13 Eylül 2023 Çarşamba

CIA'nin azgın azınlığı gölgesinde yeni anayasa yapılamaz.

Neden CIA'nin azgın azınlığı dediğimi sanırım bilmeyen kalmadı, çünkü bunu doğrudan doğruya CIA kendi internet sitesinde ilan ettikten sonra özellikle de Türkiye başta olmak üzere dayattıkları tek tip mü’min modelinin ne olduğunu artık biliyoruz.

En kullanışlı sömürü aracı dindir, reklamda bile kullanıma açıktır.

Örneğini İnegöl Din Görevlileri Derneği, Tesettür tarz değil farzdır reklamı ile ispatladı.

Bir zamanlar özgürlük söylemleriyle meydanlara dökülenler şimdilerde adeta cenine bile tek tip giydirmek için meydanlarda. 

Peki, bunlar bu gücü nereden alıyor?

İlgili siteye aşağıdaki notu ilettim bilmem yayınlarlar mı?

Nur 31 demişsiniz, sanırım Arapça bilmiyorsunuz. Orada baş kelimesi geçmez, 1972 yılında parantez içinde ilavesi yapıldı ve 1982 yılında parantez kaldırılıp baş ifadesi olduğu gibi yazılmaya başlandı. 1972 yılında dönemin müftüsüne sorduğumda "Devlet yeni bir din yaratıyor, dikkate almayın" demişti, ışıklar içinde olsun. O günlerde bu görevi CIA üstlenmiş olduğunu, daha yakınlarda kendi internet sitesinde yayınladıkları belgele ilan etmişlerdi. İsteyenler “CIA Gizli Raporunda İlim Yayma Cemiyeti ve RABITA...” başlığında belgeyi görebilirler.

Derneğin çabasının bir CIA ürünü ya da talimatı ve desteği ile yapıldığını iddia ediyor olmamın kendimce delillerini de sunayım.

Kur’an’da doğrudan örtü olarak ifade edilen 13 bölüm bulunur. 

Bunlardan konuyla ilgili dikkat çekenine gelince 33/59'da; Ya eyyuhen nebiyyu (ey peygamber) diye doğrudan peygamber olana yani sıradan mü'mine değil doğrudan peygamber olan Muhammed'e sesleniyor.

Devamında kul li ezvacike (senin eşlerine söyle), ve benatike ve nisail mu’minine (ve senin mü'min eşlerine ve senin kızlarına söyle) yudnine aleyhinne min celabibihinn (üzerlerindeki cilbablarıyle örtünsünler) diyor.

Neden peygamberin mü'min eşleriyle kızlarının örtünmesi gerektiğini ise devamında en yu’refne fe la yu’zeyn (tanınmaları, böylelikle eziyet görmemeleri) diyerek bildiriliyor.

Bazı ulemaya göre öncelikle kul li ezvacike (senin eşlerine söyle) denmiş olduğu için tekrar eden ve benatike ve nisail mu’minine (ve senin mü'min eşlerine ve senin kızlarına söyle) ifadesindeki mü’min kadınlar anlamına gelir diyorlar ancak bu onların görüşüdür, A. Dursun olarak bu görüşe katılmıyorum, sadece yorum farkı olarak düşünüyorum.

Dinlerde özellikle İslam dininde en büyük tehlike, hiçbir eğitimi olmadığı halde kendi kendine yorumlamaya çaba gösterenler tarafından yaşatılmaktadır.

Belki de insanların sömürüldüğünü bilmiyor, anlayamıyor olmalarının en büyük gerekçesi kendini bilmezlerin katkı adı altında yaptıkları yorumlarla dinleri rayından çıkartmaktır.

Nitekim bu gerçek yüzünden kendilerini bu dayatmaya kurban etmiş misyonerler 33/59 'u örneklemekten sakınırlar, onun yerine 24/31'i daha çok severler.

Örneğin 20 ayetlik Müzemmil, kelime olarak örtünüp bürünen anlamına gelir ve birinci ayetinden adını almıştır ancak burada örneğin 73/1'de Ya eyyuhal muzzemmil (ey örtünüp gizlenen) diye kime diyor?

Hani kendisine Peygamberlik geldiği söylendiğinde korkudan üstümü ört dediği andan bahisle hitap ediliyor.

Yani doğrudan peygambere hitaben söylüyor.

Devamındaysa Kumil leyle illa kalila (gecenin bir kısmında kalk) diyor.

Kime diyor?

Doğrudan peygambere diyor, önüne gelen herkese ya da ille sünnet diye dayatanlara değil.

Şimdi bazı aklı noksanlar çıkıp peygamberin her yaptığını yapmak sünnet diyerek gece kalktıklarını biliyoruz ama velev ki peygamber İslam'ı tebliğ etmişti, tebliğ sünnettir ben de din tebliğ edeceğim diye bilir mi?

Hayır diyemez, zira tebliğ hiç duyulmamış, bilinmeyen yepyeni bir söylemin alanı demektir.

Öyleyse tebliğ ediyorum demek, İslam bitti yeni bir din geldi ben de tebliğcisiyim demektir ve İslam'a göre şirktir.

Ama tebliğci pezevenkler ortalıkta Allah adına milleti kandırmayı, CIA'dan aldıkları talimat gereği yapmaktadırlar.

74/1'de de ya eyyuhal muddessir (ey bürünmüş olan) diyerek yaklaşık aynı söylem var.

Devamında Kum fe enzir (kalk artık uyar) diyor.

Kime diyor?

Yine korkudan örtünüp bürünen peygambere diyor.

Ama bizim deyyus-u ekber tayfası kendilerini peygamber yerine koyup bizi, sizi uyarmaya kalkıyorlar fakat mü'minin hiçbir şeyden haberi yok.

Yine örneğin "peygamber olmayanlar tek eşli olmak zorundadır" dedim, ayetlerle bunları verdim ama yine tık yok.

33/50'de açık ve net olarak, ...lin nebiyyi in eraden nebiyyu en yestenkihaha halisaten leke min dunil mu’minin (nikâhlamak istersen, başka mü'mine değil, yalnızca sana özel kıldık) diyor.

Buraya dikkat: halisaten (özel olarak) leke (sana) min dunil (başkasına değil) mu’minin (mü'minler)
Lakin çoğu din tacirleri uçkurlarına uygun geldiği için bunu inananlara söylemezler.

Tıpkı 17/79’da tehecced bihi nafileten lek (teheccüd namazını da yalnız sana farz kıldık) demesine yani Muhammed’e farz kılınmasına rağmen, kendini peygamber sanan akıl hastaları teheccüd namazına kalktıkları gibi.

Mü'min uyurgezer modunda takılmaya bayılıyor, çünkü uyuşturan da uyuşturulduğu yer aynı imanından uyuşturuluyor.

Sonra da haberi olanı Allahsız olmakla, dinsiz olmakla suçlamaktan geri kalmıyorlar, çünkü CIA'nin kurduğu İşgalci sistem böyle işliyor.

Yazık ki şimdilerde haçlının çocukları da Müslüman görünümünde yargıya, eğitime girdikleri için CIA adına çalışan mü'min görünümlü ihbarcıları kimsecikler suçlayamaz oldu.

Savcıya bakıyorsun böyle, yargıya bakıyorsun böyle, kolluk için söylem ve uygulama aynı, sağlık tamamen aynı, kaç aydır CİMER efendimize yazıyorum tık yok, çünkü işgalci sistem kurulmuş başında Fettoş'un homo tayfası var.

CIA'nin işgal planını sekteye uğratacak her şeye karşı suç duyurusu ve dava açıyorlar, savcılara bakıyorsun bunların iddiası nedir, neden suç duyurusu yaptı diye sorgulamıyor?

İsmail Saymaz'ın haberi doğruysa, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hakan Aksoy İBB'ye halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme ve aşağılama suçundan soruşturma açıp İBB'ye gönderdiği yazıda, Ortadan Başlamak isimli resim sergisinde sergilenen resimlerle ilgili soruşturma açıldığını bildirmiş.

Savcı Hakan Aksoy'un bir stand-up programına katıldığı söyleniyor ama kimdir bilmiyorum, tanımam ve tanımayı da hiç düşünmem.

Neden tanımayı düşünmem?

Çünkü bir savcı suç duyurusunu yapan Kürşat Mican'ın kim olduğunu bilmeden mi bilerek mi işlem başlattı bilmiyorum.

O nedenle bilmeden savcı hakkında karar veremem fakat yaptığının hukuk dışı olduğunu bilecek kadar da gün gördük yani.

Eğitim, adalet başta olmak üzere bir dizi tedbir almadan anayasa falan yapılacak bir durum ortada görünmüyor, kimin eli kimin cebinde belirsiz.

Damat Albayrak'ın dediği gibi at iziyle İT izinin karıştığı ortam ve günlerde yasa yapılmaz ya da dereyi geçerken at değiştirilmez.

Ülkenin Fettoş atıklarından, CIA'nin oyuncaklarından bir an evvel temizlenmesi vakti fazlasıyla geldi geçiyor bile.

Anayasa değişikliği için PKK'ya çağrı yaparak 400 vekil istemiş sonrasında 355 vekile düşmüştü, Efendimiz hazretleri halkın hafızasını sildiğini umut etmiş olmalı ki yine Anayasa değişikliği diyor. 

Bir dakikada iki emekli maaşı tek bir günde 1.818 asgari ücret yiyen KaçAK Saray başta olmak üzere, tüm Fettoş artıkları ve zihniyetlerinin aşısını yapan CIA, ülkeden temizlenmeden yeni anayasa falan yapılamaz.

1982 Anayasası kaç kez değiştirilmiştir ve bunların kaçında AKP imzası vardır bir bakın, ondan sonra bu hükümetle birlikte bu TBMM'nin yeni Anayasa söyleminin arka planı nedir o zaman daha net anlayacaksınız. 

Erdoğan belki hastalıktan kafayı kaldırıp görmüyor olabilir ama devlet aklı mutlaka devreye girmelidir.

Bakalım, devlet aklı kaldıysa bir yasal zeminli temizlik yapacak demektir, yok kalmadıysa umarım millete iş düşmez.

Zaten açlıktan kıvranan halkın son düşünebileceği şey de Erdoğan'ın zevklerini tatmin etmeye çalışmaktır, nitekim 25 yıldır tek bir adamı tatmin etmek için milyonlarca insan Allah'ın ortakçıları eliyle yeterince sömürülmedi mi?

Yeter artık, çekil bir köşeye torun sev, senden başka bir şey isteyen yok, yediğin içtiğin senin olsun milleti serbest bırak yeter.

Yoksa ne huzur kalır ne ülke, yazık olur her şeye.

Kimse unutmasın ki yaşadıklarımız ya da millete yaşatılanların tek sorumlusu Erdoğan değil elbet, kendisinden öncekilerle birlikte İnönü’ye kadar olan tüm CHP liderleri ve Kılıçdaroğlu’dur.

Başka türlüsü olmasaydı AKP ve Erdoğan asla ve kat’a olamazdı.

Unutmayın ki, N. Hablemitoğlu'nun dediği gibi başka Türkiye yok.

13.9.2023

A. Dursun

 

Erdoğan, “Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık”-12.09.2023

Prof. Dr. Oya Akgönenç, mayınlı araziler.

Sözde Türkler neden Filistin bayrağı sallıyor?

İBRAHİM BOUAZİ 19. YÜZYILDA FİLİSTİN'DE ARAZİ SATIŞLARI (DOKTRA TEZİ).pdf

 

İlay Aksoy uyardı: Filistinliler kanıp topraklarını Yahudilere sattı, tarih tekrarlıyor şu an!


 

Rifat Serdaroğlu Erdoğan'a yeni anayasayı sordu: Ne yapmak istiyorsunuz da bu anayasa engel oluyor?


  

Marjinal azınlıktan gericilik dayatması

Geleceğimiz için yol ayrımındayız.

CB seçiminden önce mutlaka okunmalı, ikiz yasalar (4867 ve 4868 sayılı kanunlarla kabul edilen BM sözleşmeleri)

Ülkeyi sel basmış, Üniversite hangarları ilahiyat fakültesine dönüştürme peşinde, savcılar neyin peşinde?

AKP Genel Başkan yardımcısı, "Tayyip Bey ülkeyi bölmeye çalışıyor, siz farkında değilsiniz" dedi.

AKP Genel Başkan yrd. Mustafa Şen, Beyinleri nasıl işgal ettiklerini ifşa etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder