30 Nisan 2018 Pazartesi

Fakıbaba Milletle şey geçerken, kendisi bile gülüyor.



Ülke topraklarını sat, Sudan'dan toprak kirala, dışa bağımlılığı şeyimize kadar sağla, sonra ucuz et hayaliyle milleti 17 yıldır uyut...
Bu ancak dinle-imanla mümkün olabilirdi ve oldu.

Fakıbaba Şırnak'ta, "Et ve tırnak gibiyiz, bizim ayrılmamız mümkün değildir, olamaz. Hep birlikte kardeşiz" demiş.

İyi demiş de, kimle, hangi lobilerle et ve tırnak gibiler, onu artık vatandaş anlamış olmalı.

Zira kendi söylediğine kendsi bile gülüyor.

Nasıl gülmesin, bu kadar koyunun arasında (!)..., gülmesin de ne yapsın?
Fakıbaba, 10.02.2018 tarihinde Bolu Valiliği, Bolu Belediyesi ve AKP Bolu İl Başkanlığı ziyaretlerinin ardından, "Proje, herkese bedava koyun verilecek anlamına gelmiyor" diyordu.

Elbet o zaman erken seçim kararı alınmamıştı.

Şimdi erken seçim kararı alınınca, yalancılıkta rekor kırmaya başladılar.

Peki, vatandaş işe uyandı mı dersiniz?
Bazıları bilinçli ancak bu bilinç oranı 24 Haziran'da sandıktan belli olacak.

Elbet Ali Koç'un ortaklığındaki Hz. SECSİS izin verirse.

24 Haziran'da Çobanı koyunlar mı seçecek halk mı?

1. Çoban Sülo'dan sonra 2. Çoban devri ve Vahdettin'in politikacıları.

Erdoğan, Müslüman’ı Müslüman’a kırdırtmaktaki rolümüzü ustalıkla oynadık dedi.

30.4.2018

A. Dusun


***

İşte '300 koyun ve asgari ücret' gerçeği
Boş ağıl ve toprak sahibine "300 koyun ve asgari ücret" verilecek. Ancak, bunun için teminat gösterilmesi istenecek.

Soru-yanıtlarla projenin ayrıntıları şöyle:

1- " Köyüne dönene 300 baş koyun ve asgari ücret" projesinin kapsamı nedir?
Bakanlığın üst düzey bürokratlarının da çoğunun medyadan duyduğu proje, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanları ve Ahmet Eşref Fakıbaba'nın Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü (TİGEM) bünyesinde özel olarak görevlendirdiği bir ekip tarafından hazırlanıyor. Proje ile ilgili çalışma devam ettiği için henüz bütçesi, toplamda ne kadar hayvan dağıtılacağı, hayvanların nasıl temin edileceği, kimlerin yararlanacağı kesin olarak bilinmiyor. Ancak bazı ipuçları var. Bilinen tek şey bu projenin 2019'da yapılacak seçim öncesinde devreye girecek olması.

2- Projeden kimler yararlanacak?
Bakan Fakıbaba'nın açıkladığı köye dönüş projesi kapsamında, köyde yaşayan ve halen koyun yetiştiriciliği yapanlar bu proje desteklerinden yararlanamayacak. Sadece, daha önce hayvancılık yapan, ancak üretimi sürdüremediği için ağılını, toprağını bırakıp kente göç edenlerden tekrar köye dönmek isteyenler yararlanabilecek. Türkiye genelinde binlerce boş ağıl ve işlenmeyen milyonlarca dönüm boş arazi var. Şehirde yaşayan ve köyde boş ağılı ve işlenebilir tarım arazisi olanlardan köye dönmek isteyenler 300 damızlık koyun ve asgari ücret garantili proje kapsamındaki desteklerden yararlandırılacak.

3- Koyunlar bedava mı verilecek?
Koyunlar bedava değil. Köye dönüş yapan ve koyunculuk yapmak isteyen kişinin, sahip olduğu tarım arazisi ipotek olarak alınacak ve Ziraat Bankası'nın düşük faizli kredisinden yararlandırılarak 300 baş koyun 5 yıl vadeli kredi karşılığında temin edilecek. Devlet her ay asgari ücret ödeyecek. Veterinerlik hizmetini karşılıksız sağlayacak. Yem ihtiyacı olursa, Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından bedeli karşılığında temin edilecek.

4- Koyunlar nereden temin edilecek?
Projenin en önemli konusu bu. Projeyi yürütecek olan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün elinde yeterli sayıda damızlık koyun yok. Genç çiftçi projesi kapsamında koyun temininde de ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. Bakanlık, serbest piyasadan damızlık koyun alarak köye dönenlere dağıtması çok kolay görünmüyor. Ayrıca yeterli koyun temin etmek de zor. Koyun ithal edilerek dağıtılması düşünülüyor. Fakat, ithalat yapılırsa ülke koyunculuğu bundan çok büyük zarar görür endişesi var. Ayrıca, ithal koyunların uyum sorunu nedeniyle istenen verim ve başarı elde edilmesi çok zor. İthalata dayalı proje, kısa zamanda büyük bir çöküşe neden olabilir.

5- Koyunun fiyatı ne olacak?
Koyunun cinsine göre fiyat farklı olacaktır. Mevcut durumda damızlık koyun fiyatı cinsine göre 800 lira ile 1500 lira arasında değişiyor. Fakat, "devlet koyun alıp dağıtacak" denildiğinde piyasada fiyat yükselecektir.

6- Proje için ne kadar sermayeye ihtiyaç var?
Ağılı olanlara koyun verileceği için yeni ağıl yapımına ihtiyaç olmayacağı düşünülüyor. Damızlık koyunun ortalama fiyatı 1000 lira olarak kabul edildiğinde koyun alacak birisi 300 koyun karşılığında 300 bin lira kredi kullanmış olacak. Bu krediyi almak için ipotek ettirecek yeterli miktarda tarım arazisi olması gerekiyor. Dolayısıyla köye dönen birisi tarım arazisini ipotek ettirerek baştan 300 bin lira civarında bir kredinin altına imza atacak. Kredinin geri dönüşü 5 yılda olacak. Yem maliyeti, çoban ve benzeri giderler hesaba katıldığında 400-500 bin lira gibi bir kaynağa ihtiyaç olacak.

7- Koyunlar daha sonra satılabilir mi?
Proje ile ilgili şartlar henüz net olarak kağıda dökülmediği için bu soruya kesin yanıt vermek zor. Ancak, genelde bu tür projelerde alınan kredinin vadesi süresinde hayvanların satışına izin verilmiyor. Bu nedenle alınan koyunlar kredinin vadesi dolana kadar yani 5 yıl satılamayacak, kesilemeyecek.

8- Devlet ne kadar kaynak ayıracak?
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 2018 yılı tarımsal destekleme bütçesinde bu projeye ilişkin bir kaynak ayrılmadı. Ancak, hayvancılık desteklemelerinde değişiklik yapılarak 1 milyar liralık bir bütçenin bu proje için ayrılacağı tahmin ediliyor.

"Türkiye, hayvancılıkta ithalatla büyüyecek"
USDA'nın yayımladığı Türkiye’nin hayvancılık politikası, dış ticareti, kırmızı et üretim ve tüketimini kapsayan raporunda, ülkede hayvancılığın ithalatla büyüyeceği vurgulandı.

Amerikan Tarım Bakanlığı (USDA), Türkiye’nin hayvancılık politikasını, dış ticaretini, kırmızı et üretim ve tüketimini kapsayıcı bir raporla mercek altına aldı. Türkiye’nin sığır varlığının 2018’de de ithalatla artacağına dikkat çekilen raporda, ithalata rağmen kırmızı et fiyatının düşürülemediği ifade edildi. Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) Et Piyasa Bülteni’nde yer alan raporda 2016 ve 2017 yılı uygulamalarının yanı sıra 2018 yılı beklentileri ayrıntılı olarak yer aldı.USDA verileri ile TÜİK verileri arasında da fark var.

USDA’nın raporunda ithalata rağmen kırmızı et fiyatında düşüş olmadığı belirtilerek özetle şu değerlendirmeye yer verildi: “Sığır varlığının 2018 yılında ithalat politikalarından dolayı artması beklenmektedir. Yüksek yem fiyatları nedeniyle karkas ağırlığında bir artış beklenememektedir. 2018'de sığır eti üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 5 oranında artması tahmin edilmektedir. Et arzı eksikliği, Türkiye’de büyük bir sorun olmaya devam etmektedir. Türkiye’de kişi, başı kırmızı et tüketimi 2015'te 13.7 kilo ve 2016’da 14 kilo olarak tahmin edilmektedir. Bu rakamın yüzde 90’ını ise sığır eti oluşturmaktadır. Bakanlık halkı küçükbaş eti tüketmeye yönlendirmeye çalışsa da fiyatlar üzerinde bir etkisi oluşmamıştır. 2018’deki toplam sığır eti ithalatının 2017’deki ile aynı kalacağı tahmin ediliyor çünkü Türkiye’de sığır eti üreticileri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın sığır eti ithalat politikalarını liberalize etmesine karşı çıkıyorlar.”

İthalata rağmen kırmızı et fiyatı düşmüyor
Üreticiler ve tüketiciler açısından kırmızı et fiyatlarının daima sorun olmaya devam ettiği belirtilen raporda: “Türkiye yıllardır sığır ithal ettiği gerçeğine rağmen kırmızı et fiyatları istenilen seviyeye indirilememiştir. Üretici fiyatı ve perakende fiyatları arasında büyük fark (yaklaşık yüzde 100) var. Üreticinin fiyatları büyük ölçüde devlete bağlı bir kuruluş olan ESK tarafından belirlenir. Et fiyatları 2016 yılında 2015 yılına göre yüzde 12 oranında arttı. Bu oran gıda enflasyonunun bile üstünde kalmaktadır. Hayvancılık için kullanılan toplam yemin yüzde 60-70’i ithal ediliyor ve 2017'de Türkiye para birimi olan Türk Lirası ABD Doları karşısında son zamanlarda düşük bir seviyeye ulaştı ve nihai ürün satıldığında nispeten pahalılığa neden olmaktadır” yorumuna yer verildi.

Hayvan ithalatı ve inek kesimi artacak
USDA’nın öngörülerine göre, 2018 yılında Türkiye’nin canlı hayvan ithalatı ve inek kesimi artacak. 2016 yılında 494 bin baş sığır ithalatı yapan Türkiye’nin 2017’de ithalatını 600 bin başa çıkardığı vurgulanan raporda, 2018 yılında 700 bin baş sığır ithalatı olacağı tahmin edildi. Aynı dönemde inek kesiminin ise 2016’da 310 bin baş, 2017’de 340 bin baş ve 2018’de de 350 bin baş olduğu ifade edildiği raporda, buzağı varlığının 3 milyon 700 bin baştan 3 milyon 800 bin başa çıkacağı öngörülüyor.

USDA verileri TÜİK'ten farklı
USDA’nın raporundaki hayvancılık verileri ile Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) önceki gün açıkladığı veriler arasında önemli farklılıklar var. TÜİK büyükbaş hayvan varlığını 2016 yılı için 14 milyon 222 bin baş, 2017 yılı için 16 milyon 105 bin baş olarak açıklarken, USDA’ya göre Türkiye’nin büyükbaş hayvan varlığı 2016’da 14 milyon 127 bin baş, 2017’de ise 14 milyon 200 bin baş oldu. 2018 yılı beklentisi ise 14 milyon 350 bin baş olarak tahmin ediliyor. Hayvancılık sektörü temsilcileri, Türkiye ile ilgili verileri Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile TÜİK’den alan Amerikan Tarım Bakanlığı’nın verilerinin daha gerçekçi olduğunu belirtiyor.

Verilerdeki artış ithalatla açıklanamıyor
TÜİK’in açıkladığı 2017 yılı hayvancılık verilerindeki yüksek artış sadece ithalatla açıklanamıyor. 2001-2017 dönemine bakıldığında sığır varlığındaki artış veya düşüşler ortalama 100-200 bin baş olurken, 2016’dan 2017’ye geçerken sığır sayısının 1 milyon 863 bin baş artmasını ithalata bağlamak yanıltıcı olur. 2001’de 10 milyon 548 bin baş olan sığır varlığı 2010 yılına kadar ortalama 10 milyon 500 bin seviyelerinde kaldı. İthalatın yoğun olarak yapıldığı 2010’dan sonra bile hayvan varlığı inişli çıkışlı bir seyir izleyerek 2015’te 13 milyon 994 bin başa yükselirken ithalatın en çok yapıldığı yıllardan biri olan 2016’da 86 bin baş artışla 14 milyon 80 bin başa yükseldi. 2017’de resmi olmayan rakamlara göre 600 ile 800 bin baş arasında bir ithalattan söz ediliyor. İthal edilen hayvanların yüzde 80’i besilik sığır. Yani bu hayvanlar 7-8 ay beslendikten sonra kesiliyor. Bu hayvanlar kesilmese bile bu denli yüksek bir artışı açıklamaya yetmiyor. Bu nedenle hayvancılık verilerinde nedeni açıklanamayan bir artış var. Hayvan varlığı bu kadar çok artsa et üretiminin de artması ve et fiyatlarının düşmesi gerekirdi.  dunya.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder