Bugün Hristiyanların Kutsal Cuma günü, bir anlık dalgınlık ile üç harflerden BİM’e girdim kabak çekirdeği yani çinko alayım diye.
Tam girdim reyonlara doğru yöneliyorum ki türbanlı bir kız çocuğu bana "mağazayı hemen kapatıyoruz, acele edin" dedi.
Yahu evlat, şimdi girdim neden kapatıyorsunuz dediğimde "cuma günü elde edilen kazanç haramdır" demez mi?
Öp babanın elini.
Evlat, inandığın dinin literatürüne göre "kadın ve kızlara cuma farz değil, erkekler gitsin siz gelene kadar idare edin" dediğimde "nedenmiş, biz de kapatıyoruz" dedi, bu çocuğa "sizin savunduğunuz modele göre sizin böyle bir hakkınız yok ama laik devletin verdiği imkânları kullandığınızı bile fark edemiyorsunuz, sizler inandığınız dine göre eksik insanlarsınız, 67 yıllık ömrümde böyle bir rezalet yaşamadım, bundan sonra daha neler göreceğiz kim bilir" desem ne olur demesen ne olur?
Onları öte taraf varsa orada, Tesettürsüz Kadınları Gelen Öpsün, Giden Yalasın diyen şeytani görünümlü İsmailağa soytarısına havale ediyorum.
OPUS DEI artık zaferinin keyfini yaşıyor, daha ne yapsınlar?
Zira kadınlar aklen ve dinen dun (eksik) yaratıklar diyen sadece İlhan Arsel ve benzerleri değil İslamcılar da bu fitneyi, hadis adı altında açıklayıp desteklemektedirler, o da işin ayrı kısmı.
Cuma sabahı saat 9-10 arası çarşı-pazar gezerken bir caminin önünden geçtim, geçerken gördüklerim resmen iğrendirdi.
Tezgâhlanmış dönerden değil elbet, iyi de neden iğrendim?
İngiliz işgalinde olsaydık bile Atatürk'e hakaret eden adamların isimleri camilere asılarak para toplanamazdı.
Evet, yanlış duymadınız, Arpaguş döneminin ilk yanlışı değil elbet hutbelere bakarsanız Atatürk'ten tek kelime edilmemesinin nedeni ortada değil mi?
Arpaguş hutbesinde "Dijital mecralarda fıtratımıza uygun olmayan birtakım içerikler .../… sorunların çözümü; Kur’an-ı Kerim’in rahmet yüklü mesajları ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in örnek ahlakıyla yoğrulan özümüze dönüş" diye bir ifade kullanılmış.
Fıtratlarının ne olduğuna girmeyeceğim, girersek çıkamayız ve çok farklı mecralara gireriz ancak Türk toplumuna uymayan yüzlerce binlerce örnekler mevcut, buna ben de katılıyorum.
Örneğin; Baas (Diriliş) Ertuğrul dizinde kesilen kelleleri topluma kan revan içinde sunarlarken sadece sigara ve kadehlerin çiçeklerle kapatılması yazık ki 'körlüğümüze geliyor gibi yapmamız toplumsal hafızamızın kazınmasına yöneliktir' diyen hiç olmamıştı.
Örneğin; 1 Mart 2025 tarihli Kanal D' de yayınlanan dizi Piyasa, topluma yapılan zihin kontrolüne erişilen nihai aşamayı gösteriyordu.
Bir kız çocuğu kafasındaki boneyi (türban) göstererek "Bundan sonra başörtülü bir kadına dokunurken iki kez düşüneceksin. Bu, bana dokunamazsın demek" diyordu.
Bunun ters mühendisliği türban takmayanlara herkes dokunabilir olarak algılanmasını sağlamak olduğu açıktı.
Yine Arpaguş'un hutbesinde geçen "Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in örnek ahlakıyla" ifadesinin gerçekte ne olduğu ise şimdiye kadar hiçbir Diyanet Başkanı tarafından açıklanabilmiş değildir.
Zira işlerine gelmediği gibi dinden aforoz edileceğini sanan papaz müsveddeleri bize Müslüman diye sunulmaktadır.
Oysa Diyanet, "Kur'an'a göre Peygamber olmayanlar tek eşli olmak zorundadır" diyemiyor.
33/50'de açık ve net olarak, ...lin nebiyyi in eraden nebiyyu en yestenkihaha halisaten leke min dunil mu’minin (nikâhlamak istersen, başka mü'mine değil, yalnızca sana özel kıldık) diyor.
Buraya dikkat: halisaten (özel olarak) leke (sana) min dunil (başkasına değil) mu’minin (mü'minler)
Lakin çoğu din tacirleri uçkurlarına uygun geldiği için bunu inananlara söylemezler.
Tıpkı 17/79’da tehecced bihi nafileten lek (teheccüd namazını da yalnız sana farz kıldık) demesine yani Muhammed’e farz kılınmasına rağmen, kendini peygamber sanan akıl hastaları teheccüd namazına kalktıkları gibi.
Diyanet hem Atatürk ve silah arkadaşlarına, şehitlere rahmet dileyecek hem de İngiliz devşirmesi rolleri üstlenen Fettoş artıklarının Erdoğan adına sosyal medyasına bile paylaştıkları Firavun benzeri rötuşlanmış fotoğraf ile rahmet diletecekler.
Bu Fettoşçuların bugün bile içimizde istediği gibi cirit attığının ispatı değil de nedir?Bunları önceki zamanlar içinde "Ilımlı İslamcılar, yumuşak Kur'an için kolları sıvamış" demiş ve farklı zamanlarda bağlamlarla da detaylandırmıştım.
OPUS DEI dediğim şeyin ne olduğunu pek anlayan yok gibi, çünkü adamlar muhteşem beyin yıkıyorlar.
Katolik Kilisesi’nin davet kısmını yapan çok önemli gizli bir oluşum olarak "OPUS DEI" teşkilatından bahsederken "İslam inancında olanların, Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçmesi gerekmez. Oldukları yerde, oldukları gibi kalsınlar, ama bizim istediğimiz gibi düşünsünler" görüşüne olduğunu bunu Türk toplumuna yedirdiklerini, artık Türkiye'nin bölünmekten kurtulamayacağını ve gerekçeleri hayli uzun yıllardır yazıyorum.
Pakdil için benzer şeyleri mecliste söyleyenler de oldu, örneğin Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel TBMM'deki konuşmasında cumhuriyetin ilk Millî Eğitim Bakanlarından Mustafa Necati’nin evine Nuri Pakdil’in isminin verilmesinin ne anlama geldiğini şöyle açıklıyordu.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) – Ankara Mithatpaşa’da, ilk Millî Eğitim Bakanlarından Mustafa Necati’ye ait olup ölümünden sonra Kültür Bakanlığına bağışlanan eve Atatürk’e “firavun” diyen Nuri Pakdil’in ismi verilmiştir. Mustafa Necati, Kurtuluş Savaşı’nda en ön cephede savaşan, Atatürk’ün silah arkadaşı bir Kuvâ-yi Milliyecidir. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte İmar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı yapmış, eğitimin millîleştirilmesine öncülük etmiştir. Bu kadar görevi, genç bir yaşta, 35 yaşında vefat edene kadar çok kısa bir sürede yapmış, Atatürk arkasından ağlamıştır.
Mustafa Kemal’in silah arkadaşı Mustafa Necati’nin tapulu evine Mustafa Kemal düşmanı bir adamın ismini vererek ne yapılmak isteniyor? Bu, Mustafa Necati’nin hatırasına bir hakarettir. Sadece ona da değil, cumhuriyeti, Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını bu ülkenin ortak değeri gören herkese hakarettir. Ömrünü ve tüm mal varlığını cumhuriyete feda etmiş insanlara yapılan bu ayıba derhal son verin.
Atatürk'e firavun benzetmesi yapan bu şahsın evine ziyarete gidenlerden ikisini anımsadınız mı?
Unuttu iseniz anımsamanızda fayda var diyerek bir ip ucu sunmuş olayım.
Nuri Pakdil'e ziyaret için Özgür Özel zamanında öfke patlaması yaşıyordu.
Ama şimdilerde o da göz yummayı tercih ediyor neden mi?
Çünkü Baykal ve Özgür Özel en çok olmak üzere "Bölünme için GİZLİ OTURUM" isteyenlerin başında geliyordu.
Düşünsenize, Erdoğan'a en çok düşmanlık yapanlardan biri de şimdiki Meclis Başkanı Kurtulmuş bile Atatürk'e 'firavun' iması yapan Pakdil'i anıyorsa biz ülkede ne yaşıyoruz bilen var mı dersiniz?
Son anımsatma olsun, 59/7'de o mal ve nimetler (key la yekune duleten beynel agniyai minkum) sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı olmasın dediğini kaç Kur'an okuyan biliyor varın hesabını siz yapın.
02.11.2025
A. Dursun
Erdoğan, ülkeyi Eyaletlere böleceğiz, Lazistan, Kürdistan vs... bunların hiç biri kayıp değildir.
Kılıçdaroğlu neden İşgal subayı gibi davranıyor?
Duymayan, anlamayan kalmasın, Öcalan serbest bırakılacak ama bu, devlet sırrıydı.




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder