27 Mart 2018 Salı

ÇİFTÇİ, KUYUSUNDAN ÇIKARTTIĞI SUYA PARA ÖDEYECEK...


Eski arşivler ışığında su sorununu anımsayalım...


ÇİFTÇİ KUYUSUNDAN ÇIKARTTIĞI SUYA PARA ÖDEYECEK
Çiftçiler kendi kuyusundan çıkardığı suya para ödeyecek.25 Şubat’a kadar sayaç takılmayan çiftçilerin kuyusu kapatılacak. 7 Haziran 2011 tarih ve 27957 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren DSİ Yeraltı suyu Ölçme Sistemleri Yönetmeliği Uyarınca yas Kullanma Belgesi ilen derin su sondaj kuyularını kullananların 25 Şubat 2013 tarihine kadar ön yüklemeli uzaktan kontrollü su sayacı taktırması gerekiyor. Bu tarihe kadar su sayacı taktırmayanların belgeleri iptal edilerek, kuyuları bölge müdürlüğü tarafından kapatılacak ve kapatma masrafları da sondaj kuyusu sahibinden tahsil edilecek. 
“Çiftçi cezalandırılıyor”.
Bu durum çiftçileri sıkıntıya sokarken Gaziantep CHP Millet Vekili Mehmet ŞEKER konuyu TBMM ye taşıdı. 

On yıllık devri iktidarında sulama kanallarına yeterince yatırım yapmayan AKP hükümetinin, tarlasını kendi imkânlarıyla kuyu açarak sulayan çiftçileri adeta cezalandırdığını ifade eden ŞEKER, Mazot, tohum, ilaç, gübre gibi girdilerin yüksekliği nedeni ile borç batağındaki çiftçiye bir de maliyeti 5 bin liraya kadar varan sayaç taktırma getirilmektedir. Ayrıca söz konusu uygulama ile ilgili yeraltı suyu kullanım limitleri arazi büyüklüğüne göre belirlenmekte, ekilen ürünün su ihtiyacı göz ardı edilmektedir” dedi. 19.01.2013 /Aydınlık 

Türk çiftçisi olarak bu konunun takipçisi ve köylü kasabalının mağduriyetin giderilmesi için Allah’ı ve vicdanı olan Tüm yetkililerin duyarlı olması konuya acil çözüm getirtilmesini arzuluyoruz.


Bu kanunla bütün sular özelleşecek
SU KANUNU TASARISI

BİRİNCİ BÖLÜM
Maksat, Kapsam, Tanımlar, Genel Hükümler, İlkeler
Maksat ve Kapsam
MADDE 1- (1) Bu Kanunun maksadı, su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde korunması, kullanılması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi, su ile ilgili bilgilerin toplanması, izlenmesi, havza esasında inceleme ve planlamalarının hazırlanması, kullanım önceliklerinin belirlenerek tahsislerinin tek merciden yapılması, su yönetiminde etkinlik ve katılımın geliştirilmesini sağlamaktır.
Tüm detaylar, görüşler, eleştiri ve haberler ekte PDF olarak sunulmuştur.

- Bu kanunla bütün sular özelleşecek.pdf
- TEMA Su Kanunu Tasarısı Eleştirisi.pdf
- SU KANUNU TASARISI İLE İLGİLİ KOP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI’NIN GÖRÜŞLERİ.pdf
- Sulama Birlikleri Derneği’nin Su Kanunu Tasarı Taslağı üzerine görüşleri.pdf
- Su kanunu taslağı TMMOB'ne.pdf


 
Yeraltı suyuna sayaç üç yıl uzatıldı.

Özellikle çiftçilerin kâbusu olan yeraltı sularına sayaç takılmasına ilişkin düzenlemede değişiklik yapılarak süre 3 yıl daha uzatıldı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, ölçüm sistemlerinin teknik olarak piyasa şartlarında yeterli olmadığını belirterek mevzuatta düzenleme yapıldığını açıkladı. CHP Antalya Milletvekili Arif Bulut'un konuyla ilgili soru önergesine yanıt veren Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 25 Şubat olarak belirlenen başvuru süresinin 3 yıl uzatıldığını açıkladı.
BAKAN EROĞLU, CHP'Lİ BULUT'UN ÖNERGESİNE YANIT VERDİ
CHP Antalya Milletvekili Arif Bulut'un, çiftçilerin kâbusu haline gelen ve büyük karmaşa yaratan yeraltı sularına sayaç takılmasına ilişkin TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesine yanıt veren Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 'Yeraltı Suları Hakkında Kanun'un 10. maddesine yapılan ilave ile yeraltı suyu kuyularına ölçüm sistemi takılması zorunluluğu getirildiğini belirtti. Ancak ilgili yönetmelikte öngörülen ölçüm sistemlerinin teknik altyapılarının yeni ve piyasa şartlarında yeterli olmaması, ayrıca adaptasyon için zamana gereksinim olması nedeniyle yeniden düzenleme yapılarak sürenin üç yıl daha uzatıldığı kaydedilen bakanlık yanıtında, buna ilişkin düzenlemenin Meclis Genel Kurulunda kabul edildiğini açıklandı.

KENDİSİ TAKAMAYAN KUYU SAHİPLERİNİN SAYACINI DSİ TAKACAK
CHP'li Bulut'un, ölçüm sistemini kendisi kuramayan üreticilerin yaşayacağı sıkıntılara ilişkin sorusuna da yanıt veren bakanlık, "ölçüm sistemini kendisi kuramayan kuyu sahibinin talebi halinde sistem, DSİ tarafından kurulacak ve bedeli uygun taksitlerle tahsil edilecektir. Kuyu sahiplerinin DSİ bölge müdürlüklerine başvurmaları halinde belgelerin güncellenmesi için gereken bilgi verilecek ve düzenleme yapılan belgelerden ücret talep edilmeyecektir” ifadelerine yer verdi.

YERALTI SUYU TAHSİSİ REZERVE GÖRE BELİRLENECEK
Bulut'un, tarımsal, sanayi ve diğer ihtiyaçlar için kuyulardan çekilecek su miktarının hangi esaslara göre belirleneceği yönündeki sorusunu da yanıtlayan Bakanlık, su rezervinin yeterli olduğu alanlarda tarımsal sulama için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il müdürlüklerinden, sanayi amaçlı su kullanımı içinse sanayi odalarından ihtiyaç belgesine göre su isteneceğini belirterek, "ancak yeraltı suyu rezervinin yeterli olmadığı sahalarda tahsis miktarı rezerve göre belirlenecektir” bilgisini verdi.
yusuf_yavuz2004@yahoo.com-Yusuf Yavuz/ 15 Mart 2013




Arılar ölürse insan da ölür-Arılar yok olursa insanlık da yok olur.

Özer AKDEMİR
Aydın'ın Sultanhisar, Yenipazar, Nazilli gibi ilçelerindeki arı üreticileri arılarının bir iki gün içerisinde topluca ölmesinin şokunu yaşıyorlar. Arıların çırpına çırpına öldüklerini söyleyen üreticiler, geçtiğimiz yıl da benzer ölümler yaşandığını aktarıyorlar. Geçtiğimiz yılki ölümlerin bu yıl da yaşanma olasılığına karşı vali yardımcısı başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda alınan kararlar yaşama geçirilemeden ölmüş arılar.
ÇIRPINA ÇIRPINA ÖLÜYORLAR
Aydın Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı, Zeki Altın arılarda görülen toplu ölümlerin geçtiğimiz pazar gününden bu yana sürdüğünü söyledi. Sultanhisar merkezli köylerde, Yenipazar da ve civar bölgelerde özellikle ova yöresindeki arıların yoğun şekilde öldüğünü belirten Altın; "Çırpına çırpına, titreyerek ölüyor arılar. Bunun bir zehirlenme olduğunu anladık. Tabii neden zehirlendikleri numunelerin incelemesinden sonra çıkacak ama hala zehirlenmeler devam ediyor. Teknik elemanlarımız hala sahada incelemeler yapıyorlar. Arıcılarımıza arılarını yüksek bölgelere kaldırmalarını tavsiye ettik" diye konuştu.

Arıların neden zehirlendikleri ile ilgili soruyu, tarımsal ilaçlar olabilir diye yanıtlayan Altın şunları aktardı; " Sebze meyve anlamında da çok çeşitli olan bir bölge. Ziraatın çeşitli dallarının yoğun şekilde yapıldığı bir yöre. Bir ihtimal tarım ilacı olabilir, ya da DSİ'nin kanallarında sulama birlikleri yosun mücadelesi yapıyor. Orada yapılan ilaçlardan olabilir. Yeşil kurutan ilaçları bir kısmı arıya zararsız ama bir kısmı da arıya zararlı. Şu anda kesin bir şey söyleme durumunda değiliz".

BİR HAFTA ÖNCE TOPLANTI YAPILMIŞ AMA
Geçen sene de toplu arı ölümlerinin yaşandığını kaydeden Altın, bu ölümlerin tekrar yaşanabileceğini düşünerek, geçtiğimiz salı günü vali yardımcısının başkanlığında bu arı ölümlerinin olma ihtimaline karşı bir çalışma da yaptıkları bilgisini verdi. Altın, "Ama bu sene biraz erken oldu. Geçtiğimiz sene Mayıs ayında yaşanmıştı ölümler. Nedeni de tarım ilacıydı" dedi.

ARILAR ERKEN UYARI SİSTEMİDİR
5-6 bin kovan civarında arının olduğu bölgede ne kadarının etkilendiğinin netleşmediğini belirten Altın, "Arı erken uyarı sistemi sayılabilir. İlk önce o tepki verir o kendini feda eder. ondan sonra da insana şunu demek ister "Bak ben ölüyorum, sen de tedbirini al. büyüklüğüne bakma, yavaş yavaş sen de zehirleniyorsun" uyarısıdır o". Altın, Tarım İl Müdürlükleri işin üzerine gittiğini, ilçe müdürlükleri vasıtasıyla numuneler alınarak İzmir'e ulaştırıldığını söyledi. Çine Doğayı Sevenler Derneği Başkanı Ahmet Uslu ise Menderes Nehri kenarında görülen arı ölümlerinin, ilaçların yanı sıra nehirdeki kirlilikten de olmuş olabileceğini dile getirdi.

Arılar yok olursa insanlık da yok olur.

ORDU (İHA) - Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Recep Sıralı, arıların bir böcek olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, "Arılar olmasa insanlık ancak 4 yıl yaşayabilir" dedi.

Yrd. Doç. Dr. Recep Sıralı, arıların insanlık üzerindeki önemi konusunda atom fizikçisi olarak tanınan Albert Einstein'ın da bilimsel tespitleri olduğu ve önemli mesajlar verdiğini belirtti. Einstein'ın sadece atom fiziğiyle ilgilenmediğini, arılarla ilgili bilimsel tespitleri de bulunduğunu kaydeden Sıralı, "Einstein'ın, 'Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır, arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan ve insan olmaz' sözleriyle anlamış olduk ki arılar, 130 bin farklı bitki türünün çoğalmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda insanoğlunun da çok önemli gereksinimlerini karşılıyor. Bu ünlü bilim adamının söylemek istediği, dünya üzerinde oldukça yaygın olan ve bitkilerin tozlaşması üzerinde en etkili bu yararlı böcekler ortadan yok olursa, insanoğlunun da çok fazla yaşam koşullarının kalmadığını dile getirmesiydi" dedi.

Her zaman olduğu gibi değerlerin farkına onları kaybetmeye başlayınca varıldığını ifade eden Yrd. Doç. Sıralı, "Bu olay biz insanoğlunu arılar hakkında daha bilinçli olmaya sevk edeceği kesin. Artık biz insanlar arıları küçük bir böcek olarak değil, yaşamın devamı için görevlendirilmiş kutsal bir hayvan olduğunu anlamak zorundayız. Sonuç olarak, dış ülkelerde ve bazı yörelerimizde gözlenen yoğun arı kayıpları arıcılarımızı, bu meslek dalına ait yetkilileri ve araştırıcıları detaylı araştırma yapmaya ve gerekli önlemleri almaya mecbur kıldı. Çünkü genetik zenginliğimizin çok değerli bir türünü oluşturan bal arısı popülasyonlarımızın yok olmasını engellemek, birbirinden değerli arıcılık ürünlerinin üretiminden ziyade bir bakıma bitkisel üretimdeki yaşanabilecek çok büyük kayıpları da önlemek demektir" diye konuştu. Kaynak...






















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder