Bu soru günlerdir kafamı kurcalıyordu.
Nihayetinde 3.10.2024 tarih ve 21:10 gibi saatte Sözcü TV canlı yayınında birtakım bilgiler paylaşıldı ve günlerdir kafamı kurcalayan soru işareti de aydınlanmaya başlamış oldu.
Önce konuşmalardan bir bölümün tapesine bakalım.Türker Ertürk Emekli Amiral; Bu iktidarın iki yüzlü Gazze siyaseti var.
Halka yalan söylüyorlar yani Gazze'ye, Filistinlilere sahip çıktıklarını ifade ediyorlar ama İsrail ile hem ticarete gaz verdiler hem de İsrail'e...
Yani bugün 45 bin kişi yaşamını kaybetti, 100 bini aşkın yaralı var ve Gazze'nin neredeyse yaşam yerlerinin % 90'ı tahrip olmuş durumda.
Bu iktidarın arkasında bunun suçu var. Hâlâ bugün bile (3.10.2024) petrol Türkiye üzerinden gidiyor İsrail'e.
Çimento, demir-çelik gönderiyoruz hatta silahtan bile yakalandılar şöyle savunma yaptılar, dediler ki 'bunlar av silahı' ve yiyecek gidiyor.
Çok suç üstü olunca şöyle bir değişiklik yaptılar, 3.
ülkeler vasıtası ile işte Karadeniz'de Varna-Burgaz (Bulgaristan)-Köstence
(Romanya) üzerinden, Mısır üzerinden çünkü geçmişte Sisi ile çok kavga
ediyorlardı ya, Sisi ve Mısır'la esasında Gazze siyasetimiz örtüşüyor. Onlarda
2 yüzlü bir Gazze siyaseti var, bir sorumluk bu, bunu kapatmaya çalışıyorlar.
Turhan Çömez İYİ parti grup başkanvekili; Bakın Türkiye bizim Parlamentoda muhalefetin bütün itirazlarıyla İsrail'e yapılacak olan ticareti yasakladım dediği andan sonra rakamlara baktım.
İsrail'in ticaret rakamlarına baktım, Türkiye'den sözde ticaret yapılmadığı düşünülüyor ama Türkiye'nin Mısır'la olan ticareti, biz İsrail ile olan ticareti yasakladıktan sonra iki kat arttı.
Mısır'ın İsrail ile olan ticareti de üç kat artmış.
Salih Uzun DP milletvekili; Filistin ile Mısır'ın ticareti de 12 kat artmış.
Ama Filistin ablukada olduğu için Filistin’e gitmiyor.
İsrail'in dış ticaret birimine göre temmuz ve ağustos ayları için açıkladı işte.
Birinde 60 milyon dolar öbüründe 70 milyon dolar Türkiye'den ithalat yaptık diyor.
Bir de dolaylı olanları saydığınız zaman gerçekten de ticareti kestik sözü hiçbir şekilde doğru değil.
Tapenin bu kadarlık kısmı bile kafamdaki hayli eski iki soruyu aydınlatmaya yeter gibi oldu.
Birincisi Özgür Özel'in ben bildim bileli kapalı oturum teklif etmesi, diğeri de mayınlı arazilerin temizlenmesi projesinde AKP-İsrail parmağı.
Özgür Özel İsrail'e yapılan dolaylı ticaret hakkında bilgi sahibi olmadığı için mi yoksa çok geniş ve önemli bilgilerin kendisinde de olduğunu ve bunun halkın bilgisine ulaştığında ortaya çıkacak kaosun, iktidarın yıkılacağı korkusunun bir sirayeti miydi?
Bunu elbet yakın zaman içinde öğreneceğiz, falcılık ya da niyet okuyuculuğu yapmanın şimdilik şartıyla gereği yok diyorum.
Sınırlarımızdaki mayınların temizlenme olayına gelince CIA menşeli Fettoş ve AKP içindeki uzantıları eliyle Türkiye üzerinde oynanan tezgâhı anımsıyoruz.
Erdoğan'ın bu işlere kafasının bastığını sanmıyorum, zaten adam kendi derdiyle uğraşmaktan ülkede ne yaşandığının bile farkında değil.
Eğer ki farkında olsaydı kesinlikle iktidara olmayı istemezdi, çünkü bedeli çok ama çok ağır olacak ikinci açılıma doğru yelken açıldığını görebilirdi.
Bu akşamki Sözcü TV haber sunucusu Fatih Portakal bile yeniden bir açılımın yapılmasını istediğini, normalleşmenin ancak böyle olabileceğini söyledi, hem de hiç utanmadan, yüzü kızarmadan.
Türkiye kimle ne pazarlığı yapacak, terör örgütü dedikleri PKK ile mi yoksa siyasi uzantısı dedikleri DEM parti ile mi, bunu nedense sormaya ürküyorlar.
Sanırsın Türkiye PKKistan ülkesi diye bir ülke var ve onunla barış yapacak.
Bu tür insanlarda da siyasilerde de sorun aynı, ar damarı sorunu.
İnsanda biraz ar damarı olur, utanma olur ama ne gezer?
Kadere bakın ki açılımın mimarı olan neredeyse herkes AKP'deki siyasi hayatı ya sonlanmış ya da KaçAK Saray dehlizlerinde Fettoş'un eli olarak örülü vaziyette işlev kazanmışlar.
Neden dehlizleri işaret ediyorum?
Erdoğan'ı yöneten gizli eller Türkiye'nin popülasyonunu değiştirmek için tüm komşularla Erdoğan'ın kavga etmesine zemin hazırladı, başta Ahmet Davutoğlu olmak üzere dışarıdan görevliler atadı ve sonuç fiyasko olana kadar sürdürüldü.
Erdoğan gizli eller tarafından yönetildiğinin bile farkında olmadığı için bu tuzağa çabuk düşmüştü, kızıyorum ama Bahçeli'yi yöneten elin bazı hamleleri de kritik hamlelerle hükümetin içine girmeyi ve farklı senaryoları yavaş yavaş hayata geçirmeyi başardılar.
Lakin Bahçeli'de yazık ki durumdan haberdar değil, böyle olunca da halkın tepkisi yoğunlaşıyor.
Neyse mayın işi deyince tıpkı Erdoğan'ı o zamanlarda tuzağa düşüren güçler nasıl ki mayınları temizleterek gelecekteki sığınmacı akınının rahatça yapılmasının yani istilanın yolunu açtılarsa şimdi de istilanın hızlanması için İsrail'e verilen desteğin kesilmesini sağlamaya çalışarak Erdoğan'ın Sisi ile barışmasının önünü açmışlardı.
Elbet ki bu planları CIA eliyle KaçAK Saray dehlizlerinde yürütenler o dehlizlerden söküp atılamadıkça Sisi ile barış planı çıkarlara göre çok kısa da sürebilir.
Zira BAE, Mısır gibi ülkelerle barış yapılırken Suriye ile barış yapılamıyor ya da Erdoğan adına MİT ve Dışişleri devreye girerek CIA talimatları gereği Esad ile masaya oturmuyor ya da oturamıyorsa demek ki istilanın son aşaması devrededir.
Başta Suriyelileri ve diğerlerini yollayamamış olmamızın tek gerekçesi ABD'nin Esad ile barışın önünde engel olarak durması ve Türkiye, KaçAK Saray dehlizlerinden yönetilmeye devam ettiği için hiçbir şey yapamaz duruma düşürülmesinden ötürü eli kolu bağlanmaktadır.
Dikkatinizi çektiyse her durumda Türkiye'nin nüfus oranı değişiyor ve Türk yerine Türk olmayanlar dolduruluyor.
Nitekim Cumhurbaşkanının doğuştan Türk olması şartı neden kaldırıldı sanıyordunuz?
Erdoğan'ın, "Ben Gürcü’yüm, eşim Arap" demesi etkili olacak değil elbet, öyleyse neden Türk olma şartı kaldırıldı, yoksa bunca sığınmacı neden ülkeye dolduruluyor?
Er olarak başlayan general olabilecek söylemi neden dillendirilmişti
Fakıbaba bile "Suriyeliler istese bile biz göndermeyiz" dediğinde hangi partide olduğu önemli mi?
Kısaca her durumda biz kaybediyoruz ve onlar kazanıyorsa, büyük resmi milletimizin göremiyor olmasındandır, başka nedeni yoktur.
Başımıza örülen mayın çorabı akla gelince elbet ki Oya Akgönenç'i anmadan geçemeyeceğim.
Oya Akgönenç ve temizlenen mayınlar hakkında bazı konuların işlendiği adresleri aşağıda bulacaksınız.
Bu sayede yaşadığımız süreci yeniden gözden geçirmiş ve daha net anlamış olacaksınız.
4.10.2024
A. Dursun
Ticaret Bakanlığı, Filistin’e saldırılarına devam eden
İsrail’e yönelik 54 ürün grubunda ihracat kısıtlaması uygulanmasını
kararlaştırmıştır. Ticaret Bakanlığının İsrail’e yönelik kısıtlama kararı
inşaat demirinden yassı çeliğe, mermerden seramiğe kadar birçok ürünü
kapsamaktadır. Filistin Davamız-2024 CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANLIĞI
YAYINLARI.pdf
İSPANYA’DAN YUNANİSTAN’A DİPLOMASİ TRAFİĞİ. Doç. Dr. Oya
Akgönenç
SURİYE SINIRINDA Kİ MAYINLAR/ Doç. Dr. Oya Akgönenç
Prof. Dr. Oya Akgönenç; Katar krizi Suriye'de bir Kürt devleti kurmak için çıkarıldı!
Oya Akgönenç, Güneş Enerjisi Projesinin Libya'daki çölde kurulması düşünülüyor.
Oya Akgönenç, İslami örgütün kuruluşunda başrol oynadı.
Rahşan Ecevit, İsrail Yahudi kökenli Türkler yoluyla toprak alıyor...
Filistin, Azerbaycan-Ermenistan müzakerelerine darbe vuruyor.
Yaser Arafat ve Filistin hakkında bilinmesi gerekenler.
Sözde Türkler neden Filistin bayrağı sallıyor?
Mayınlar temizlenecek, Kürtçenin yoğun olduğu illerde tercüman da istihdam edilebilecek.
Mayınlı alanların temizlenmesi karşılığında 49 yıllığına İsrail’e kiralanması.
Mayınlı araziler İsrailli firmaya temizletildi ve yine onların tarım yapmasına açıldı.
Mayın temizliği o zaman İsrailli firmaya verilmiş...
Mayın temizleme İngiliz, İsveç ve İsrail ortaklığındaki bir firma...
Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlendikten sonra kime verileceği tartışılıyor.
Mayın temizleme ihalesi, Türkiye'nin altındaki petrol, mayınlı bölgeye İsrail ilgisi.
Akgönenç, MAYIN TEMİZLEMENİN MALİYETİ 3 YIL, 41 YIL BEDAVAYA GİDECEK.
Rothschildler, II. Abdülhamit ve Filistin.
TARIM ARAZİLERİNİN YABANCILARA SATILMASI.
AKP, Vahhabi ortaklığı, Türklere SOY KIRIM yapıyor.
Bilal Erdoğan IŞİD Petrol Bakanı. (Bilal Erdogan, The Real ISIS Oil Minister)
TBMM el birliğiyle nasıl ihanet ediyor, neden göremiyoruz? Milli Şerefsizler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder