Türk halkı, unutma ki sahteciliğin her türü hem bugün hem yarın hem de gelecekte çocuklarınıza ölüm olarak dönecektir.
Sizi neyle kandırdıkları, nasıl ikna ettikleri hiç ama hiç önemli değildir, gelecek de bir gün gelecek, çocuklarınız çaresiz hastalıklarla boğuşurken her kim olursa olsun oy verip seçtiklerinizin çocukları ve dahi kendileri sizden daha lüks içinde yaşıyor sizden daha fazla gülüyor, sizinle sürekli alay ediyorlarsa bilin ki suçlu siz siniz, başkası değil.
Hiç kimse babamızın çocuğu değil ki, olsa bile milletin üstünde değildir.
Ülkenin ve çocuklarımızın geçmişten geleceğe en büyük sorunu sahtekârlıkla bizi yönetenler olmuş, yazık ki olmaya da devam etmekte ve hepimizin sağlığı sahte gıdalarla bozulmakta ve üzerimizde oyunlar oynanmaktadır.
Sorsan bu sahte gıda üretimi yapanların % 99,9’u Müslüman olduğunu söyler.
Takip etsen kesinlikle % 75’i Cuma namazına gitmek için iş yerinin kapısını kapatanlar başka deyişle personelini zorla namaza yollayanlardır.
Neden zorla, çünkü erkek çalışanlardan Cuma namazına gitmeyip de o şirkette çalışmaya devam ettirilenler ya patronun çok yakını ya işini çok iyi bilenlerdir ya da gayrimüslim kadrosu bulunduranlardır.
Kadınlara Cuma namazı farz sayılmadığı için kadın personeller de kapalı cam kapıların ardında iş yerinin içinde dönüp durmaktadırlar.
Buna sadece Ahmet Dursun olarak ben değil birçok vatandaşımız şahit olmuşlardır.
Sorsan hepsi en kuvvetli mü’min, en esaslı Müslüman dalaveresiyle sizi dinsiz ilan edebilirler ama ne tartıda ne üretim ahlakında sizin elinize su bile dökemezler ve hepsi çoğunluğa yakını da CIA İslamcısıdır.
Başka ifadeyle tanımlarsak Müslüman olmayanın Türk olamayacağını iddia eden meczuplarla, kendilerine tebliğci diyen pezevenklerle aynı el tarafından, aynı çanaktan beslenen meczupların içimizdeki ürettikleri pisliklerin sonucudur bu sonuçlar.
Sorun kendinize, Müslüman üçkağıtçı olabilir mi, Müslüman sahtekâr olabilir mi, Müslüman yeni peygamber arayışında olabilir mi, Müslüman kendisine sürekli söylenen yalanlarla boy abdesti alıp hamd edebilir mi?
Hayır, olmaz olamaz diyorsanız yukarıdaki tabloya bakıp kendi kararınızı verin derim.
Bunlardan biri olan Saydam Catering şirketi basın açıklamasında bulunurken “Kaldı ki; bizim ne kadar vatanını bayrağını seven, istihdam konusunda hassas, devlete vergisini veren, ailesinin dini dünyevi uhrevi hassasiyetini tüm DÜZCE halkınca bilindiği kanaatindeyiz” diyerek, tıpkı Erdoğan’ın propagandası gibi aynı yönteme başvurmuşlar.
İşin garabetine bakın ki şirket “13.01.2021 tarihinde alınan numune” den bahsediyor ve farkında olmadıkları şey ise 2024’e kadar 3 yıl boyunca şirketin yetkililer tarafından mühürlenip kapatılmamış olduğunu söylediklerinin bile farkında değiller.
Tayyip Efendi’miz ne diyordu ki teşbih ettim derseniz unutmuş olabilirsiniz diye bakalım.
32262 sayılı Resmî Gazete’ de Ek Motorlu taşıtlar Vergisni ödememiz için ilam çıkartılmıştı.
Vatanın bekası, milletin geleceği için elini değil bu kez bedenimizi çiğneterek ve dahi Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır düsturuyla bize tekrar dayatılan kazığı kutsarlarken de ne diyorlardı Efendilerimiz.
BAŞARAMAYACAKSINIZ. Milletimizi bölemeyeceksiniz. Bayrağımızı indiremeyeceksiniz. Vatanımızı parçalayamayacaksınız. Devletimizi yıkamayacaksınız. Ezanlarımızı susturamayacaksınız. Bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz. Bu halka boyunduruk vuramayacaksınız. RTE
O tarihte şu notu düşmüştüm sayfama.
2023 Temmuz sonu Dolar Satış: 26,8516 TL
12.8.2023 Dolar Satış: 26,9679 TL
12.08.2023-Hakkâri Motorin (Aytemiz Optimum Dizel) 39,69 TL
Motorin yarın ne olur Allah bile bilmez oldu.
Bunları not edin bir yere.2024 yerel seçimlere kadar Araplardan gelen paraları doları baskılamaya ayırıyorlar, az ekonomi bilen İngiliz Mehmet ve iş bilmez Gaye'nin açıklamalarında bunu görebilir.
Gün gelir sorarım AKP'ye oy verenlere, onlara da hakkım haram zıkkım olsun.
Atatürk’e, Millete, vergilerimize, kazanılmış değerlerimize, topraklarımıza, emeğimize, alın terimize ihanet ederek ülkeyi talan edenlerin kendisinden de çocuklarından da çıksın, inim inim inilesin, çaresizlik içinde kıvranan çocuklarının gözlerinin içine baka baka ağlasın, ölmek için yalvarsın ama ölemesinler.
Belki “çocukların ne günahı var, keşke çocuklar demeseydiniz” diyenleriniz olacaktır ancak inim inim inleyen bizimkiler de çocuktu, onların gözlerinin içine baka baka çaresizliği son kertesine kadar yaşayan bizler babaydık, anımsatılır.
2/178; Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas yazılmıştır. Hür kişiye karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi...
2/179; Ey aklı ve gönlü işleyenler, kısasta sizin için hayat vardır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır.
Sonuç ne oldu?
Olan şu.
Anayasa değişikliği için her tür fettanlık mubahtır kuralı.
Yerli ve Milli Hizbullah (Hüda-Par)’ın önüne küçük bir kemik
atarak 'yeni Anayasa’nın değişmez maddeleri olmaz' diyerek Atatürk ilkelerini ve
ilk 3 maddeyi değişmesinin dahi teklif edilemeyeceği 4. Maddeyi değiştirmek
için Hizbullah’ları ile toplumu test etmeyi denediler ama Erdoğan'da bizler gibi sadece izlemekle yetindi.
Nereden biliyoruz test edildiğimizi?
Yerli ve Milli Hizbullah'ın yayın organında 12.7.2017 tarihli bir yazıda “Anayasa ve Kemalist rejimin değişikliğine ihtiyaç var” başlığı ile zaten bunu ilan etmişlerdi.
Nitekim Hüda-Par’ın CIA’nin isteği doğrultusunda İslamcı Kürt devlet yapılanmasının savunucusu olduğunu kendileri defalarca ilan ettiler.
İşe bakın ki 200 TL ilk çıktığında Merkez kuru ile 2 Ocak 2009'da 131,6 dolar alınıyorken şimdi bozuk para muamelesi görüyor ve bunları kimse konuşmasın istiyorlar, olay bu kadar basittir.
ATM'lerde tek banknot dönemi başlayacak diyorlardı artık başlamış.
5 dolar ABD'de bozuk para grubunda olduğu için küçük Amerika ATM'lerinde de bozuk para muamelesi görmesi normal değil mi?
Sahi, 11.08.2018 tarihinde de söylediği gibi Erdoğan’a göre
onların doları varsa bizim Allah'ımız vardı, ne oldu dolar mı öldü, CIA’nin
yaratıp dayattığı Allah mı?
Gerçekten nerede o Allah, gören, bilen, duyanlar insanlık namına haber eylesin, millet ölüyor Allah da bilsin.
Sadece ekonomik yıkımla öldürmüyorlar, üstelik Avrupa Birliği üyesi ülkelerin "zehirli" oldukları gerekçesiyle geri gönderdiği ürünlere ne olduğuna ilişkin kamuoyuna açıklanan bir bilgi olmadığını gazete duyurmuştu.
Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı da Independent Türkçe'nin konuyla ilgili sorularını yanıtsız bıraktığı haberini okumuştuk.
Ayrıca dün Hamas'ın İsrail'e yayılmacı politikaları için verdiği fırsatın birinci yıl dönümüydü, bununla ilgili artık konuşmayı kendime bile eziyet saydığım için daha fazla yazıp üzüntüye sevk olmak istemiyorum.
Bunun yerine Erdoğan'a akıl verenlerin ve ülkeyi KaçAK Saray'ın karanlık dehlizlerinde Fettoş Efendileri adına yönetmeye talip olanların Mustafa Yeneroğlu'nun yasak olmasına rağmen İsrail'e yapılan gemi trafiği sorusunun ve yerli ve milli Hizbullah'ın Kürecik'ten başka İsrail ile doğrudan veya transit ticaret sorusuna yanıt verebilir olmaları yeterli diye düşünüyorum.
Sonuç olarak bakanlığın verdiği bu haber zehirlenerek ölüme mahkûm edilen milleti durduracak mekanizmaların devreye girebilmesi için AKP’nin ucube sistemiyle tek adamın kulağına gitmesi gerektiği ve o kulağa gidene kadar da ölümün milletin midesine gittiğinin haberidir.
Özetle aşağıda göreceğiniz bilgiler Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından, Türk halkını AKP’nin ucube sistemiyle nasıl ölüme terk ettiğinin ilanı ve haberidir.
8.10.2024
A. Dursun
Tarım Ve Orman Bakanlığı Sağlığı Tehlikeye Düşürecek Gıdalar.pdf
Domuz etini kasaba sokan AKP, kılını da ekmek fırınına soktu.
Bakanlar Kurulu’nun, Bosna Hersek Menşeli Bazı Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Kararı, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, tarife kontenjan miktarı 8 bin tona kadar olan büyükbaş hayvanların taze, soğutulmuş veya dondurulmuş eti ile kontenjan miktarı 2 bin tona kadar olan koyun ve keçi etlerinin ithalinde gümrük vergisi uygulanmayacak. Söz konusu kontenjanı 2 bin tona kadar olan sığır, domuz, koyun, keçi, at, eşek, katır veya bardoların yenilen sakatatının yanı sıra bin tona kadar olan ve ilgili gümrük tarife pozisyonuna giren kümes hayvanlarının etleri ve yenilen sakatatı için gümrük vergisi alınmayacak. Kaynak...
Söz konusu kontenjanı 2 bin tona kadar olan sığır, domuz, koyun, keçi, at, eşek, katır veya bardoların yenilen sakatatının yanı sıra bin tona kadar olan ve ilgili gümrük tarife pozisyonuna giren kümes hayvanlarının etleri ve yenilen sakatatı için gümrük vergisi alınmayacak. Kaynak...
Tarife Kontenjanı düzenlemesinde, ithal edilecek ürünler dörtlü olarak sınıflandırıldıklarında, birden fazla ürün aynı grup içinde yer alabilmektedir. Bu Karar'daki 02.06 Gümrük Tarife Pozisyonunun, 2018 yılı Türk Gümrük Tarife Cetvelindeki karşılığı "Sığır, Domuz, Koyun, Keçi, At, Eşek, Katır veya Bardoların yenilen sakatatı (taze, soğutulmuş veya dondurulmuş)" olarak tanımlandığı için listede bu şekilde yer almıştır.
BAKANLIK: Bosna Hersek'ten getirilecek tarımsal ürünlerin
tarife kontenjanlarıyla ilgili basın açıklaması. Kaynak...
Ek II-A : Canlı Hayvan ve Et. Canlı domuzlar, Domuz eti (taze, soğutulmuş veya dondurulmuş), Sığır, domuz, koyun, keçi, at, eşek, katır veya bardoların yenilen sakatatı (taze, soğutulmuş veya dondurulmuş) Kaynak...
BOSNA VE HERSEK KONTENJAN LİSTESİ
Erdoğan'ın 2018/11512 sayılı Bosna ve Hersek menşeli kararı.
İTHALATTA KORUNMA ÖNLEMLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO:
2018/3)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder