Erdoğan'dan, şiddet çağrısı yapıldı.

Açık ve net olarak söylüyorum ki, akli dengesini koruyamayan Erdoğan'ın camına yazı koyanlar, savaş suçları mahkemesinde kullanılmak üzere delil üretiyorlar.

Gerçekten bir iç savaş hazırlığı mı yapıldı yoksa KaçAK Saray'da konuşlanan Fettoş çetesi tarafından, Savaş Suçları mahkemesinde kullanılmak üzere delil mi üretiliyor?

Bu nasıl bir durumdur ki, ne devletin yetkilileri buna dur diyemiyor ne de savcılar re’ sen harekete geçemiyorlar.

Anlaşılıyor ki, Fettoş çetesi bu gün dahi iş başındadır ancak Erdoğan bunu ya göremiyor ya da onlarla beraber iş birliği içindedir.

Erdoğan'a, "yurtta sulh, cihanda sulh ilkesinden vazgeçilmiş, yurtta savaş, cihanda savaş, olmuyorsa iç savaş" dercesine konuşturanlar kimdir, bu konuşmaların arakasında kimler vardır?

Yoksa seçimi kaybedeceğini, anketlerle önüne koydular da, seçime gitmemek için savaş hamlesi mi yapılıyor?

Erdoğan’ı dinlerken, sanıyorsunuz ki 17 yıldır ülkeyi CHP yönetmiş.

Buna rağmen iç savaşın yaklaştığını açıklar gibi konuşmuş.

Dakika 9:41’de, “Rabbim bize de inşallah şehadet makamını lütfetsin” diyor, ama çocukları askerlik yapmadığı gibi, Polis eşinin evine girerken kapıda, “Seninki de askerlikten yırttı mı” diye soruyor.

Dakika 29:11, “Türkiyeli genç kardeşlerimin yüreklerinin onlarla birlikte attığını buradan ifade ediyorum…”

Türk yerine Türkiyeli, Türkçe yerine de Türkiyelice, Rusya'da başladı.

Konuşma videosu biraz büyük kapasitede olduğu için, izlemek isteyenler buradan bakabilirler.

Dakika 44:54’te, Mithat Cemal Kuntay'a ait On Beş Yılı Karşılarken adlı şirden biraz okuduktan sonra “Ölmeye hazır mıyız” diyor.

Milletin çocuklarına ölümü teşvik eden bir ruh hastalı ile karşı karşıyayız.

Lakin nedense ne savcılıklar ne başka devlet kurumları, bunun için harekete geçmiyor.

Çünkü açıkça şiddete davet var.

Bir zamanlar anımsarsınız, MEB bakanı hem bunu hem Arif Nihat Asya'nın şiirini yasaklatmıştı.

Yani, o zamanki MEB bakanı CHP'nin değil, AKP'nin vekiliydi.

O dönemlerde yazarken, "Mithat Cemal Kuntay'ın, AKP döneminde yasaklatılan şiiri okuduğun Kiraz ilçesinden kimi aradıysan, o şahıs bunu söylüyor, iyi düşün bakalım, İzmir'in Kiraz ilçesinde kimi telefonla aramış, görüşmüştün" tespitinde bulunmuştuk.

Mithat Cemal Kuntay'ın şiirinin tamamı için "Bayrakları Çaput yapan ÜSTÜNDEKİ YOBAZDIR" başlığına bakabilirsiniz.

Neden Atatürk'e, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'e düşmanlar?

Onu da 2007'deki tespitimizden görelim.

Suat İlhan, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerini incelerken şu tarihi tespiti yapmıştı:

Atatürk devriminden yani 1920'den önce, "bugün Batı dediğimiz medeniyetin elindeki topraklar, 25,5 milyon mil kare idi" 1993'te bu rakam 12,7 milyon mil kareye, yani yarısına düşmüştür.

İslam dünyası ise 1920'de 1,8 milyon mil kare üzerinde egemenlik sahibiydi.

1993'te İslam dünyasının sahip olduğu topraklar 11 milyon mil kareye yükselmiştir.

İşte, 1923'den beri süren mücadeleyi, kimin kazandığı bu rakamlarla ortadadır.

Avrupalılar, Amerikalılar, Atatürk adını duyunca, bu yüzden ifrit kesiliyor. Çünkü İslâm dünyasını ayağa kaldıran güç, Atatürk modelidir!

Bugün ABD ve AB, hedef tahtasına İslâm'ı düşman olarak yerleştirdi ve Afganistan ve Irak işgallerine girişti. İslâm Dünyası'nı, yani enerji coğrafyasını ele geçirmeleri, Türkiye'yi ele geçirmelerine bağlıdır.

Türkiye'yi ancak işbirlikçi bir ılımlı İslâm modeli ile elde edebilirlerdi. Türkiye elde edilince İslâm dünyasının içine Truva atı olarak sokulacaktır. Bunun için Atatürk'ü yıkmaya çalışıyorlar!

Çünkü Atatürk, Türkiye'nin sigortası, Türkiye ise İslâm dünyasının en büyük güvencesidir!

Savaş suçları mahkemesine gidince, karşısına çıkacak detaylardan birine bakalım.

Nefret Söylemi

“İfade özgürlüğü toplumun ilerlemesi ve her insanın gelişmesi için esaslı koşullardan olan demokratik toplumun asıl temellerinden birisini oluşturmaktadır. İfade özgürlüğü, AİHS’in 10. maddesinin ikinci fıkrasına bağlı olarak, yalnızca lehte olduğu kabul edilen veya zararsız ya da önemsiz görülen bilgi ve düşünceler için değil, aynı zamanda devletin veya toplumun bir bölümü için saldırgan, şok edici veya rahatsız edici bilgi ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir ki; bunlar olmaksızın demokratik toplumdan söz etmek mümkün değildir. Bu durum, diğer hususların yanı sıra, söz konusu alanda uygulanan her ‘resmiyet’, ‘koşul’, ‘kısıtlama’ ya da ‘cezanın’ hedeflenen meşru amaçla orantılı olması gerektiği demektir” (Handyside/Birleşik Krallık, 7 Aralık 1976 tarihli karar, 49).

Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Sözleşmesinin 6. Maddesi ‘Ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluşturur’ demektedir.

Aynı maddenin C bendi de ‘bir grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan
kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarını kasten değiştirilmesini’ soykırım kapsamında ele alır.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Tüzüğü

Madde 8/Savaş Suçları
iv) Tahmin edilen somut ve doğrudan askeri avantajlara kıyasla, aşırı olacak şekilde, sivillerin yaralanmasına veya ölmesine veya sivil nesnelerin zarar görmesine yol açacağı ve geniş çapta, uzun vadeli ve ağır bir biçimde doğal çevreye zarar vereceğinin bilincinde olarak saldırı başlatılması;

5237 S.lı Türk Ceza Kanunu MADDE 216
(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

‘Erdoğan, savaş suçu işledi’
Terörle mücadele operasyonlarında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında Almanya Federal Savcılığı’na yapılan suç duyurusunu değerlendiren Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke, Türkiye’de işlenen sivil katliamının savaş suçu olduğunu söyledi. 28.06.2016

Ayrıca zamanı olanlar için.

Rodrigo Uprimny, "Latin Amerika'da Yeni Anayasa Hukuku Dönüşümleri: Eğilimler ve Sorunlar" (çeviren: Emine Karacaoğlu), Küresel Bakış: Çeviri Hukuk Dergisi, Sayı 5, Yıl 2, 2012, s. 1-26

30.4.2018

A. Dursun

Kanlı mı, tatlı mı seçeneğini ilk önce Erbakan sunmuştu, nihayetinde iş işten geçtikten sonra o bile söylemişti, oyları böyle aldılar diye...
Videosu...