Ne ben, ne ailem her hangi bir beklenti, her hangi bir arzu
içerisinde değiliz.
Memleketle ilgili, kayıtsız kalacağım...
Ne demek bunlar?
Ailesini neden konuya dâhil etmiştir?
Bu sözün arkası mutlaka doldurulmalıdır.
Acaba Askeri vesayet, kendisinin dışında, ailesiyle ilgili
bir tehdit mi yapmıştır ki, ailem demektedir?
Bu adamın her kelimeyi özenle seçtiğini, öyle konuştuğunu
görüyorken, sanki ailesi de bunu istiyor ya da istemiyormuş gibi, neden
ailesini ön plana sürmüştür, bu kimlere, nerelere bir mesajdır?
Bu süreci ben organize etmedim, SP başkanı yapmıştır demesi
de ilginçtir.
Yani bana geldiler, konuştuk, evet-hayır dedim-demedim gibi
şeyler söylemiyor.
Benim dışımda gelişmiştir diyerek, ailesini de koruma
ihtiyacı hissettiği açıkça ortaya çıkıyor.
Daha sonraki konuşmasında, geniş mutabakat olursa, üzerime
düşeni yapmaktan kaçınmayacağımı söylemişimdir diyerek, bu kez garabet bir
ifade ile şimşekleri ailesinin değil, kendisinin karşılaması gerektiğini
muhataplarına ilan etmektedir.
Hemen devamında, dakika 4:20'de, "Bir taraftan bilgi ve
tecrübemle, gelecekle ilgili kaygılarım varken..." ifadesi, kaygılarının
hangi gelecekle ilgili olduğunu netleştirmemektedir.
Bu kaygı ülkenin geleceği ile mi ilgilidir, ailesinin
geleceği ile mi ilgilidir?
Yine dakika 5:00'da, "Temel Bey'in diyalog ve uzlaşı
çabalarını takdirle karşılıyorum" demekle, yapılanın doğrudan kendisi ve
ailesiyle ilişkilendirilemeyeceğini bir kez daha vurgulamaktadır.
Adaylığım söz konusu değildir, tarih önünde vicdanen
müsterihim demekle, bir önceki yaptığı "gelecekle ilgili kaygılarım
varken" ifadesiyle çelişmiş gibi görülen bu ifade, aslında toplumun her
kesimine üzeri örtül bir uyarı anlamındadır.
Yani o da bilmektedir ki, Türkiye son günlerini
yaşamaktadır, bunu açıkça ifade edemiyorum, o nedenle satır aralarına
sıkıştırdım, anlayan anlasın, anlamayanların sebep olacağı bölünmeye yapacak
bir şeyim kalmamıştır, belki de ölüm tehdidi aldığını örtülü olarak anlatmaya
çalışmanın bir ifadesi olmaktadır.
Çünkü dakika 5:22'de, "bazılarının risk almaz, geride
duru gibi, bazen seviyeli, seviyesiz bir çok eleştirileri karşısında da bir şey
söylemek istemiyorum. Ama ben tarih karşısında vicdanen sorumluyum..."
demekle, bazı konularda risk alamadığını açık olmasa dahi tekrar vurgulama
ihtiyacı duymaktadır.
Nedir bu risk, tekrar sormak gerek.
Ülkenin kaderiyle mi ilgilidir, ailesinin kaderiyle mi?
Ülkenin kaderi olsa, açıkça deklere etmekten kaçınamayacak
olduğunu, konuşmasının bütününden de anlıyoruz.
Öyleyse vicdanen hangi konuda sorumluluk duymaktadır ki,
sürekli satır aralarında buna vurgu yapmaktadır.
Beni ve ailemi tehdit ettiler diyemeyeceği açıktır, öyleyse
bizim şahsi yorumumuza bırakılan kader anlayışı, kimin kaderi olduğu ortadadır.
Yani, aday olur da ülke bölme yetkimize darbe vurursan, o
günü bile göremeden öldürülürsün mü demek istemişlerdir ya da askeri vesayet,
seni bir şekilde bitirir tehdidi mi almıştır?
Dakika 6:00'da, benim prensiplerime bunlar yakışmaz, her
zaman ilkeli, dürüst siyaset yaptım demekle neyi vurgulamaktadır?
Ortada bir ilkesizlik mi görmüştür?
Örneğin hukuk devleti normlarının dışındaki tüm davranışlar,
siyasi ilkesizlik ve daha ötesinde onursuzluk olarak görüldüğü için, bahsettiği
ilkesizlik nedir, kimler tarafından, kim ya da kimlere karşı yapılmaktadır?
Dakika 6:35'de ise, AKP'deki birilerinden bahisle, o günkü
ilkeli, değerli programlarını hazırlayan kişi olmuş ben, bu ilkeli programlarla
görüşüm aynıdır diyor.
Açıkça söylemediği için, ilkesiz davrananların olduğu
anlaşılmaktadır.
Ancak kim, Cumhurbaşkanlığı yapmış birine ilkesiz
davranabilir ki?
Olsa olsa, makam itibarı ile aynı seviyedeki biri bu tanımda
değerlendirilir.
Dakika 7:43’te, arkadaşlarına, “başlarını iki elinin arasına
alsınlar, söylediklerini, bu günkü olup bitenleri ve konumlarını şöyle bir
muhasebe etsinler…” diyor.
Bu günkü olup bitenlerden kastı, az evvel söylediği
özgürlükler tespitinden hemen sonra gelince, sanırım AKP’lilerin de nasıl bir
baskı altında belki de tehdit altında olduklarını anlatan, bana göre en önemli
vurguydu.
Dediğim gibi, Türkiye’de özgürlükler bitip, İslamofaşist
uygulamalara, bu günlerde sessiz kalanlar da maruz kalmaya başladıklarında
anlayacaklar, fakat işi işten geçmiş olacak.
Umarım hiç değilse bu kez yanılmış olurum…
Daha söylenecek çok şey vardır, lakin yakında bunun detaylarını
çıkartacak birileri mutlaka olacaktır.
28.4.2018
A. Dursun

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder