22 Ocak 2024 Pazartesi

Özgür Özel PKK’lıların sonuncusu mu, dokunulmazlığı kaldırılıp derhal yargılansın.

Son Mohikan ya da son İslamcı Ali Bulaç teşbihinde olduğu gibi son PKK yandaşı ya da son PKK dostu Özgür Özel denecek günler yakın gibi.

Gerçi kendisinin İmamoğlu'nun emanetçisi olduğunu iddia edenler olsa bile ben pek öyle gördüğümü söyleyemem.

Zira Hz. Erdoğan Efendi ile anlaşabilirse İmamoğlu'nu da halledebilirler, nitekim Erdoğan bunu daha birkaç gün evvel ağzından kaçırmış gibi olsa da Özgür Efendi çıkışı kimilerinin iddia ettiği gibi Özel'i aşağılamak değil mesaj yollamak açısından önemliydi diye düşünüyorum.

Bunu tam manası ile detaylandırmak henüz erken, nitekim KaçAK Saray'ın karanlık dehlizlerinden Erdoğan'a karşı kurulan kumpasları Erdoğan'ın görebildiğini sanmıyorum.

Anımsarsınız Murat Kurum isminin açıklanması hayli sancılı ve gecikmeli olmuş sanki bir yerlerden düğmeye basılarak Erdoğan'dan evvel Kurum kendisini İBB adayı olarak ilan etmişti.

Bu görünümün hayli detayları elbet vardır ancak bizi ilgilendiren detaydan daha öte izlenen yolun düğmesine kim ya da kimler ve nereden bastılar?

Murat Kurum'un konuşmaktan aciz olduğunu gören Erdoğan sanki çaresizlik yaşasın diye içten içten kurtlanmış çınar gibi yıkıma hazırlanıyor görüntüsü acı ama gerçek.

Kurum'un şansının bu kadar zayıf olduğunu gören Özgür Özel'i oraya atayanlar ise Erdoğan'ın kazanması için çalışır gibi tutup PKK ile Özgür Özel'i bir araya getiriyorlarken utanmadan da mertçe birliktelik mealinde savunma yapıyorlar.

Belki Meral Akşener'in "siyasi cinayetlere tanık olduk ama mertçeydi" söylemi ki, Tansu Çiller'in Çiller 26 Kasım 1996'daki grup konuşmasında "Bu millet uğruna, ülke uğruna, devlet uğruna kurşun atan da yiyen de her zaman bizim için saygıyla anılır, şereflidirler" sözü bağlamında incelenmelidir.

9 Aralık 1996 tarihli TBMM kayıtlarında Çiller'in ardından bir yardımcısı, Sayın Mehmet Gölhan da, yasadışı eylemlerde sıkılan kurşunlar için "o kurşunlar olmasa biz burada oturamazdık" demiştir ifadelerinin geçtiği de görülmektedir.

27 Mayıs 1997 tarihli TBMM kayıtlarında bu sözlerin karşılığı olarak 7 TİP'li genci öldürenlerin bu zihniyetten cesaret aldıkları mealinde açıklamalar yapılıyordu ve bu tarihte ben 39 yaşındaydım, hepsini net olarak şu an bile anımsıyorum.

Neyse, bir siyasetçi durup dururken bunu söylüyor olması akli dengesizliğini gösterir ama İçişleri Bakanlığı gibi bir mevkide bulunan Akşener gibi biri laf olsun diye hele de bu ortamda bunu söyleyemez.

Özellikle de son günlerde "İYİ partinin CHP'yi zayıflattığı görülüyor" şeklinde iddialı açıklama yapan anket şirketinin sahibi bir doneye dayalı olarak söylemiş olacağına göre bunların tamamı ince bir hesap ürünü ya da hesap hatası olup olmadığı çok yakında görülecek. 

Özgür Özel 22 Ocak 2024 tarihinde Tunceli il başkanlığını ziyaret ediyor.

"Milletin derdi DEM değil, senin yaptığın zam. Ve buradaki bütün emekliler adına, Tunceli’den, Dersim’den bütün Türkiye’deki emekliler adına sesleniyoruz" diye başlıyor. 

Videosu...

"Onun memleketi (Kamer Genç), onu yetiştiren toprakların evlatları olarak kabul buyurunuz. Buraya üzerimdeki bir selamı getirmek üzere de geldiğimi biliniz. Her sene biz buraya, Dersim’e, Nazımiye’ye gelmeden önce Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geliriz. Cumartesi günü bir aradaydık. Dersim’e, buraya, bizlere bir talimatı olup olmadığını sorduk.

Dakika 10:37'de Tunceli'de bu sefer, bu güzel memlekette şanlı bayrağımızı ve CHP bayrağımızı bir elinde Türk bayrağı bi elinde CHP bayrağıyla Tunceli'de Dersim Belediyesi'ne asacağımızı ve Tunceli'ye görülmedik hizmetleri hep beraber yapacağımızı buradan müjdeliyorum" diyor.

Tunceli’de bu sefer bu güzel memlekette şanlı bayrağımızı ve CHP bayrağını, bir elinde Türk bayrağı, bir elinde CHP bayrağı, Tunceli’de Dersim Belediyesi’ne asacağımızı ve Tunceli’ye görülmedik hizmetleri hep beraber yapacağımızı buradan müjdeliyorum.

Dersim neresi, kimler Dersim diyor?

Yazık ki bu işin çıban başı da yine Hz. Erdoğan'dır.

Zira Erdoğan, "korkacak bir şey yok ülkeyi Eyaletlere böleceğiz, Lazistan, Kürdistan vs... bunların hiç biri kayıp değildir" dediğinde detaylarıyla yazmıştım.

Nihayetinde o dönem hazırladıkları yeni Anayasa'da Kürdistan Eyaleti (tüzelkişiliği) koyduklarını detaylandırmıştım.

Şimdilerde yeni Anayasa istemelerinin nedeni de önceki yaptıkları Anayasa'da eksik bıraktıkları rötuşları yapabilmek.

İyi de tüm bunlar milletin gözü önünde olurken millet neden algılamıyor, neden anlayamıyor?

Açlıkla pençeleşmekten kafayı kaldırmasınlar ki bu entrikaları görmesinler diye milleti sadakaya mahkûm bırakmalarının sebeplerinden biri de zaten bu değil mi?

Emekli olarak sadece ve sadece benden, yani tek bir kişiden 20 yıl boyunca maaşımdan 9.839.040 TL neden çaldılar, kim çaldı, kimlere bağışladılar, Somali'ye ne kadarı, sığınmacı adı altında beslediklerine ne kadarı, uzaya yolladıklarına ne kadarı, imamlara verdikleri, cami yaptırıyoruz diye har vurup harman savurdukları paralara ne kadar gitti kim hesabını bu dünyada verecek?

Bu dünya diyorum çünkü çalınan 9.839.040 TL öteki dünyada çalınmadı, bu dünyada 66 yıllık ömrümün son 20 yılında çalındı.

Özgür Efendi'de hazretlere karışma peşinde olduğu için milleti o da salak zannedenlerden biri çıktı.

Yazık ki çok erken renk verdi.

Dersim'e bayrak dikecekmiş, Dersim nere ki Dersim Belediye'si nere olsun bre ahlak yoksunu adam.

İstiyorsun ki İmamoğlu kazanmasın, ben de partinin başında kalayım değil mi?

Zira sen seçildiğin gün söyledim, yineliyorum.

İmamoğlu'nu da zerre kadar sevmem ama o meclis çoğunluğunu alarak seçilirse istifa edip partinin başına geçmesinde sorun kalmayacak.

Çünkü meclis çoğunluğu kimseyse istifa edenin yerine atama yapma yetkisi var, o nedenle yine CHP'li bir emanetçi bulup CHP genel başkanlığına oradan da ülkeyi erken seçime götürecek bir İmamoğlu'nu görmek istemiyorsun.

O nedenle Dersim belediyesi nameleriyle seçmeni AKP'ye yönlendireceksin.

Ama bu yaptığın adamlıkla bağdaşmaz.

Bir de tutmuş Kamer Genç'ten bahsediyorsun.

Yahu 23.05.2019 tarihli haberle öğreniyorduk ki Maçoğlu, belediye meclisi kararıyla belediye girişinde bulunan tabeladaki "Tunceli" yazısının kaldırılıp "Dersim" olarak değiştirmişti ve çok geçmeden 31.05.2019 tarihli haberle de İçişleri Bakanlığı'ndan 'Dersim' soruşturması başlatıldığını öğrenmiştik.

F. M. Maçoğlu'na nasıl ki bu ülkenin yasaları uygulanıyorsa elbet sana da uygulanmalı ve mahkeme önünde Dersim'in neresi olduğunu anlatmalısın.

O çok methiyelerle göklere çıkarttığın Kamer Genç'e gelinde, onun da geçmişi karanlıklarla dolu.

Ölünün arkasından konuşmuyorum, sağlığında yazdım, kendisine TBMM'deki e-postasına yolladım ama yanıt vermemişti.

Genç'in Cumhurbaşkanı A. Gül'ün 15 yaşında çocukla evlendiğini YÜKSEK sesle ilan ettiği için Türkiye Büyük Millet Meclisine girmesi 3 gün yasaklandığı günleri de biliyoruz ama Kamer Genç'in başka yönlerini de biliyoruz.

Örneğin Kamer Genç'in de "DERSİM" ADININ TUNCELİ"OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİNİN İPTALİ TEKLİFİ.pdf verenler arasında olduğunu anımsıyor musunuz?

Sadece bu da değil, siz de seçildiğinizde ilk iş olarak gittiğiniz yerler arasında tıpkı Erdoğan gibi tıpkı Diyanet'in kılıç sallayan başkanı gibi Aliya İzzet Begoviç'in mezarına gitmediniz miydi?

Doğuştan Atatürkçü, doğuştan CHP'li olarak Deniz Baykal'ın CHP'si olduğu günden beri CHP'ye oy vermedim çünkü veremedim.

Evet, HDP'ye oy verdim ve oy verirken HDP değil açıkça PKK yazdım ve "Neden PKK'ya oy vereceğim?" başlığında bunun gerekçelerini de yazdım.

O zamanlar nasıl ki Hz. Erdoğan buna bizi zorladıysa şimdi de sen başka yola zorluyorsun.

Eğer ki Erdoğan çıkıp Özgür Özel'i PKK sempatizanlığı ile yargıya sevk edeceğiz desin, buradan milletimizin huzurunda şerefim üzerine söz veriyorum AKP'ye oy vereceğim.

Hayatımda hiç AKP'ye oy vermedim vermeyi de hiç düşünmedim, tıpkı PKK'ya oy vermeye zorlanmanın dışında oyum olmadığı gibi AKP'ye de ülkeyi uçurumun, bataklığın en dibine kadar sürükleyecek olsa bile bu seçimde oy vereceğim.

66 yıllık yaşamımda kimseye eğilmedim, ne abama ne başkasına.

O nedenle de sevilen biri değilim ama kimse saygısızlık yapamaz yapamadı da.

Hele de beni aptal yerine koyacak birini analar henüz doğurmadı.

Erdoğan iktidarı ile 20 yıl önce zorla emekli edilen biri olarak kimseye de borcum yok, hiçbir manada borcum yok.

Bana borçlu olan ok ama ben hepsini görmezden gelebilecek kadar yaş almış durumdayım.

Bir 66 yıl daha yaşamayacağımı elbet biliyorum, son kalp kerizinden sonra biraz sağlık sorunları olsa dahi kimseye muhtaç olmadan yaşadık.

Çalışırken yaptığımız birikimleri 20 yılda ancak tüketebildik, yukarıda hesabını yaptım, A. Dursun olarak Erdoğan iktidarı 20 yıllık emekliliğim boyunca sadece ve sadece benden 9.839.040 TL çalmış durumdalar.

Demek ki 20 yıldır çalınan bu miktarı zamanında yaptığımız birikimlerimle karşıladık.

Hadi biz iyi-kötü yaşadık, bir şeyler gördük, iş-aş sıkıntımız olmadı ama ya bundan sonrası ne olacak?

Özgür Özel gibi boş beyinlere bu memleket bırakılamayacak kadar değerli, evlatlarımızın geleceği ise çalınamayacak kadar kutsaldır.

20 yılda AKP iktidarının çaldıklarının hesabını soracak iktidar yazık ki oluşturulamadı, bundan sonra da oluşmayacağı belli.

Ne diyeyim bilemedim ki, insanımız Allah ile Milliyetçilik hamasetiyle kandırıldığını görmediği sürece yazık ki insanlık değeri taşımayanların elinde heba olup gidecek.

Yazık yazık, tarikatların, cemaatlerin elinde ne hallere geldik.

Bunları kuranlar zaten Emperyal güçler, milyonları yöneteceğine başına koydukları salyalı-sümüklü bir soytarıyı koyuyorlar milyonlar peşine katılıp gidiyor.

Fettoş Efendi de bunların en başı değil miydi?

O gitti ne oldu?

CIA'nin Allahları ülkemizde savaşıyor ne adalet bıraktılar ne ekonomi.

KaçAK Saray dehlizleri yerle bir olmadan da bu sömürü düzeninden kurtaramayacağız.

Yerle bir derken yanlış yorumlanmasın, kuranların, kurduranların başına yıkılsın anlamında diyorum.

Bugün neden bu kadar karamsarım bilmiyorum, belki de sın birkaç gündür sıklaşan göğüs arılarım buna sebeptir.

Randevu alamıyoruz ki doktora gidelim.

Acile gidiyorsun ağzına kadar dolmuş, sabah gidersen belki öğleden sonrasına sıra gelir.

Velhasıl ülke batmış batmış...

Bir maske dağıtamayanlar emekliye 5 bin TL ikramiyeyi bile hala dağıtamamış durumda.

Zam farkı % 5 verdiler, en düşük emekli maaşına yansıyan kısım % 33,33 oldu.

Yahu neresinden tutsan elinde kalan bir ülke olduk, söylesen bir türü söylemesen bir türlü.

Erdoğan aklı sıra seçimlere son 15 gün kala bayram ikramiyelerini öne çekip, ilave 5 bin TL ve ek % 5 zam farklarını Şubat sonu ya da Mart başına yetiştirip oy almayı planlıyor gibi.

O da biliyor İsmet İnönü'nün "Dünyada en unutkan şey kamuoyudur" dediğini ki aynı yoldan yürüyor.

Öğrencilerin son saatlerde ders notlarına bakması gibi, son bakılan daha çok hatırlanır sanılarak son dakika çalışması yapılır ya, bu da onun gibi.

Emekli 20 yıldır uğradığı tecavüzü unutur mu bilinmez ama ben sözümün arkasındayım.

Kılıçdaroğlu'nu yargılayacağını söyleyen Erdoğan biliyorum, Özgür Efendi'yi de yargılayamaz ama en azından Özgür Özel'i hem de vatana ihanetle yargılayacağını ilan etsin oyum doğrudan doğruya, her şeyi göze alarak söylüyorum AKP'nin olacaktır.

Sonu benim ve benim gibi emeklilerin ölümüne gidecek olsa bile.

Özgür Özel denen mahlukata buradan ilan olunur.

23.01.2024

A. Dursun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder