Medyada çok kötü senaryolar var, bunların yalan ya da gerçek olduğunun anlaşılması ve daha ötesi, Erdoğan'a oy verebilmem için, Erdoğan'ın tek soruya yanıt vermesi gerekmektedir.
Soru şu.
Anayasa oylaması ile Kürdistan, Lazistan gibi tüzel kişilikler, yani eyaletler oluşturma yetkisini neden eline aldı?
Eğer muhalefet ya da siyasi bir parti bu sorgulamayı yapmıyorsa, açık ve net söylüyorum ki, Türkiye'nin bölünmesinde tüm partiler uzlaşmış durumdadır.
Lazistan'ın, Kürdistan'ın nüfusu ve yüzölçümü hakkında anlaşmaya varamadıkları için çatışıyorlar sayılır.
Muhalefet dâhil, herkesin bu soruyu seçimlere kadar sorgulaması şarttır.
Aksi halde Türkiye diye bir şey kalmayacak, Atatürk Cumhuriyeti'nin son günlerini yaşıyoruz...
Bir soru da şudur.
Haber Türk denen site, neden Abdullah Gül haberini verip geri çekmiştir?
Bir haber sitesine göreyse, haberi ypan muhabirin işine son verilmiş.
Diyelim ki Erdoğan Gül ile görüşebilir, başka bir sivili yollayabilir bunlar normaldir.
Ancak kapısına askeri hem de ordunun başını yolluyorsa, bu açıkça hem milleti dipçik ile hem Abdullah Gül'ü ölümle tehdit demektir.
İşte, salt Müslüman diye cühela birine oy verirseniz, sergileyeceği cahil cür'eti budur.
Hiç ama hiç sevmediğim Gül, eğer aday olursa, bu şartta
kesinlikle oy vereceğimi şimdiden söyleyeyim.
Yazıklar olsun, yazıklar, ona oy verenlere de yazıklar olsun.
Nedir bu kadar önemli olan ki, bu haber anında çekilebiliyor ve muhabir işten atılabiliyor.
Neler dönüyor, kim kimleri tehdit ediyor?
Hulusi Akar'ın 4 Mayıs 2016'da, Erdoğan ile beraber yaptıkları, gerçekten de "Bordo Renkli Darbe" miydi, 15 Temmuz 2. deneme miydi, Fettoş falan hep yalan mıydı, nedir bu anlayamıyoruz.
Erdoğan'ın yok dediği halde, Binali'nin var dediği zengine teskere, bu şartlarda ne anlama geliyor?
TSK, atanan kayyum eliyle tasfiye mi edilmiştir?
15 Temmuz'un kayıp silahları neden henüz bulunamamıştır?
Milyonlarca Mülteci, bu operasyonda hangi konumda olacaktır, 24 Haziran'dan sonra, Türkiye'de yuvalanmış olan hücrelerden, cihatçılar mı fazladır, PKK'lılar mı, Fettoşçular mı?
Nerede bu memleketin sahipleri?
Unutmadan, 24 Haziran seçim sonuçlarını belirleyecek olan, KOÇ holding olacaktır, benden söylemesi...
İnanmayan varsa, "Her 8 kişiden 7'si öldürülecek" dediğim yazımı bir kez daha okusunlar derim.
Siz nereye oy verirseniz verin, isterseniz % 99,9 başka partilere verin, AKP yine de % 50,2 ile Türkiye Cumhuriyeti'nin sonlandıracaktır.
Unutmayın ki, bir AKP Genel Başkan yardımcısı, "Tayyip Bey ülkeyi bölmeye çalışıyor, siz farkında değilsiniz" diyordu.
Bu gidişle, 24 Haziran'dan sonra Fettoş denen şerefsizi bile arayacak duruma düşürülebiliriz.
Anımsayın ve boş verin birilerini, kendi kendinize "AKP'li vekiller 24 Haziran sonrası Kürdistan için, Londra'da girişime neden başladı?" sorusunun yanıtını verin, her şey ortaya çıkacaktır.
28.4.2018
A. Dursun
Abdullah Gül'ün ofisine gizemli araç geldi, korumalar görüntü aldırmadı.
Bugün Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun ziyaret ettiği 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Maslak'ta bulunan ofisine Karamollaoğlu'nun çıkmasının ardından gizemli bir konvoy geldi. Aracın içerisinde kimin olduğu görünmezken, korumalar basının görüntü almasını engelledi.
Saadet lideri Kramollaoğlu ile 11'inci cumhurbaşkanı Gül arasındaki görüşme 2 saat 20 dakika sürdü. 24 Haziran'da yapılacak erken seçimlerde muhalefetin ortak adayı olarak ismi öne çıkan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ofisine giren bir konvoy merak uyandırdı.
Abdullah Gül tarafından ofis olarak kullanılan İstanbul Maslak’taki Ayazağra Kasrı’na Temel Karamollaoğlu görüşmesinin hemen akabinde yeni bir konvoy giriş yaptı. Korumalar makam aracının etrafını sararak görüntü alınmasını engelledi. milligazete.com
Abdullah Gül tarafından ofis olarak kullanılan İstanbul Maslak’taki Ayazağra Kasrı’na Temel Karamollaoğlu görüşmesinin hemen akabinde yeni bir konvoy giriş yaptı. Korumalar makam aracının etrafını sararak görüntü alınmasını engelledi. milligazete.com
AKP, Seçim kampanyasını ‘Yürütmede ve yasamada iktidar’ eksenine oturtacak.
Türkiye gazetesinden Yücel Kayaoğlu’nun haberine göre; cumhurbaşkanı ile meclisteki çoğunluk partisi farklı olması halinde önemli düzenlemelerin çıkmasında sıkıntılar yaşanabilecek.
Örneğin, muhalefet partileri bir araya gelerek demokrasi ve insan hakları ile ilgili çok önemli konularda kanunlar çıkartabilecek.
Cumhurbaşkanın çıkardığı kararnameleri etkisiz hale getirmek için kanunî düzenlemeler yapabilecek. Cumhurbaşkanı OHAL ilan ederse bunun Meclis'te reddedilmesi mümkün olabilecek.
Ya da OHAL kapsamında yapılan düzenlemeler, TBMM'den çıkarılacak yasalar ile hükümsüz hale gelebilecek. Bütün bu gerekçelerle, AKP yönetimi, seçim meydanlarında yasama iktidarının şart olduğunu belirtecek. Vatandaşın "ben Erdoğan ve hükümete oy verdim" deyip Meclis'te başka bir partiyi tercih etmesi halinde sistemin tıkanabileceği ve krizler çıkabileceği iddiası vurgulanacak.
Parti kurmayları, sandıktan ‘Yasamada da iktidar’ çıkmasının önemine dikkat çekerek, “Sadece Cumhurbaşkanlığını seçimini kazanıp, yürütmede iktidar olunması yetmeyecek. Bu durum Meclis’e yansımazsa, büyük problem olur. Meclis kilitlenir. Yüzde 50+1 hedefi hem Meclis için, hem Cumhurbaşkanlığı seçimi için geçerli” değerlendirmesini yaptı. Bu kapsamda seçim kampanyasında, yeni hükümet sisteminin ‘Dört dörtlük’ işlemesi için ‘Yasama iktidarının’ şart olduğu argümanını kullanacak olan AK Parti, yeni yönetim sistemi ile yeni bir atılım dönemine girileceğini vurgulayacak. 26.04.2018-turkiyegazetesi





Hiç yorum yok:
Yorum Gönder