7 Nisan 2016 Perşembe

Diyarbakır Sur'da kamulaştırma ihalesini Diyar A.Ş'mi kazandı?

28 Eylül 2011 tarihinde sitemizde bir haber yayınlamıştık.
Neredeyse aradan 5 yıl geçti ve bazı şeylerin kokusu çıkmaya başladı.

Hele de acil kamulaştırma denen uygulamalarla, bir çok pislik su yüzüne çıkmaya başladı.

Elbet burası Türkiye.
Eskiden türbanla üzeri örtülen pisliklere şimdilerde türban çare olamıyor, her ne denli bir kaç deneme yaptılarsa da mazlum edebiyatı için yeterli kalmayınca, tecavüzler üzerinden gündem bulundu.

Elbet oğlancılık, sübyancılık, ensest tecavüzler Türkiye'nin kanayan en derin yaralarından biridir.

Başbakan, bakanlar ve Cumhurbaşkanı makamında oturanlar bile bu konuyu savunur duruma düştüğü için, varsa yoksa gündem bu oldu.

Lakin öyle büyük yolsuzluklar dönüyor ki, bırakın türbanı, tecavüzler bile örtemeyecek durumdadır.

Diyarbakır İstinaf mahkeme inşaatı ve dünyada istinaf mahkemeleri.rar

Diyar A.Ş.' ye oluk oluk dış kaynaklı sermaye akmaya başladı


Diyar A.Ş'yi inceleyecek yok mu?

Yurtdışından akan paranın kaynağı ne?

Diyarbakır'da neler oluyor?


PKK’nın hamisi Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir'in kurduğu 'Diyar A.Ş'ye yurt dışından 1 ayda 2 milyon YTL aktı. 2008'deki ciro hedefi 4 milyar Euro…

22 Nisan 2007

Hizmetin adı yok ama...

DİYARBAKIRLILARA elle tutulur bir hizmet sunamayan Belediye Başkanı Osman Baydemir, kurduğu şirketle adeta "özel olarak planlanmış özerk bütçe" ye kavuştu. Kurduğu "Diyar A.Ş" adlı şirket, 1 ayda 2 milyon YTL ciro yaptı.

Daha borsaya açılmadan...

YURT dışından gelen 2 milyon YTL'nin % 80'i net kâr görünüyor. Yapılan hiçbir şey yok. Sadece havadan para transferi, bir çeşit para aklama ve alternatif transfer. İlk yılın ciro hedefi 1 milyar Euro, ikinci yılınki ise 4 milyar Euro.

Paralar nereye akıtılacak?

ŞİRKET yakında borsaya açılmayı hedefliyor. Böylece bir nevi "Hayali Kürdistan" senedi ihraç edecek olan Diyarbakır Belediyesi'nin bu parayı nereye akıtacağı meçhul. PKK'nın finansmanına mı, Barzani'nin hayali devletine mi?

Diyarbakır'da neler oluyor?

URFA hep Mardin'e bakıyor ama Diyarbakır uzun süredir şad akmıyor. Türkiye'nin bu güzel kentinde dertler ve sorunlar bitmek bilmiyor.

Diyarbakır, etnik ayırımcılar tarafından hayali Kürdistan'ın başkenti ilan edildiğinden ve Avrupa Birliği'nin sömürge müfettişlerinin vazgeçilmez uğrak yeri olduğundan beri Türkiye'nin gündeminden düşmüyor.


Nasıl düşsün ki, bombalar bu kentte patlar, devletin ambulansları bölücü teröristlerin cenazelerine bu kentte tahsis edilir, bölücüler isyan provalarını bu kentte yapar.

Çünkü bu kentin Osman Baydemir adında bölücü bir belediye başkanı var.

Avukat Yelda Sütçüoğlu'nun anlattıklarına bakılırsa, Diyarbakır şimdi de, "Özel olarak planlanmış özerk bütçe"ye de kavuştu.
Tabii Osman Baydemir sayesinde!

Sütçüoğlu, haklı olarak soruyor:

"İsyan çıkar bastırırsın, yangın çıkar söndürürsün, ama bu tehlikeli durumun altından nasıl kalkarsın?"


Olay şu:

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, "Diyar A.Ş." adında bir şirket kurmuş. Şirket kurulur kurulmaz, oluk oluk dış kaynaklı sermaye akmaya başlamış. Şirket, çok yakın gelecekte Borsa'ya da açılacakmış.


Bu ne demek?

Ne demek olduğunu Sayın Sütçüoğlu'dan dinleyelim:

"Bir nevi Kürdistan hisse senedi çıkaracaklar. Dış ve iç yatırımcı, Türk-Kürt hemen herkes çılgın gibi hisse alıp, Diyar A.Ş.'ye çığ gibi para akıtacak. Çünkü hisse alan, kazandığı paraya bakar. Kürdistan'ın finanse edilmesi veya edilmemesi kimin umurunda?"

Hedef 4 milyar Euro ciro

DİYAR A.Ş. daha Borsa'ya açılmadan 1 ayda 2 milyon YTL ciro yapmış. Bu cironun yüzde 80'i net kar...
Çünkü yapılan bir şey yok. Havadan para transferi, bir çeşit para aklama ve alternatif transfer...

Bir yıllık ciro hedefleri 1 milyar Euro imiş. Önümüzdeki yılın sonunda 4 milyar Euro'ya ulaşmak hedefleniyormuş. Yani, İstanbul Büyükşehir işletmelerinin tam 4 katı büyüklükte bir ciro...

4 milyar Euro cirosu olan Diyarbakır Belediyesi ve Başkan Osman Baydemir!

Varın ötesini siz düşünün.

Sayın Başbakan'ın, Sayın İçişleri Bakanı'nın ve Sayın Maliye Bakanı'nın Diyarbakır Belediyesi'nin bu haince girişiminden haberleri var mı?
 
Paralar nereye akıtılacak?

DİYARBAKIR'A hiçbir hizmet sunmayan Diyarbakır Belediyesi, bu kadar parayı ne yapacak?

Barzani ya da PKK'ya mı aktaracak, yoksa İmralı sürüngeni Apo'nun kurtarılması için mi harcayacak?
Veya hayali Kürdistan'a mı finansman sağlanacak?

Avukat Yelda Sütçüoğlu, "Bu kadar paranın karşısında hiçbir hukuk sitemi ve hiçbir otorite duramaz" diyor.

Yazmak, hatırlatmak ve uyarmak bizden...

Çünkü Sayın Sütçüoğlu'nun dediği gibi, "Bir yıl sonra, yurtsever olmak, bu güce karşı koymak yetmeyecek!"  medyafaresi.com 

Diyarbakır Sur İçin Acil Kamulaştırma Kararı



Diyarbakır Sur ilçesinde riskli alan sınırları içerisinde bulunan bazı taşınmazlar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırma kararı çıktı….

25 Mart 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren karara göre, Diyarbakır Sur ilçesinde riskli alan sınırları içerisinde kalan bazı taşınmazlar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırma kararı çıktı.

Buna göre Diyarbakır Sur’da 18 mahalle sınırlarında kalan bazı taşınmazlar acele kamulaşacak.

Sur’da acil kamulaştırma çıkan mahalleler şöyle;
1. Abdaldede
2. Alipaşa
3. Cemal Yılmaz
4. Camiikebir
5. Cevatpaşa
6. Dabanoğlu
7. Hasırlı
8. İnönü
9. İskenderpaşa
10. Lalabey
11. Malikahmet
12. Özdemir
13. Süleymangazi
14. Savaş
15. Şemhane
16. Ziya Gökalp
17. Köşkler
18. Yenişehir

HABER: Şengül KIRMIZITAŞ
 yeniemlak.com

diyar.com.tr

Kamulaştırmadaki tüm yer isimleri için Resmi Gazete'ye bakınız.

BAKANLAR KURULU KARARLARI






Demirtaş: ‘AKP’li vekiller yüzde 10’luk komisyonla Sur’da ihale dağıtıyor’

 Meclis’te basın mensuplarıyla bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Sur’un “acele kamulaştırma” adı altında işgal edilmesi tartışmalarına ilişkin çok önemli bir ayrıntı paylaştı. Demirtaş, AKP’nin Diyarbakır milletvekillerinden birisinin Sur’daki ihaleler için yüzde 10’luk bir pay alarak ihaleleri dağıtmaya başladığını, bu konuda havaalanı VIP salonunda bu yönlü konuşmaya şahit olanların olduğunu ve gerekirse yüzleştirmeye hazır olduklarını söyledi.
Azar işitir işitmez çark etti.
Erdoğan’ın Başbakan’a müdahale etmesini ve yapılan “çözüm süreci” tartışmalarını da değerlendiren Demirtaş, “Başbakan iradesinin sıfır olduğu, çaresiz olduğu ortaya çıktıkça insan üzülüyor. Buna itiraz etmesi gereken Davutoğlu’nun kendisidir. Kendi iradesine kendisi sahip çıkamazsa biz ne yapabiliriz ki? Cumhurbaşkanı’ndan azarı işitir işitmez çark edip bu düşüncesinden vazgeçtiğini söyleyebiliyor. De facto başkanlık sistemine geçtiğimizi de gösteren bir durum” dedi.

UNESCO tarafından onaylanan belediye planı var
Sur’daki kentsel dönüşüm tartışmaları ve acele kamulaştırma adı altındaki işgal tartışmalarına ilişkin de değerlendirmeler yapan ve kimi bilgiler veren Demirtaş, “Başbakan Sur’u kendilerinin yıktığını kabul etmeli. Doğrudan kendisinin emriyle takla topla yıkım yapıldı. Hendektekiler bu yıkımı yapmadı. Bunu artık kirli bir propaganda malzemesi yapmasınlar. Bundan dolayı bir özür borçlular. Bir ülke yönetimi kendi yurttaşlarına karşı tank ve ağır silahlarla operasyona yapıyorsa bu savaş suçudur. Sur’dan dolayı Cizre’deki yıkımdan dolayı sivil halktan öncelikle özür dilemeli. İkincisi, bunu bir asimilasyon fırsatçılığına dönüştürme girişimi de pişkinliktir. Sen oraya sadece Türk-Sünni kimliği ile imar anlayışı ile yaklaşırsan bunun adı bir yerde faşizmdir. Hiçbir faşist anlayış Sur’u bu şekilde inşa etmeyi başaramaz. Hazır Sur’u yıkmışız bunu AKP dinine de biat eden hale getiririz diye düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Bu konuda yapılmış belediye tarafından hazırlanmış bir imar planı zaten var. UNESCO tarafından da onaylanmış bir plan bu. Bu plana göre hareket edilirse o şekilde bir imar ve yeniden inşası desteklerse hükümet bu daha akıllıca olur. Bu kadar yıkımdan sonra insanlar evsiz barksız kalsın demiyoruz. Sur yıkılmadan önce bir plan vardı ve bu planı değiştirmeden onun dışında hiçbir planı kabul etmeyiz” dedi.

AKP’liler katliam üzerinden zenginlik hayali kuruyor
Ayrıca AKP’nin yaşanan yıkım ve katliamlardan ekonomik rant da elde etmeye çalıştığını dile getiren Demirtaş, “Bazı AKP’li vekiller Sur’daki ihaleleri yüzde 10’luk kar ile dağıtmaya başlamışlar. AKP’li milletvekillinin ortak olduğu şirketler ve ihaleleri pay etmeye başlamışlar. Bir danışman arkadaşımız da buna tanık olmuştur. Oradan bir kez daha zengin olmak isteyenler yanılıyorlar. Tek kelime ile avuçlarını yalayacaklardır. Diyarbakır halkının öfkesinden korksunlar. İnsanlar katledildikten sonra zengin olmayı düşünenler karşılarında Diyarbakır halkının öfkesini görürler” diye konuştu. tigrishaber

BDP'li Demirtaş'ların DİYAR A.Ş İlişkisi
24 Eylül 2011
Aziz Üstel, Nasname sitesine dayandırdığı habere göre BDP'li Selahattin Demirtaş'ın kardeşi, Diyarbakır'da DİYAR A.Ş Şirketi ile belediyenin bütün ihalelerini aldığı iddia edildi...

Yolsuzluk batağında Demirtaş ve Diyar AŞ
Nasname” adlı, Özgür Kürtleri temsil ettiğini söyleyen ve günde ciddi sayıda ziyaret edilen sitedeki haberlere göre BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kardeşi Süleyman Demirtaş, 300 bin TL’lik arabasının arka koltuğuna kurulmuş, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan Diyar AŞ’nin bütün ihalelerini devşirmekte.

Ağabeyi Selahattin, yüksek siyasetle uğraşadursun “birader-i canımın içi”, ailenin önlenemez yükselişi için kolları sıvamış. İşte yandaşlığın en güzel örneği! Al Bertold Brecht’in muhteşem oyunu, “Arturo Ui’nin Önlenemez Yükselişi”ini değiştir adını “Demirtaş’ın Önlenemez Yükselişi!” oluversin. Millet, ayağı çıplak başı kabak dolaşsın yörede, siz “Lüküs Hayat” yaşayın! Sonra da özerklik, özgürlük naraları atın!

Bu arada Selahattin Demirtaş’ın kankası Gülten Kışanak ve birkaç BDP’li gölgesinden bile korktukları, Suriye’nin El Muhaberrat’ına ümüğünden bağımlı PKK’nın öldürdüğü dört Kürt kökenli kızımız için düzenlenen  başsağlığı toplantısına gitmek isteyince, kızların babaları bunlarla karşılaşmamak için çadırı terk etmiş. Buyurun efendim! Hani “On milyon Kürt bizi destekliyor” palavrasına ne oldu! PKK kan gölünde boğulacak da, bari siz bu arada gümbürtüye gitmeyin! Biliyorsunuz kan çeker... Hem de dibe doğru!

İşte Aziz Üstel'in bugünkü yazısında ifşa ettiği "Nasname" sitesinde yayınlanan o haberin ilgili bölümü;

"Daha önce bize gelen bazı bilgilerin ciddiyetini araştırdıktan ve doğru olduğunu öğrendikten sonra, Demirtaş Ailesi'nin kandan nasıl beslendiğini, zenginleştiğini okuyucularımızla paylaşıyoruz.

DİYAR A.Ş, Diyarbakır Belediyesince kurulan bir şirket. Bu şirketin “üretim” alanı tamamıyla Belediyelerin işlerine yöneliktir. Mesela Diyarbakır-Mardin karayolu üzerindeki fabrikasında ‘Kanalizasyon borusu’ üretiliyor. Birçok üretimhanesi bulunan bu şirketin bir diğer fabrikasında da (Diyarbakır’da) park ve bahçe malzemeleri üretiliyor. Bu şirket sadece Diyarbakır Belediyesinin ihalelerini almakla kalmıyor, BDP elindeki tüm belediyelerin ihalelerini alıyor. Bizzat şirketin katılmadığı ihalelerde de, yan kuruluşları katılıyor ve yine paralar aynı merkezde toplanıyor…

Ulaştığımız bilgilere göre; DİYAR A.Ş’nin patronu Süleyman DEMİRTAŞ adında biriymiş. Evet Selahattin DEMİRTAŞ ve Nurettin DEMİRTAŞ’ın kardeşidir Süleyman DEMİRTAŞ!

Yine edindiğimiz bilgilere göre; Süleyman DEMİRTAŞ’ın altındaki araba, (300 milyarlık olduğu tahmin ediliyor) babaları bu mücadelede hayatını kaybeden ve sokaklarda sürünen binlerce çocuğun yıllık tüketiminden fazladır.  Aziz Üstel/Star


Türkiye bir ulus devleti olarak “Türk kimliği” etrafında şekillenirken diğer kimlikler ya yok sayılmış ya da zaman sürecinde ana kültür olarak kabul edilen Türk kimliğine eklemleneceği varsayılmıştır.

Bu maddenin bedele ilişkin hükümleri, vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı açtıkları tazminat davası süre bakımından dava hakkının düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş olanlar hakkında da uygulanır. Evvelce açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış veya süre dışındaki sebeplerden dolayı davaları reddedilmiş olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Ancak, gerek iç hukuka ve gerekse milletlerarası hukuka göre evvelce açtıkları davalar sonunda hak kazanmış oldukları tazminat henüz ödenmemiş olanlara, idare tarafından nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir.




KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN


Kanun No. 5999

Kabul Tarihi: 18/6/2010



MADDE 1- 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"Kamulaştırmasız el koyma sebebiyle tazmin

GEÇİCİ MADDE 6- Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.

Tazminat müracaatı üzerine, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının malikin müracaat ettiği tarihteki tahmini değeri; bu Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre teşkil edilen kıymet takdir komisyonu marifetiyle, taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir. Tespitten sonra, bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre teşkil olunan uzlaşma komisyonunca, müracaat tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edilen bir yazı ile, tahmini değer bildirilmeksizin, talep sahibi uzlaşma görüşmelerine davet edilir.

Uzlaşma; nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması suretiyle yapılabilir. tbmm.gov.tr


 ACELE KAMULAŞTIRMA İLE OLAĞAN KAMULAŞTIRMA ARASINDAKİ FARK NEDİR?
Acele kamulaştırma, olağan kamulaştırmadan farklı olarak, kıymet takdiri dışındaki işlemler daha sonradan tamamlanmak üzere, öngörülen usul ve şekilde taşınmaza EL KONULMA şeklidir. Acele Kamulaştırma/El Koyma  davası bir nevi delil tespiti davasıdır. Davanın kabul edilmesi tapuda malik olarak kişinin değişmesine sebep olmayacaktır. Bu davanın kabulü ile idare orada kamu yararı olan işlemi yapabilecektir. Fakat işlemler sona ermeyecektir. Tıpkı normal kamulaştırma sürecindeki gibi işlemler aynen yapılacaktır. İdare öncelikle malın sahibi ile anlaşma yoluyla satın almayı deneyecektir. Bu işlemde uzlaşma olursa belirlenen bedel ödenerek kamulaştırma işlemi sonlandırılacaktır.
Fakat uzlaşma sağlanamazsa idare tarafından ayrıca “Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil” davası açılacaktır. Uygulamada bazı durumlarda idare işi sürüncemede bırakma amacıyla zaten kamu yararı olan acil konuyu çözdüğü için açmamaktadır. Bu durumda malın sahibi de bedelin tespitine yönelik bir tespit davası açabilecektir. Ayrıca makul sürede idare tarafından Bedel Tespiti ve Tescil davası açılmaz ise malın sahibi kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davası açma hakkına haiz olacaktır. Yerleşik yargı içtihatlarında belirtilen makul süre 6 aydır. Bu süre içerisinde idarenin tescil davası açması gerekmektedir.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder