocuk bahçeleri ve
eğitim kurumlarına 500 metre mesafedeki camiler kapatılır" diye bir madde
eklemeli ve yasalaştırmalıdır.
Aksi halde, ensar olanlar adı altında, çocuklarımıza
kimlerin, ne amaçla ensar olacağı, yaşanacak tecavüzlerle ortaya çıkması
beklenemez.
Bir an evvel, camilerle, eğitim kurumları ve çocuk bahçeleri
arasındaki mesafe konulmalı ve bu mesafe en az 500 metre olmalıdır.
Nitekim kendilerine dindar diyenler, özellikle de İslam
coğrafyasına baktığımızda ortaya çıkan gerçekleri görmezden gelenler, yakın
zamanda sübyan cennetine dönmek üzere olan ülkenin veballeri boyunlarında
yaftalanacaktır.
İslam'ı kullananlarla, gerçek anlamda iman edenleri ayırt
edecek bu yasa bir an evvel TBMM'ye sunulup yasalaştırılmalıdır.
Günümüz Orta Doğu'sunda Taliban denen şerefsizlerin
kendilerine oğlan pazarları kurduğu artık bilinmektedir ve onlar bizim gibi
ülkeleri Dârü'l-harb olarak görmektedirler.
Türkiye'yi Dârü'l-harb olarak görenler yazık ki aynı zamanda
iktidarda olanların bir kısmıdır.
Bir de el ele tutuşma konusu var ki, bu hareket özellikle
karşı cinslerin başvurduğu bir yoldur.
El ele tutuşarak Oksitosin hormonunun artması, kişilerde
karşı tarafa bağlanma güdülerini harekete geçirdiği bilimsel olarak kanıtlanmış
durumdadır.
Özellikle östrojen hormonu yoğun kişilerde, el ele tutuşma
esansında Oksitosin hormonundaki seviye çok hızlı yükselişe geçer.
Bildiğiniz gibi östrojen hormonu acıya karşı dayanıklı
olmayı sağladığı için, hem erkekte hem kadında mevcuttur.
Erkekte östrojen hormonu fazla olursa, daha kadınsı
davranışlar sergilediği artık bilinmektedir.
Bunları neden anlatıyorum?
Çünkü Afganistan başta olmak üzere, Suudilerde ve diğer Orta
Doğu ülkelerinde erkeklerin el ele tutuşarak gezmeleri bayağı yoğun olarak
görülmektedir.
Suudi Prens Al Saud'un ifadelerinde geçen, "erkeklerle yatmak
Suudi kültüründe var" söylemi aslında derinlemesine
araştırılması gereken bir olgudur.
Daha geçenlerde camide çocukların, namaz kılarken cinsel
sarkıntılığa uğradığı görüntüleri de akıllarınıza getirecek olursanız durumun
içler acısı hali açıkça ortaya çıkacaktır.
İslam adına uygulama yapanlar veya İslam adına ensar olanlar
öylesine pervasızlaşmış durumdalar ki, çocuklara gayri milli eğitim verebilmek
için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Anımsarsınız, Kâ’be ile dalga geçiyorlar, resimleriyle
milletin inancını aşağılıyorlardı.
O dönemden beri iyiye doğru değişen hiç bir şey olmadığı
gibi, şimdilerde milletin çocuklarına ensar olanlar iyice çileden çıktı.
Her çeşit sapkınlığa inançları alet etmekten geri
durmadıkları gibi, yine Kâ’be ile milletin çocuklarını neye hazırladığı belli
olmayan ensarlar ortalıkta dolaşıyor, Diyanet'in görevini ellerinden alıyorlar.
Ana kucağı kreş ve gündüz bakım evi Kayseri
Madem öyle, diyanet işini yapmaktan acizdir veya görevini
ensarlara devretmiştir, neden kapatılmıyor, neden bütçeden en büyük payı almaya
devam ediyor?
Benim vergilerimle, benim çocuğumu kime köle yapmak
istiyorlar, kimin sapkın emellerini örtbas etmek için din kullanılıyor?
Bu din de yıkılır bu devlette, sebep olanlar elbet ki
dinsizler olmayacak, kendisine dindar süsü verenler ve onlara göz yumanlar
olacaktır.
Bir an evvel diyanet kapatılmalı, çocuklarımızın taciz ve
tecavüzden korunmasını sağlamak için, camilerin eğitim kurumları ve çocuk bahçelerinden
en az 500 metre etrafındakilerin kapatılması sağlanmalıdır.
Aksi halde Türk milleti yok edilecek, Arap zihniyeti din
yerini alacak, Suud gelenekleri İslam'ın parçasıymış gibi gösterilmek suretiyle
tecavüzler kutsanacaktır.
Benden söylemesi.
Çocuklarınızı korumak istiyorsanız, Arap ve Arapçadan uzak
tutunuz.
Arapçayı, diğer dillerde olduğu gibi görevi gereği öğrenmesi
gerekenler öncelikle öğrenmeli, daha
sonra 18 yaşını dolduran herkes dilerse bu olanaktan nasıl olsa yararlanır.
Zorla Arap kültürünü evlatlarımıza dayatanlar, bilin ki Türk
ve Türkiye düşmanlarıdır.
25.3.2016
A. Dursun
Matild Manukyan'da "bir kereyle" başlamıştı, sonra vergi rekortmeni olmuştu"
Sema Ramazanoğlu bakanlık görevinden derhal alınsın
Türkiye bu gidişle Sapıklar cenneti olacak.
Dünyada ve Türkiye'de tecavüz Mahkemelerce
Kutsallaştırılıyor.
Müftülük ve Milli Eğitim ele ele: Okul-cami bütünleşmesi
projesi!
MEB’in tabletleri çöktü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder