Yazık ama, iman etmişlerden uyanma beklemek, hayalden öte bir şey değildir.
Yargının, yasamanın, yürütmenin Cumhurbaşkanı olma gafleti.
5237 sayılı TCY'nın 277. maddesi anlamında emir verme, baskı yapma, nüfuz icra etme veya etkilemeye teşebbüs etme niteliğinde bulunmadığını bildiriyor.
Lakin Hz. Tayyip efendi, yine camına konmuş bilgiler olmadığı için, hezeyanlarına yenik düşüyor, hızını alamıyor, eskiden Süleyman Demirel'in kendi gövdesini işaret ederek, "Aha, devlet burada" demesi gibi, bu zat da kendisini devlet, hükümet, adalet, yargı vs...bilumum yetkilerle donatılmış, vazgeçilmez, kutsal biri olduğunu sanmanın hezeyanını yaşıyor, milletin gözünün içine baka baka, "Her şey benim, benden daha büyük yoktur, devlette benim, millet de. Ben yoksam siz de yoksunuz, hepiniz benim kulumsunuz" söylemini mealen, "% 52 oy aldım, yargı organının da Cumhurbaşkanıyım, yürütmenin da Cumhurbaşkanıyım,yasama organının da Cumhurbaşkanıyım" diyor.
"Bu tür seyahatleri rahatlıkla yaparız, bunun yasal, ahlaki teammül olarak hiç bir yanlış yanı yoktur. Bunlara alışmadılar bunlar, bu güne kadar, ama alışacaklar, daha çok böyle devletin milletle kaynaştığı şeyleri görecekler" diyor.
Sormak isterim, hangi milletten bahsediyorsunuz?
Davutoğlu'na % 49 oy veren milletten bahsediyorsanız, madem millet budur, neden milletin oy verdiği adama, "görevi bırak, oradan defol" mealinde güdülediniz?
Madem millet devletle kaynaşıyordu da, neden % 49'un oyunu yok saydınız, 49 oy verirken millet biliyordu da, çıkarlarınızla uyuşmayınca millet de kimdir mi oldu?
Hani millete rağmen, millete karşıt siyaset yapılamazdı?
Bunu da geçtim, oy verenler illa ki oylarına sahip çıkıp bunun hesabını sizden soracak, nasıl ki % 49'u koyun yerine koyduysanız, o % 49, kimin koyun olduğunu size mutlaka gösterecektir.
Peki, anti teist (A-teist) ve dinsiz (Deist) dediklerinizi aşağılama hakkını size kim veriyor?
"Devletin milletle kaynaştığı" dediğiniz kaynaşmanın içinde a-tesitler, deistler, farklı inanç mensupları yok mudur, onlar aşağılık mıdır?
Nereden biliyorsunuz, onların içinden de size oy çıkmadığını, vahiyle mi çalışıyorsunuz, akıl ile mi?
Sizin akli melekelerinizi kullanamadığınızı cümle alem artık biliyor, yazık ki devlet erki korkutulmuş, sindirilmiş durumda, kimse bu gerçeği açıklayamıyor.
Resim...
Üstelik Üniversite mezunu olmadığınız halde, üniversite mezunuymuş gibi rol kesmenizin de artık sonuna gelindi.
“İKRA” sanki buna söylenmiş, "Yaratan Rabbisinin adıyla okumuş, Ümmi değil"
Oysa ikra çağır, davet et anlamına geldiği halde, Müslüman'a bunu da yutturdunuz.
Yolsuzluk sizde takııye olarak adlandırıldığı için, şürekanız da aynı yoldan gidiyor, anımsarsanız AKP Çayırova İlçe Başkanı Şevki Demirci'de aynı yolu takip etmişti, ve daha neler, kimler aynı yolun yolcusuydu.
Bütün bunların bir patlama noktası var elbet, yakında o patlama noktası öylesine şiddetli olacak ki, ne Erdoğan ne taifesi ne sülalesi ne de izleriniz kalmayacak.
Alışacaklar demişsiniz, tıpkı Özal'ın dediği gibi.
Evet, anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz diyen Özal'dan bu güne, anayasa kevgire döndü.
O nedenle kevgirin deliklerinden rahatça geçebiliyorsunuz, zira delik o günden beri öylesine büyüdü ki, apronda kesilen develer bile geçer oldu.
Devamıyız dediğiniz, Menderes Özal nasıl ki izi bile kalmadan tarih olduysa, sizler de o tarihin yapraklarında, komedi iktidar olarak anılacaksınız.
İnanıyorum ki, kendisine sadece ve sadece Müslüman olduğu için oy verilecek kimse artık iktidar olamayacaktır.
Aslında bu açıdan bakınca size belki de teşekkür borçlu olacağız.
Bir de hiç sıkılmadan İstanbul'un fethini kutlamışsınız, elbet her zamanki gibi hamaset edebiyatına sığınarak.
Oraya harcanan paraları konuşmayacağım bile, ne de olsa Türkiye babanızdan miras kaldı, dilediğinizce örtülü ödenek kullanabilirsiniz.
Zaten Davutoğlu'nun gidiş nedenlerinden biri de, örtülü ödeneğin başına kendi adamını getirmesi oldu.
Fetih diye neyi kutladınız?
Acaba, asıl fetihin ekonomide olduğunu gizlemek için masal fetih kutlaması yapmış olmayasınız?
Nitekim, İngilizler Osmanlı idaresinden Fatih'in toplarını götürürken seyirci kalmışlardı.
SS hazelwood HMS Abington Brunel J. Van imperial war museum code: 14241 Q
Şimdiki, o İngilizlere boyun eğenlerin torunları, tutmuş fetih kutlaması diye illeti avutuyor.
İngilizler, Fatih'in toplarını yok ederlerken, sizin özlemle
andığını meşhur, anlı-şanlı Osmanlı ne yapıyordu ki siz ne yapasınız? iwm.org.uk
Siz
ancak Türk halkının paralarını yemek için, hem İslam'ı hem Osmanlı'yı
kullanırsınız.
Türk
halkı bu gerçekleri artık öğrenmeli, dünya küçüldü, sadece yandaş medyadan
gerçekler öğrenilemez.
01.6.2016
Öyleyse izleyin de, şirk neymiş görün.
Sizin dininizin taaaaaaaaaaaaaaaaaaa....!!!
Kim yaptıysa, teşhisi doğru koymuş.
IŞİD Kürdistan için devreye sokuldu.
Şimdi anladınız mı? IŞİD Kürdistan için devreye sokuldu.
Hakim Karanfil: MGK ve Cumhurbaşkanı yargıya telkin ve tavsiyede bulunamaz
Zonguldak Hakimi Kemal Karanfil, Anayasa'ya göre hakimlere ne Cumhurbaşkanı ne de Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) telkin ve tavsiyelerde bulunamayacağını, bunun oluşması halinde adil yargılamayı etkileme suçunun meydana geleceğini belirtti.
14 Mayıs 2015
Zonguldak Hakimi Kemal Karanfil, Anayasa'ya göre hakimlere ne Cumhurbaşkanı ne de Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) telkin ve tavsiyelerde bulunamayacağını, bunun oluşması halinde adil yargılamayı etkileme suçunun meydana geleceğini belirtti. Karanfil, “Zira MGK’yı da denetleyecek yargıdır. MGK veya Cumhurbaşkanı yargının üstü bir kurum değil. Yargıya hesap veren kişilerden oluşur.” dedi.
Hakim Karanfil, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından, ‘kırmız kitap’, ‘MGK’ ve 'Cumhurbaşkanının hakim ve savcılara yönelik telkinleri' konusunda Anayasa üzerinden dikkat çeken paylaşımlarda bulundu. Kırmızı kitabın uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve kanunlara aykırı olması gerektiğini paylaşımında dikkat çeken Hakim Karanfil, söz konusu kitabın mahkemeleri bağlamayacağını, bunun hukuk birinci sınıf öğrencisinin bile bildiğini vurguladı.
Hakim Karanfil, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Anayasanın 90/4 maddesi gereğince sözleşmelerin Türkiye’nin imza attığı uluslararası sözleşmelere aykırı yasalar hükme esas alınamaz. Tersine uluslararası sözleşmelere esas alınır. Kırmızı, yeşil, vs. renkli kitaplardaki kararların ise mahkemeleri bağlamayacağını hukuk 1. sınıf öğrencileri dahi bilir. Kırmızı kitap hükümet üyelerine, imzaladığımız uluslararası sözleşmeler, anayasa, kanunlara aykırı hareket etmeme şartıyla tavsiye niteliği taşır.”
Son dönemlerde hukukçulara yapılan baskılara dikkat çeken Hakim Karanfil, hakimlere ne Cumhurbaşkanı ne de MGK’nın telkin ve tavsiyelerde bulunamayacağını vurguladı. Bunun oluşması halinde ise adil yargılamayı etkileme suçunun meydana geleceğini kaydetti. Hakim Karanfil, “Anayasa'nın 138. maddesine göre hakimlere kimse telkin ve tavsiyede bulunamaz. MGK da olsa, TCK madde 288 göre adil yargılamayı etkileme suçu olur. Zira MGK’yı da denetleyecek yargıdır. MGK veya Cumhurbaşkanı yargının üstü bir kurum değil. Yargıya hesap veren kişilerden oluşur.” ifadesini kullandı. kapsamhaber







Hiç yorum yok:
Yorum Gönder